Paylaş
Malum biz hala demokrasi ile cumhuriyeti karıştırıyoruz. Oysa cumhuriyet bile başlı başına bir muammadır. Komünist sistem olan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği de cumhuriyettir, tek parti zulüm rejimi olan Suriye Arap Cumhuriyeti de cumhuriyettir, İran teokratik de cumhuriyettir, Türkiye de kuruluşta tek parti, bilahare parlamenter ve daha sonra da başkanlık sistemi olan cumhuriyettir.
Görüldüğü üzere; demokrasisi olan, az demokrasisi olan, hiç demokrasisi olmayan cumhuriyetler vardır. Gerçek bir demokraside en tepe noktada olan halktır, onun emrinde halkın seçtiği parlamento, parlamentonun emrinde hükümet, hükümetin emrinde bürokrasi vardır.
Vesayetle hastalıklı demokrasi dönemimizde, bizde sözde parlamenter sistem vardı. En tepede vesayet odaklarının emrinde asker ve sivil bürokrasi, onun emrinde hükümet, hükümetin emrinde parlamento ve bunların hiçbirinin umurunda olmayan, en altta halk vardı!
Başkanlık sistemine geçtik ve demokrasimizi vesayetten kurtardık. Artık en tepede halk var, onun belirlediği başkan ve hükümeti var, yine halkın belirlediği parlamento var ve bunların hepsinin emrinde bürokrasi var. Böylece ‘ucube’ bir sistem olan bizdeki parlamenter sistemden kurtulduk.
Bu denli kakofoni düzen içinde CHP, cumhuriyeti kuran parti olarak, kendini her daim en tepede konumlandırdı. Emrinde olduğu vesayet odaklarını görmezden gelerek, iktidarcılık ve muhalefetçilik (muhalefette iken de muktedir olmayı) oynadı. Kendinden oluşturduğu bürokrasiyle el ele vererek halka tepeden baktı, halkın değerleriyle alay etti ve halkın büyük kesimine zulmü reva gördü.
CHP, bugün bile eskiden alışageldiği biçimde yıkıcı, tahrip edici, imha edici muhalefeti sergiliyor.
Bunun da yegâne sebebi, kurucu iddiasıyla kendini, bu ülkenin asıl sahibi ve sürekli muktedir addetmesidir. Nitekim muhalefet olduğu dönemlerde de muktedir edasıyla hareket etmiş ve başta iktidar dahil halka üstten bakmayı sürdürmüştür.
CHP’nin yıkıcı muhalefet anlayışı dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Öyle ki, iktidarın yaptığı dünyanın en güzel işine-eserine-hizmetine bile iyi ve güzel diyemeyeceklerini kendileri itiraf ediyor.
Bunun manası; CHP’nin hakkı teslim etmek, gördüğünü olduğu gibi söylemek gibi bir alışkanlığı yoktur. On parmağında on kara olup bunu önüne gelene çalmayı muhalefet etmek zannediyorlar.
Oysa günümüz iletişim çağında millet neyin ne olduğunu görüyor; milletin ak gördüğüne CHP kara dediğinde, milletin gözünde yalancı duruma düşmüyor mu? CHP, bunu bile bile yapmayı muhalefet etmek biliyor.
Sittin senedir yıkıcı, yalan ve iftira dolu muhalefetle bir arpa boyu yol alamayan CHP’nin, aynı muhalefet anlayışında ısrar etmesi akılla bağdaşmadığına göre, geride tek bir seçenek kalıyor o da yukarıda izah etmeye çalıştığımız tavrının bir yaratılış (cibilliyet) meselesi olduğudur.
AK Parti 22 senedir iktidarda; iyisiyle kötüsüyle yaptıkları ortada. CHP’ye sorsan, bu 22 sene esnasında iktidarın milletin hayrına tek bir icraatı yok.
Yok idiyse eğer, bu millet onlarca seçim boyunca bu iktidarı neden cezalandırmadı? Tam tersine, beğendi ki, üst üste, 22 yıl boyunda iktidarda tuttu ve tutmaya devam ediyor.
CHP’de bunun da cevabı var: ‘Göbeğini kaşıyan milletin seçtiği iktidarlar bu kadar olur!’
Hani; ‘On yılda genç yarattık her yaştan!’ demiştiniz.
Nerede o nesiller?
Övündüğünüz o altın nesiller (!) ne ara göbeğini kaşır oldu?
Yoksa bütün bu topluluklar uzaydan mı geldi?
Paylaş