Osman Müftüoğlu

Hangisi doğru

30 Haziran 2018
Beslenme konusunda sorular bitmiyor. Bugün sayfamızı sizden gelen sorulara ayırdık. Buyurun...

İki öğün mü üç öğün mü?

Bu sorunun cevabı kişiye göre değişir. Sağlıklı bir insanın yapması gereken; sabah, öğlen, akşam günde üç öğün yemek yemesidir. Sabah güçlü, öğlen orta, akşam çok az yiyin. Ama insülin direncine bağlı göbeğiniz varsa, ne kadar az yerseniz o kadar iyi. Hiç değilse arada iki öğünle yetinirseniz iyi olur. Tavsiyemiz, sabah ve akşam öğünleri arasına ortalama 14-15 saat boşluk koymanız yönünde.

Hurma mı, zeytin mi?

İkisi de. Özellikle ramazanda iftar sofralarında iki ya da üç tane yiyorsanız bu keyfi kendinizden esirgemeyin. Zeytin iftarda, sahurda, öğlen, akşam, atıştırmalık her zaman yenir. Bir zeytin sadece 8-10 kalori, ancak 30 tane yememelisiniz elbette. Hurmanın ise glisemik indeksi yüksek ama içinde her türlü mucize var. Antioksidan, vitamin, posa; içindeki her şey bağırsak dostu.

Zencefil mi zerdeçal mı?

Cevap zeytin-hurma ikilisi gibi. Mide için zencefil, genel sağlık koruması açısından zerdeçal. Ama ikisinden de vazgeçmemek lazım.

Karaciğer mi beli, bel mi karaciğeri yağlandırır?

Yumurta-tavuk ilişkisi gibi bir fasit daire söz konusu. Bel kalınlaştıkça karaciğer yağlanıyor demektir. Bel kalınlığı karaciğeri yağlandırdıkça da karaciğerin şekerle ilgili metabolik süreçleri yerine getirmesi zorlaşır ve bel kalınlaşır.

Yazının Devamını Oku

O göbek nasıl eriyecek?

29 Haziran 2018
Göbek sorunu genetik miras mı, yoksa yanlış beslenmenin faturası mı? Göbeği hızlı eritmenin sihirli bir formülü var mı? İşte kadın-erkek herkesin şikayetçi olduğu bu mühim soruna dair merak edilenler ve yanıtları...

İlk sorudan başlayalım. “Göbek genetik miras mı, yoksa yanlış beslenmenin faturası mı?”
Yanıtım: İkisi de...
Ama genetik mirasınızda olmasına rağmen göbek bağlamayabilirsiniz de...
Göbek ve bel çevresinde biriken yağlar çoğu zaman metabolik bir soruna işaret eder. Bu kişilerin çoğunda insülin direnci sorunu vardır.
Günümüzde her dört kişiden biri insülin direnci genetiği taşıyor. Bu, “Sağlıklıyım, aslan gibiyim” diyen bir gençte bile ortaya çıkabiliyor.
O genetik düğmeye basarsanız; insülin direnci patlıyor, gen aktive oluyor ve göbekler büyüyor, beller genişliyor, enseler kalınlaşıyor, gıdılar sarkıyor. Kötü karbonhidratları, çöp karbonhidratları yani şekerli ve unlu gıdaları fazla tüketmek ve hareketsiz, koltuğa bağlı bir yaşam sürmek, genetik probleme davetiye çıkarıyor.
Peki göbeği eritmenin sihirli bir yolu var mı?

Yazının Devamını Oku

Uykusuzluk sorunu neden çok mühim?

28 Haziran 2018
Uykusuzluk da tıpkı “kilo”, tıpkı “yorgunluk” sorunları gibi giderek büyüyen bir problem. Ne var ki çoğumuz önemini hâlâ yeterince kavramış değiliz. Oysa uyku yoksunluğu sağlığımızı derinden etkiliyor. İşte bu nedenle iyi bir gece uykusunun sizi sadece dinlendirdiğini zannediyorsanız bu yazıyı lütfen daha bir dikkatli okuyun. Çünkü uyku sadece “dinlendiren” bir ilaç, “yorgunluk azaltan” bir vitamin, “enerji yükleyen” bir destek değildir. Güzel bir gece uykusunun daha pek çok marifeti var. Eğer siz de “kronik uykusuz”lardan biriyseniz bu marifetlerin çoğundan mahrum kalacağınız da kesin. “Peki, nedir uykunun o enteresan, o pek de bilinmeyen marifetleri hocam?” diyorsanız buyurun...

Neden uykusuz olmaz?

