Paylaş
Karadeniz denilince de en başta akla gelen şehir Trabzon’dur. Pek çok ortak dostumuzun olduğu bu kadim şehir Bursa gibi derin bir tarihe ve kültüre sahiptir. Geçtiğimiz hafta bir Trabzonlu olarak şehrin gururu ve benim de çok sevdiğim dostum Akif Budak, namı diğer adıyla Çok Gezen Gurme organizasyonuyla düzenlenen,Trabzon Valiliği, Trabzon Büyükşehir Belediyesi, Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası (TTSO) ile Trabzon Turizm Konseyi ev sahipliğinde yapılan bir etkinliğe davetliydik.
ZİYARETLER GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Trabzon’un uluslararası tanıtımı ve kentte turizmin 12 aya yayılması amacıyla düzenlenen “Denizden Dağlara Trabzon” projesi kapsamında şehrin turizm destinasyonları ve gastronomi adreslerine ziyaretler yaptık. Bu kıymetli etkinliğe Türkiye’nin ünlü şefleri, köşe yazarları, blogger, televizyon programcıları, sosyal medya influencerleri ve sunucuları davetliydi.
BİR BİRİNDEN ÜNLÜ İSİMLER
Trabzon’un sağlık turizmi ve gastronomi turizmi potansiyelini ortaya koyan, bizlere sağlıklı ve güzel yaşamın şifrelerini anlatan Dr. Ender Saraç.
Şehirlerin köklü tarihlerini, farklı medeniyetlerle harmanlanan kültürlerini anlatan, Nebil Özgentürk.
Derin ve çok kültürlü Trabzon’un tarihini ve gastronomisini yakın coğrafyamızdaki izlerini süren araştırmacı, yazar Nedim Atilla.
Türk mutfağını dünyaya tanıtan, Şef Eyüp Kemal Sevinç, Şef Hazer Amani, Şef Tuna Aktan, Şef Ayvaz Karabacak, Şef Mehmet Altaş. Kahvenin kitabını yazan Cenk Girginol. Gazeteci dostlarım Fatih Türkmenoğlu, Saadet Büyük, Talip Bayram, Dinçer Karacalar. Turizmdeki deneyimlerini bizlerle paylaşarak yol gösteren Tayyar Zalimoğlu.
Trabzon’u en güzel videolarla anlatan infuluserlar Elmas Çakar, SevgiTatlı ve Nurşen Şenyurt bizlere eşlik etti.
DEĞİŞİK LEZZETLER
Trabzon Nov Otel’de düzenlenen etkinlikte Dr. Ender Saraç, yöreye ait ‘fasulyeli taflan çorba’, ‘muşmulalı sorbe’, ‘Trabzon hurmalı sorbe’, ‘ligarbalı sorbe’, ‘mısır unlu krep’, ‘karalahanaya sarılmış hamsi’ ‘kakaolu Trabzon hurması’ gibi değişik lezzetleri hazırlayıp sundu.
Birlik ve beraberlik mesajları verildi
Trabzon Valisi İsmail Ustaoğlu, burada yaptığı konuşmada, tarih ve kültür birikimi yüksek olan Trabzon’un turizm alanında da önemli mesafe aldığını belirterek, “İstiyoruz ki Trabzon gastronomi alanında da uluslararası arenada tanınır hale gelsin. Projenin buna katkı sağlayacağına inanıyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Trabzon milletvekili Adnan Günnar ise Trabzon’un gastronomide önemli şehirlerden biri olduğunu dile getirerek, “Bugün burada Türkiye’nin ünlü şefleri, köşe yazarları ve televizyon programcılarıyla bu lezzetleri tüm ülkemize sunmak istiyoruz” dedi.
Trabzon milletvekili Bahar Ayvazoğlu da Trabzon’un kendine özgü ürünleri ve kendine has mutfak tatlarıyla sunumlar yapıldığı projede emeği geçenlere teşekkür etti.
Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ise Trabzon’un son yıllarda turizm merkezi olma yolunda emin adımlarla ilerlediğine işaret ederek, “Kentte turizmi çeşitlendirmek ve daha uzun süreye yayabilmeyi ve sürdürülebilir kılmayı amaçlıyoruz. Bunun için de gastronomi gibi alanlardan daha etkin yararlanacaklarını” söyledi.
Gezi boyunca organizasyonun dakika dakika aksamaması için çabalayan Çok Gezen Gurme Akif Budak ve ekibinin atom karıncası İlknur Özdemir’i tebrik etmeden geçemeyeceğim.
Trabzon’un yerel şeflerinden olan, Trabzon mutfağını ve tarihini çok iyi bilen, Şef Ahmet Özgür Demirel’in misafirperverliği takdire şayandı.
Bir birinden özel lezzetlerin tadına baktık
Bu seyahatimizde Trabzon’un sadece yaz dönemi değil, sonbahar ve kış dönemi de çok güzel olduğunu gördük. Özellikle 850 rakımdaki muhteşem tesis Foleya Resort, doğası ile, kahvaltısı ile unutulma manzarası ile akıllarımıza kazındı.
Maçka’da yer alan Saklı Bahçe Kayadibi’nde muhteşem yayla kahvaltısının, Pekünlü Merkez Pidecisi’nde Trabzon’un meşhur pidelerinin tadına baktık.
Trabzon’un en güzel balıkçılarından olan Kenan Olta Balık’ta hamsili pilav, hamsi tava, hamsi ızgara, hamsi buğulamanın tadı damağımızda kaldı.
TEBRİK EDİYORUM
Trabzon Turizm Konseyi çalışanları Burcu, Rabia, Ebru, Muhittin İnce etkinliğin gizli kahramanlarıydı. Mardin’den gelin olup Trabzon’da muhteşem işler çıkaran İpekyolu Kadın Girişim Üretim ve İşletme Kooperatifi Başkanı Bahar Kastan ve ekibinin sergiledikleri el emeği göz nuru ürünleri muhteşemdi.
HAMSİKÖY SÜTLACI
Trabzon gezisinin en güzel taraflarından biri de Şölen Çay tesislerini gezerek çayın üretim yolculuğunu görmek, ikinci kuşak temsilcisi Murat Üstün’den çayın püf noktalarını dinlemekti.
Uzungöl Trabzon’a gelenlerin mutlaka uğradığı bir yer yolunuz düşerse mutlaka görün derim.
Tüm Türkiye’nin sütlaç denildiğinde Hamsiköy sütlacında hem fikir olduğunu biliyoruz. Ancak hamsiköy değil aslının hamseköy olduğunu, adının manasının 5 köy anlamına geldiğini öğreniyoruz. Mübadele yıllarında burada yaşayan rum halk gidince Hamsiköy boş kalmış. Önemli bir geçiş yolu olduğu için Trabzon›un Çaykara ve Of ilçeleri olmak üzere aileler gelip burada yeni bir düzen kurmuşlar.
Trabzon’un tarihi
Tarih boyunca Trapezus, Trebizonde, Tarab-ı efsun gibi çeşitli isimlerle anılan Trabzon, liman şehri olmasından dolayı ticaret yollarının önemli bir durağıydı. Bu yollardan en önemli olan Trabzon-Tebriz ticaret yolu, Doğu Anadolu’dan ve İran’dan Trabzon limanına ,oradan da Batı’ya ulaşmak isteyen tüccarların yüzyıllar boyunca kullanığı bir güzergahtı. Trabzon, Gümüşhane, Bayburt,Erzurum ve Tebriz bölgelerini kapsayan bu güzergah üzerindeki Zigana Dağı Geçidi yolun en önemli bölümünü oluşturmaktaydı.
Trabzon -Tebriz Yolu, Tarihi İpek Yolu’nun en önemli koluydu. Doğuya açılan bir kapı olmasından dolayı, batılı seyyahların önemli bir bölümü Anadolu’ya girişlerini Trabzon üzerinden gerçekleştirmişler, seyahatnamelerinde önemli bilgiler aktarmışlar.
