Zaman tünelinde yolculuk

İLERİKİ yıllarda, mesela 50 yıl sonra, 2059 yılında... Torunlarımız nasıl bakacak "bugünün Türkiyesi"ne?

Bilgisayar, yıllar önce hayatımıza girdi. 50 yıl sonra daha da gelişecek ve her bilgiyi bir-iki dokunuşla önümüze getirecek.

Yakın tarihimizle ilgili bir inceleme yapmak isteyen bir genç, bilgisayarın karşısına geçecek, tuşlara basacak, 2009 yılının olayları iki saniye sonra önüne gelecek.

50 yıl öncesine ait bilgiler ekranda bir ırmak gibi şöyle akmaya başlayacak:

* * *

"Ülke insanları sefaletle boğuşuyor, ödenemez hale gelen kredi kartı borçları yüzünden intiharlar artıyordu ama başbakan halkın parasız olmadığını iddia ederek ’Vatandaşın cebinde para var!’ diyordu. Aynı başbakan, partisine ’AK’ demeyenleri edepsizlikle suçluyordu."

"Ekonomik kriz herkesin belini büküyor, halk, zamlar ve vergiler altında eziliyordu."

"Teröristbaşı Apo, cezaevinden çetesini yönetiyor, kan akıtmaya devam ediyordu."

"Ülke suçlular cenneti gibiydi. Rahşan affı, 10 yıl sonra bile can yakmaya devam ediyordu."

"İktidar, muhalifleri susturmak için baskı yapıyor, ağır vergi cezaları kesiyordu."

"Her yıl on binlerce genç, üniversitelere giremedikleri için heba oluyordu."

"Evler sabaha karşı basılıyor, emekli generaller, profesörler, doçentler, gazeteciler, yazarlar gözaltına alınıyordu. Cezaevinden kiminin cesedi çıkıyor, kimi de sağlığı bozularak hastaneye kaldırılıyordu."

* * *

Bilgisayarda bunları okuyan gencin gözleri fal taşı gibi açılacak ve şaşkınlık içinde:

"Allah Allah! Ne garip şeyler olmuş ülkemizde?" diye mırıldanacak.

Sonra bilgisayarın tuşlarına basmaya devam edecek, ekranda yeni bilgiler belirecek:

"Türban yüzünden olaylar çıkıyordu. Yarım metrelik bir bez, ülkeyi ikiye bölmüştü."

"Başbakan ’Vatandaşın cebinde para var’ demesine rağmen işçiler, memurlar, sefalet maaşıyla yaşıyorlardı. İnsanlar sokaklarda protesto yürüyüşleri yapıyordu."

"Anadolu illerinde, lokantalarda içki servisi yapılmıyordu."

"Ülke büyük sıkıntılar içindeyken, başbakana 60 milyon dolarlık yeni bir uçak daha alınıyordu."

"Gazeteciler tutuklanıyor, bazı gazeteciler suikasta kurban gidiyor, sonra da ’Ülkede basın özgürlüğü var’ deniliyordu."

"Vatandaşın, rahat bir soluk almaya, geleceğe umutla bakmaya hakkı yoktu."

"’Ülkenin bu halinden bıkkınlık duyuyoruz. Mutsuzuz. İnanın bırakıp kaçmak istiyoruz. İmkánımız olsa gidip başka bir ülkede yaşarız!’ diyenlerin sayısı artıyordu."

"Yabancı işbirlikçileri ’Toprak da neymiş? Güneydoğu’yu da, Kıbrıs’ı da verelim kurtulalım. Ermeni sınırını açalım, Sarkisyan’ı memnun edelim. Aksi halde, Avrupa ve Amerika ile aramız bozulacak!’ diyordu. Bu işbirlikçilerine entel liboşlar deniliyordu!"

"Vurgunlar artıyor, büyük çalanlar muteber insanlar olarak ortalıkta dolaşıyordu."

* * *

Evet... 50 yıl sonra 2009’ların Türkiyesi hakkında araştırma yapacak olan torunlarımız bilgisayarda bunları görerek:

"Vah zavallılar! Neler çekmişler, nelerle uğraşmışlar?" diye bizlere acıyacaklar!

O zamana kadar, "Dahili ve harici bedhahlar" ülkemizi parçalamazlarsa tabii...
Yazarın Tüm Yazıları