Osman Müftüoğlu

Diyetler ‘out’ beslenme planları ‘In’

5 Ocak 2018
Kilo sorunu yaşayan biriyseniz “diyetler out” deyip “beslenme planlarını” devreye sokun.

Eğer beslenmeyi, daha doğrusu sağlıklı ve doğru beslenmeyi bir iyileşme aracı, hastalanmayı önleyici bir beslenme tarzı olarak algılıyorsanız -ki öyle olmalı- “diyet” sözcüğünü bir yana bırakıp “yiyecek planı” veya “beslenme planı” deyimini kullanmanız lazım.
Eğer konuya sadece “diyet” sözcüğünü baz alarak ve bir kilo verme aracı gibi yaklaşmaya devam ederseniz -ki 50 yıldır ısrarla devam eden hatamız budur-, ne kilo meselenizi çözmekte, ne verdiğiniz kiloları yeniden geri almama savaşını kazanmakta ne de bazı hastalıklardan korunmada başarılı olmayı bekleyin.
Mesele net ve açık:
Beslenme bir farkındalık işi. Ve bu önemli farkındalığı kilo sorunu olsun olmasın herkesin ciddiye alması lazım.
Bence “yeni yıl beslenme hedeflerimizden” biri de bu olsun. Özellikle kilo sorunlusu biriyseniz “diyetler out” deyip “beslenme planlarını” devreye sokun.
Besinleri keyifli hayatın, sağlıklı yaşamın, gücün, kuvvetin en etkili oyuncuları gibi düşünün, seçimlerinizi buna göre yapın.
Özellikle yaşı 40’ı geçen herkes beslenme tercihlerini yaparken bu farkındalığı esas alarak hareket etmek zorundadır, unutmayın.

Herkesin fabrika ayarları farklıdır

Yazının Devamını Oku

Alzheimer’ın 10 işareti

4 Ocak 2018
Alzheimer korkusunu biraz fazla abarttığımız düşüncesindeyim. Öyle ki uzun yaşam arzusu adeta bir çeşit yaşlanma korkusuna dönüşmek üzere.

Yaşı 70’i geçen herkes “Bende de böyle bir tehdit var mı?” sorusuna yanıt arıyor. Bu yöndeki tereddütlere de daha önce yayınlanmış bir yazımızdaki 10 işaret yol gösterici olabiliyor. İsterseniz gelin o işaretleri yeniden bir hatırlamaya çalışalım. Buyurun...
Not: ABD, Alzheimer’s Association National Office’ten yararlanılmıştır. 

Bellek kaybınızın tipini iyi izleyin

Bellekteki bozulmanın en erken işareti son zamanlarda öğrenilen “yeni bilgilerin unutulması”dır. Randevuların, isimlerin ya da telefon numaralarının zaman zaman unutulması bir ölçüye kadar normaldir. Alzheimer hastaları ise böyle şeyleri daha sık unuturlar ve daha sonra da hatırlamazlar.

Günlük işlerinizi yaparken zorlanıyor musunuz?

Alzheimer hastalığı ile ilişkili bellek kaybı yaşayanlar, normal şartlarda gün içinde nasıl yapılacağını düşünmeden yaptığımız olağan şeyleri -sıradan günlük aktiviteleri- yapmada bile zorluk çekerler. Alzheimer hastası basit bir yemeğin nasıl hazırlanacağını bilemez, zamanla ev işlerini yapamaz hale gelir.

Yazının Devamını Oku

5 soruda takviye kullanma kılavuzu

3 Ocak 2018
Besin takviyelerinden faydalananların sayısı artıyor.

Özellikle omega-3, probiyotik ve multivitamin desteklerine ciddi bir ilgi var. Peki doğru mu? Bana göre doğrusu bunları doğal yolla, doğal kaynaklardan temin etmek olmalı. Omega-3 için daha bol ve sık yağlı balık yenmeli. Probiyotik için turşuya, kefire, bozaya, şalgam veya sirkeye yüklenmeli.
Vitamin ve mineraller için de manavlar, pazarlar daha sık ziyaret edilmeli! Bu ürünlerin bilgili ve dikkatli kullanılması ise çok daha önemli bir konu. Zira bunlar da tıpkı ilaçlar gibi, özen gösterilmezse faydaları azalıyor.
Dahası bazı sorunlar ortaya çıkabiliyor. “Peki nasıl olacak bu iş?” diyorsanız şu 5 soruya yanıt arayarak yola çıkın derim.

