BAŞTA rakı olmak üzere alkollü içkilere yapılan ağır vergi zammı, doğal olarak akşamcıların bütçelerini delecek!
İster inanın, ister inanmayın. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek zammın gerekçesini “Sigara olsun, alkollü içkiler olsun, bize getireceği gelir önemli değil! Önemli olan insanlarımızın sağlıklı yaşamasıdır!” diye açıklıyor. En çok tüketilen alkollü içkilerden olan büyük rakının fiyatının 40 liraya dayanacağını söyleyen rakıcılar, iktidara veryansın edip ateş püskürüyorlar ama haksızlık etmeyelim! İktidarın alkol politikasından memnun olup teşekkür eden yurttaşlar da var. ¡ ¡ ¡ Ünlü mimar ve yazar Aydın Boysan, rakı konusunda iktidara teşekkür edenlerin başında geliyor ve “Sağ olsunlar, var olsunlar” lafı üstadın ağzından düşmüyor. Aydın Boysan, 90 yaşında... Geçenlerde rakıya başlamasının 70’inci yıldönümünü dostları arasında mütevazı ve neşeli bir törenle kutladı. Ona: “Üstat, Tekel İdaresi ya da rakı sektörü sana 70’inci yıl plaketi vermeyi düşünmez mi?” diye sordular. Rakısından bir yudum alan Boysan gülümsedi: “Bana hiç böyle bir şey teklif etmediler!” Biraz durup düşündü, rakısından bir yudum daha aldıktan sonra: “Ama ben hükümete bir teşekkür plaketi vermeyi düşünüyorum” dedi. “Neden? Rakıya sık sık zam yapıyor, milletin içmesini zorlaştırıyor diye mi?” “Hayır, bilemediniz. Bu iktidar geldikten sonra rakılar düzeldi, hızla çeşitlendi. İçkicileri hiçbir iktidar bu kadar mutlu edememişti. Teşekkür şart oldu!” Rakısından bir yudum aldıktan sonra sözlerini noktaladı: “Sağ olsunlar, var olsunlar! Seç seçebildiğini... Hangi cinsten istersen var. Sayelerinde ağız tadıyla rakımızı içiyoruz. Oh be!” ¡ ¡ ¡ Günün aktüel konusu rakıdan bahsedilince, rakı fıkrası anlatılmaz mı? İki ayyaş, bir mezarlığın duvarına oturmuşlar, ellerinde rakı şişesi, kafayı çekiyorlar! Bu sırada bir cenaze alayı gelir. Ayyaşlardan biri, önlerinden geçen kafileye sorar: “Rahmetli kaç yaşındaydı?” “55’ine yeni girmişti. İyi bir adamdı. Üç de çocuğu vardı, yazık oldu!” “Peki, çok içer miydi?” “Hem de nasıl! Gece gündüz içerdi rahmetli... Bu yüzden erken gitti!” Mezarlık duvarının üzerinde oturan ayyaşların canı sıkılır “Vay canına!” derler “İçenler çok erken gidiyor demek ki! Ne yapsak acaba?” Az sonra, ileriden bir cenaze alayı daha görünür. Yine gözü yaşlı insanlar... Önlerinden geçerken ayyaşlar “Rahmetli kaç yaşındaydı? diye sorarlar. Cenaze alayındakiler: “Henüz 55 yaşındaydı...” derler. “Peki, çok içer miydi?” “Ne içmesi? Tövbe deyin... İçkiyi ağzına bile sürmezdi” Cenaze alayı geçip giderken ayyaş, arkadaşına dönüp rakı şişesini kaldırır: “İçenle içmeyen arasında 15 dakika fark var. Boş ver lan! Haydi şerefe!” ¡ ¡ ¡ Her gün kafayı çekip sarhoş olan adamı arkadaşları uyarmış: “Bu kadar içme... Hem sağlığına dokunur, hem de mesleğinde ilerleyemezsin!” “İçmezsem ne olacak, nasıl ilerleyeceğim? “Terfi edersin, zamanla müdür, sonra da genel müdür olursun!” Ayyaş rakı kadehini kafasına dikerek: “Boş versene sen” demiş “ben içince her gün genel müdür oluyorum!”