Kıbrıs’ta Kadın Kadının Yurdudur dayanışması

Size güzel bir haber vereyim. Bu çağrı yerini buldu.
Bu çağrıya ilk cevap veren Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti oldu.
Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği, Kıbrıs Türk Girişimci Kadın Derneği (GİKAD), Girne Belediyesi, Hatay Gastronomi Evi, Hatay Belediyesi desteği ve Acapulco Resort Otel ev sahipliğinde 3-4-5 Mayıs tarihlerinde bir dizi etkinlik yapıldı.

UMUTLAR TÜKENMİYOR

Seyahat yazarı, organizatör, hiperaktif turizmci, sektörün ‘Çok Gezen Gurme’si Akif Budak, Gastroder Gastronomi Kültür ve Seyahat Derneği ve Hürriyet yazarı olarak bendeniz Girne’de, Lefkoşa’da Hataylı üreten, umutlarını tüketmeden çalışan, kadın üreticilerin yanındaydık.
Girişimci Kadınlar Derneği’nin Kıbrıs şubesi adına Dr. İçim Çağıner Kavuklu tüm katılımcılara mükemmel bir ev sahipliği yaptı. İçim Hanım bir turizmci olduğu kadar çok iyi bir sivil toplum lideri olduğunu bizlere kanıtladı.
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı’nın değerli eşi Sibel Tatar, ‘Kadın Kadının Yurdudur’ adındaki bu festivalin adına yakışır bir biçimde başından sonuna kadar ilgisini ve desteğini eksik etmedi. Sibel Hanım bu dayanışma organizasyonu kadar Kıbrıs’ın gelecek yıllara yayılacak turizm stratejisinde de çok büyük etkisi ve desteği olacağını hissettim. Önümüzdeki yıllarda Kuzey Kıbrıs birçok turizm çeşidinde yer alacağını, gastronomi turizminde ise çok başarılı işlere imza atacağını şimdiden görebiliyorum.

STANTLAR AÇTILAR

Hatay Belediye Başkanı eşi Prof. Dr. Nazan Savaş,Unesco Hatay Gastronomi Evi’nin başarılı direktörü İpek Aslan ile birlikte katılan onlarca kadın üreticileri hem ürünlerini sergilemek hem dayanışma yaratmak adına Kıbrıs’a gelmişlerdi. Sadece Hatay değil, Adıyaman, Kahramanmaraş, Malatya, Diyarbakır, Mersin, Adana ve diğer deprem illerinden birçok kadın el emeği göz nuru yaptıkları ürünlerini sergiledikleri standlarını bu festivalde açtılar.
Girişimci Kadınlar Derneği Diyarbakır Şubesi’nden Zülal Koç, İndex Grup adına benzer bir etkinliği İstanbul’da yapacaklarının müjdesini de verdi. Girne Belediye Başkanı Murat Şenkul, Girne’de turizmin sadece otellerle sınırlamadan tüm dinamikleriyle birlikte atağa geçeceklerini ifade ederken, festivalin her gününde ünlü şef Hazer Amani’nin yaptığı birbirinden lezzetli ikramlar büyük beğeni topladı. Özellikle kömbe atölyesinde festivale katılan kadınlarla birlikte Hazer Şef de kömbe yaparak güzel anlar yaşandı.
Özellikle şu kısa zamanda Trabzon ve Ayvalık ardından Mardin’de gerçekleştirdikleri faaliyetleri gördükten sonra şunu söylemeden geçemeyeceğim; kıymetli kardeşim Akif Budak diğer adıyla Çok Gezen Gurme ve çok değer verdiğim Hazer Amani Şef, Türkiye’nin ve şehirlerimizin tanıtımı, gastronomisinin gelişimi için müthiş bir çaba içerisindeler.

14 GASTRONOMİ BÖLÜMÜ

Kuzey Kıbrıs’ın 1979 yılında kurulan ilk üniversitesi olan Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin gastronomi bölümünü de ziyaret ettiğim bu gezide, üniversitenin Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Deniz İşçioğlu ve Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Hasan Kılıç, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztüren, Bölüm Başkanı Prof. Dr. Metin Ersoy bizleri misafir ederek, üniversitelerinin gastronomi atölyelerini ve mutfaklarını gezdirdiler. Çok güzel ve donanımlı bir üniversite olduğunu yerinde gördük.
Kuzey Kıbrıs bir üniversite cenneti adeta. 24 üniversitenin olduğu Kuzey Kıbrıs’ta bunların 14’ünde gastronomi bölümü olması çok büyük bir şans. Yapılması planlanan gastronomi festivallerinde mutlaka öğrenciler önemli rol oynayacaklardır. Öğrenciler özellikle Hazer Amani, Soner Sivrioğlu ve Hakan Doğan şeflerini hiç unutmamışlar. Ziyaretimizde kulaklarını çınlattılar.

