Kızmamak elde mi?

BUGÜN bayram ama pek mutlu değilim. Ülkede öyle garip şeyler oluyor ki, doğal olarak kızıyorum. Bazı dostlar bana “Neden kızıyorsun?” diye soruyor. Neden kızmayayım ki?

Haberin Devamı

Memleket sorunlar yumağı haline geldi. Bir dert bitmeden yeni bir dert başlıyor. Rekor düzeydeki işsizlik Türkiye’yi kasıp kavururken bir de “Ülkemiz işsizlik noktasında AB ülkelerinden çok daha iyi noktada!” demezler mi?

Gülelim mi, kızalım mı?

* * *

Bugün mübarek Ramazan/Şeker Bayramı’nın ilk günü... Ülkede yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen okurlarımın bayramını kutluyor, mutluluk diliyorum.

“Kızmak” deyince aklıma eski bir fıkra geldi. Bu bayram günü iyi gider.

* * *

Uzun yol kaptanına tayfa lazımmış ama zor yolculuğa kimse çıkmak istemiyormuş. Kaptan, rıhtımın kenarında oturan üç kişiyi görmüş, haber göndermiş:

 “İş istiyorlarsa gelip tayfa olsunlar”.

 Üçü de işsiz güçsüz, kapılanacak yer arıyorlar... Gelmişler... Bir süre sonra gemi, uçsuz bucaksız denize açılmış... Kaptan yeni tayfaları çağırmış:

Haberin Devamı

“Anlatın bakalım, sizi tanıyalım... Kimsiniz, ne iş yaparsınız?”

 Biri iki adım öne çıkmış: “Ben çok iyi görürüm efendim.”

 “Neyi görürsün, neleri görürsün?”

 Adam, ellerini kaşlarının üzerine, alnına götürmüş, uçsuz bucaksız denize bakmış, anlatmış:

“Karşıda, Hint Padişahı’nın sarayı var. Muhteşem bir saray bu, kaptan. Güzelliğini anlatmaya kelimelerim yetmez. İşte bu şahane sarayın üçüncü katında, soldan ikinci pencere ardına kadar açık... Nefis bir kız var orada... Başında renkli bir yemeni olan padişahın güzel kızı bu... Elindeki altın iğne ile nakış işliyor.”

 Canı sıkılan kaptan “Lâhavle” çekip öbürüne dönmüş: “Sen ne iş yaparsın?”

“Ben çok iyi duyarım efendim! Hani az önce arkadaşım, Hint Padişahı’nın sarayında altın iğne ile nakış işleyen padişahın güzel kızını görmüştü ya...”

“Eee, görmüş, öyle diyor, ne olacak?”

 Adam elini kulağına götürüp, bir süre dinledikten sonra bağırmış:

 “Tamam, duydum! Duydum vallahi!”

 “Neyi duydun be?”

 “Padişahın kızının elindeki altın iğne yere düştü ve ‘Tınnn’ diye bir ses çıkardı!”

 Kaptan kızmış, sinirden deliye dönmüş. Öfkesinden herifleri denize atacak ama kızgınlığını belli etmeyip “Bir de üçüncüye sorayım, bakalım o ne diyecek?” diye düşünmüş:

Haberin Devamı

 “Sen ne iş yaparsın?”

“Ben kızarım efendim.”

“Neye kızarsın yahu?”

 Adam, az önce konuşan iki arkadaşını göstermiş:

 “İşte böyle münasebetsiz palavracılara kızarım!”

* * *

Evet, hikâye böyle... Birçok vatandaş gibi ben de “Halk memnun, kriz-mıriz yok, millette para çok!” gibi sözlerle hepimizi uyutmaya çalışan münasebetsizlere kızıyorum işte!

35 yıldır ülkede söylenen sözlerin aynı olduğunu, sadece ağızların değiştiğini belirten Kelkitli olan Bülent Tapkan’dan bir dörtlük:

“Gardaş, bu böyle gidecek sanma,

Kimsenin sözüne sakın ha kanma,

Sonra aptallığına kendin de yanma,

Eşek aynı eşek, semer değişti!”

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları