TÜİK 2024 Ocak-Haziran enflasyonunu açıkladı emekli memurların maaş zamları netleşti. Memur emeklileri 2024 Temmuz ayında maaşlarını yüzde 19.31 zamlı alacak. Yeni zamla birlikte en düşük emekli aylığı ek ödeme dahil 17.573 liraya çıkacak.
2.5 milyon memur emeklisinin 2024-2025 yıllarını kapsayan mali ve sosyal haklarının belirlendiği 7. Toplu Sözleşmeye göre 2024’ün ikinci 6 ayında memur emeklileri toplu sözleşmeden kaynaklı yüzde 10 zam alacaklar. 2024’ün Ocak-Haziran dönemini kapsayan 6 aylık enflasyonun yüzde 15’i geçmesi halinde de geçen tutar enflasyon farkı olarak ödenecek. Toplu sözleşme zammı ve enflasyon farkı il birlikte memur emeklilerinin temmuz zammı yüzde 19.31 olacak.
2024 Ocak ayında ise memur emeklilerinin maaş zam oranı yüzde 49.25 olmuş ve bu zam ile memur emeklileri son 5 yıldaki en yüksek zam oranını almışlardı. Böylece memur emeklilerinin 2024 yılı zam oranı yüzde 68.56 oldu. 2023’te ise memur emeklilerinin toplam zam oranı yüzde 55 olmuştu.
2024’ün Temmuz ayındaki yüzde 19.31’lik artış ile birlikte emeklilere her ay ödenen ek ödeme tutarı da artacak. Buna göre temmuz ayında maaşa göre emekliler 675 lira ila 4.300 lira arasında değişen tutarlarda ek ödeme alacaklar.
-NOT: Tabloda; 4 kademinin 1. derecesi ve ek göstergesi 9000 ila 6000 arasındaki memurların 30-25 hizmet yılına göre Temmuz ayı zamlı maaşları yer almaktadır. Ayrıca 40-50 hizmet yılına göre 1/4 bazı memur emeklileri ile 25 ve 30 hizmet yılına göre; derece ve kıdemi 1/4, 4/1, 5/1, 3/1 olan emekli polis, öğretmen, akademisyen, hemşire, yargı üyeleri, kaymakam, müftü, teknisyen, mühendislerin 2024 Temmuz ayı zamlı maaşları da yer almaktadır. 2024 Ocak ayı maaşı, ek ödeme hariç maaştır. Zam oranı, ek ödemesiz maaş üzerinden hesaplanır. Ek ödeme tutarı yüzde 4 üzerinden hesaplanmıştır.
TÜİK, maaş zamlarına konu 2024 yılı Ocak-Haziran dönemini içeren altı aylık enflasyon verisini açıkladı. Bu veri ile görevdeki memurlar ile emeklilerinin yanı sıra SSK, Bağ-Kur emeklilerinin 2024 Temmuz zamları da netleşti.
TÜİK verilerne göre haziran enflasyonu aylık yüzde 1.64 olurken, 6 aylık enflasyon ise yüzde 24.73 olarak açıklandı. Buna göre görevdeki memurlar ve memur emeklileri temmuz ayında maaşlarını 19.31 zamlı; SSK, Bağ-Kur, tarım emeklileri ise yüzde 24.73 zamlı alacaklar.
2024-2025 yıllarını kapsayan mali ve sosyal hakların belirlendiği 7. Toplu Sözleşmeye göre 2024’ün Temmuz-Aralık döneminde görevdeki memurlar ile memur emeklileri toplu sözleşmeden kaynaklı yüzde 10 zam alacaklar. 2024’ün Ocak-Haziran dönemini kapsayan 6 aylık enflasyonun yüzde 15’i geçmesi halinde de geçen tutar enflasyon farkı olarak ödenecek. Buna göre memur ve emeklilerinin temmuz maaşı, toplu sözleşmeden kaynaklı zam ve enflasyon farkı ile birlikte yüzde 19.31 olacak. Yeni zamla birlikte en düşük memur emeklisinin maaşı 16.897 liraya çıkacak, ek ödeme ile eline 17.573 lira geçecek.
TEMMUZDA KÖK MAAŞLAR DEĞİŞECEK
TÜİK’in açıkladığı 2024 Ocak-Haziran enflasyonuna göre işçi, Bağ-Kur, tarım emeklileri, temmuz ayında maaşlarını yüzde 24.73 zamlı alacak. Temmuz ayında yeni zamla birlikte işçi ve Bağ-Kur, tarım emeklilerinin kök maaşları da değişecek ve kök maaşlar artacak.
