Paylaş
“Dayanamazlar! İki gün sonra tıpış tıpış evlerine giderler!” diyorlardı... Ne oldu? Tekel işçilerinin direnişi iki ayı geçti, 64 gündür saygı duyulacak bir inançla ekmek kavgası veriyorlar!
Böyle bir azmi, böyle güçlü bir inanışı takdir etmemek mümkün mü?
64 gündür her şeyi, ekmeği, üzüntüyü, kederi, kıvancı birbirleriyle paylaşıyorlar, kendilerine yapılanların haksızlık ve zulüm olduğunu haykırıyorlar.
Birlik olmanın gücünü gördüler, gösterdiler, zafer için sarsılmaz bir inanç gerektiğinin bilincine vardılar. Umutsuzluk zehrini yok edip, umut ve azmin ifadesi haline geldiler.
Öfke, coşku, inanç ve kardeşlik... Tekel işçilerinin bu hasletleri, ezilmek istenen tüm insanlarımıza örnek olacak.
* * *
Ne diyorlar?
“Sömürü ve açlık ortaktır. Kurtuluşumuz elbirliği ile sağlanacaktır!”
“Tek başına kurtuluş kabul edilemez! Ya hep beraber, ya hiç birimiz!”
Yani Dartanyan ve arkadaşları gibi: “Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için!”
Tekel işçileri, iki ay içinde birçok acı olay yaşadılar. İktidarın gazıyla, copuyla, kelepçesiyle karşılaştılar, kış mevsiminin acımasız soğuğuyla mücadele ettiler.
Her defasında birbirlerine sarılarak yendiler güçlüğü...
Haftalar, aylar geçti... İktidar duyarsız... Muhalefet de yeteri kadar ilgilenmiyor hak arayan işçilerle...
Türkiye’nin başkenti Ankara’nın göbeğinde işçilerin dramı devam ediyor!
* * *
Direnişçi Tekel işçilerinden ve onların yakınlarından zaman zaman mektuplar geliyor.
Öyle ağlamaklı mektuplar değil... Cesur, inançlı ve kararlı...
Elektronik postama son mesaj “Açlık grevindeki kardeşleriniz” imzasıyla geldi. Uzun mektuptan, yer darlığı nedeniyle kısa bir özet nakledeceğim. İşçi kardeşlerimiz şöyle diyor:
“Ne olur sesimizi, haklı mücadelemizi, sarsılmaz azmimizi dört bir yana duyurun. İki aydır sürdürdüğümüz ekmek kavgamızı görmezden gelmeye çalışıyorlar. Bizi küçümsüyor, hor görüyorlar. Aslında korkuyorlar bizden... Uyguladıkları tüm sertlikler korku ifadesidir. Yılgınlığa gelmeyeceğiz. Hiç umutsuzluğa kapılmayacağız. İlk günkü gibi sarılıyoruz kavgaya... Ölmek var, dönmek yok dememiş miydik? Zafer, direnen emekçinin olacak dememiş miydik? Her geçen gün kavgamız yeniden başlıyor bizler için... Kararımız kesindir. Bunca yol almışken ve en önemlisi zafere bu kadar yaklaşmışken, şimdi sesimizi daha güçlü çıkarmanın zamanı olduğuna inanıyoruz.
Bize umutsuzluk yakışmaz. Biz umudun adı olduk burada... Biz haklıyız, biz kazanacağız! Başka yolu yok bunun... Umutla, inançla sevgiyle... Açlık grevindeki kardeşleriniz”
* * *
Tekel işçilerinin ekmek kavgasına adil bir çözüm bulunmalıdır.Hükümetler, işçileri sokağa atmak için değil, onlara aş ve iş sağlamak için vardır.
Dileriz işçi kardeşlerimiz ve gözü yaşlı aileleri haklı mücadelelerini kazanırlar. Fakat onlar da etten kemikten yapılmış insanlardır... Direnme güçlerinin sonuna gelip tükenebilirler...
Tükenebilirler ama kaybetseler bile “Galip sayılır bu yolda mağlup!”denilecektir. Çünkü ülkede “hak arama fitilini” ateşlediler... Yürekleri tutuşturan bu ateş artık sönmez!
Paylaş