Soğanı soyup yarım santim kalınlığında halkalar halinde doğrayın. Kırmızı ve yeşil biberi yıkayıp saplarını koparmadan iyice kurulayın.
Sıvıyağı bir kâseye aktarın. Sebzeleri fırça yardımıyla yağladıktan sonra elektrikli ızgarada ya da kömür ateşinde hafif yumuşayıncaya kadar pişirin ve servis tabağına şekil vererek dizin. Son olarak, dilimlenmiş hellim peynirini yağsız teflon tavada önlü arkalı kızartın.
Sosu için dövülmüş sarmısaklar, tuz, karabiber ve kuru fesleğeni bir kâseye aktarın. Üzerine sızma zeytinyağı, peynir ve sirkeyi gezdirip tel çırpıcı yardımıyla çırpın.
Hazırladığınız sosu sebzelerin üzerine gezdirdikten sonra servise sunun.
Malzeme listesi
1 paket hellim peyniri (150-200 gr.)
1 adet orta boy kabak
Kış meyvelerinden yaptığım reçeller, stüdyodaki konuklar ve ekip tarafından pek beğenildi.
Programdan sonra kadınlarla biraz sohbet ettiğimde Türk kadınlarının büyük kısmının reçel yaptığını ve herkesin de kendine has bir reçel yapma tekniği olduğunu fark ettim.
Çevremdeki kadınlardan da biliyorum, herkes anneannesinden, annesinden gördüğü gibi yapıyor reçelini, ki bu da çok normal. Ama her şeyin püf noktaları olduğu gibi reçel yapmanın da var ve şimdi ben bunları sizinle paylaşmak istiyorum.
Meyveleri akşamdan mutlaka şekere yatırın. Çünkü meyveler sabaha kadar su salıyor ve böylece ekstra su katmanıza gerek kalmayabiliyor.
Reçeliniz fazla mı sulu oldu? Hemen içindeki meyveleri kevgirle alın, şerbeti kaynatmaya devam edin. Süzme bal kıvamına gelinceye kadar kaynattıktan sonra meyveleri tekrar koyun ve 2-3 dakika daha kaynatın. Hatta reçelinize biraz da pekmez ekleyebilirsiniz.
Reçelin köpüğüne fazla kafa yormayın, çünkü köpük sonradan sönüyor. Ekleyeceğiniz azıcık tereyağı da bu işi görebilir.
Gördüğünüz gibi, konu yemek olunca ben yazmaya da konuşmaya da doyamıyorum ve reçel konusunu tamamlamayı bir sonraki yazıya bırakıyorum.
FIRINLANMIŞ İNCİK ETİ 6 KİŞİLİK HAZIRLAMA SÜRESİ: 30 DAKİKA PİŞME SÜRESİ: 25 DAKİKA MALZEME LİSTESİ
Eski Garaj’daki mekân, 1964 yılında Cemal Çalışır tarafından, dönemin bakanı İhsan Sabri Çağlayangil’in de manevi desteğiyle kurulmuş.
Ünü tüm Tükiye’ye yayılan Cemal Usta hayatını dönerin başında geçirmiş. Cemal Usta’nın hizmet anlayışı, çocukları, yeğenleri ve kardeşi tarafından sürdürülmeye çalışılıyor.
İşin başında şimdi Cengiz Bey var ve o, ünü Türkiye’ye yayılan bu lezzetin sırrını kaliteli malzeme, güler yüz ve tatlı dilli hizmet anlayışıyla açıklıyor.
Kapısında kuyruk olan bu mütevazı mekânda o leziz döneri yemek büyük bir zevkti doğrusu.
Bizi en güzel şekilde ağırlayan Cengiz Bey ve ekibine bir kez daha teşekkür etmeyi borç bilirim...
Havuçu damla fasulye
Fasulyelerin uç kısımlarını kırarak ayıkladıktan sonra keskin bir bıçakla 5 santim kalınlığında parçalara bölün. (Varsa kılçıklarını ayıklayıp verev şekilde doğrayın.)