Hangisinin en iyi olduğunu nasıl bileceğim?

Fiyat, en iyi olduğuna karar vermek için her zaman en iyi yol değildir. İşte en iyisini seçmeniz için bilmeniz gerekenler:◊ Sadece fiyatına göre ürün seçmeyin! İçerikleri aynı, markaları farklı birçok tamamlayıcı olabilir. Fiyatı, içeriğinin göstergesi olmayabilir. Kullanıma başladıktan sonra bir süre aynı üründe devam edin. Fiyatı nedeniyle ürün değiştirmek doğru değildir, daha ucuz olanın sağlamadığı etkili bir ürünü bırakmış olabilirsiniz.◊ Alacağınız ürünler hakkında bilgi toplayın.◊ Reklamlardan fazla etkilenmeyin!◊ Süper tamamlayıcılardan uzak durun! Ekstra güçlendirilmiş şeklinde etiketlenmiş tamamlayıcılar tipik olarak tavsiye edilen günlük miktarları oldukça aşan dozlarda vitamin ve mineral içerirler. Tehlikeli olabilirler veya fazlasını vücut atabilir, dolayısıyla paranız boşa gider.◊ Sahte ve cezbedici bilgilere kanmayın. Doğal veya organik karışımlar hakkındaki iddiaları önemsemeyin, çünkü “doğal”ın standart bir tanımı yoktur, bazı doğal tamamlayıcılar gerçekte pek çok sentetik besin içerebilir.◊ Son kullanma tarihini kontrol edin. Etiket üzerindeki son kullanma tarihi geçmişse veya son kullanma tarihi yakınsa daha uzun süreli bir başkasını arayın.

Nasıl muhafaza etmeliyim?

Yazının Devamını Oku

2018 sizin için sağlıkla geçsin

1 Ocak 2018
Bu sabah hepimiz güne yeni umutlar ve yeni heyecanlarla başladık. Yeni yıldan hepimizin farklı beklentileri, yeni yıl için farklı planları var. Geçtiğimiz hafta ben de kendi planımı oluşturmaya, 2018’de çoğaltacaklarım ve azaltacaklarımın notlarını çıkarmaya çalıştım. Hepsini yapabilir miyim, bilmiyorum. Ama bazı değişiklikler için geçen yıldan daha fazla dikkatli olacağımdan da kuşku duymuyorum. 2018 hedeflerimi sizinle de paylaşmak istedim. Yeni yılda hepinize sağlık, huzur, rahatlık, keyfi ve neşesi bol “an”lar, “zaman”lar diliyor, küçüklerin gözlerinden, büyüklerin ellerinden öpüyorum. Yeni yılınız kutlu, mutlu, uğurlu olsun.

BESLENME

- Az ve öz ye

- Karışık yeme

-Sık yeme

- Her lokmayı iyice çiğne

- Acıkmadan yeme

- Yerken su içme

- Çok sıcak yeme-içme

Yazının Devamını Oku

1 günlük yeni yıl detoksu

30 Aralık 2017
Yarın akşam eski yılı yolcu edip yenisini karşılayacağız, pazartesi ise tüm gün tatil. Peki yeni yılın bu ilk gününü bir detoks şölenine çevirmeye ne dersiniz? Bana sorarsanız iyi bir fikir. Yanıtınız “evet!” ise işte size yeni yılın ilk günü için kolay detoks önerilerimiz.

