Sarıgül’ü beklerken...

“GELDİK gidiyoruz ama artık ‘Zor bir dönemden geçiyoruz’ sözünden utanmaya başladım.

30 yıldan beri bu böyle... Ne bitmez zor dönemmiş?
Türkiye bir kere ‘Oh’ diyemedi. Bu zor dönem hiç bitmeyecek mi?”
Yukarıdaki sözler Bülent Tanla’ya ait... Bir dönem CHP’de genel başkan yardımcılığı yapan İstanbul eski milletvekili Bülent Tanla ülkenin içinde bulunduğu duruma kahrolduğunu söylüyor. Onunla ülke sorunlarını konuştuk.
Aslında Mustafa Sarıgül ile randevum vardı.
Bazı okurlarımdan sürekli e-posta alıyordum: “Sen bir süre önce Mustafa Sarıgül’ü destekleyen yazılar yazmıştın. Ne oldu? Güvendiğimiz dağlara kar yağdı. Mustafa Sarıgül, partiyi kurmaktan vazgeçerek bizi yarı yolda bıraktı. Biz de yanıldık, siz de yanıldınız!” diye benden adeta hesap soruyorlardı.
Okurlar yanılıyor. Ben hiçbir zaman taraf olmadım. Sadece olanları naklettim. O dönemde gerçekten tüm yurtta, dağ-taş, her yer “Çare Sarıgül”  yazılarıyla doluydu.
Mustafa Sarıgül’e bunları soracak, cevabını okurlarıma iletecektim. Nedense iki randevuya da gelmedi! Üçüncüye de ben gitmedim! Günün birinde, taraftarlarına bir açıklama yapmak ihtiyacını duyarsa belki o zaman bir araya geliriz, anlattıklarını sizlere naklederim.
* * *
Sarıgül yerine randevuya gelen Türkiye Değişim Hareketi’nin iki numaralı ismi Bülent Tanla ile güncel konular üzerine bir söyleşi yaptık.
Tanla benim eski bir dostumdur. Onunla, daha siyasete atılmadan önceki yıllarda tanışırız. 1970 yılından beri araştırma sektörünün içinde olan Tanla, siyaset alanındaki isabetli görüşleri ve tahminleriyle tanınıyor.
“Türkiye’nin gerçek sorunları, işsizlik, yavaş gelişme, yoksulluk, türban, Kürt sorunu gibi her kesimi derinden etkileyen temel sorunlar... Ülkeyi yönetenler, bunların hiçbirine ciddi bir çözüm üretmiyor” dedi ve ekledi:
“Türkiye’de herkes huzursuz. Hiçbir kesim rahat değil. En varlıklısı da, en düşük gelirlisi de bundan rahatsız!
Türkiye gerçek sorunlarla uğraşacağı yerde farklı şeylerle meşgul ediliyor. Mesela Özal’ın 17 yıl önceki ölümüyle, 30 yıl önceki 12 Eylül darbesiyle filan uğraşılıyor... Bunlarla da uğraşılsın ama bugünkü temel sorunların çözümünde faydaları olabilecekse uğraşılsın!
Toplumda gereksiz bir gerginleşme, kamplaşma yaratılıyor.”
* * *
“Bugün Kürt sorunu çok önemli bir mesele... Kürt sorununun tarafları çok çeşitli... Elbette ki başta Türkiye var. Sonra Amerika, Avrupa, Kürtlerin yaşadığı Irak, Suriye... Bir de Kandil, İmralı ve PKK var. Güneydoğu’da halkın seçtiği belediye başkanları ‘Eyalet sistemi isteriz, bayrak isteriz!’ diyor.
İktidarın ciddi yanlışlarından biri şu: Çok büyük bir beklenti yaratıldı. Kısa sürede bu iş çözülecekmiş havası verildi. Toplum bu havayı soluyup da umduğunu bulamayınca hayal kırıklığına uğradı.
Her kafadan bir ses çıkıyor, kimi Amerika’ya, kimi Kandil’e gidiyor. Bazıları İmralı’yla gidip demeçler veriyor. Bu, böyle aleni olmaz! Durum daha da karışacak, işler çıfıt çarşısına dönecek!
Türk halkı kavga sevmiyor! Bu görüş doğru ama eksik! Kavga etmeyi sevmiyor ama kavga izlemekten, çatışma seyretmekten çok hoşlanıyor. Tribünde seyirci olmayı seviyor!
Geldik gidiyoruz, Türkiye bir oturmadı, bir rahata kavuşmadı ve hep zor dönemden geçildi! ‘Zor dönem’ sözü ülkesini seven herkese artık utanç vermelidir!”
Yazarın Tüm Yazıları