Osman Müftüoğlu

11 soruda tiroit çözümleri

28 Temmuz 2018
Tiroit sorularınız çok birikince, biz de bugünü “tiroit günü” yaptık. Sayfamızın tamamını da tiroide ayırdık. Sorular önemli. Konular mühim. Tiroit sorunları da ülkemizde maalesef çok yaygın. Nodülleri, tümörleri, az ya da çok çalışma hallerinin her biri ayrı birer dert! Suyumuzun, toprağımızın, neticede besinlerimizin yeteri kadar iyot içermemesi bunun ilk nedeni. İşte sizden gelen o sorulara yanıtlarımız. Buyurun...

SORU 1
TİROİT HASTALIKLARI KISIRLIĞA YOL AÇAR MI?
Çok sık olmasa da kısırlık problemi olan kadınlardan bazılarında gizli bir tiroit yetersizliği saptanabiliyor.
Özellikle tiroit bezinin aşırı çalıştığı hallerde, yani hipertiroidide kısırlık görülebiliyor. Çocuk sahibi olmakta zorlanan çiftlerin tiroit hastalığı yönünden, özellikle de hipertiroidi bakımından dikkatle araştırılması gerekir.

SORU 2
HAMİLELİK TİROİT HASTALIĞINI TETİKLER Mİ? 
Eğer ailenizde guatr, tiroit bezi iltihaplanması -tiroidit–, özellikle Hashimoto tiroiditi gibi tiroit hastalıkları varsa, genetik mirasınızda bağışıklık bozukluğuyla ilişkili herhangi bir sağlık sorunu söz konusuysa hamilelik döneminde ve doğumdan hemen sonra herhangi bir tiroit hastalığıyla karşılaşma riskiniz yüksektir.

Yazının Devamını Oku

Saçlar neden dökülüyor?

27 Temmuz 2018
Saçlar en az cildimiz kadar önem verdiğimiz yapılar. Aynı zamanda da pek özendiğimiz kozmetik aksesuvarlarımız!

Saç dökülmesinin giderek daha çok insanı etkilediği de kesin. Saç dökülmesiyle ilgili kaygılarımızın temelinde genelde estetik nedenler yatsa da, problemin ardında bazen ciddi bir sağlık sorunu olabiliyor. Dilerseniz gelin hem saç dökülmesinin farklı nedenlerine göz atalım hem de hangi durumlarda alarma geçmemiz ve ne yapmamız gerektiğini öğrenelim. Buyurun.

İYİ BİLGİ
SAÇ DÖKEN İLK 10 NEDEN 
- Genetik faktörler saç dökebiliyor: Saç dökülmesinin başlıca nedenlerinden biri genetiktir ve genetik faktör özellikle erkeklerde çok etkilidir.
- Hormonal sebepler en önemli nedendir: Hormonal bozukluklar kadınlarda daha yaygın olan birsaç dökülmesi nedenidir.
- Tümörlere dikkat: Androjen hormonu salgılayan bazı tümörlerin ilk işareti saç dökülmesidir. O yüzden, aniden başlayan ve başın ön tarafında gözlenen dökülmelerde dikkatli olmak gerekir. Bu bir yumurtalık ya da böbreküstü tümörünün işareti olabilir.
- Beslenme bozuklukları sık görülmese de önemli: Yeterli miktarda demir, B vitamini, çinko ve protein içermeyen diyetler, saç dökülmesine yol açabilir.

Yazının Devamını Oku

Lütfen saklamayın!

26 Temmuz 2018
Bazı sağlık sorunları nedense “ayıp” diye düşünülüp doktorlardan saklanır. Bunlardan biri de “idrar kaçırma”dır. Herkeste görülebilse de daha ziyade kadınları ilgilendiren bu sorundan şikayetçiyseniz utanıp sıkılmadan, gizleyip saklamadan mutlaka doktorunuzla paylaşmalısınız. Çünkü basit gibi görünen bu sorun bazen birçok hastalığın ilk ve tek işareti olabiliyor. Mesela mı? İşte örnekler...