Öncelikle şunu söylemekte yarar var; kestane şekeri Osmanlı döneminde de yapılıyormuş ve günümüze kadar gelmiş.
Şimdi fabrikada gözlemlediklerimi aktarmaya devam edeyim. Meşhur Bursa kestaneleri toplanıp ayıklandıktan sonra kabukları soyuluyor. Daha sonra makinelere verilip birazcık kurutuluyor. Kabukların üzerine çizikler atılarak kestanenin soyulma aşaması başlatılıyor.
İlk önce elemesi yapılıyor kestanenin. Daha sonra kazanlara alınarak haşlanıp şerbete yatırılıyor. Üç gün şerbette bekleyen kestaneler şerbeti iyice çekince, paketleme işlemine başlanıyor. Büyük olanlar kestane şekeri olurken kırık ve küçük olanlar kestane ezmesi yapımında kullanılıyor.
Kestanenin hayranlık uyandıran yolculuğunu izledikten sonra Kardelen Kestane Şekeri Genel Müdürü Mümin Akgün Bey’le keyifli bir sohbete başlıyoruz. Ziraat teknisyeniymiş kendisi. İşini de çok severek yapıyor Mümin Bey. Amacı Bursa’nın en büyük değerlerinden biri olan kestaneyi korumak.
Büyük keyif aldığım fabrika ziyareti için kapılarını açan Mümin Bey’e buradan da teşekkür etmeyi bir borç bilir, kendisine ve çalışanlarına saygılarımı sunarım.
VANİLYALI CHEESECAKE
25-30 santim çapındaki kelepçeli kek kalıbı yumuşak margarinle iyice yağlanır. Kakaolu bisküviler mutfak robotunda çekilerek ya da temiz bir buzdolabı poşetinin içinde dövülerek un haline getirilir ve derin bir karıştırma kabına aktarılır.
Üzerine tuz ve toz şekeri ekleyip çatal yardımıyla 1 dakika kadar hızlı hızlı karıştırın.
Unu da yavaş yavaş ilave edip yoğurmaya başlayın ve kulak memesi yumuşaklığında bir hamur elde edin. Hamurun dinlenip kabarması için 30 dakika kadar bekleyin.
Domates püresi, salça, zeytinyağı ve kekiği küçük bir kapta karıştırın. Dinlenen hamuru, her tarafı iyice yağlanmış iki ayrı fırın kabına, yarım parmak kalınlığında yayın. Üzerine salçalı sos gezdirin. Sosis, zeytin ve salamı pizzanın üzerine paylaştırın. En üste peynir serpiştirin. Pizzayı 10 dakika önceden ısıtıp 190 dereceye ayarladığınız fırında 25-30 dakika kadar pişirin.
Malzeme listesi
Hamuru için;
* 1 su bardağı ılık su
* 1 çay kaşığı tuz, toz şeker
İşte bu çekimler için geçen haftalarda Bursa’ya gittik. Bursa’ya gitmişken “kestane şekeri hakkında küçük bir video çekelim” dedik ve sıvadık kolları.
Bursa’da yeşillikler eşliğinde ilerledik ve Yaylacık Köyü’ne, Kardelen Kestane Şekeri Fabrikası’na gittik. 1991 yılında üretime başlamış olan fabrikada ilk dikkatimi çeken şey temizliğe verdikleri önemdi.
Meraklı bir yemekçi olarak, yapmak istediğim şey, fabrikanın üretim bölümüne girmekti. Ancak temizliğe verdikleri önem yüzünden bu hiç de kolay olmadı. Üzerimize hemen temiz önlükler giydirildi, başımıza boneler takıldı, ellerimizi özenle yıkamamız söylendi.
Nihayet üretim bölümüne girebildiğimizde bizi tertemiz, güler yüzlü kadın çalışanlar karşıladı. Bu emekçi kadınların çalışma temposuna şöyle bir göz atmam bile kestane şekeri yapmanın hiç de kolay bir iş olmadığını göstermeye yetti. Dilerseniz fabrikadaki gözlemlerimi paylaşmaya sonraki yazıda devam edelim.
Ispanaklı tavuk sote
Tavuk eti keskin bir bıçakla kuşbaşı et formunda doğranır. Üzerine tuz ve karabiber serpilip bir kenarda bekletilir. Soğanlar soyulup önce ikiye bölünür, sonra da incecik yarımaylar halinde doğranır. Yeşil soğan ve yeşil sivri biber yıkandıktan sonra incecik dilimlenir. Ispanağın yaprak kısımları da ince ince doğranır. Diğer taraftan, zeytinyağı geniş bir teflon tavaya ya da vok tavasına aktarılıp kızdırılır. Tavuk eti tavaya aktarılıp yüksek ısılı ateşte, tahta bir kaşıkla sürekli karıştırılarak 2-3 dakika kadar kavrulur. Un ve hardal katılıp karıştırılır.
Ocağın altı biraz kısılıp tuz ve karabiber ilave edildikten sonra sık sık karıştırılarak 2-3 dakika daha kavrulur. Üzerine soya sosu aktarılıp ocağın altı kısıldıktan sonra tavanın kapağı kapatılır ve 10 dakika, etler iyice yumuşayıncaya kadar pişirilir. Tavanın kapağı açılıp yeşil soğan, ıspanak ve yeşil sivri biber eklenir ve karıştırılarak 5 dakika daha pişirilir.
Üzerine klasik çay bardağıyla sıvıyağ eklenir. Aynı bardakla bir bardak da yoğurt ilave edilir. Tuz serpilip yumurtanın sarısı katılır. Bir taraftan karıştırılmaya devam edilirken bir taraftan da un yavaş yavaş eklenir.
Hamur, malzemeler birbiriyle iyice özleşinceye kadar yoğrulur. Kulak memesinden daha yumuşak olan ve ele yapışmayan hamurdan kabuklu ceviz büyüklüğünde parçalar koparılır. Parçalar avuçlar arasında yuvarlandıktan sonra 10 santim uzunluğunda şeritler haline getirilir. Şeritlerin uçları birleştirilip halka haline getirilir. Simitler sıvıyağla yağlanmış olan fırın tepsisine aralıklı olarak dizilir ya da fırın tepsisine fırın kağıdı yayılıp simitler tepsiye yerleştirilir.
Simitlerin üzerine fırça yardımıyla, hafifçe çırpılmış yumurta akı sürülüp susam serpiştirilir. Simitler 5 dakika önceden 175 dereceye ayarlanmış olan fırında üzerleri sararıncaya kadar, 25-30 dakika pişirilip çıkarılır. Soğuyunca servise sunulur.
Malzeme listesi
-1 paket hazır süt kreması (200 ml)
-1 çay bardağı sıvıyağ
-1 çay bardağı yoğurt
Bol suda tuz katmadan hafifçe yumuşayıncaya kadar haşlayın. Unutmayın, bir kez daha pişireceğiz. Süzüp bir kenarda bekletin.
Diğer taraftan zeytinyağını orta boy bir çelik tencereye aktarın. İncecik yemeklik doğradığınız soğanları ve ikiye böldüğünüz sarmısakları ekleyin.
Orta ısılı ateşte, tahta bir kaşıkla sürekli karıştırarak 5 dakika kadar kavurun.
Üzerine, soyup uzunlamasına dörde böldükten sonra tavla zarı formunda küp küp doğradığınız havuçları katın.
Uzun yeşil sap şeklindeki kerevizi yıkayıp tavla zarı formunda doğrayın.
İki su bardağı dolusu alarak tenceredeki havuçlara katın. Salçayı ilave edip sık sık karıştırarak 5 dakika daha kavurun.
(Domates kullanacaksanız soyup küp küp doğrayın.)