Aydınlığa sıkılan kurşun!

DAHA iyi, daha çağdaş bir yaşam için mücadele eden Benazir Butto’nun ülkesi Pakistan alevler içinde. Benazir, ülkesinde uygar bir toplum yaratmak istiyordu, bomba ile öldürüldü (27 Aralık 2007). Aradan bir buçuk yıl geçti. Şimdi Pakistan’da kanlı bir iç savaş yaşanıyor.

Svat bölgesini ele geçiren köktendinci Taliban yönetimi, orada şeriat ilan etti.

Radyo yasak, televizyon yasak, gazete yasak, müzik ve her türlü eğlence yasak!

Kadınların sımsıkı örtünmeleri ve erkeklerin sakal bırakmaları ise mecburi!

Taliban kuvvetleri, ülkede uygarlık adına ne varsa yakıp yıkarak başkent İslamabad’a doğru yürüyor. Köktendincilerin hedefi, bütün Pakistan’ı şeriat devleti yapmak!

* * *

Demokrasinin yolunu kapatan bir oluşum olan dincilik, halkın bilincini körletiyor.

Pakistan’ın aydınlık yüzü Benazir Butto’nun planlı bir suikastla vahşice öldürülüşü ülkede tüm dengeleri bozdu, iç ve dış güçler el ele vererek Pakistan’ı cehenneme çevirdi!

Benazir, kadınların tepeden tırnağa kapanmasını istemiyor, onların öcü gibi giyinmelerine karşı çıkarak ülkesini uygar bir hale getirmek istiyordu.

Benazir, karanlığa meydan okuyan bir kadındı, karanlıklar onu aldı götürdü...

Meslektaşımız Nur Batur, Benazir Butto ile 1989 yılında tanışmıştı. 35 yaşındaki Benazir, İslam dünyasının ilk kadın başbakanı idi.

Nur Batur ile Benazir’in son buluşmaları Dubai’de oldu. 8 yıllık sürgün hayatının ardından Pakistan’a dönmeye hazırlanan Benazir, her zamanki gibi çok cesurdu. Pakistan’ın kaderi olan karanlığa meydan okuyor, "Uygar bir toplum yaratmalıyız" diye haykırıyordu.

İslam dünyasının kadın lideri, korkusuzdu; "İslamiyet’te kadınların kapanması diye bir emir yok. Allah tepeden tırnağa kapanmamızı emretmiyor" diyordu.

Nur Batur, "Öldürülmekten korkmuyor musunuz?" diye sordu. "Zamanı gelir doğarız, zamanı gelir ölürüz. Vakit dolunca ölüm gelecek" diye cevap veren 54 yaşındaki Benazir, Pakistan’a dönüp 3’üncü kez başbakan olmayı hedefliyordu.

Din özgürlüğü adına kadınların örtünmeye zorlandığı bir dünyada Benazir korkusuzca konuşuyor; "İslam’ı herkesle tartışmaya hazırım. İslam, hiçbir yerde kadınların kapanmasını emretmiyor. Hz. Peygamber, en iyi peçenin gözlerdeki peçe olduğunu söyler" diyerek tabuları kırmaya çalışıyordu.

* * *

27 Aralık 2007... Öğleden sonra... Rawalpindi... Liyakat Bagh Meydanı... O gün tarihi meydan tıka basa doluydu. Özellikle kadınlar "Jiye Benazir! Veziri Azam Benazir!" diye bağırıyordu. Seçimlere 11 gün kalmıştı. Benazir’in meydana giren cipinin etrafı mahşer yeri gibiydi. Şoför ilerleyemiyordu.

İşte o anda arka arkaya üç el silah sesi duyuldu. İlk kurşun Benazir’in boynuna saplandı... İkinci kurşun ise yüzüne... Benazir aracın içine düştü.

Aynı anda kalabalığı yaran bir motosikletli hızla Benazir’in aracına çarptı. Motosikletli adam beline bombalar sarmıştı. O bir intihar komandosuydu... Patlamada 30 kişi paramparça oldu.

Müslüman dünyasının çağdaş kadın liderini dinciler böyle yok etmişlerdi.

Nur Batur
bir gazeteci olarak, böylesine cesur bir kadın liderin sözlerinin uçup gitmemesi gerektiğine inandığı için "BENAZİR - Benazir Bhutto’nun Bitmeyen Hikáyesi" kitabını yazdı, Doğan Kitap bastı. Kalemine sağlık.

YARIN: Pakistan’ın dramı!
Yazarın Tüm Yazıları