Etkin pişmanlık olayı kolayca geçiştirilemez

Etkin pişmanlık...

İtiraftır. Suçu kabullenmektir. Suça iştirak edenlerle ilgili bilgi vermektir.

Yani suçun ete kemiğe bürünmesine, somutlaşmasına yönelik önemli bir veridir.

*

İmamoğlu davasında bazı şüphelilerin etkin pişmanlıktan yararlanması...

CHP yönetiminin...

- Duruşunu bozuyor.

- Söylemini zedeliyor.

- Stratejisini örseliyor.

- Anlatısını zayıflatıyor.

*

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunun farkına varmış olacak ki dün ilk kez “etkin pişmanlıktan yararlananlar” meselesine değinerek şöyle dedi:

*

“Düne kadar yere göğe sığdıramadıkları arkadaşlarını ‘pişman oldu’ diye müfteri ilan ediyorlar.”

*

Etkin pişmanlık meselesi, köprüye İmamoğlu posteri asarak halledilecek bir mesele değildir.

NECİP FAZIL’A SORACAĞIM SORU

İstanbul’da açılan Necip Fazıl temalı bir sergide...

Yapay zekâ sayesinde Necip Fazıl’la birebir sohbet etme imkânı sunan bir sistem de yer alıyormuş.

Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu sistemden yararlanarak Necip Fazıl’a sorular sormuş.

*

Bu sistemden yararlanma imkânı bulursam Necip Fazıl’a şu soruyu soracağım:

*

“Ey şair! ‘Sakarya Türküsü’ adlı şiirinde ‘Yol onun, varlık onun, gerisi hep angarya / Yüzüstü çok süründün ayağa kalk Sakarya’ demiştin. Yıl: 2025. Şöyle bir baktığında Sakarya’nın ayağa kalktığını düşünüyor musun?”

DOKUZ ÇOCUK BABASI DOKUZ ÇOCUK DEDESİ

Geçen gün aralarında yaptıkları muhabbetten öğrendik ki:

- Erdoğan’ın 9 torunu...

- Aliyev’in 9 torunu...

Varmış.

*

Tam bunu öğrenmişken dün de şöyle bir haber geldi:

*

İngiltere’nin eski Başbakanı Boris Johnson, dokuzuncu kez baba olmuş.

*

Dedeler ve babalar arasında şöyle bir kıyaslama var mıdır acaba:

*

9 çocuk dedesi olmak mı daha muhteşem, 9 çocuk babası olmak mı?

70’LERDE KALMIŞ BİR AYDIN: LİVANELİ

Sosyalist Enternasyonel’de konuşmuş ve şöyle demiş Zülfü Livaneli:

*

“Bugün sağın kullandığı temel araçlar din, milliyetçilik ve sermayedir. Solunsa tek bir silahı vardır: Kültür.”

*

Ne kadar da eski bir şablon. Ne kadar da 70’ler klişesi.

Ne kadar da naftalin kokan bir yaklaşım.

1970’lerin aydını olan ve 1970’lerden milim kopamayan Livaneli’nin bırakın 2025’i, 2010’ları falan 1990’ları bile anlaması mümkün değildir.

TÜRKİYE’NİN EN GÜZEL BALONLARI

Dört yaşındaki oğlu kanseri yenen bir baba, “Pek çevremiz yok. Kanseri yenen oğlum için balon uçurmaya gelir misiniz?” diye bir paylaşım yaptı.

*

Çağrıya binlerce kişi cevap verdi. Kanseri yenen Ali Asaf için ellerinde balonlarla toplandılar. Manzara muhteşem ötesiydi.

*

Babanın gördüğü manzara karşısında söylediği şu:

“Umut her zaman vardır. Hepinize teşekkür ediyoruz. Allah razı olsun.”

GÖREVİMİZ TEHLİKE FİLMİNE AÇIK MEKTUP

Sayın Görevimiz Tehlike.

- Biz senden aksiyonun kralını bekliyoruz, sen bize felsefe yapıyorsun.

- Biz senden gökdelenlerin tepesinde atraksiyon bekliyoruz, sen bize karmaşık bir öykü anlatıyorsun.

- Biz senden uçaklarda, helikopterlerde dövüşler bekliyoruz, sen bizi kafa yoracak entrikaları çözmeye zorluyorsun.

*

Sayın Görevimiz Tehlike.

Temsil ettiğin türün sınırlarının dışına çıkma lütfen.

Kasmaya, entellik taslamaya, karmaşıklaşmaya hiç gerek yok. Beklentilerimizi karşıla yeter.

Tom’a çok selam.

HANGİSİ KEMAL SUNAL’A BENZİYOR

Mehmet Kurt, Adile Naşit filminde Kemal Sunal’ı oynamak istemiş.

Olmamış.

Berkay Tulumbacı ise Adile Naşit filminde Kemal Sunal’ı canlandıracakmış.

*

Sadece “benzerlik” üzerinden gidersek...

Mehmet Kurt, Kemal Sunal’ın neredeyse aynısı.

Neden seçilmedi acaba?