Paylaş
Ülkenin bu kadar sorunu varken çok önemli olduğunu düşünmüyorum. Ama Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ekrem İmamoğlu’na yönelik olarak yürütülen yolsuzluk soruşturması konusunda mesafeli tavrı dikkatimi çekiyor.
Kılıçdaroğlu, olağanüstü kurultayda genel başkan adayı olmayacağını açıkladığı sosyal medya paylaşımında “Aday olmama kararımın nedeni ‘aday olursan yüzüne tükürürler’ diyen siyasetçilerin tehditleri değildir, çünkü çalanların yüzüne tükürürler ve ben çalmadım” demişti.
Kılıçdaroğlu’nun bu sözlerinin adresi Gökan Zeybek ve Ekrem İmamoğlu olarak yorumlanmıştı.
Kılıçdaroğlu’nun eleştirilecek yanları vardır. En çok eleştirenlerden biriyim. Ama dürüst adamdı. Çalmadı, çırpmadı.
KILIÇDAROĞLU’NUN DURUŞU
Ekrem İmamoğlu’na yönelik “yolsuzluk” operasyonu düzenlenince Kemal Kılıçdaroğlu, İstanbul’a giderek ailesini ziyaret edip geçmiş olsun dileklerini iletti. Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı için yapılan eğilim yoklamasına katılarak oy kullandı. Bunlar eski bir genel başkan olarak duruşunu göstermesi açısından gerekli adımlardı.Ancak Saraçhane’deki mitinge katılmadı. Maltepe mitinginde yer almadı. Yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili herhangi bir paylaşım yapmadı. Yani savunmadı.
MURAT ONGUN KONUSUNDA UYARMIŞTI
Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı olduğu dönemde bu tür iddialar üzerine zaman zaman uyarılarda bulunuyordu. Hatta Murat Ongun’un Cenevre tatili ortaya çıkınca görevden alınmasını istemişti. Ankara’da Ekrem İmamoğlu ile yemek yiyeceklerdi, Kılıçdaroğlu’nun tavrı nedeniyle Murat Ongun’u Ankara’ya getirmemiş, bir süre geri planda tutmuş ama görevden almamıştı.
Bunlar benim bildiklerim. Kılıçdaroğlu çok şey biliyor. Çok defa uyardığı da bir sır değil.
Buraya bir nokta koyup Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen yolsuzluk soruşturmasıyla ilgili bir sözünü hatırlatmak istiyorum.
Erdoğan, “İstanbul merkezli yolsuzluk çarkının boyutları ortaya çıktıkça bunların milletin yüzüne bakacak halleri bile kalmayacak” demişti.
KILIÇDAROĞLU MESAFELİ
Şimdi buradan Kılıçdaroğlu’na geleceğim. Yakın çevresi de Kılıçdaroğlu’nun mesafeli durmasını benzer şekilde yorumluyor. İmamoğlu’na yönelik yolsuzluk soruşturmasında ortaya çıkacak iddialar nedeniyle zor durumda kalınacağı söyleniyor. O nedenle Kemal Bey’in mesafeli durmaya özen gösterdiği ifade ediliyor.
BİRİLERİ PKK BİTECEK DİYE RAHATSIZ
İmralı heyetinde tarihi bir rol oynayan Pervin Buldan, İtalya’da bir programa katılmış. Orada PKK’nın silah bırakması ve örgütün kendini feshetmesine yönelik önemli açıklamalar yapmış. Pervin Buldan, haziran sonuna kadar sürecin başarıya ulaşacağını söylüyor.
Pervin Buldan sürecin önemli aktörlerinden biri olarak, “bir bilen” olarak konuşuyor.
Konuştuğunda yanlış bir şey var mı? Yok. Ne diyor? Türkiye’nin son 50 yılına damga vuran PKK sorununun silah bırakma ve örgütün kendini feshetme kararı ile sonuçlanacağını ve bu sürecin haziran sonu itibarıyla tamamlanacağını söylüyor.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Türkiye, PKK ile mücadeleye 50 yılını verdi. Binlerce şehidimiz var. Türkiye’ye faturası ağır oldu. Bu sürecin kansız bir şekilde tasfiyesi ile karşı karşıyayız.
PKK silah bırakıp kendini feshettiğinde başka bir Türkiye olacak. İç barışımız açısından tarihi bir adım atılacak, iç cephemiz tahkim olacak. Ortadoğu’da başka bir denklem kurulacak.
Ahmet Türk’ün, “Bugün Ortadoğu’da 50 milyonluk bir Kürt nüfusu var ve hepsinin yüzü Türkiye’ye dönük, kendilerini Türkiye’nin parçası olarak görüyorlar. Bunu kalıcı hale getirmek lazım” dediği olay gerçekleşecek.
PERVİN BULDAN’IN KONUŞMASI
PKK’nın bitecek olması birilerini fena halde rahatsız ediyor. Ama bunu açıktan söyleyemiyorlar. Ne yapıyorlar? Yalan haber üretiyorlar. Pervin Buldan’ın İtalya’daki toplantıda yaptığı konuşma da böyle çarpıtıldı. Pervin Buldan açıkladı; “Öcalan haziran sonuna kadar serbest bırakılacak” diye servis edildi.
Türkiye’nin beka sorunu olan ve son 50 yılına damgasını vuran PKK sorunu çözülüyor diye sevinmek varken, bunlar sürece zarar verecek yalan haberler üretmenin peşindeler.
Pervin Buldan’ın konuşma metnini okudum. Orada ‘Öcalan, haziran sonunda kadar serbest kalacak’ diye bir ifade yok. Buldan, “Çünkü biz biliyoruz ki atılacak olan her adım, Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğüne giden yoldur aynı zamanda” diyor. Hani haziran demişti?
GOEBBELS TAKTİĞİ
Peki bunu nereden çıkarıyorlar? Hitler’in propaganda bakanı Goebbels’in bir propaganda tekniği var. “Yeterince büyük bir yalan söyler ve onu tekrar etmeye devam ederseniz insanlar sonunda ona inanmaya başlayacaktır” diyor.
Bunların taktiği Goebbels taktiği. Önce bir büyük yalan söyle, sonra daha büyük bir yalan söyle ki insanlar ona inansın. Algıyı böyle oluşturuyorlar.
Ama yalan ne kadar büyük olursa olsun doğrunun duvarına çarpar, tuzla buz olur.
Paylaş