PAPATYA falının son yaprağı da bugün kopacak ve Başkan Barack Obama’nın “Türkler 1915-1923 arasında (bu 1923’ün nereden çıktığını biz bugüne kadar hiç anlayamadık) Ermenilere karşı soykırım yapmıştır” deyip demediğini hep birlikte göreceğiz. Unutmayalım, Obama, seçilmeden önce Ermeni seçmenlerine bunu vaat etmişti.
ABD Başkanı olan kişileri yıllardır “Türkler soykırım yapmıştır” demekten alıkoyan etkenleri sayısız defa yazdık. Nitekim Ronald Reagan’dan beri Beyaz Saray’a gelenlerin hepsi, “Ermenilere soykırım yapıldığını resmen açıklama” vaadiyle oy istemiş ama sıra bunu resmen ifade etmeye gelince söyleyememiş veya söylememeyi tercih etmişti. Geçen yılın 24 Nisan’ı bu açıdan Ermenilerin en şanslı olduğu döneme rastladığı halde Obama da resmen “genocide” (soykırım) dememek için bunun Ermenice karşılığı olan “metz yeghern” kavramını kullanmıştı. Demek ki Beyaz Saray’daki Tarzan’ın işi zor. Ama sadece yıllardır bilinen nedenlerle değil, bu defa karşısına CHP İstanbul Milletvekili Şükrü Elekdağ’ın çıkardığı -daha önce hiç bu kadar ciddi şekilde ele alıp da önüne koymadığımız- hukuk mantığına dayalı çok güçlü argümanlar nedeniyle de zor. Elekdağ, Başkan Obama’ya 16 Nisan 2010 tarihli bir mektup gönderdi. Metni kamuoyuna tam yansımayan bu mektupta Obama’nın özellikle “iyi bir hukukçu” kimliğine hitap ederek, “Türkler soykırım suçu işlemiştir” derse: * Evrensel hukuk ilkelerine, * Amerikan Anayasası hükümlerine aykırı davranmış olacağını söyledi. Özetle: “Soykırım” bir “hukuk” kavramıdır. Neye “soykırım” deneceği ABD’nin de onaylayarak kendi hukukunun bir parçası saydığı 1948 tarihli Uluslararası Sözleşme’de belirlenmiştir. Buna göre bir kişinin (tabii devletin de) soykırımla suçlanabilmesi için, hem “yetkili mahkeme tarafından suçun kanıtlanması” hem de “buna ilişkin özel kastın saptanması” gerekir. Bunlar yapılmadıkça birilerinin başkasını soykırımla suçlaması, hiçbir hukuki değeri olmayan bir iftiradan ibaret kalır. Nitekim bugüne kadar ancak Nurenberg Uluslararası Askeri Ceza Mahkemesi’nin, Ruanda Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin, Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin ve son olarak Irak’ta kurulan Özel Mahkeme’nin kararlarıyla “soykırım” iddiaları hükme bağlanmıştır. Oysa Türkiye için böyle bir karar yoktur. Böyle bir karar yokken Türkiye’yi “soykırım”la suçlamak, * Hukukun temel ilkesi olan “masumiyet karinesine”, * “İşlendiği zamanın hukukuna göre suç teşkil etmeyen bir eylem, sonradan suç oluşturmaz” diye özetlenebilecek “suçun kanuniliği” ilkesine ve * ABD Anayasası’nın, “Geçmişe dönük cezai yaptırım konulamayacağını” söyleyen 1. maddesinin 9’uncu bölümünün ruhuna da aykırı olur” diyor. Bakalım sesini işittirebilecek mi?