Paylaş
Bir ülkeyi ayakta tutan güç olan devlet bölünmüş durumda...
“Kurumlar arasında çekişme yok” sözleri gerçeği yansıtmıyor.
Kurumların birbirine girmesi tehlikeli... Devlet organları arasında güven kalmazsa bu devlet nasıl yürür?
İktidar, saplandığı paranoyadan, içine düşen kuruntudan, ruhunu saran vesveseden kurtulmalıdır... Panik atak halindeki davranışlar ülkeyi geriyor, huzuru kaçırıyor. Bu gerilim ortamının kime faydası var ki?
* * *
Türkiye’de darbeler yaşandı ama bunlar sessizce ve bir gecede oldu. Böyle bol bol konuşulan, görüşülen, tartışılan, davul zurnalı darbe görüldü mü?
Ne dereceye kadar doğru olduğu bilinmeyen ve henüz yargı safhasında olan iddiaları bahane ederek ordu ile kavga etmek yanlıştır.
Askerin neden böylesine hoyratça yıpratıldığını anlamak zor... Yurdumuzu savunacak başka ordumuz yok ki...
Türkiye, güçlü ordusu olmadığı vakit bir hiçtir. Bizi bu coğrafyada barındırmazlar! Bu gerçeği akıllardan çıkarmamak gerekir.
Hiçbir iktidar görevde sonsuza kadar kalamaz! Böyle bir şey mümkün değildir. Bu iktidar da günün birinde düşeceğini bilmeli, ülkeyi daha fazla germemeli, faydalı işler yapıp iyi bir isim bırakmaya çalışmalıdır.
* * *
Artık ihtilaller devri bitmiştir. Çağımızın dünyasında darbeler kabul edilemez bir olaydır. Türk halkı iktidarı, oy sandığında değiştirmelidir. Bunu yapacaktır.
Ordu, geçmişte gerçekleştirdiği darbelerin faydasız olduğunu, hatta ülkeyi gerilere götürdüğünü gördü. Bu nedenle, tüm tahriklere rağmen sağduyulu davranmaya devam ediyor, demokrasiye sahip çıkıyor.
Ülke olarak laik demokratik cumhuriyeti yaşatmak zorundayız.
Laiklik, demokrasinin bir numaralı koşuludur. Laiklik olmadığı zaman ortada demokrasi memokrasi kalmaz. Laik olmayan toplumlarda demokrasinin geliştiği görülmemiştir
Türkiye, bir hukuk devleti olma niteliğini de asla yitirmemek zorundadır. Hukukun, adaletin olmadığı yerde uygarlık da olmaz.
Kışkırtmalara gelmemeli, artık birbirimizi düşman gibi görmemeliyiz.
Aklımızı yitirmeyelim, bölünmeyelim. Bu yurt hepimizin... Gidecek başka bir yurdumuz yok ki... Sağduyumuz varsa bizi bölmek isteyenlere karşı güç birliği yapmalıyız.
Devletin kurumları ile iktidar arasındaki sürtüşme, aklı başında tüm vatandaşları tedirgin etmeye devam ediyor. Bu endişelerin artık bitmesi lazım!
* * *
Ülkemizdeki sorunları çözmenin en etkin yolu demokrasiyi geliştirmek, temel hak ve özgürlüklerle beraber ekonomiyi de güçlendirmektir. Aç insanların demokrasisi olmaz!
Kimse kimseye inanmıyor, her gün komplo teorileri konuşuluyor, sık sık suikast ve darbe iddiaları ortaya atılıyor.
Böyle bir ülkede huzur olur mu? Huzur olmayan yerde refaha kavuşmak mümkün mü? Böyle bir tablodan demokratik ülke çıkar mı?
Birçok vatandaşımız haklı olarak “Nereye gidiyoruz?” diye soruyor.
Sahi, nereye gidiyoruz? Bir bilen varsa söylesin! Bu gidişin sonu hüsrandır.
Laik cumhuriyeti yıkmayı amaçlayanlar, devlet yıkılırsa, kendilerinin de enkaz altında kalacağını bilmeli ve akıllanıp kendine gelmelidir. Akıl insana büyük sermayedir!
Paylaş