◊ İyi bir gece uykusu belleğinize ilaç gibi geliyor, güç veriyor. Uyanıkken öğrenilen bilgilerin kayıtlarını güncelliyor, sağlama alıyor.
◊ Uyku adeta bir temizlik işçisi gibi çalışıyor. Ruhunuzu temizliyor, sizi bir önceki günün/gündüzün/akşamın “duygusal atıklarından, çöplerinden” kurtarıyor.
◊ Temizleme işi sadece “duygusal arınma” ile sınırlı kalsa neyse. Beyne ulaşabilen kimyasal toksinlerin de çoğunun uyku sürecinde temizlendiği -muhtemelen beyin/omurilik bağlantılarıyla- anlaşılıyor.
◊ Uyku bozukluğunun sadece “dikkat ve öğrenmeyi” azalttığını da zannetmeyin. Uykusuzluğun bellekle ve ruhsal örgütlenme ile ilgili yapılanma ve işlevlerde de hasara yol açabileceğini gösteren net ve açık kanıtlar var.
◊ Belki de bu nedenle uyku sorunu olanlarda depresyon daha yaygın, kilo sorunu ve obezite daha sık görülen bir problem.
◊ Son bir hatırlatma daha: Uyku çocuklar ve gençler için de en az bizim kadar önemli. Mesela uykusu sorunlu gençlerde uyuşturucu kullanma eğilimi daha fazla. Kaza yapma riski daha yüksek. Dikkat dağınıklığı meselesi daha yaygın. Okul başarısı daha düşük. Saldırganlık eğilimi daha fazla. Aman dikkat!

Kortizolün fazlası neler yapıyor?

Yazının Devamını Oku

Uykunuzun 3 mühim sabotajcısı var

27 Haziran 2018
“Yetersiz uyku” ciddi bir sağlık tehdidi ve o da tıpkı obezite ve depresyon gibi “global bir sorun” olma yolunda hızla ilerliyor. Tavsiyem şu: Her şeyden önce şu 3 sabotajcıya dikkat edin...

Uykusuzluk mühim bir problem, uyku sorunu olanların işi de şimdilerde daha zor.
Çünkü yaz sıcakları ve yüksek nem oranı, uykunun kalitesini derinden etkiliyor.
Diğer taraftan “yetersiz uyku” ciddi bir sağlık tehdidi ve o da tıpkı obezite ve depresyon gibi “global bir sorun” olma yolunda hızla ilerliyor.
Neticede yorgunluk, isteksizlik, ağrılar, sızılar, konsantrasyon azalması, işte başarısızlık, kaza yapma riski, depresyondan hipertansiyona, reflüden kansere pek çok sağlık problemi bizi bekliyor.


Bu nedenle de uyku problemi olanların sorunlarını ciddiye almaları gerekiyor.


Yazının Devamını Oku

AlzheImer kendini nasıl belli eder?

26 Haziran 2018
Yaşlılık sorunları çok mühim. Hele biri var ki, yürek yakıcı, iç acıtıcı, can sıkıcı sonuçlara neden oluyor; Alzheimer...

Ömürler uzuyor, ortalama yaşam süresi 80’leri geçiyor. Bu iyi bir haber mi? Evet! Hem de çoook iyi bir haber.
Eğer genç, dinç, sağlıklı ve fit yaşlılarımız olacaksa, yaşlılık sorunlarına çözümler üretilecek, yaşlılık hastalıkları iyi yönetilecekse kesinlikle iyi bir sonuç.
Nedeni şu:
Yaşlı nüfus “tecrübeli nüfus” demek. “Alın teri”nden ziyade, “beyin teri” ile kazanmayı bilen, “katma değeri yüksek” ürünler üretebilen birikimli bir nüfus demek.
Ama yaşlılık sorunları da çok mühim meseleler.
O sorunlardan biri var ki, sadece mühim değil. Onun yürek yakıcı, iç acıtıcı, can sıkıcı sonuçları da var. Sorunun adı Alzheimer hastalığı.
Bellek kaybı ile giden tatsız bir problem.

Yazının Devamını Oku

Huzurlu ve keyifli bir hayat için; 80 öneri

24 Haziran 2018
Bugün önemli bir görevi yerine getirip önce oyumuzu kullanacak, sonrasında da evimizde neticeleri bekleme sürecine gireceğiz.

Bu arada da –yine her pazar olduğu gibi- gazeteleri şöyle bir gözden geçireceğiz. Yarın Hürriyet’te seçim sonuçları, yorumları, detayları var. Bu nedenle bizim köşe yarın için kapalı. Bu nedenle o dükkânı bugün, pazar gününe taşıdık. Tezgâhımızda ise 80 mühim İYİ HAYAT TAVSİYESİ var. Buyurun...

