Paylaş
Çünkü bizim bu satırları yazdığımız dakikalarda henüz o Komite’deki görüşmeler başlamış değildi. Oysa siz bu satırları okurken
her şeyin bitmiş olması gerekiyordu.
Geçen yıl anımsarsınız, ABD’nin yeni Başkanı Barack Obama’nın İslam dünyasına çiçek atmak için ayağının tozuyla Türkiye’ye gelmesi, “Bu yıl soykırımı kabul ederler, çünkü Obama seçim kampanyasında Ermeni kökenli Amerikan seçmenlerine bu konuda çok açık söz verdi” diyenlerin aldanmasına sebep olmuştu.
Kaldı ki o tarihte zihinlerde Başbakan Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Perez’e Davos’ta -üstelik herkesin gözü önünde- ağır şekilde hakaret etmesinin zihinlerdeki anısı da çok taze idi. O nedenle ABD’deki Yahudi Lobisi’nin ve uzun süre Türkiye’nin yanında yer almış politikacıların “soykırımı tanıma” önerisine yeşil ışık yakmaları bekleniyordu.
Dahası, geçen yılki öneri Temsilciler Meclisinin 27’si Demokrat, 19’u Cumhuriyetçi, 46 üyeli Dış İlişkiler Komitesi’nden çok da zorlanmadan geçmişti. Bu yıl 22 üyenin, “Öneriyi kabul edelim” dediği, buna karşılık 20 üyenin “Soykırım iddiası kabul edilemez” görüşünde olduğu bildiriliyor. O nedenle sonucu “kararsız” oldukları bildirilen 4 üye tayin edecek.
Hürriyet’in Washington’daki genç Temsilcisi Tolga Tanış’ın bu bağlamda verdiği bilgiler ilginç:
Son 5 yıl içinde Türkler ABD’de “lobiciliği öğrenmiş olmalılar ki 5 yıl önce aynı komiteden 7’ye karşı 39 (?) oyla geçen aynı nitelikteki öneride kuvvetler bugün birbirine çok yakın kuvvete sahip” görüşünü dile getiriyor.
Verdiği öteki bilgiler de önemli, çünkü ABD’de yaşayan Türkler ile Türk kökenli Amerikan vatandaşlarının üye oldukları sivil toplum örgütleri anlaşıldığına göre hemen hemen ilk defa birbirlerinin aleyhinde olmak yerine el birliği ile hareket etmek yolunu seçmişler. Bu son önerinin engellenmesi için var güçleriyle çalışmışlar.
Bunlar iyi haberler ama sonucu sağlıklı bir şekilde görmemize yetecek kadar isabetli mi, bilmiyoruz.
Bir etken daha var:
Belki dikkatinizi çekmiştir. Bu defaki önerinin reddedilmesi için ABD’li büyük firmaların örneğin Lockheed Martin, Boeing, Raytheon, United Technologies, Northrop ve Grumman’ın CEO denen en üst düzey yöneticileri de “Aman Türkiye ile aramızı bozmayın” içerikli bir ortak mektupla, Temsilciler Meclisi üyelerine başvurmuşlar.
Eee, ne de olsa Türkiye yağlı kuyruk!
Amerikan demokrasisinde -ara sıra karşınıza gelebilecek istisnalara aldırış etmeyin- “çıkar” her zaman “ideal”den önce geldiğine göre, bu defa da o “çıkar hesabı”nın bizim işimize yaramasında sakınca yok.
İyi de, bu hep böyle mi gidecek? Bir de işin o tarafı var. Çünkü biz aynen Ermenilerin yaptığı gibi “savaş mantığı” ile yürütülen, etkili ve uzun soluklu bir kampanya ile dünyayı tezimize ikna edemezsek, bir gün korktuğumuz başımıza gelecek...
Paylaş