İHTİYAR DELİKANLI’yı (Old Boy) izlerken (yer yer aşırı şiddet sahnelerine rağmen), intikamın, öç almanın ardındaki felsefeye yoğunlaşırsanız, iyi bir film seyrettiğinizin farkına varırsınız.
Bir yere kapatıldığınızda geçen yılları nasıl anlarsınız? Televizyondan başka dış dünya ile temasınız olmadığında yapacağınız tek şey, her günü derinize kazımaktır, kanla ödediğinizin öcünü ancak kanla alırsınız. Bedeninizde çetele tutmak nedir, bunu görüyorsunuz.
Gerçekle masal arasında gidip gelmeler, tempolu gerilim, ağır bir filmi seyredilir kılıyor.
Oh Dae-Su’nun söylediği bir söz sanırım filmin bütün felsefesini özetliyor:
‘Dünyada herkesle birlikte gülersiniz ama yalnız ağlarsınız.’
Dae-Su’nun sarhoşluktan karakola düştüğü anın görüntüleri, oradaki konuşmalar filmin ilgi çekici bölümlerinden biri. Oradaki insan manzaraları, seyredilmeye değer.
On beş yıl hapisten sonra serbest kalan -bırakılan- birinin ilk cümlesi elbette böyle olacaktır.
Dünya büyük bir hapishanedir.
İnsan ilişkilerinin, aşkın, cinselliğin bilinçteki bütün tezahürleri İhtiyar Delikanlı’da başarıyla sergileniyor. Okul günlerinden kalma duygular, tortular hayatın belirleyici unsurlarını oluşturuyor. Kötü bir tohumun yeşermesi gibi.
Dikkatli ve kaliteli bir seyirci için kaliteli bir film.