Güne serin bir duş ve bir bardak ılık su içerek başlayın

Pazartesi sabahı güne bir bardak ılık su içerek başlayın. Bir bardak ılık-sıcak suya yarım fincan taze sıkılmış limon suyu ve bir çay kaşığı kadar bal ekleyin ve aç karna için. Bu daha uyanır uyanmaz detoks sistemlerinizin harekete geçmesini sağlayacaktır. (Limon suyunu sıcak suya doğrudan eklemeyin, suyun birazcık ılımasını bekleyin.)
Önerim limon suyu eklenmiş ılık su içmeyi gün boyunca birkaç defa tekrarlamanızdır. Bu, gün boyunca sisteminizdeki PH dengesini asit tarafa çevirecek, detoksifikasyon işlemlerini hızlandıracaktır.
Önemli bir nokta da şu: Prensip olarak gün boyunca bol su içmeyi lütfen unutmayın. Ayrıca suyu susadıkça değil aklınıza geldikçe için. Alkalin yapısı güçlü (PH’ı 7’nin üzerinde), orta sertlikte (5-10), mineralden zengin doğal suları tercih edin.
Yılbaşı detoksu yaparken bu işi biraz daha abartmayı, gün boyunca toplam en az 2 litrenin üzerinde su içmeyi de unutmayın.
Benim önerim bu “detoks günü” içinde çay kahve içmemenizdir. Arzu ederseniz, yeşil çay ya da açık siyah çayla yetinmenizdir. Çayınıza yarım çay kaşığı taze bal ve dilimlenmiş limon eklemeniz iyi olur.

Hafif yiyin bol sıvı tüketin

Yeni yıl detoksu yaparken muhtemelen kahvaltı ile öğle yemeğini birleştirmek zorunda kalacaksınız. Bu nedenle güne güçlü bir kahvaltıyla (ya da brunch’la) başlayın. Masada mutlaka taze sıkılmış meyve suyu bulunsun.

Yazının Devamını Oku

Rutin, faydayı azaltır degişiklik yapın

29 Aralık 2017
Yeni yıla yeni kararlarla girmek istiyor, “Yeni yıla yeni bir ben lazım” deyip de bazı şeyleri değiştirmeyi arzuluyorsanız gelin bu işe önce egzersiz uygulamalarınızdan başlayın.

Birçok kişi hep aynı egzersizi yapmaya devam ettikleri halde gördükleri faydanın zamanla giderek azaldığından şikâyet ediyor. Haklılar! Gerçekten de vücudunuz belirli bir rutine girdiğinde olumlu etkiler yavaş yavaş azalır. Sadece aynı egzersizi yapmak değil, hep aynı saatlerde spor yapmak bile sonucu etkiler.
Yapmamız gereken çok basit; bu rutini kıracaksınız. Bunu yapmanın da üç yolu var. Antrenman şiddeti, antrenmanın hızı ve şeklini değiştirmek. Mesela düz yolda yürümek yerine yokuş çıkabilir, her gün yürüdüğünüz rotayı değiştirerek, bir hızlanıp bir yavaşlayabilirsiniz.
Yürüyüş bandında yürüyorsanız, ara sıra eğimi artırın. Bisiklete binerken hız değiştirin.
Kısacası, egzersiz yaparken vücudunuzun hazırlıklı olmadığı bir kaos yaratmaya çalışın.
Uzmanlar devamlı sabah ya da devamlı akşam egzersiz yapmayı da önermiyorlar. Egzersiz saatlerini değiştirmek bile daha etkili sonuçlar almanızı sağlıyor.
Ayrıca farklı kas gruplarını çalıştırmayı da hedefleyin. Eğer devamlı yürüyorsanız, bazen yüzün. Devamlı yüzüyorsanız, bisiklete binin. Bazen voleybol oynayın, bazen dans edin.
Egzersiz yapmadan tekrarlanan ağır diyetler yalnız yağlarınızı değil, kaslarınızı da yakıyor.

Yazının Devamını Oku

Hijyeni abartmayın

28 Aralık 2017
Hijyenik bir yaşam sağlığın vazgeçilmezlerinden biri, bu kesin. Ne var ki burada da yine “ifrat” ve “tefrit” dengesi yani “kararında tutma” meselesi devreye giriyor. Zira yetersiz ya da bozuk hijyen kadar aşırı ve takıntı haline gelen bir hijyen çabası da bizi hasta edebiliyor. Özetle durum şudur...