HATAY HAFTASI DÜZENLENECEK

KADIN Kadının Yurdudur Festivali nedeniyle yapılan panel ve etkinliklerde deprem yaralarının sarılması adına yapılması gerekenler konuşuldu. Hatay Gastronomi Evi Direktörü İpek Aslan çok yakında İstanbul’da İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile birlikte Hatay Haftası yapacaklarını, For Seasons Otel’de Hatay Mutfak Günleri düzenleyeceklerinin haberini verdi. Bu güzel haberlerin artarak çoğalması hepimizi mutlu edecek, yaraların sarılmasını sağlarken, kâbus dolu günlerin üzerini bir nebze de olsa örtecektir.
GİKAD Başkanı Dr. İçim Çağıner Kavuklu, deprem bölgesine yardım amaçlı 42 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek Kıbrıs Türk Dayanışma Platformu’nu kurduklarını 300 ailenin barınması için kontenyer mahallesi kurarak deprem bölgesine destek verdiklerini bu desteklerine ara vermeden devam edeceklerini anlattı.
Dr. İçim Çağıner Kavuklu’nun “Türkiye’den gümrüksüz alışverişin sağlanması konusunun da Kuzey Kıbrıs’ın ekonomisi adına çözülmesi gereken en önemli konusudur’ sözlerine katılmamak elde değil. Bu her iki ülkenin ekonomisine, turizmine çok önemli katkıları olabilecek, adanın fiyat istikrarını sağlayacak, tedarik sorununu çözecek bir konudur.

KIBRIS İÇİN GASTRONOMİ TAVSİYESİ

GASTRONOMİ, Kuzey Kıbrıs turizminde önemli bir yere sahiptir. Kıbrıs Türk mutfağı, Türk ve Akdeniz mutfağı ile benzerlikler gösteriyor. Şeftali kebabı ve pilavuna gibi yemekler, molehiya, pirohu, koyun sütünden yapılmış hellim peyniri ve hellim kızartması, hellimli tatlı olarak da macun, gullurikya, şamişi ve ekmek kadayıfı önemli Kuzey Kıbrıs lezzetleri arasındadır.
Bu gastronomi şehirlerini, Türkiye’ye nam salmış bu gastronomi markalarını şehrimize, kentlerimize, caddelerimize davet edelim.
*
Kuzey Kıbrıs turizmde adaya yapışan algısını düzeltmeli, gastronomi turizmi başta olmak üzere turizm stratejisi oluşturmalıdır.
Acilen bir ‘gastronomi konseyi’ kurmalıdır.
Adanın gastronomi envanteri çıkarılmalıdır.
Adanın gastronomi haritası oluşturulmalı, otellerin mutfakları haricinde yerel lezzetlerine de odaklanılmalıdır.
*
Kıbrıs mutfağı ve Kıbrıs yemekleri kitapları ve arşivi oluşturulmalıdır.
Kıbrıs Gastronomi Festivalleri ve Gastronomi Çalıştayı yapılmalı.
Tüm bunları ‘sürdürülebilirlik’ çerçevesinde ele almalıdır.
Türkiye gastronomisinin şefleri, kanaat önderleri ile işbirliğini arttırmalıdır.

ONLAR İÇİN ‘SOKAK’ KURALIM

KKTC’de yapılan ‘Kadın Kadının Yurdudur’ festivalinin diğer şehirlerimize örnek olmasını diliyorum. Kuracağımız devasa çadırlarda, alanlarda deprem bölgesinde mekanlarını kaybetmiş markaları, restoranları misafir edelim.
Malzemelerini getirsinler, hünerlerini, kültürlerini şehirlerimizde yaşatsınlar, bizler de onlara destek olalım.
Kahramanmaraş Sokağı, Antep Sokağı, Hatay Sokağı yapalım.
Depremden etkilenen gıda üreticilerini, markalarını Türk halkı inanıyorum bağrına basacaktır.