‘AİDAT ÖDEMEM’ DİYEN KOMŞU
B.A: Eşim bina yöneticisi. Binada 12 daireden 3’ü aidat ödemem diye itiraz ediyor. Hukuki yoldan nasıl çözebiliriz?
A.A: 90 TL aidat ödüyorum. Ancak, yönetici ekstradan bakım-onarım bütçesi altında 90 TL istiyor. Bu parayı ödemek zorunda mıyım? Ödemezsem bir sorun olur mu?
Bu soruları, çok sayıdaki okurumun benzer sorularına da yanıt olacak şekilde Kat Mülkiyeti Kanunu’na (KMK) göre yanıtlamak istiyorum. Ev sahibi de kiracı da olsanız, dairenize hiç uğramasanız da düzenli aidat ödemek ve ortak giderlere katılmak zorundasınız. Çünkü bu kanunla getirilen bir yükümlülük. KMK’nın 20. maddesi şöyle:
“Kat maliklerinden her biri aralarında başka türlü anlaşma olmadıkça; kapıcı, kaloriferci, bahçıvan ve bekçi giderlerine ve bunlar için toplanacak avansa eşit olarak; anagayrimenkulün sigorta primlerine ve bütün ortak yerlerin bakım, koruma, güçlendirme ve onarım giderleri ile yönetici aylığı gibi diğer giderlere ve ortak tesislerin işletme giderlerine ve giderler için toplanacak avansa kendi arsa payı oranında katılmakla yükümlüdür. Kat malikleri ortak yer veya tesisler üzerindeki kullanma hakkından vazgeçmek veya kendi bağımsız bölümünün durumu dolayısıyla bunlardan faydalanmaya lüzum ve ihtiyaç bulunmadığını ileri sürmek suretiyle bu gider ve avans payını ödemekten kaçınamaz.”
İCRA TAKİBİ VE YÜZDE 5 FAİZ
Bu maddeden anlaşılacağı üzere okurum A.A., bakım-onarıma dönük ekstra 90 TL’yi ödemek zorunda. Apartman yönetim kurulunca alınan kararlara dayalı olan bu tip ödemelerin yapılmaması halinde, yöneticiniz aleyhinize sulh hukuk mahkemesinde dava açabilir.
GEÇEN hafta ‘diller ve dinler şehri’ Mardin’deydim. 2. Uluslararası Midyat Kültür ve Sanat Festivali’ni izledim. Sınır bölgesine gittim. Bu hafta hukuk yerine Nusaybin’deki hendeklerle, terör ve operasyonlarla gündeme gelen bölgeyi yazmak istedim.
Önce 6,7,8 Eylül’de Midyat’ta yapılan festival...
6 Eylül’de açılış töreni Ezidi, Süryani ve Müslüman din adamlarının ülkenin birliği ve beraberliği için ettikleri dualar, müzik toplulukları ve sanatçıların çeşitli dillerde söyledikleri şarkı ve türkülerle sürerken, Midyat Ömerli kırsalında güvenlik güçlerinin operasyon başlattıkları duyuldu. Mardin Polis Özel Harekât Şube Müdürü Tufan Kansuva’nın çatışmada şehit olduğu acı haberini ise Mardin Kaymakamı Hüseyin Tekin’le ertesi sabahki sohbetimiz sırasında aldık. Tekin, yanımızdan ayrılmadan önce bölge ve festivalle ilgili şu değerlendirmeleri yaptı:
MİDYAT’IN ACUR TURŞUSU LONDRA’DA SATILACAK
“Böyle bir festival hayaldi, yaptık. Bir gün Midyat’ın acur turşusu Londra’da satılacak. Vatandaş artık terör örgütünün baskılarına tolerans göstermiyor. Bu bölgede devletin ve bölgenin iş insanlarının desteğiyle gençler artık spor, sanat ve bilime yöneliyor.
Festival davetiyesini arkadaşlarımla beraber bir anı eşyası olarak saklanabilecek şekilde biz tasarladık. Arapça, Süryanice, İngilizce ve Kürtçe olan tahta bir kutunun içinde sunulan davetiyenin üzerinde dinlerin kutsal saydığı cami, haç ve tavus kuşu sembolleri var. Davetiye her yıl aynı şekilde hazırlanacak ve sadece tarihleri değiştirilecek.”
