Mucize reçete yere düşer ve...

Mitoloji sever misiniz? Bizi başka dünyalara götüren o mitolojik hikayeleri okudunuz mu hiç?

Eğer hiç okumadıysanız, gelin şimdi küçücük bir öyküyle Yunan mitolojisine girip çıkalım. Asklepios, yani hekimler tanrısı, sanatında o kadar ustalaşır ki ölüleri bile diriltmeyi başarır hale gelir. Zeus da Asklepios’e çok kızar bu yüzden, çünkü onun, doğanın dengesini bozduğunu düşünür.

Zeus o kadar kızgındır ki Asklepios’a, yıldırımını onun üzerine yöneltir. Yıldırımın etkisiyle yere düşer Asklepios. Ama düştüğü sırada elinde binbir derde deva olacak bir reçete vardır ve bu reçete bir bitkinin üzerine konar. Yağan yağmur da reçetede yazılı olanları bitkiye taşır. Böylece binbir derde deva bir bitki doğar ve işte bu bitkinin adı sarmısaktır.

Güzel hikaye değil mi? Mitolojik bir hikaye olmasına rağmen içerdiği bilgiler bakımından "gerçek dışı" olduğunu söylemek zor doğrusu. Sarmısak gerçekten de binbir derde deva niteliği taşıyan bir bitki. A, B1, B2, B3, C VE E vitaminlerinden bolca içeren sarmısak, kükürt, karbonhidrat, aminoasitler, çinko, demir, potasyum ve fosfor yönünden de çok zengin. Ayrıca sarmısak antibiyotik, antiseptik ve antibakteriyel özelliklere de sahip.

Şimdi de gelin sarmısağın sahip olduğu bu özelliklerle hangi dertlere çare olduğuna bakalım. Bir kere, çok sık başımıza gelen grip, bademcik, öksürük ve nezle gibi şikayetlere iyi geliyor. Astım ve bronşit hastalarının günde 3-4 diş sarmısak tüketmesi öneriliyor ama atlanmaması gereken şey, sarmısağın tansiyon düşürücü özelliğe de sahip olması. Yani tansiyonu düşük olanların sarmısak tüketirken daha dikkatli olması gerekiyor. Tansiyonu düşüren sarmısak aynı zamanda şekeri de dengeliyor. Romatizma ve eklem rahatsızlıkları için de şifa niteliği taşıyan bitki, terletici etkisiyle ateş düşürmede yardımcı oluyor.

Bütün bu yararlı etkilerine rağmen yine de sarmısak tüketirken dikkatli olmak gerekiyor. Çünkü aşırı tüketilmesi durumunda içerdiği kükürt yüzünden alerjik durumlara neden olabiliyor ve çiğ olarak tüketilmesi de bağırsak florasının zarar görmesi sonucunu doğurabiliyor.

Dediğimiz gibi, günde ortalama 3-4 diş sarmısak tükettiğimizde şifa verici özelliklerinden faydalanmış oluyoruz. Sarmısağa kendine has kokuyu veren ise içerdiği kükürtlü uçucu yağ ve bu koku yüzünden pek çoğumuz sarmısağı gerektiği kadar tüketemiyoruz. Sarmısaktan sonra maydanoz yemek ya da kokusu alınmış sarmısak tabletlerinden almaksa bu kokunun çözümleri.

Ankara’nın sebzeli et tavası

6 kişilik

Hazırlama süresi 20 dakika

Pişirme süresi

60 dakika


Malzeme listesi

500 gr kemiksiz kuzu eti

(Kuşbaşı doğranmış dana eti de kullanabilirsiniz.)

1 yemek kaşığı tereyağı

1 yemek kaşığı bitkisel margarin

15-20 adet arpacık soğan

(3 adet orta boy kuru soğan da kullanabilirsiniz.)

2 adet orta boy havuç

1 su bardağı taze bezelye

(Dondurulmuş bezelye de kullanabilirsiniz.)

2 çay kaşığı tuz, karabiber

4 su bardağı sıcak su

1 demet dereotu

Sos için;

1 su bardağı yoğurt

2 yemek kaşığı dolusu un

3 adet yumurta

1 çay kaşığı tuz

Etleri orta boy bir tencereye aktarıp üzerine tereyağı ve margarini ekleyin. Orta ısılı ateşte, tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak etler suyunu bırakıp tekrar çekinceye kadar, 10 dakika kavurun. Tuz ve karabiberi de serpip arpacık soğanları ya da yarımay şeklinde incecik doğradığınız kuru soğanları tencereye aktarın.

Sürekli karıştırarak 5 dakika daha kavurduktan sonra bir santimlik halkalar halinde doğranmış havuçları ve bezelyeleri ilave edin. Karıştırarak 5 dakika daha kavurduktan sonra 4 su bardağı sıcak suyu da tencereye aktarın. Ocağın altını kısıp etleri en az 30 dakika, iyice yumuşayıncaya kadar pişirin. Pişirdiğiniz etli sebzeli karışımı orta boy ve kenarları yüksek bir fırın kabına aktarın.

Diğer taraftan, sosu hazırlamak için; yoğurt, un ve yumurtayı bir kaseye aktarıp çatal ya da tel çırpacak yardımıyla 2-3 dakika çırpın. Tuzunu ekleyip tekrar karıştırın. Yemeği, 175 dereceye ayarladığınız fırında, üzeri iyice sararıncaya kadar, en az 25-30 dakika pişirdikten sonra çıkarın. Fırından çıkardıktan sonra 10 dakika kadar dinlendirdiğiniz yemeği sıcak sıcak servis yapın. Bu yemeğin yanına salatalık turşusu çok yakışır.

F

ıstıklı semizotu salatası

8 kişilik

Hazırlama süresi 20 dakika

Malzeme listesi

1 kg semizotu

1 demet dereotu

1 demet taze nane

3 yemek kaşığı dolusu dolmalık fıstık

2 yemek kaşığı sıvıyağ

10-12 adet kiraz domates

(2-3 adet orta boy domates)

Üzeri için;

1/2 su bardağı zeytinyağı

2 diş sarmısak

1/2 adet limonun suyu

3 yemek kaşığı elma sirkesi

2 çay kaşığı tuz, karabiber

2 çay kaşığı hardal

2 çay kaşığı tozşeker

2 yemek kaşığı sıvıyağı küçük bir tavada kızdırıp üzerine fıstıkları aktarın. Orta ısılı ateşte, tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak 2-3 dakika kadar kavurun. Rengi sarı-kahverengi olan fıstıkları ocaktan alıp soğumasını bekleyin.

Diğer taraftan, semizotu yapraklarını saplarından koparıp yıkadıktan sonra süzün. Dereotu ve taze naneyi de ayıklayıp yıkayarak süzün. Semizotu yapraklarını ve elinizle iki üç parçaya böldüğünüz nane yapraklarını geniş bir salata kasesine aktarın.

İncecik kıydığınız dereotunu da ilave edip tekrar karıştırın. Sosu hazırlamak için; zeytinyağını geniş bir kaseye aktarın. Üzerine dövülmüş sarmısakları ve limon suyunu ekleyip bir taraftan çatal ya da tel çırpacakla çırparken, bir taraftan da tuz, karabiber ve tozşekeri ilave ettikten sonra tekrar karıştırın. Hardal ve sirkeyi de katıp iyice karıştırın. Hazırladığınız sosu salatanın üzerinde gezdirip kavurduğunuz fıstıkları yağıyla birlikte salataya ilave ederek karıştırın. Kiraz domatesler ya da tavla zarı formunda doğradığınız domateslerle süsleyerek servise sunun.
Yazarın Tüm Yazıları