Mikrobik hastalıklarla ve bağışıklık bilimiyle ilgilenen uzmanlar, bizi aşırı hijyen tutkusunun başımıza iş açabileceği yönünde de uyarıyorlar. Uzmanlara göre mikroorganizmalarla -bakteriler ve virüslerle- erken yaşta tanışmamız bağışıklık sistemimizin güçlenmesi için vazgeçilmez bir zorunluluk.
Eğer bu süreç doğal gelişimin dışına çıkarılırsa ileride başımıza ciddi işler açabilecek astım ve benzeri alerjik hastalıklar, son derece tehlikeli olabilen bazı otoimmun hastalıklar ile karşılaşma ihtimalimiz artıyor.
Kısacası güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olabilmemiz için erken yaşlarda mikroplarla tanışmamız doğal bir zorunluluk, hatta bir doğa kanunu.
Mikropsuz ortamda yetişip büyüyen çocuklarınızı ileride astımdan kolite, egzamadan nefrite kadar pek çok bağışıklık hastalığı bekleyebiliyor.
Hijyen konusunu fazla abartmayın, takıntı yapmayın. Ellerinizi mutlaka antibakteriyal sabunlarla temizleme gibi bir yanlışlığa ise sakın düşmeyin. Tabii ki pis ortamlarda yaşamayın, tabii ki temizlik konusunda duyarlı kalın ama asla temizlik takıntılı biri de olmayın.

Lütfen biraz yavaş yiyin!

Çok hızlı yiyoruz ve bu maalesef benim de sık tekrarladığım bir hata. Oysa yeme hızını azaltmak kalıcı kilo kontrolü için son derece önemli bir belirleyici.

Yazının Devamını Oku

Akıl sağlıgı bedeni idrak etmez

27 Aralık 2017
Tuhaftır ki çoğu insan dış görünümüne büyük özen gösterdiği halde vücudundaki iç organlarla ilgilenmez. Ama vücudun bir kısmı sorun çıkarmaya başladığında yoğun bir takıntı başlar ve kişi hastalanan kısma, başka her şeyi dışlayan bir dikkatle odaklanıp derdine şifa bulmaya çalışır.

Aklımızın sağlıklı durumumuza kayıtsız kaldığını, değerini pek de bilmediğini, hatta sağlamlık halinin farkına bile varmadığını unutmayın.
Bir başka sorun daha var. Ona da Prof. Dr. Karasu hoca temas etmiş. Bakın ne diyor: “Tuhaftır ki çoğu insan dış görünümüne büyük özen gösterdiği halde vücudundaki iç organlarla ilgilenmez. Ama vücudun bir kısmı sorun çıkarmaya başladığında yoğun bir takıntı başlar ve kişi hastalanan kısma, başka her şeyi dışlayan bir dikkatle odaklanıp derdine şifa bulmaya çalışır.
Hastalık durdurulabilir bir hastalıksa vücut normale döner dönmez –çekilenler/yaşananlar- unutulur, kişi bu iç mekanizmaya karşı yeniden kayıtsızlaşıp sanki o mekanizma kendisine ait değilmiş gibi davranmaya başlar.
Vücut fonksiyonlarına yabancı olmayan bazı hekimler bile –kendileri de- zatürre geçirdikten sonra ciğerlerini, kalp krizini atlattıktan sonra kalplerini düşünmeye 1-2 saniyelerini bile ayırmazlar ve eski yeme alışkanlıklarına geri dönebilir, egzersizi ihmal edebilir ve hatta sigara içebilirler.”

YENİ YILA ESKİ İLAÇ: İYİMSERLİK!

Amerika’nın dünyaca ünlü sağlık merkezi Mayo Klinik’te yapılan önemli bir çalışma “iyimser insanların yaşamlarını daha sağlıklı geçirme bakımından kötümserlerden yüzde 50 daha şanslı olduklarını” gösterdi. Danimarka’nın önemli bilim merkezlerinden Aarhus Üniversitesi’nde yapılan bir başka çalışma ise “olumlu düşünmenin özellikle bağışıklık sistemini iyi yönde etkilediğini, olumsuz düşüncelere yoğunlaşanların kanlarında mikroplarla savaşan akyuvar sayısının neredeyse önemli bir hastalıkla savaştıkları zamanki kadar yükseldiğini” ortaya koydu. Benzer bir çalışma Dr. Becca Levy tarafından Yale Üniversitesi’nde gerçekleştirildi ve buna göre de “yaşlanmaya olumlu düşüncelerle bakan yaşlılar, yaşlılığı sorunlu ve olumsuz bir deneyim olarak düşünenlerden ortalama 7,5 yıl daha uzun yaşıyorlar”dı. Kısacası “kötümser” değil, “iyimser” olmak sağlığınızı korumada da, hastalıkları kolay savuşturmada da çok etkili bir doğal ilaç!

Yazının Devamını Oku