- İdrar kaçırma, MS (multiple skleroz) hastalığının ilk belirtilerinden biri olabilir.
- Parkinson ya da diğer nörolojik hastalıkların da idrar tutamama ve kaçırma gibi sorunlara yol açtığı biliniyor.
- Alzheimer gibi beyin fonksiyonlarında yavaşlamaya neden olan hastalıklar da idrar kaçırmaya neden olabiliyor.
- Bazen Tip 2 Diyabet (şeker hastalığı) ya da tiroit hastalarının da yaşayabildikleri bir problem olduğu aklınızda olsun.
- Problemin arkasında yatan psikolojik bir sorun mesela depresyon da olabilir.
- Prostat ve mesane ameliyatlarından sonra da aynı problem ortaya çıkabilir.
- Bazen de neden kullandığınız ilaçlardır. Kullandığınız adele gevşetici, tansiyon ilacı, idrar söktürücü, sakinleştirici, antidepresan yada alerji ilaçları da idrar kaçırmaya yol açabiliyor.

Yazının Devamını Oku

Yaş kayması ne demek?

25 Temmuz 2018
Son 20-30 yılda ciddi bir ‘yaş kayması’ süreci yaşadık, hâlâ da yaşıyoruz. Yaş kaymasının anlamı şu: Eskiye oranla daha uzun yaşamaya başladık. Özellikle toplumun bir kesimi için durum gerçekten de böyle. Kendine iyi bakan biriyseniz, yaşlılıkla ilgili sorunların ya hiç farkına varmıyorsunuz ya da bunları en az seviyede hissediyorsunuz.

Geçen hafta 60’lı yaşlarını sürdüğünü sandığım fit, formda, sağlığına düşkün bir hanım
“Hocam yaşlandığımızı nasıl anlarız?” diye sordu. Sadece görüntüsü değil, ruhu da genç kalan yeni bin yıl kadınlarından biri olmalıydı. Sorduğu soruysa aslında zaman zaman hepimizin aklına gelen şeydi.
Şu kesin: Son 20-30 yılda ciddi bir ‘yaş kayması’ süreci yaşadık, hâlâ da yaşıyoruz. Yaş kaymasının anlamı şu: Eskiye oranla daha uzun yaşamaya başladık. Çok değil, bir nesil öncemiz 60-70 yıllık bir yaşam süresini ‘yeterli’ diye düşünürken, şimdi çoğumuz 50-60’lı yaşları neredeyse ‘gençlik dönemimizin sonları’ olarak algılıyoruz.
Özellikle toplumun bir kesimi için durum gerçekten de böyle. Kendine iyi bakan, sağlık kontrollerini düzenli yaptıran, kilo sorunu olmayan, düzenli egzersiz yapan –bunların hepsini yapmanız şart değil!– biriyseniz, yaşınız 60 hatta 70 olsa bile yaşlılıkla ilgili sorunların ya hiç farkına varmıyorsunuz ya da bunları en az seviyede hissediyorsunuz.
Çoğu zaman da kendinizi yaşınızdan daha genç, dinç ve formda hissediyorsunuz. Kısacası, yaşınız ilerlese de siz genç kalabiliyorsunuz.
Yaş kayması meselesini yakında Ertuğrul Özkök ile daha detaylı masaya yatıracağız. Bekleyin...

ÖZETİ ŞU

Yazının Devamını Oku

DHEA TAKVİYESİ BİR GENÇLİK PINARI MI?

24 Temmuz 2018
Yaşlanan her kadında menopozla birlikte DHEA üretimi, neticede de testosteron üretimi azalır. Bu nedenle DHEA destekleri, “tüm hormonların anası” veya “gençlik pınarı” gibi çekici sloganlarla sunuluyor. Ama kontrolsüz kullanılırsa pek çok problemi de beraberinde getiriyor.

