Deli mi, zırdeli mi?

MERKEZİ Ankara’da olan Halk TV’den Müşerref Seçkin arayıp bildirmese haberim olmayacaktı! Meğerse benden de bahsediliyormuş! Müşerref Hanım, “Taraf Gazetesi’nde açıklanan plana göre gazeteciler iki gruba ayrılıyorlar. 1) Tutuklanacak olan gazeteciler, 2) Darbe sırasında iletişim kurulacak olanlar” dedi.

Haberin Devamı

“Eee, ne olmuş?” diye sordum.

Müşerref Hanım telefonda:

 “Taraf Gazetesi’ni okumadınız galiba?” dedi.

“Okumadım ve okumuyorum. Çünkü bu gazete hemen her gün darbe planlarından bahsediyor. Birileri öyle servis yapıyor, onlar da manşetlerine taşıyor. Üç mü oldu, beş mi oldu, yoksa daha fazla mı, hepsi birbirine karıştı. Meğerse yıllardır darbe planları üzerinde oturuyormuşuz! Ancak böyle davul-zurnalı, kayıtlı, belgeli, ıslak imzalı darbe mi olur? Aklım bunu pek almıyor! Bana kalırsa ülkenin saygın insanlarını karalamak istiyorlar!”

 “Darbe esnasında iletişim kurulacağı belirtilen 137 kişilik gazeteci listesinde sizin de adınız var!”

 “Deme yahu! Şaka mı bu?”

 “Hayır, Taraf Gazetesi’nin yayınladığı liste böyle...”

Haberin Devamı

 “Vay canına! Bir yaşına daha girdim! 50 yıllık gazetecilik hayatımda, demokrasi dışı hiçbir olayın içinde olmadığım gibi, bundan sonra da olmam mümkün değil. Silahlı Kuvvetlerimizi severim, askerimize güvenirim. Ordumuzun gücü sayesinde bu belalı coğrafyada ayakta kalabildiğimize inanıyorum. Tarih boyunca bu topraklarda, güçlü bir orduya sahip olduğumuz için ayakta kaldık. Her yanımızda, iştahla bize bakan aç kurtlar var. Bunlar, bir yolunu bulsak da şunları yesek! diye fırsat kolluyor.

Böyle bir ortamda en büyük güvencemiz, bu milletin bağrından çıkan ordumuzdur. Şimdi, askerimizi yıpratıp sindirerek, birtakım güçlere hizmet ediliyor.”

* * *

Bana gelince: Yurt savunması için güvendiğim, sevdiğim Silahlı Kuvvetler’le, darbe dönemlerinde hiç anlaşamadım, çünkü demokrasiden yanaydım. Bugün iktidar yalakalığı yapan her devrin adamları, 12 Eylül döneminde Evren Paşa’ya şakşak yapıyor, onu yağlayıp ballıyorlardı. Ben ise o dönemde, şartların elverdiği kadar demokrasiyi savunuyordum. Genel Yayın Yönetmenliği’ni yaptığım Günaydın Gazetesi, demokrasiden yana tavır koyduğu için Evren Paşa’nın talimatıyla, Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından süresiz olarak iki defa kapatıldı.

Diğer birçok yayın organı gibi darbeye şakşak yapsaydım kapatılmayacaktık!

Haberin Devamı

Ben “Asker asli görevini yapsın, siyasiler kendi işine baksın, rejim demokrasi yolundan sapmasın” diyenlerdenim.

* * *

 Taraf Gazetesi’nin tarafı, asker karşıtı, bence haksız sert tutumuyla, net olarak bellidir.

Bu gazetenin iddiası şu: Birinci Ordu Komutanlığı 2003 yılında “Balyoz Planı” hazırlamış... Buna göre bir cuma günü Fatih Camii ile Beyazıt Camii’ne bomba atılarak cemaat kışkırtılacak, irtica geliyor bahanesiyle binlerce insan öldürülerek yönetime el konulacakmış!

Bu arada Ege’de bir Türk savaş uçağı, kendi kuvvetlerimiz tarafından düşürülecek ve Yunanlılar düşürdü diye Yunanistan’la savaş başlatılacakmış!

 Tüm bunlar akıl alacak olaylar mı? Deli bile (eğer zırdeli değilse) ibadet ettiği mübarek camiyi bombalamaz, kendi uçağını vurup düşürmez, kendi insanlarını öldürmez. İddiaların, askeri karalamak isteyen birtakım ruh hastalarının senaryosu olması daha kuvvetli ihtimal!

Yazarın Tüm Yazıları