Kimse kusura bakmasın, trafik canavarları ile dolu ülkede bunun yapılması gerekiyordu.
Kendi kullanmadığım her arabaya bindiğimde şoföre “Aman yavaş gidin, çocuk çıkar, kedi fırlar, köpek atlar” demekten bir hâl oluyorum.
Çok iyi oldu, şimdi bassınlar gaza bakalım.
Bu sıkı denetim can kayıplarını azaltacak, ayrıca benim gibi hız yapanları görünce strese girenleri de rahatlatacak.
Kurallara uymayanlar çığırından çıktığına göre, cezaların ve sıkı denetimin gelmesine benden 10 puan.
Motosiklet kazaları
Bayramın üçüncü günü Antalya’da yaşanan ve üç kişinin ölümüyle sonuçlanan kazayı görünce motosikletten bir kez daha nefret ettim.
İlki 1993 yılında, yine aynı yerde, BJK İnönü Stad-yumu’ndaydı.
Ahmet San’ın bizlere hediyesiydi.
Onunla başladı her şey.
Gençlik başımda duman, üniversite kafası, ne eğlenmiş, ne kendimden geçmiştim, günlerce etkisinden kurtulamamıştım o konserin.
2012 yılında Park Orman’a geldiler.
Onu pek hatırlamak istemiyorum, çünkü grubun ve özellikle de Axl Rose’un en kötü zamanlarıydı. İşte ondan sonra toparladı kendini, kilo verdi, forma girdi, yeniden vokal çalışmaya başladı.
Ve pazartesi gecesi, BKM tarafından organize edilen konserde 3 saatlik performansla bizi resmen kendimizden geçirdi.
Hem sanatını, oyunculuğunu hem de güzel kalbini, merhametini.
Geçen gün Bodrum’da bir mağazanın önünde yatan sokak köpeklerini “Dünyanın neresinde böyle güzel bir tabloyla karşılaşılabilir” sözleriyle paylaştı.
Lütfen bunun yok olmasına izin vermeyelim mesajını da verdi.
Sokak köpeklerine sahip çıkan, toplanma riskine karşı onları mağazanın maskotu yapan işletmelere binlerce teşekkür.
Alışverişimi böyle yerlerden yapmayı tercih ediyorum.
Kendilerini sevdirmekten ve dünyayı bizimle paylaşmaktan başka bir şey yapmayan, zararsız, insanlarla yaşamaya alışık mahallemizin köpeklerine sahip çıkan herkes candır.
İyi ki varsın İlker.
Kimileri aşıları suçluyor.
Kalp krizlerini geçtik, “Kanserde bile aşıların payı var” deniliyor.
Kimileri “Yaşlanıyoruz işte, hayat akıp gidiyor” diyor.
Ve o arada tüm özel insanlar, gençliğimiz, anılarımız birer birer aramızdan ayrılıyor.
İlhan Şeşen’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Erol Evgin, onun için yapılan törende onu öyle güzel anlattı ki: “Şarkıları tıpkı kendi gibiydi; alçak gönüllü, içten. Kişiliği ile şarkıları müthiş buluşmuştu. Şarkıcıların bir özelliği var, bu dünyadan göçtükten sonra şarkılarıyla yaşamaya devam ediyorlar.”
Ve oğlu Fuat Şeşen’in “Hiç kimseye kırgın değildi. Babam iyi bir adamdı” cümlesi.
Çünkü hayatın ta kendisiydi.
Çılgındı, enerji topuydu.
Zekiydi, bilgi deposuydu.
Ve bir o kadar da asildi.
Yaşam pınarımızdı, hocamızdı, idolümüzdü.
Ah ama hem de ne ah!
Oya Başak gitti.
İtalya’da artık büyük köpekler de kabin içi uçabiliyor.
Uçaklarda belli kilonun üzerindeki köpeklerin o korkunç kargo bölümünde uçmak zorunda bırakılmasına hep üzülmüşümdür.
Valiz değil ki onlar, kabin boyu olmadığı zaman uçak altına atılsınlar!
Nefes alan, karanlıktan korkan birer çocuklar.
Ve aynı küçük boy köpekler ve kediler gibi insanların yanında medeni bir şekilde uçmaya hakları var.İtalyan Ulaştırma ve Havacılık Bakanlığı, yeni getirdiği kuralla köpeklerde kilo sınırlamasını tamamen kaldırarak dünyaya şahane bir örnek oluşturdu.
Kargoda seyahat etmek zorunda bırakıldıkları için kaybolan, yaralanan ve hatta ölen köpekler oluyordu.
Sonuçta havasız, bazen çok sıcak, bazen çok soğuk ve zifiri karanlık bir bölmeden söz ediyoruz. Ve valizlerle birlikte köpeklerin olduğu kafesleri dikkatsizce fırlatan havaalanı çalışanlarından.
Türk Hava Yolları, dünyada ilk kez “uçak indikten sonra, emniyet kemer ışıkları sönmeden ayağa kalkanlara ve birbirini itenlere ceza” uygulamasını başlattı.
Yani bu medeniyetsizlik o kadar çok yaşandı ki buna mecbur kalındı. Uçakta neredeyse üzerimden atlayarak önüme geçenlerle maalesef ben de hep karşılaşıyordum.
Olacak iş değil, bir kişinin önüne geçsen ne olur geçmesen ne olur.
Panik atağın yoksa bu ne acele!
Dünyanın başka ülkesinde de yok zaten bu saygısızlık. Bize özel.
Ama artık işte bu insanlara ceza kesilmeye başladı. Yeni kararlara göre, uçak indikten ve apronda park için ilerlemeye başlarken ayağa kalkmak gerçekten yasaklandı.
Geleneksel ve elegan Fransız duruşu, Cannes Film Festivali kırmızı halısında ucuzluğa yer yok, ‘çıplak gelecekseniz burada yürüyemezsiniz’ dedi.
Festival yönetimi, vücudu gösteren transparan elbiseler ile büyük kuyruklu, gösterişli kıyafetlerin kırmızı halıda yasaklandığını duyurdu.
Resmî açıklamaya göre, kırmızı halıda ve festivalin diğer alanlarında çıplaklık yasak!
Ayrıca “konukların hareketini engelleyen, oturma düzenini zorlaştıran büyük kuyruklu kıyafetler” de yasak.
2015 yılında kırmızı halıda yasaklanan düz ayakkabılar ise bu yıl kabul gördü.
İsteyen topuklu giyecek isteyense düz.
“Sıcak Büfe” vizyonda
Bu hafta sonu havalar limoni.