Ziyaret ettiğimiz Mardin Valisi ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mustafa Yaman ise “Bölgenin terör ve hendeklerle değil kültür, spor ve sanatla anılıp gelişmesini istiyoruz” dedi. Yaman, Süper Lig’e bölgeden çıkan ilk kadın hentbol takımının kurulduğunu, Türkiye’nin ilk profesyonel bisiklet parkurunun Artuklu Üniversitesi Merkez Kampüsü’nde inşa edildiğini anlattı.
SANCAR’IN İZİNDEN GİDEN ÖĞRENCİLER
YARGITAY 4. Hukuk Dairesi, temyiz süresini kaçıran davalı kamu avukatına, idarece 1 milyonu aşkın kamu zararının geri ödetilmesi (rücu) istemli davanın “zamanaşımından” ret kararını bozdu. Yargıtay, kamu avukatlarına dönük bu tip rücu davalarında zamanaşımı süresi belirlenirken, dava açmaya yetkili amirin soruşturmaya “olur” tarihinin baz alınmasına karar verdi. Karar bakın nasıl alındı...
DEVLETTEN AVUKATINA 1 MİLYONLUK DAVA
Düzce’de beş yıl önce bir kurum avukatı bir tapu iptali ve tescili davasında temyize gitmedi. Karar temyiz edilmeden kesinleşti ve 1 milyon lirayı aşkın değeri olan arazi, Hazine’nin malı olmaktan çıktı. Kamu avukatına soruşturma, daha sonra da dava açıldı. Davada, kararın temyiz edilmeden kesinleşmesi nedeniyle kurum zararının oluştuğu, arazi bedeli olan 1 milyon 317 bin 475 lira ve 52 bin 569 liralık icra masrafının davalı avukattan tahsil edilmesi istendi.
Mahkeme, davayı zamanaşımından reddetti. İstinaf da esastan ret karar verdi. Bunun üzerine, davacı Hazine, Yargıtay’da temyize gitti. Yargıtay, 13 Haziran’da oybirliği ile kararı bozdu. Yargıtay kararında, zamanaşımı başlangıcının yetkili amirin “olur” verdiği tarih olacağı vurgulanarak, özetle şöyle denildi:
DAVALI SÖZLEŞMELİ AVUKAT DEĞİL MEMUR
“Davalı, davacı kurumun memurudur. Dava, sözleşme ilişkisinden kaynaklanmamaktadır. Şu durumda memuriyet ilişkisi nedeni ile iddia edilen eylem görevi ihmal suçunu oluşturabileceğinden ceza zamanaşımı nazara alınmalıdır. Kaldı ki, zamanaşımının başlangıcı için dava açmaya yetkili amirin olur tarihi baz alınarak hesaplamaya gidilmelidir.
Bu yön gözetilmeden yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.”
Önce kadın okurum G.T.’nin nişanlısından ayrılan erkek kardeşiyle ilgili o sorusu:
“Erkek kardeşim nişanlısından ayrıldı. Nişanda kıza 3 bilezik, 2 çeyrek, 1 yarım altın takıldı. Kız tarafı bu takıları vermiyor. Sadece 1 bilezik için şahidimiz var. Diğer iki bileziği babam bayram ziyaretinde taktı. Kızın kolunda bileziklerle birçok fotoğrafı var. Ancak babam takarken çekilen bir fotoğraf ya da aile dışından bir şahit yok. Mahkeme beyanımızı kabul eder mi? Aklımıza bir tek kuyumcudan babam bilezikleri alırken ki görüntüleri istemek geliyor. Delil olabilir mi?”
MAHKEMELERDEN ÖNCE ARABULUCUYA DA GİDEBİLİRSİNİZ
Okurumun sorusunu benzer sorulara da ışık tutacak şekilde Başkent Arabuluculuk Ve Uyuşmazlık Merkezi ortağı arabulucu ve uzlaştırmacı avukat Eda Günday’a sordum. Günday, Türk Medeni Kanunu’na (TMK) göre alışılmışın (mutat) dışında hediye olarak nitelendirilen bilezik, altın gibi nişan takılarının iadesinin gerektiğini, bunun için nişanın bozulmasından itibaren 1 yıl içinde aile mahkemesinde dava açılabileceğini söyledi. Günday mahkemeden önce ihtiyari olarak arabulucuya gidilmesi yönteminin olduğunu ancak kamuoyunca bilinmediğini vurguladı.
NEDEN ÖNCE ARABULUCU?
Günday, zaman tasarrufu sağlaması, ekonomik olması, süreç kontrolünün taraflarda olması ve gizlilik imkânı vermesi gerekçeleriyle mahkemeden önce alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak avukat arabulucuya başvurabileceğini söyledi.