İLK 20AZ VE ÖZ YE, BOL BOL YÜRÜ1. Havası ve suyu temiz bir yerde yaşa.
2. Doğal, tam, geleneksel ve yerel besinleri tercih et.
3. Az ve öz ye, yükte hafif, pahada ağır şeyler tüket.
4. Yaşın ilerledikçe lokmalarını azalt ve küçült, adımlarını çoğalt ve büyüt.
5. Yavaş ye, hızlı yürü.
6. Zeytinyağı ve tereyağını öncele.

Yazının Devamını Oku

Hangi egzersiz günde kaç adım?

23 Haziran 2018
Konu sağlık olunca sorular öyle kolay kolay bitmez. Hele bir de “hastalık” değil de “sağlıklı hayat”tan söz edilecekse o soruların ardı arkası kesilmez. Bu cumartesi sayfamızı işte o sorulardan bazılarına ayırdık. Sorular çok, yanıtlar bu nedenle kısa oldu. Buyurun...

Hangi egzersiz?

Aktivite ayrı, egzersiz ayrı, spor ayrı mı? Merdivenleri inip çıkıyorsanız, bahçe suluyorsanız, ağaç buduyorsanız, köpeğinizi gezdiriyorsanız, evdeki bulaşığı çamaşırı yıkıyorsanız bunların hepsi günlük aktiviteniz. Bunlar ne kadar çoksa o kadar iyi ama hiçbiri bizim anladığımız anlamda “egzersiz” değil.
Biz belli bir süreyle, belli bir ritimle, belli bir hız limiti içinde sık sık (mümkünse her gün) tekrarlanan hareketlere egzersiz diyoruz.
En doğru egzersiz ise yürümek. Yürümek, toplam kas kitlesinin yüzde 80’inden fazlasını kullandıran mükemmel bir egzersiz. İnsan bedeni yürümek üzere yaratılmış bir cihaz ve yürümek kadar bedenin hoşuna giden başka bir egzersiz yok.

Peki günde kaç bin adım?

Paslanmamak için 5 bin adım, yağlanmamak için 7 bin 500 adım, geç yaşlanmak ve daha sağlıklı kalmak için 10 bin adım.
Dikkat! Gün içinde attığınız adımlar buna dahil değil.

Yazının Devamını Oku

Reflüm var ne yapayım?

22 Haziran 2018
Reflü deyince, doktorların da reflü mağdurlarının da aklına ilk gelen şey hemen bir ilaca sarılmak oluyor. Ama bu şekilde sorun çözülmüyor. Yapılması ve yapılmaması gerekenler neler, merak ediyorsanız buyurun...

Derdiniz büyük! Mideniz yanıyor. Yediğiniz her lokma adeta bir kâbus haline gelmeye başladı. Midenizde tanımlayamadığınız bir rahatsızlık hali var.
Büyük ihtimalle özofagus reflüsü sorunu ile karşı karşıyasınız! Peki sorun tedavi edilmezse nelere yol açabilir? Verdiği rahatsızlığı azaltmak için nasıl beslenmeliyiz?
Anlaşılacağı gibi bugün “Reflü sorunu”nu masaya yatıracak, aklınıza takılan soruları yanıtlamaya çalışacağız.
Ayrıca, reflünün beslenme ve yaşam tarzı ile ilişkisini de anlatacağız.
Mühim nokta şu: Reflü deyince, doktorların da reflü mağdurlarının da aklına ilk gelen şey hemen bir ilaca sarılmak oluyor. Aslında ilaçlar sadece reflünün belirtilerini yok ediyorlar, tedavi edici, yani kalıcı bir iş yapamıyorlar.
Yani sorun çözülmüyor, sadece tozları yatağın altına süpürüyorsunuz. Bu nedenle konuyu iyi anlamakta, yapılması ve yapılmaması gerekenler neler, öğrenmekte fayda var. Merak ediyorsanız eğer buyurun...

Neden yaygınlaştı?

Karşınızda son yılların en moda hastalığı: Reflü. “Reflüm var” demeyenler sanki sohbetlerde sınıfta kalıyorlar. Gerçekten de hem reflü sorunu iyice yaygınlaştı hem de ismi bilinirlik kazandı. Eskiden “Gastritim var” denirdi, şimdi artık herkes gastrit yerine reflü kelimesini kullanıyor. Bunun en önemli nedeni ise tıp dünyasına yeni giren teknolojiler sayesinde öğrendiklerimiz.

Yazının Devamını Oku