BUNLARIN ağababaları zamanında siyasi bir olayı provoke edenleri, örneğin karşı partinin liderini taş yağmuruna tutanları -o zaman nedense yumurta atma bilinmiyordu- tespit etmek hiç de kolay değildi. Ama şimdi öyle değil. Herkesin cebindeki telefon bile, gerçeği saptayıp ortaya koymaya yetiyor.
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı geçen hafta partisinin gittiği Van’da yumurta yağmuruna tutmak için bir sokakta pusu kuranlar o nedenle -kusura bakmasınlar- çok aptallık ettiler. Attıkları yumurta, taş ve domatesle Baykal’ın kendisi yerine otobüsüne zarar verdiler ama kuyruklarını açıkta bıraktıkları için, fena yakalandılar. Baykal’ın anlatımına göre Van Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, “Otobüsünüz o sokağa giremez o nedenle Genel Başkan yürüyerek kongre salonuna girsin” mesajını vermişler. Ama partililer ve şoför otobüsün girebileceğini söyleyince tertip yarım kalmış. Baykal yerine otobüse yumurta yağmış. Biz eski yıllarda böyle çirkin saldırılara birkaç kez tanık olduk. Ufak tefekleri saymıyoruz. Ama örneğin 1958 Kasım ayında İsmet İnönü’nün Burdur’a yaptığı gezide, kafilemize Demokrat Parti’li militanlar yüzlerce taş attılar. 1973 seçim kampanyasında da Adalet Partisi’nin ayak takımı CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit’i, Isparta’da halka hitap ederken taş yağmuruna tuttu. Keza 1960 öncesinde Ana muhalefet partisi liderinin yolunu askeri birlikle kesmek gibi, Uşak’ta ve Topkapı’da başına taş atmak gibi çirkin olaylar yaşandı. Ama bunların hiçbiri yapanlara yararlı olmadı. Sadece siyasetin seviyesini, yapanların düzeyine düşürdü. Son olayda, iktidarda bulunan partinin Van İl Başkan Yardımcısı Aslan Yılmaz başta olmak üzere, partinin Merkez İlçe Yönetim Kurulu Üyesi Cahit Kiraz, Van İl Gençlik Kolları Üniversitelerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Taha Çoban ve Van İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Selami Taşdemir’in resimli, video çekimli eylemleri takkeyi düşürdü, kel göründü. Bu durumda Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’a düşen, önce parti içindeki zorbaları “disiplin kuruluna” vermek, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a, “Van’daki Emniyet teşkilatının CHP liderine yapılan saldırıyı kolaylaştırıcı bir tutumu olup olmadığının ortaya çıkartılması için talimat verdiğini” açıklamak ve “faillerin cezalandırılması için gerekli soruşturmanın başladığını” ilan etmektir. Başbakan gerçekten “hukuk devleti”ne inanıyorsa bu dediklerimiz, yapılması zorunlu olanlardır. Ama olayı yaşayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş’in dün gazetecilere bildirdiğine göre, söylediklerimizden vazgeçtik, Tayyip Erdoğan’dan Baykal’a, dolaylı şekilde bile bir “geçmiş olsun” mesajı gelmiş değildir. Ama buna hayret etmek için bir sebep olduğunu sanmıyoruz. Anımsayınız Van’daki Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın’a atılan iftiralar -nitekim Yücel Aşkın tüm suçlamalardan aklandı-, çıkartılan tutuklama kararları nedeniyle ve iftiralara dayanamayıp hapishanede intihar eden Üniversite Genel Sekreter Yardımcısı Enver Arpalı yüzünden vicdan azabı duydular mı ki, şimdi o jestleri yapsınlar.