DHEA takviyesi alan hanımlar, bu yazıyı lütfen dikkatli okusunlar. Nedeni şu: Dehidroepiandrosteron sözcüğünün kısaltması olan DHEA takviyelerini çoğu kadın, “gençlik iksiri” sanıyor.
Ama bu yanlış bir bilgi: DHEA aslında testosteronun (yani erkeklik hormonu) öncü maddesidir. Böbrek üstü bezlerinde üretilen DHEA yumurtalıklarda testosterona dönüştürülür. Yaşlanan her kadında menopozla birlikte DHEA üretimi, neticede de testosteron üretimi azalır. Bu nedenle “tüm hormonların anası” veya “gençlik pınarı” gibi çekici sloganlarla üretilen DHEA desteklerini “menopoz yorgunluğu” ve “isteksizlik” sorunu yaşayan pek çok kadın büyük umutlarla kullanır.
Oysa kontrolsüz DHEA kullanan kadınlarda tüylenme, sivilceler, ses kalınlaşması, baş ağrıları, bitkinlik görülebilmekte, göğüs (meme) kanseri riski yükselmektedir.
Üstelik kontrolsüz ve bilinçsiz kullanım bu desteklerle herhangi bir yaşlanma belirtisi de hafifletilemiyor. Kısacası hiçbir DHEA desteğini doktorunuz önermeden asla kullanmayınız.

İYİ BİLGİ
Menopoz-andropoz kardeşliği  
Ben menopozu da andropozu da biraz “ergenlik” çağı gibi görürüm. İkisini de tıpkı ergenlik gibi hayatın yeni bir çağı, farklı bir değişim ve gelişim dönemi olarak kabul ederim.

Yazının Devamını Oku

Kolonoskopinizi yaptırdınız mı? Altın standart

23 Temmuz 2018
Kolon kanseri erkeklerde de kadınlarda da sık görülen kanserlerden biri.

Neyse ki yavaş ilerleyen bir kanser çeşidi. Sürece erken müdahale edilince şifa yüzde yüzü buluyor. Bu nedenle “erken teşhis” çok önemli. Bir sürü üzücü ve meşakkatli tıbbi süreçten sıyrılıyorsunuz, hayatınız kurtuluyor. Erken teşhis ise kolonoskopik incelemelerle konulabiliyor. Ne var ki kolonoskopiden (ben dâhil) çoğu kimse hoşlanmıyor. Bence son derece normal. Tetkikin hazırlık döneminde de, yapılış sürecinde de hoşa gitmeyen bir sürü prosedür var. Oysa, bu basit  inceleme hem kolon kanserine yol açabilecek polipleri önceden yakalayıp temizleyebilmek (kanseri önlemek), hem de yeni başlamış bir kolon kanserini erken dönemde teşhis edebilmek için günümüzde de ALTIN STANDART kabul ediliyor. Eğer kolon kanserine yakalanma riskinizi üçte bire indirmek, muhtemel bir kolon kanserini de erken evrede yakalayıp başınızdan defetmek istiyorsanız 50 yaş sonrasında 3-5 yıllık aralıklarla kolonoskopik incelemelerden geçmeyi lütfen ihmal etmeyin.

ÖNEMLİ: MAMOGRAM HER KADINA LAZIM

- Kim ne derse desin, şu bilgi bugün de geçerli: Meme kanserine bağlı ölümleri azaltmada da “KİLİT SÖZCÜK” erken teşhistir. Erken teşhiste “ALTIN ANAHTAR” ise MAMOGRAFİ incelemeleridir. Sağlığının kıymetini bilen her orta yaşlı kadının belirli bir dönemden sonra bu incelemeyi periyodik olarak yaptırması şart. Hangi yaştan sonra bu incelemeye başlanması ve mamogramların ne sıklıkta yapılması gerektiği kararını ise doktorunuza bırakın. Prensip olarak anneniz veya kız kardeşiniz meme kanseri geçirdiyse ilk mamogramınız 30’lu yaşlarda çekilmeli. Aksi durumlarda ilk mamogram 40’lı yaşlar ve sonrasında düşünülmeli.

KESİP SAKLAYIN: ANTİOKSİDAN ORKESTRASI

- Antioksidanlar bizi kötü ve hızlı yaşlanmaktan, kronik hastalıklar ve kanserlerden koruyan mucizelerdir. Sebze ve meyvelerde bol bulunan bu doğal maddelerden faydalanmayı bilmek şart. Antioksidan sistem adeta bir “senfoni orkestrası” gibi çalışıyor. “O orkestrada kimler var?” diyorsanız, buyurun…

ŞEFLER: Glutatyon ve katalaz

YAYLI ÇALGILAR:

Yazının Devamını Oku

Ne zaman EPA ne zaman DHA?

