Paylaş
Neden 15 Şubat? Biliyorsunuz, Öcalan 15 Şubat 1999 tarihinde Kenya’da yakalanarak Türkiye’ye getirilmişti. Ama 15 Şubat tarihi net değil. Hatta 15 Şubat tarihinde çağrı yapılması ihtimali zayıf. Şubat ayının sonuna doğru bir beklenti var ama şubat ayı da net değil. Çünkü bir tarih belirlenmedi. Önemli olan tarih değil sonuç almak.
ÖZNE ÖCALAN DEĞİL DEVLET
Burada kimsenin kafasında bu iş Öcalan’ın iradesine kaldı gibi yanlış bir izlenim oluşmasın. Bu işin öznesi Öcalan değil devlet. İnisiyatif, irade ve karar mercii devlette. Öcalan bu süreçte rol oynamak istediğini bildirdi, örgütün kurucu lideri olarak buna ehil olduğunu ve bu gücünün bulunduğunu söyledi. Öcalan’a da bir fırsat tanındı. Yoksa Öcalan’ın iki dudağının arasından çıkacak çağrıya umut bağlanmış değil.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİ
Net olan şu var; Cumhurbaşkanı Erdoğan “Terörsüz Türkiye” konusunda kararlı. Devletin bu hedefi gerçekleştirmeye yönelik uzun süredir yürüttüğü hazırlıklar var. Öcalan’ın çağrısı yöntemlerden biri. Ne kadar etkili olacağını göreceğiz. Ankara kararlı. Uluslarası konjonktür elverişli.
50 GÜN BEKLERİZ
50 yıldır PKK terörüyle mücadele ediyoruz. Bu işin kan akmadan çözülmesi için 50 gün daha bekleyebiliriz. Bu arada terörle mücadele kesintisiz devam ediyor. Silahsız çözümün gerçekleşmesi için şartları oluşturulmaya çalışılıyor. Ama sivil çözümün yeterli olmadığı yerlerde askeri harekât yapılacak. Terörle mücadele zaten devam ediyor. MİT ve TSK her gün etkili operasyonlar yapıyor. Ankara müthiş bir mekik diplomasisi yürüterek şartları oluşturuyor.
MEKİK DİPLOMASİSİ
Bakın Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Irak’tayken, MİT Başkanı İbrahim Kalın da Şam’da Cumhurbaşkanı Ahmed eş Şara ile görüşüyordu. İbrahim Kalın, İran’da istihbarat başkanı ile görüştükten sonra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İran Dışişleri Bakanı Arakçi ile telefonla görüştü. Belli ki bir şeyler pişiriliyor. Ankara’da kimse uyumuyor. Mekik diplomasisi ile hem Suriye süreci hem ‘Terörsüz Türkiye’ hedefi şekillendiriliyor.
İSRAİL’DEN MEDET UMUYORLAR
PYD-YPG ise ABD ve İsrail’den medet umuyor. PKK’nın dış ilişkilerini yürüten terörist İlham Ahmed, Suriye’deki sınır bölgelerinin güvenliği için İsrail’in çözüm sürecinde yer alması çağrısı yaptı. Gazze’de 50 bin Filistinli’yi katleden İsrail’le işbirliği yapıyorlar. Kandil, PKK ya da YPG eğer Öcalan’ın çağrısına karşı çıkarsa; o zaman Kandil Öcalan’ın Kandil’i değil, PKK ve YPG Öcalan’ın PKK’sı ve YPG’si olmaz. Kandil, İsrail’in Kandil’i, PKK-YPG, İsrail’in PKK’sı-YPG’si olur.
4 MERKEZE ÇAĞRI YAPACAK
Öcalan’ın çağrısına dönecek olursak; İmralı’nın silahların bırakılması ve PKK terör örgütünün tasfiye edilmesi için “kısa, açık ve net” bir çağrı yapması bekleniyor. Öcalan’ın çağrısının 4 adresi olacağı söyleniyor.
1-Kandil ve PKK
2-Suriye’deki PKK-YPG yapılanması
3-DEM Parti
4-Avrupa’daki yapılanma
Öcalan’ın çağrısına bunlardan hangisi uyacak, hangisi karşı çıkacak o zaman belli olacak. Özellikle de yıllardır “İmralı’nın iradesi irademizdir” diyen, tabana karşı Öcalan’ı kullanan Kandil açısından bir test olacak.
Suriye’de Mazlum Abdi’nin ne yapacağı belli değil. Öcalan, Mazlum Abdi’nin kendisini dinleyeceğini düşünüyormuş. Ama gelen bilgiler Kandil’in baskısıyla Mazlum Abdi’nin zik zak çizdiği yönünde.
