Sarıgül ve Pamukoğlu

GÖRÜNEN köy kılavuz istemez... Kılıçdaroğlu iyi gidiyor. “Biz işsizliği, açlığı bitireceğiz” sözünün hedefini bulduğu, Kılıçdaroğlu’nun, ezilen, yoksullaşan halkımızın umudu olduğu görülüyor.

Kılıçdaroğlu çıtayı yüksek tutuyor. “Seçimde yüzde 40 hedefinizi revize ediyor musunuz?” sorusuna verdiği cevap, özgüveninin her geçen gün güçlendiğini ortaya koyuyor:
“Yüzde 40 mı?” diyor “O, bir ay önceki düşüncemdi. Şimdiki tahminim daha yukarı!”
* * *
Kılıçdaroğlu’nun siyaset sahnesinde ansızın yükselmesi Tayyip Bey’i rahatsız etti ama rahatsız olması gereken bir kişi daha var: Parti kurma hazırlığı içindeki Mustafa Sarıgül.
Peki, Sarıgül rahatsız oluyor mu? Bunu bilmiyoruz.
Ben, Sarıgül’ün bazı mitinglerini izledim. Çok kalabalıktı. Türkiye Değişim Hareketi’nin yüzde 10’luk seçim barajını aşıp, Meclis’e gireceği görülüyordu. Ancak...
Kişisel kanaatime göre, Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı oluşu, Sarıgül’e kayan oyların önünü keseceğe benziyor.
Daha önce “Oyum Sarıgül’e” diyen birçok kişinin Kılıçdaroğlu’na yöneldiğini görüyorum.
İki hafta önce Mardin’e gitmiştim. Orada bölgenin başarılı gazetecilerinden DHA muhabiri Adnan Avuka ile konuşurken “Kılıçdaroğlu Mardin’de ne gibi bir etki yarattı?” diye sordum. Adnan Avuka’nın sözlerini aynen naklediyorum:
“İnanılmaz bir ilgi var ağabey... CHP’lilerin ilgilenmesi normal ama AKP’ye oy verdiğini bildiğim kişilerin Kılıçdaroğlu’na yönelmesi beni şaşırttı. Mardin’de değişik bir havanın esmeye başladığını görüyorum.”
Birçok kentte gelişen olaylar, Mustafa Sarıgül’ün işini zorlaştırdığını gösteriyor.
* * *
İşi zor olan bir parti lideri de Osman Pamukoğlu... Ben “Zor” diyorum ama o çok iddialı...
Hak ve Eşitlik Partisi Genel Başkanı Osman Pamukoğlu yolladığı mektupta şunları yazıyor:
“Sayın Rahmi Turan... Halkın bu düzenden ve siyaseten kirlenmiş partilerden umudu kalmamıştır. Şu anda Türkiye’de ayakta kalan tek kale halktır.
Asıl mesele toplum değil, bireydir. Memleketin başına gelen her şeyden, yurttaş olan herkes, birebir sorumludur. Kimse olup biteni, ürkerek, çekinerek, korkarak kenardan seyredemez.
Ülkenin yazgısı, sonunda, kişilerin de yazgısı olacaktır. Hemen olmasa bile çocuklarınız başlarına geleni çekecektir.
Kimse kaçarak özgür olamaz! Hayat laf değil, karar ve eylemdir. Saygılarımla...”
Osman Pamukoğlu, bu mektubu, sıfat, unvan, statü ve sosyal konum bir tarafa bırakılarak çok sayıda insanımıza gönderdiğini belirtiyor. Mektupla birlikte yolladığı 42 sayfalık kitapçıkta “Sözümüz söz” diyerek partisinin yapacağı işleri anlatıyor.
Kısa ve öz cümlelerle hazırlanan kitapçıkta şu sözler dikkatimi çekti:
? Bir ülkede kötü gidişin bedeli ödenir. Güçlüler de, zayıflar da, akıllılar da, alıklar da öder.
Fark: Zayıflar ve alıklar daha önce, erken öderler. Diğerleri biraz daha geç.
? Korktuğun şey olur. Çekindiğin şey başına gelir. Bu ikisinden nasıl kurtulacağını öğrenmek ister misin? O zaman cevabı: Cesur ol, yeter!”
? Bir millet, siyasi ve ekonomik bağımsızlığını kaybedince, o millette herkes hiç olur.
? Bir ülkede adalet, güçlü sineklerin delip geçtiği, küçük sineklerin takılıp kaldığı örümcek ağı olmamalıdır!
? Halkın bu düzenden, kirlenmiş siyasetten umudu kalmamıştır. Hür insanlar, uyanınız!
Yazarın Tüm Yazıları