BUGÜN pazar... Ağır ve sıkıntılı konuları bir yana bırakıp iki fıkra nakledelim:
Ülkenin birinde yalnızlıktan bunalan bir adam, kendisine arkadaşlık yapsın diye papağan satın almak için kuşçu dükkánına gitmiş... İçeride şık kafesler içinde çok sayıda papağan var. Dükkánı gezip beğendiği bir papağanı göstererek satıcıya sormuş:
"Beyefendi, bu papağanın fiyatı ne?"
"4 bin dolar" demiş satıcı.
Adam fiyatı yüksek bularak tekrar sormuş:
"Neden bu kadar pahalı? Nedir özelliği?"
"Efendim, bu papağan çok iyi İngilizce bilir."
Adam, biraz arka tarafta, daha gösterişli bir papağanı işaret ederek: "Peki, bu ne kadar?" diye sormuş... Satıcı:
"O papağanın fiyatı 10 bin dolardır. İngilizce, Rusça, Almanca bilir."
Adam, dükkánın içini gezip sormaya devam etmiş:
"Ya şu gri renkli papağanın fiyatı ne kadar?"
"30 bin dolar efendim. Beş dili anadili gibi konuşur, ayrıca şarkı da söyler. Hem Türkçe, hem Almanca, hem İtalyanca... Havasını bulduğu vakit Kuledibi dansözleri gibi göbek atıp oynar!"
Marifetli papağanların fiyatlarını çok yüksek bulan adam canı sıkılarak:
"Hepsi çok pahalı yahu" derken, köşede kendi halinde, gösterişsiz bir papağan görmüş. "Eh, bu ucuzdur herhalde!" diye umutlanarak fiyatını sormuş. Satıcı:
"O mu?" demiş. "En pahalısı o... Onun fiyatı 60 bin dolardır efendim!" "Nee? 60 bin dolar mı? Yapma yahu! Ne özelliği var onun?"
Satıcı dudağını bükerek cevap vermiş:
"Bilmem ki... Herkes onun için ’Konuşması başbakana benziyor’ diyor!"
* * *
Bu da başka bir eğlenceli pazar fıkrası: Tilki ormanda ağaçların arasında nefes nefese koşuyormuş. Karşısına çıkan kaplumbağa, başını kabuğundan çıkararak sormuş:
"Tilki kardeş, bu ne telaş? Kimden kaçıyorsun böyle?"
"Sorma" demiş tilki, "akıl almaz cezalar kesen vergiciler şimdi de ormana gelmiş. Bir bakarlar, bende kürk, hanımda kürk, çocuklarda kürk... Dünyanın cezasını yazarlar!"
Bunu duyan kaplumbağa endişe içinde yürümeye başlamış. Koşacakmış koşabilse... Onun bu korkulu halini gören leylek merakla sormuş:
"Hayrola kaplumbağa kardeş, bu ne telaş, bu ne endişe?"
"Vergiciler ormanda" demiş kaplumbağa. "Bende ev, hanımda ev, çocuklarda ev. Şimdi müthiş bir vergi yazarlar bize!"
Leylek hemen korku içinde uçuşa geçmiş. Ağaçların üzerinden onu gören maymun seslenmiş:
"Leylek kardeş, bu ne acele böyle? Bir yere mi yetişeceksin? Nedir bu telaşın?"
"Vergi memurları herkese ceza yazıyormuş. Bende yazlık, hanımda yazlık, çocuklarda yazlık. Vergi borcundan batarız valla!" demiş leylek.
Maymun bunu duyar duymaz ağaçtan ağaca atlayarak dehşet içinde kaçmaya başlamış. Onu gören papağan meraklanarak:
"Kimden ve neden kaçıyorsun maymun kardeş?" diye sormuş.
Maymun, ağlamaklı bir sesle:
"Vergiciler ormanda" demiş. "Benim kıçım açık, hanımın kıçı açık, çocukların kıçı açık. Alacak bir şey bulamayınca bunların ne yapacağı belli olmaz!"