ARABULUCULAR KİM?
“Babamlar üç kardeş. Halamın iki çocuğu var. Hiç evlenmemiş amcam 76 yaşında, kanserden kaldırıldığı acilde vefat etti. Bakımını halam sürdürüyordu. Bakıcı da tutulmuştu. Babam son dönemde yaşlandığından pek ilgilenemedi. Tek kardeşimin amcam ile arası yıllardır bozuk, bense uzaktayım.
YASAL HAKLARIMIZ NELER?
Mahkemece vasiyet açıldı. Amcam 8 daire, iki dükkân ve bankalardaki tüm paralarını (tahminen 400-500 bin TL) halamın çocuklarına 1/2 olacak şekilde bırakmış. Dedemden kalan bir arsadaki payını da ölünceye kadar bakım sözleşmesi karşılığı halama bırakmış. Sadece, tahminen unuttukları için, bir müteahhit ile yapılmış arsa karşılığı sözleşmeden doğan dört daire alacağı mirasta hiçbir yerde bahsedilmemiş. Oradan iki daire babama kalacak.
Miras ve ölünceye kadar bakma sözleşmesi vefatından 49 gün önce yapılmış. Devlet hastanesinde psikiyatri uzmanından alınmış raporla iki tanık huzurunda noterde prosedürüne uygun görünen şekliyle yapılmış. Babam amcam ile zamanında ilgilenmiş, para ve zaman harcamış. Babam kırgın ve ‘Dava açacağım, hakkımı alacağım’ diyor. Miras kesinleşmeden halam kiracılara noterden paranın kendi bildirdiği hesaba yatırılması için bir ihtar yollamış. Bunu önleyebilir miyiz? Yasal haklarımız nelerdir? Babamın miras üzerinde saklı pay hakkı var mı?”
SAKLI PAY HAKKI KALDIRILDI
Okurumun sorusunu Türk Medeni Kanunu (TMK) ve danıştığım miras hukukçularının görüşü ışığında şöyle yanıtlamak istiyorum:
TMK’ya göre kardeşler yasal mirasçı. Ancak, 10 Mayıs 2007’deki TMK değişikliği ile kardeşlerin saklı pay miras hakkı ortadan kaldırıldı. Bu nedenle okurumun babası saklı paylı mirasçı değil. Saklı pay nedeniyle dava (tenkis davası) açamaz.
1 YIL İÇİNDE İPTAL DAVASI
TATİL ya da kaplıca turu satın aldınız, ödemeyi de yaptınız. Ama işiniz çıktı ya da vazgeçtiniz. Ücret iadesi olur mu? Önce okurum Ş.E.’nin benzer soruları da özetleyen o sorusu:
“Kızımla bir haftalık bir kür tedavisi için Kuşadası’nda kampanya yapan bir otele 1000’er TL peşin ödeme yapacağız. Vazgeçmemiz durumunda hiçbir geri ödeme yapmayacaklarını bildirdiler. Bu talep kanunsuz değil mi? Belli bir miktarı geri ödemeleri gerekmez mi?”
PAKET TUR SÖZLEŞMESİ
Avukat Merve Türkmen Kaplan’a Ş.E.’nin sorusunu ilettim. Kaplan, birçok okurumun aynı yöndeki sorularını da yanıtlayacak şekilde şu değerlendirmeleri yaptı:
“Sorunuzda anlatmış olduğunuz olay Türk hukuk sisteminde paket tur sözleşmelerine dahil edilmektedir. Tarafınızca sözleşmeyi fesih hakkınız saklıdır. (Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği Kurum: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Kabul Tarihi: 14.01.2015 Resmi Gazete Tarihi: 14/1/2015 Resmi Gazete No: 29236)
Tüketicinin hakları ve borçları genellikle şunlardır:
* Paket tura dahil hizmetlerden yararlanma hakkı.
* Bilgi alma hakkı. (tanıtıcı broşür isteme hakkı vb.)
Önce okurum T.A.’nın çok sayıda vatandaşımızın da sorununu dile getiren o iki sorusu:
“Karadeniz sahilinde bir sitede oturuyoruz. Plajımız yok ve ulaşım sıkıntısı yaşıyoruz. Sitede büyük huzursuzluğa sebep olan bu iki hususta kıymetli fikirlerinize ihtiyaç duyuyoruz:
1- Bir kısım site sakini yakındaki plajlardan birini kullanım için anlaşma yapıp bunun bedelini genel bütçeden ödemek istiyor. Birçok ev sahibi ise böyle bir şeyin ‘site işletme planında olmadığı ve oylamaya dahi konulamayacağını’ iddia ediyor. Böyle bir oylama yapılabilir mi? Yapılır ve kabul görürse muhalif olanlar ne yapabilirler?