21 Temmuz 2018
Omega-3 destekleri en çok kullanılan takviyelerden biri. Ama bu pahalı ürünleri kullanırken dikkat etmeniz gereken bazı basit ama mühim ayrıntılar var.

Ayrıntılardan ilki şu: Eğer amacınız kalbinizi korumak (damarları daha sağlıklı tutmak, kanı inceltmek, ritim bozukluğunu engellemek, trigliserit seviyelerini azaltmak) ve damarlarınıza destek olmak ise o zaman içeriğinde EPA miktarı fazla olan bir Omega-3 desteği seçmeniz lazım.
Omega-3 desteğinden beklentiniz beyninize destek olup belleğinizi güçlendirmek, dikkat ve konsantrasyonunuzu artırmak ya da retinanıza yardımcı olup görmenize güç vermek ise DHA içeriği yüksek bir Omega-3 desteğinden faydalanmalısınız.
Özellikle çocuklar ve hamileler için hazırlanan Omega-3 desteklerinde bol miktarda DHA bulunması gerekiyor. Hamilelikte kazanılan DHA, anneyi doğum sonrası depresyonundan koruyor, bebeğin gelişimini destekliyor.
Yaşlılara önerilen Omega-3 desteklerinin de DHA’dan zengin olması daha iyidir. Zira DHA belleği de olumlu yönde etkiler.

DHA en çok nelerde var?

◊ Balıklar: Yağlı, soğuk sularda gelişip büyüyen balıklarda daha çok Omega-3 dolayısıyla daha fazla DHA var: Ton balığı (konservesi dahil), yabani somon, soğuk sularda yetişen alabalıklar, lüfer, istavrit böyle balıklar. Balıktan faydalanılmayan dönemlerde ise balık yağı içmek ya da “balık yağı omegası” veya saf DHA destekleri kullanmak iyi bir alternatif olabilir.
◊ Havyar: Bilinen en güçlü Omega-3 kaynaklarından biri de havyar yani balık yumurtasıdır. 100 gram havyarda neredeyse 10 gram Omega-3 var. Ne ki havyar çok pahalı bir besin. Yeni üretim teknolojileri ile elde edilen doğal “Havyar yağı omegası” içeren Omega-3 kapsülleri ise iyi bir çözüm. Havyar yağı omegasının krill yağı omegaları gibi kolin ve fosfolipitten de zengin bir yapısı olduğu biliniyor. Kolin ve fosfolipitlerden zengin yapı ise beyni daha da güçlendiriyor.

Yazının Devamını Oku

Uyku azalınca ömür kısalıyor

20 Temmuz 2018
Yeni hayatın iki zararlı özelliği var: Rekabet ve hız! Bu ikiliden esas zararı bedenimizden çok ruhumuz görüyor. İlk hedef de ruh ve akıl sağlığımızın vazgeçilmezi uykumuz oluyor.


Rekabetin de hızın da insan biyolojisi ile taban tabana zıt kavramlar olduğu kesin. Şu bilgi de mühim: İnsanoğlu doğa ile savaşı nasıl her seferinde kaybediyor ise biyolojisi ile verdiği kavgalardan da hep yenik çıkıyor. Peki sorun ne?
Sorun şu; rekabetin de hızın da en çabuk etkilediği fonksiyonumuz uykumuz. İkisi de uykuyu sabote ediyor, kalitesini bozuyor.
Kısa ve düşük kalitede uykunun ise net ve açık bir sonucu var: Ömrümüz kısalıyor. Bitmedi, hastalıklar da çoğalıyor.
Netice mi? Rekabet ve hız daha az uyku; daha az uyku ise daha kalitesiz ve daha kısa bir ömür anlamına geliyor.

İyi bir gece uykusunun görünmeyen 5 düşmanı

◊ Çok aydınlığız: Işık kirliliği, uyumak için “loş” ve hatta “karanlığı” özleyen beynimizin uyku ritmine geçmesini engelliyor.

Yazının Devamını Oku