Paylaş
BU hafta size, büyük bir heyecanla kucaklarına almayı bekledikleri bebeklerinin ölüsü teslim edilen ailenin hukuk savaşını yazmak istiyorum. Aile, bebeklerinin tıbbi ihmal sonucu öldüğünü iddia ediyor. Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Suç duyurusuna göre bakın olay nasıl gelişmiş:
Aydın Nazilli’de yaşayan A.A. ve E.A. heyecanla bebeklerini kucaklarına almayı bekliyorlardı. E.A., 1 Haziran 2024 günü saat 01.00 sıralarında şiddetli ağrı ile hastaneye gitti. Tahmini doğum vaktinin yaklaştığını, 36. hafta içinde olduğunu, sancılarının artık dayanılmaz hale geldiğini söyledi. Hastanenin nöbetçi kadın doğum uzmanının çağrılmasını istedi. Acildeki sağlık personelince, ağrı içinde kıvranan E.A.’ya “Biz sadece serum bağlayabiliriz, başka bir şey yapamayız, bekleyeceksin” yanıtı verildi. Acil servisin gözlem odasında serum bağlanan anne adayı ve eşi, defalarca ultrason çekilmesini de istediler. Ancak yapılmadı.
E.A. ile eşi ve hastaneye gelen yakınları da doktorlardan gerekli tetkiklerin yapılmasını, bebeğin kalp atışlarının seyrini ve kalp atışlarının bebek hareketleriyle ve varsa kasılmalarla olan ilişkisini gözlemlemeye yarayan NST (Non Stres Test) adlı aletin bağlanmasını istediler. Tüm bu talepler de sonuçsuz kaldı. E.A.’nın acil servisine yatış tarihi ve saati kayıtlara 01/06/2024 günü saat 01.11 olarak geçti. Ameliyata alınma saati ise 03.54.
2 SAAT 40 DAKİKA BEKLETTİLER
Ailenin suç duyurusu dilekçesinde şu iddialar yer aldı: “Tam 2 saat 40 dakika boyunca müvekkil ve eşi hastanenin acil kısmında sadece kan/idrar testi yapılarak ve bir serum bağlanarak bekletilmişlerdir. Bunların haricinde müvekkile ne bir ultrason çekilmiş ne NST bağlanmış ne de ÇKS (çocuk kalp sesi) tetkikine başvurulmuştur. Hiçbir alete gerek olmayan pelvik muayene (çatı muayenesi) dahi yapılmamıştır. Erken doğum, doğumun son adet tarihine göre 24. ile 37. haftaları arasında meydana gelen doğumlardır. Genellikle erken doğumların yüzde 70’i 34. ve 36. haftalar arasında oluşmaktadır. Müvekillerce acil servis doktoruna ve hemşirelere hamilelikte 35. hafta 5. günün geçtiği özellikle söylenmiştir. Doktor tarafından doğumun erken doğum olabileceği öngörülmemiş midir ki müvekkil derhal ameliyata alınmamıştır?
‘ÇOCUĞUN ÖLMÜŞ ALACAĞIZ’
Müvekkil, 2 saat 40 dakika acil serviste bekletildikten sonra doğumhane katına alınmıştır. Sancı ve ağrı içerisinde uzun bir bekleyişten sonra ameliyathaneye alınan müvekkile ‘Çocuğun ölmüş, çocuğu alacağız’ denilmiştir. Müvekkil bu söz üzerine şok olmuştur. Hasta dosyasında bulunan ameliyat kâğıdına göre ameliyata başlama saati 03.54, ameliyatın bitiş saati 04.22’dir. Çocuğun ölüm saati 04.22 olarak kayıtlara geçmiştir. Aile 2 hafta sonra kucaklarına almayı planladıkları bebeklerini toprağa vermişlerdir.”
BAŞSAVCILIĞIN İZNİ BEKLENİYOR
Aile olay gecesi hastanede görevli nöbetçi doktor, hemşire ve ebeler hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Suç duyurusunda, anneye iki saat 40 dakika boyunca sadece serum takıldığı, ultrason bile çekilmediği, anestezi doktorunun yokluğu nedeniyle geç müdahale ve tıbbi hata yüzünden bebeğin öldüğü iddia edildi. O gece görevli sağlık çalışanları hakkında dava açılması istendi. Ailenin avukatı Mehmet Koçkavak’a konuştum: “Dosyada savcı değiştiğini, yeni savcının olayın üzerinden bir yıl geçtikten sonra soruşturma izni için Sağlık Bakanlığı’na başvurduğunu söyleyen Koçkavak, “Ameliyat sonrasında görevliler babaya, ‘Bebeğiniz öldü, ölüsünü alın, gidip gömün’ demişlerdir. İnsani yaklaşımdan uzak bir tavırla bebek teslim edilmiştir.” Bu dosyada şimdi gözler yargıda, soruşturmayı yürüten Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığı’nda. Ben de takipçisi olup bu soruşturmanın sonucunu da yazacağım...
ÖZEL GEREKSİNİMLİ ADAYLARA UYARI
ÜNİVERSİTE hayali kuran milyonlarca aday 21-22 Haziran’da Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) girecek. Sınav öncesi ÖSYM, 2025 Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Kılavuzu’nda engelli adaylara yönelik sağlık şartlarında güncelleme yaptı. Okuyucu, işaretleyici, ek süre ve büyük puntolu kitapçık gibi desteklerin kapsamı genişletildi. Avukat Burcu Akar Muratoğlu’na güncellemeyi ve özel gereksinimli adaylara önerilerini sordum. Bakın, özel gereksinimli adaylara hangi önerilerde bulundu:
DİLEKÇEYLE BAŞVURUN
“Başvuru sırasında özel gereksinimlerini bildirmemiş adaylar ÖSYM’ye acilen başvuru yapmalı. Dilekçeyle okuyucu, kodlayıcı/işaretleyici, ayrı salon ve (disleksili adaylar için) çift kitapçık taleplerini gerekçeleriyle birlikte yazıp ıslak imzalı şekilde ÖSYM Engelli Daire Başkanlığı’na kargo veya acele posta yoluyla göndermeleri gerekiyor. Yüzde 40’ın altında engelli sağlık raporuna sahip olan zihinsel yetersizliği ya da görme yetersizliği bulunan adaylara da talepleri halinde okuyucu, kodlayıcı ve ayrı salonda sınav hakkı sağlanacak. Bunun için yine ıslak imzalı dilekçelerini yazmaları ve özel gereksinim durumlarını kısaca açıklamaları gerekiyor.”
Paylaş