Beyin yiyor, karaciğer yiyor, çiğ kıymayı, çiğ yumurtayla yiyor vesaire...
O “bunlar sağlıklı, bunlar genç, diri tutuyor” iddiasını da yurtdışındaki beslenme uygulamalarına ve eğitimine dayandırıyor.
Evet iyi yerlerde eğitim almış Tuba Güleç ona lafım yok.
Fakat bu tarzda bir çiğ beslenme dünyada pek de kabul görmüyor.
Çiğ beslenmeye ‘raw food’ deniyor ve bu tip beslenme deyince akla bitkisel bazlı besinler geliyor aslında.
Onları yemenin bile bir süresi bir kuralı vardır...
Sen kalkıp çiğ et yersen, kabuğuyla çiğ yumurta yersen vücut bakteri yuvası olur hatta ölümcül hastalıklara kadar yolu olur bu işin.
Geçen yıl 5 ayrı şehirde yapılmıştı Kültür Yolu Festivalleri. Bu sene 11 ayrı şehirde yapılıyor.
Yeni dönemin dördüncü durağı Troya Kültür Yolu Festivali oldu.
Çanakkale’deki festival pazar günü Fatma Turgut konseriyle son buldu.
Sadece konser değil kültür yolunun amacı...
Gündüzden başlıyor festival alanında etkinlikler.
Atölyeler, workshop alanları, çocuklar için eğlence parkları, sergiler, tiyatro gösterileri, operalar...
Kısaca bir şehir festival boyunca kültür ve sanata doyuyor.
ŞEHİRLERİN MARKA DEĞERİ
O nasıl oluyorsa artık...
Ev sahibi de “utanır belki diye paylaşmak istedim” demiş.
Evin hali içler acısı.
Fakat Uzi’nin cevabı da düşündürücü.
Çünkü “Kiralarımı ödedim. Usulsüz kira artışı yaptı diye evden çıktım” demiş.
Ben burada kiracının yanında olacağım.
Adam, “ödedim dekontlarım var” diyor daha ne olsun.
Ayrıca ev sahibi kontrat devam ederken eve nasıl girebiliyor?
Güney ailesi dava açacağını açıkladı...
Böyle durumlarda bir taraf genelde sessiz kalırdı...
Farah kalmadı...
“Hâkimi vurmak yok ama” diye bir tweet attı geçen akşam.
Off off...
Off çünkü bazı şeyler aradan yıllar geçse de unutulmuyor, silinmiyor hafızalardan.
Aldı arkasına orkestrasını ve sesiyle attı kendini er meydanına Ebru Yaşar.
Kuruçeşme Arena’da tadı damaklarda kalan bir gece yaşattı izleyenlere.
Oradaydım ben.
Kuruçeşme’ye gelenler her şarkıya eşlik etti.
Eskiden bir köprü yapmış günümüze kadar uzatmış o köprüyü Ebru Yaşar...
Herkese nasip olmaz bu.
Onun ilk sektöre adım attığı şarkıya da eşlik ediyor binlerce izleyici son çıkardığı şarkısına da...
Diyorum ki şimdilerde benzeri olsa...
Bir hata yapılsa ve orkestra şefi bırakın dayağı, sesini yükseltse sanatçıya kıyamet kopar.
‘Sen kimsin’ler havada uçuşur.
Benden daha mı iyi bileceksin sözleri art arda sıralanır.
Kaldı ki, arkalarında vasıfsız isimlerle çalışmayı tercih eden çok sanatçı var artık.
Kendilerinden daha iyi bilenle çalışmanın güvenini değil daha az bilenle çalışmanın egosunu yaşamayı tercih ediyorlar.
Eskiden korkulurdu orkestradan, şefin dedikleri harfiyen uygulanırdı...
İlk bölüm yayınlanmadan önce konuştuk Salih Bademci’yle...
“Dilek Taşı”nın hikâyesinin insanların çok özlediği bir hikâye olduğunu söyledi.
O sırada aklıma “Çemberimde Gül Oya” ve “Öyle Bir Geçer Zaman ki” dizileri geldi...
Sordum, “benziyor mu” diye...
“Benziyor ama daha da iyisi, günümüze daha yakını” dedi:
“Bir baba kız hikâyesi ‘Dilek Taşı’... Ağır bir dram... Ben senaryoyu görür görmez ikna oldum. İçinde aşk da var, ihanet de, bir adamın hayatının bir anda altüst olması da... Ama çok da ahlaklı bir hikâye bu... Biz kalbi kaşıyoruz ‘Dilek Taşı’nda...”
MasterChef ünlüsü.
THY’nin lezzetli Business cezasının bitmesine 4 ay kalmasına rağmen uçak bileti almış. “Cezanız var uçamazsınız” demişler.
Hahahaha...
O da yalvarmış rica etmiş, “yok” demişler uçamazsınız.
“Pişmanım” diye bir açıklama yapmış ama zorlama be kardeşim.
Bayrak taşıyıcı havayolumuz üzerinden reklamını yapma.
Sen daha bu kafayla gidersen hayatta çok pişman olacaksın.