KANDİL NE YAPACAK
Peki Kandil’de hava nasıl? Murat Karayılan isimli teröristbaşı, “Diyelim ki Öcalan çağrıda bulundu. Peki, bir tek çağrıyla bu iş biter mi? Öcalan’ın kendisi devreye girmediği, sadece bir video ile yapacağı çağrıyla hiçbir şey olmaz” dedi. Terör baronları silahı bırakmak istemiyor. Belli oldu Kandil direnecek. Ayrıca Suriye’deki PKK-YPG yapılanmasının silahı bırakmaması için de baskı yapacak. 2013 Nevruz’unda Öcalan çağrı yaptığında da Kandil direnmiş, hatta Öcalan’ın 20 Nisan’da kongre toplayıp silah bırakma kararı alın talimatını mektup metninden çıkarmışlardı.
ANKARA’NIN MOTTOSU
Peki bu Ankara tarafından öngörülmüyor mu? Ankara’nın mottosu şu: “Barış yapanla barış, savaş yapanla savaş.” Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Erdoğan son 1 yıldır Beşşar Esed’e görüşelim diye çağrı yapıyordu. Esed mesajı almadı. Sonuç itibarıyla şimdi nerede? Ülkesinden kaçmak zorunda kaldı. Erdoğan şimdi silahsız çözümü zorluyor. Öcalan’a bir fırsat tanınmış durumda. Örneğin Kandil karşı çıktı ama Avrupa kanadı ve DEM Parti destek verdi. O zaman silahı tercih edenlere karşı silah, siyaseti tercih edenler için de siyaset devreye girecek. Bu kadar net.
IRAK VE SURİYE
Irak’la kapsamlı çalışmalar yapılıyor. İran’ın etkisi nedeniyle gecikmeler söz konusu, ama Irak’ın PKK’yı terör örgütü olarak ilan etmesi bekleniyor. Pençe-Kilit Harekâtı’nda kilit kapatıldı ama operasyonlar devam ediyor. Kandil’in alacağı tutuma göre Irak’ta yeni bir fasıl açılacak.
Suriye’de ise Ahmed eş Şara yönetimi PKK-YPG’nin silah bırakması konusunda kararlı. Mazlum Abdi, ABD’ye İsrail üzerinden baskı yapıyor. Ama ABD ile yürütülen ayrı bir trafik var. Amerikan üslerinin varlığı ile PKK-YPG’ye yönelik planlama ayrı yürütülüyor.
TİLKİLERİN KUYRUKLARI
Ankara, tilkilerin kuyruğunu birbirine değdirmeden PKK sorununu çözmeye çalışıyor. Bu iş o kadar kolay değil. Biz sadece PKK ile mi mücadele ediyoruz? PKK’yı sınırlarımız içinde bitirme noktasına geldik. Çok övündükleri 90’lı yılarda, PKK’nın Türkiye’nin içinde Tunceli Ali Boğazı’nda, Ağrı Tendürek’te, Şırnak’ta, Bestler Dereler bölgesinde, Diyarbakır Lice kırsalında kampları vardı. Bunlara “Kandilcikler” deniliyordu. Genelkurmay’daki basın toplantılarında PKK’nın sınırlarımız içinde 2 bin, sınırlarımız dışında 4 bin varlığı olduğu söyleniyordu. Sınırlarımız içinde sayıları 50’nin altına düştü. Sınır ötesinde ise MİT ve TSK her gün vuruyor.
PKK İLE DEĞİL AĞABABALARIYLA
Biz PKK’yla değil ABD’yle, İngiltere’yle, İsrail’le, İran’la, yer yer Rusya’yla mücadele ediyoruz. İngiltere İRA’yı bitirirken en büyük desteği ABD verdi. Tony Blair, “Benden çok Bill Clinton mücadele etti” demişti. İspanya, ETA sorununu çözerken başta Fransa olmak üzere komşularından önemli destek aldı. Ama bizim komşularımız PKK için korunaklı üsler olmuştu. ABD, İngiltere, İsrail ve İran bizi değil terör örgütünü destekliyordu. Ama güç dengesi değişti. Artık Irak’ta ve Suriye’de Türkiye ile işbirliğine hazır yönetimler oluştu. Türkiye en güçlü olduğu dönemini yaşıyor. ABD’nin de bunu dikkate alması bekleniyor.
BAŞARACAĞIZ
İşimiz kolay değil ama biz bu işi başaracağız. Böylece Demirel’in tabiriyle eteklerimizden tutup bizi aşağıya çeken terör belasından kurtulacağız.
O zaman başka bir Türkiye olacak. Buna inanıyorum.
Paylaş