Eyvilay Çelebi Seyahatnamesi’nde (1640) Trabzon’ ve bölge insanından bahsederken: ’Suyunun ve havasının tatlılığından halkı zevk ehli,yiyip içmeye meeyyal, gamsız ve kayıtsız kimselerdirama zarif dostlar ve sadık insanlar’ olduklarından bahseder.
İspanyol asilzade Ruy Gonzelesde Clovijo(1404): ’Trebizond deniz üzerinde bir şehir. Şehrin duvarları gerilerdeki dağ eteklerine kadar varıyor. Bir tarafından, suları derin bir uçurumdan geçen küçük bir nehir akıyor’ demiştir.
Karadeniz kültürü denildiğinde ilk akla gelen şehir olan Trabzon’un ve insanının yaşattığı bu değerler, türkülerinden fıkralarına, danslarından yemeklerine kadar gündelik yaşamın her anında hissedilerek yaşanır. Kıvrak zekalıdırlar. Sohbetlerinde keyifli bir tiyatro edası bulunan Trabzonlular, gülmeyi ve güldürmeyi çok sever.
Yaz kış turizm potansiyeline sahi bir kent
Akif Budak kardeşimizin slogan olarak bulduğu ‘Denizden Dağlara Trabzon’ turizmin sadece yaylalarla sınırlı kalmamasını bize anlatıyor.
Agro (tarım turizmi), karavan turizmi, yayla turizmi, treeking, akarsularında rafting. Tarihi geçmişi ile ortodoks dünyasının önemli bir şehri olan Trabzon’da Sümele Manastırı ve daha bir çok kilise bulunmaktadır.
Birbirinden lezzetli yemekleri, özgün mutfağı ve sunumlarıyla gastronomi turizmi Trabzon’u yakın zamanda daha da parlatacak gibi görünüyor.
800 bin nüfuslu bu kentin, bir yıl içinde kendi nüfusu kadar turisti ağırladığını görmek çok önemli.
Son yıllarda Arap’ların gözdesi olan Trabzon, gelen turist gruplarını, milliyetlerini çeşitlendirmesi gerektiği gibi, sağlık turizmi, gastronomi turizmi, inanç turizmi, gezi ve trekking alanlarına da yatırım yaparak turizmini de çeşitlendirmeli.
Şehirdeki turizm yatırımlarına destek olacak, kalitesini ve niteliğini sürdürülebilir hale getirecek dört yıllık turizm fakültesi ve gastronomi bölümleri acilen hayata geçmelidir.
Trabzon’da Gastronomi ve Kültür Evi kurularak, şehirde gençlerin ve profesyonellerin eğitim merkezi haline gelmeli, inovatif dokunuşlarla Trabzon lezzetleri çeşitlendirilmeli. Bu konuda deneyimli şeflerimizden destek alınmalı.
Trabzon coğrafi işaretli ürünlerine daha çok sahip çıkmalı, bu ürünlerdeki standartlarını korumalıdır. Akçaabat köftesi, Hamsiköy sütlacı, Sürmene pidesi, Tonya tereyağı, Vakfıkebir ekmeği, Vakfıkebir külek peyniri, Yomra elması için daha çok tanıtım yapılarak bu ürünlerin mutfaklara girmesi, menülerde bu isimlerle anılması sağlanmalı.
Trabzon’un mutfağının en önemli yemekleri arasında yer alan kaygana, hamsili pilav, karalahana çorbası ve türevlerinin, hamsi kuşunun ve dible denilen fasulyeli pilavının, turşu kavurmasına coğrafi işaret için çalışma yapılması gereklidir. Bunun için şeflerle, gastronomi basını ve gastronomi dernekleriyle işbirliği yapılmalıdır. Ama şu kadarını söyleyeyim ki, şimdilik bu kadar güzel bir etkinliğe imza atılıyorsa mayıs ayında yapılacak Büyük Trabzon Gastronomi Festivali’ni şimdiden sabırsızlıkla bekliyorum.
Paylaş