2- Aynı şekilde bir kısım site sakini yönetim planında olmadığı halde metrobüs durağına ulaşım için servis koyup ücretin genel bütçeden ödenmesi için oylama yapılmasını öneriyor. Bazıları ise bunun kabul görmesi durumunda bile genel bütçeden ödenemeyeceğini öne sürüyor.”
PLAJ VE SERVİS ÜCRETİ GENEL GİDER AVANSINDAN AYRIDIR
Okurumun sorusunu avukat Merve Kaplan Türkmen benzer soruları da aydınlatacak şekilde bakın şöyle yanıtladı:
“Öncelikle şu hususu belirtmek gerekir ki normalde genel giderler avansı ile bu tür giderler ayrılır. Genel gider avansı sitenin rutin giderleri için alınan avans mahiyetinde bir paradır. Yönetimin rutin işlerden ayrık bir işin yapılması ile ilgili alınan karar doğrultusunda bir işletme projesi düzenleyerek işin maliyetini çıkartması ve kat maliklerine işletme projesini tebliğ etmesi gerekir. Bu iş için alınacak para genel gider avansından ayrıdır. Bu projeyi tebliğ alan kat malikleri süresi içerisinde dava açmazlarsa artık işin maliyetine ilişkin bir itirazda bulunamazlar.
NİŞAN-düğün takı ve ziynet eşyaları, nişanın bozulması ve boşanma halinde çiftleri karşı karşıya getirebiliyor. Hatta mahkemeye taşınıyor. Darp edildiği için nişanı atan kadın okurum S.K.’nın benzer soruları da özetleyen ziynet ve takıların kimde kalacağına ilişkin o sorusu:
“Nişanlım beni dövdü ve darp raporu aldım. Davamız eylül ayında. Bu durumda takılar bende mi, onlarda mı kalır? Takıların iadesi için de dava açılırsa, ben darp edilip nişanı bozduğum için hukuki sonuç ne olur?”
KUSUR ARANMIYOR
Nişan hediyelerinin geri verilmesi konusu Türk Medeni Kanun’nun 122. maddesinde ve Yargıtay içtihatlarında ayrıntı şekilde düzenlenen bir konu. Kanuna göre nişanlılığın sona ermesi halinde, nişanlıların birbirlerine veya ana ve babanın ya da ana ve baba gibi davranan kişilerin diğer nişanlıya vermiş oldukları “alışılmışın dışındaki hediyeler”, verenler tarafından geri istenebiliyor. Nişan hediyelerinin geri verilmesinde erkek ya da kadın tarafların kusurlu olup olmamasının ise herhangi bir önemi yok. Çünkü burada önemli olan nokta, kişilerin malvarlığında yaşanan artışın sebebi olan hukuki durumun, yani nişanlanmanın ortadan kalkmış olması. Bu sebeple hediyeler aynen veya mislen geri verilir. Nişanlısının okurumu darp konusu ise ayrı ve S.K. da eski nişanlısından maddi-manevi tazminat talep edebilir.
BİR YIL SÜRESİ VAR
Medeni Kanun’un 123. maddesine göre ise hediyelerin geri verilmesini isteme hakkı, nişanın sona ermesinin üzerinden bir yıl geçmekle zaman aşımına uğruyor. Bu çerçevede S.K.’ya da eski nişanlısı hediyelerin iadesi için dava açabilir. Hediyelerin geri istenebilmesi için hediyelerin alışılmışın dışında olması şartı var. Bir hediyenin alışılmış sayılması için yörenin örf ve adetlerine göre verilmiş olması ve ekonomik değerinin de çok yüksek olmaması gerekir. Hediyenin maddi değerinin yüksekliği değerlendirilirken hediyeyi vermiş olan kişinin mali durumu göz önünde tutulur. Nişan yüzükleri, takılar, ev, araba, para ve ekonomik değeri yüksek eşyalar vb. geri istenebilir hediyelerdir. Hediyelerin geri istenebilmesinin bir diğer şartı da bu hediyelerin nişan sırasında, nişanlılık süresi içinde veya nişan sebebiyle verilmiş olması. Yargıtay kararı ise bu konuyu bakın şöyle açıklığa kavuşturuyor:
İŞTE O KARAR