19 milyon takipçim var açılın!

Geçtiğimiz gün bir video geldi Alaçatı’dan.
Before Sunset isimli plajın girişinde çekilmiş o görüntüler.
Güya kapıdakiler başörtülü bir kadını içeri almak istememiş.
Aynı görüntülerde başı açık hanımefendi de o arkadaşı için feryat figan bağırıyordu.
Olayın altından yasa dışı bahis suçlamasıyla geçtiğimiz aylarda gözaltına alınan İbrahim Yılmaz çıktı.
Bu adam içeriye rezervasyonsuz girmek istemiş.
Kapıda da “Benim 19 milyon takipçim var, siz benim kim olduğumu biliyor musunuz” demiş. Kapıdakiler haklı olarak “Giremezsiniz beyefendi” diye cevap vermişler.
“Aaa 19 milyon mu, Buyrun mekânı boşaltalım isterseniz” mi deselerdi!
Yahu sen kimsin be kardeşim!
Kimsin de bir mekâna “benim 19 milyon takipçim var” diyerek girmeye çalışırsın?
İsmin kötü, itibarın yerlerde, sevenin az sevmeyenin çok...
Bir de bu hava niye? Yetmezmiş gibi dezenformasyon rüzgârı estirmeye kalktılar.
Az kalsın başarılı da olacaklardı. Neyse ki gerçeklerin er geç ortaya çıkma gibi güzel bir huyu var!

Almış gönlünü

Demet Akalın’ın konseri sırasında yanına minik bir hayranı gelmiş ve ona sarılıp fotoğraf çektirmek istemişti. Ama Akalın o sırada ne sarılmasına ne de fotoğraf çektirmesine izin verdi. O küçük kız da sahneden aşağıya indirilmişti kibar bir şekilde.
Ama bunları söylerken şunları da belirtmekte fayda var; o sırada sahnedeydi Akalın, şarkı söylüyordu...
Ve iddiasına göre parmağını kapıya sıkıştırmış, acı içinde ne yapacağını düşünüyordu.
Parmağını kapıya sıkıştırmasına dahi gerek yok, biri aniden sahneye çıkarsa bu kim olursa olsun ilk aşamada bir ürker insan. O anda her tepkiyi de verebilir, insanlık hali.
Neyse sonrasında tepkiler mepkiler klasik zaten.
Biraz zaman geçti, Demet Akalın gitti, Medine isimli kızın İznik’teki okuluna ve gönlünü aldı.
Kriz yönetmede iyice ustalaşıyor Demet Akalın. Ne cevap verdi ne yüksek perdeden tartışmalara girdi. Gitti aldı kızın gönlünü. O kıza çok daha büyük bir anı bıraktı. Ee işte olması gereken de buydu.
Ben size bir şey diyeyim mi?
Bu olay basına falan yansımasaydı, kimse çekip görmeseydi yine de giderdi Akalın oraya. İnanın buna.

Vurun be iğneleri!

Son dönemde kimi görsem kilo vermiş, kimi görsem süzülmüş...
Çünkü şu son 1-2 yılın furyası zayıflama iğneleri.
Aslında iğneler zayıflamak için çıkmadı ama tokluk hissi yarattığı için kullanıyor insanlar.
Oysa uluslararası makalelerde neredeyse her hafta bir zararı açıklanıyor bu iğnelerin.
Sen kilo kaybedeceğim diye alıyorsun iğneyi ama bilmiyorsun ki ileride neleri kaybedeceğini.
Ben yan etkilerini ve geri dönüşü olmayan hasarlarını da biliyorum!
Neyse...
Ayrıca anlamıyorum bizim ülkemiz kobay ülke mi de her şeyi ilk biz deniyoruz.
Kullanın kardeşim...
Spor yerine, boğazı tutmak yerine vurun evde iğnelerinizi
. Başınıza bir şey geldiğinde üzülürüz hep beraber.

Hızlıca Çeşme

Alaçatı’ya gittim geldim geçen hafta sonu. İlk durak bir doğum günü yemeği için Çeşme’deki Horasan isimli balıkçıydı.
Yer bulması hayli zor olan mekâna bir arkadaş sayesinde rezervasyon yaptırılmış.
O ufak mekân dolu tabii ki. İnsanlar kaliteli, yemekler cidden çok iyi, garsonlarından mekân sahiplerine kadar aynı şekilde... Ben çok keyif aldım her şeyden.
Fiyatlara gelince. Artık kaliteli yemek hiçbir yerde ucuz değil. O yüzden iş, tokatlama noktasına gelmeyene kadar yani o seviyeye kadar her şeye tamamım.
Ertesi gün de dost mekânını ziyaret etmeden olmazdı. Sezonu açan Cabbar’a düştü yolumuz.
Serkan Koca mekânını, “Dünyanın yuvarlak olduğunu anlayabileceğiniz ender yerlerden” diye tanımlıyor.
Çok iyi bir tanım çünkü Çeşme’de öyle tepeye çıkıp güneşi batırabileceğiniz başka yer yok.
Dikkat çekerim bayramın bitmiş olmasına rağmen doluydu.
Belli ki bu sezon da yine oraya gideceğiz...

Köydeki ev

Alaçatı’daki evin neresi derseniz ‘Warehouse by the Stay’ derim hiç düşünmeden.
Çünkü Stay otel bana göre diğerlerinden farklı.
Kaosun içinde sessizlik orası. İstersen hiç dışarıya çıkma otur bahçede kafanı dinle. 24 odalı o ufak yerin içinde büyük bir dünya var.
Çalışanlar mesela. Yıllardır aynı yüzleri görüyoruz orada.
Fiyatlara gelince.
Büyük bir zam göremedim ben.
Hatta önceki senelere göre daha uygun bir Stay buldum bu sefer...