2024 ocak ayında en düşük emekli aylığı 10.000 liraya çıkarılmıştı. Eğer 10.000 lira olan en düşük emekli aylığı artırılmazsa, temmuz ayındaki yüzde 24.73’lük zam, kök maaşa uygulanacak ve buna rağmen maaş 10.000 liranın altında kalırsa en düşük aylık olan 10.000 lira ödenecek.
Şöyle ki; 2024’ün Ocak-Haziran döneminde kök maaşınız 8.500 TL ise ve en düşük emekli aylığı olan 10.000 TL alıyorsanız, temmuz ayındaki yüzde 24.73’lük zam 8.500 TL olan kök maaşınıza uygulanacak, maaşınız 10.602 liraya çıkacak. En düşük emekli aylığı olan 10.000 TL artırılmazsa, temmuz ayında 10.602 lira elinize geçecek.
EMEKLİLER ARASINDA ZAM FARKI OLUŞTU
Cevap: Son günlerde benzeri soruları çokça alıyorum. Bir süredir de SGK’nın sahte sigortalılık ile ilgili çalışmaları gündemde yer alıyor. Sosyal Güvenlik Denetmenleri Derneği Genel Başkanı, verdiği bir demeçte, 2023 yılında yapılan denetimlerde, bin 533 iş yerinin sahte olduğu, çalışmadığı halde sigorta primi ödenen ya da sahte iş yeri üzerinden sigortalı gösterilen 88 bin 455 kişinin sigortalılığının iptal edildiğini bildirdi. Benzer şekilde yapılan incelemeler sonucunda usulsüz emeklilik hakkı elde eden 50 bin kişinin de emekli maaşlarının kesildiği gündeme geldi. Son beş sene içinde SGK’nın tespit ettiği sahte sigortalı sayısı 500 binin üzerinde. Sadece 2023 yılında 89 bine yakın sahte sigortalı, bin 533 de sahte işyeri tespit edilmiş. Ortalama her yıl 80 ila 100 bin arasında sahte sigortalı tespit ediliyor.
Peki, hangi durumlar sahte sigortalılığa giriyor? SGK’nın en çok tespit ettiği durumları sıralayayım. Okuyucumuzun sorusundaki gibi bir yakınının, ahbabın, akrabanın şirketinde sigortalı olarak gösterilmek. Ölen babadan maaş alabilmek için boşanma yoluna gidilmesi. Hamilelik döneminde sağlık hizmetlerinden yararlanabilmek ve doğum öncesi ile sonrasında iş göremezlik ödeneğinden faydalanmak için bir yerde çalışılıyor gösterilmesi. Bir de bu işler için kurulmuş paravan şirketlere para verip de sahte sigortalı olunması. Bu saydıklarım en çok başvurulan ve SGK’nın en çok tespit ettiği yöntemler.
Bu durumda ne oluyor? Sigortalılık ve prim günleri iptal ediliyor, ödenen primler iade edilmiyor. Emekli olunmuşsa, aylık kesiliyor, emeklilik iptal ediliyor, ödenen maaşlar faiziyle geri alınıyor. Sahte sigortalılık süresince hem kendi hem de yakınları adına ödenen tüm sağlık giderleri geri isteniyor. Sahte sigortalı için hapis cezası istemiyle suç duyurusunda bulunuluyor. Sigortalı kişiye ödenen iş göremezlik aylıkları faiziyle birlikte geri alınıyor. Kişiyi sahte sigortalı olarak gösteren işveren ciddi tutarlarda ceza ödüyor, sahte sigortalı emekli aylıklarını, sağlık giderlerini ödeyemezse işverenden talep ediliyor, sahtecilik yaptığı için hapis cezası ile yargılanıyor. Okuyucumun sorusu üzerinden çözümü de söyleyeyim. Ya bir işyerinde sigortalı olarak fiilen çalışılacak ya da isteğe bağlı sigortalı olunacak.
YAŞ HADDİNDEN TAZMİNAT ALABİLİRSİNİZ
Soru: 23.09.1987’de şirkette işe başladım hiç ara vermeden 1.11.2009’da emekli oldum. Emekli ikramiyesini aldım. Bu tarihten itibaren de çalışıyorum. Şu anda 61 yaşına girdim. Şirketin hizmet sözleşmesinde 60 yaşını bitirdiğinde yaş haddine istinaden emeklilik uygulaması yapılır yazıyor. Tazminatımı alıp işten ayrılabilir miyim? Cemal Ç.
Cevap: İlk çalışma döneminize göre emekli olduğunuz, kıdem tazminatını aldığınız için artık kıdem tazminatınız sıfırlanmış sayılıyor. İkinci dönem çalışmanıza ait yeni bir sözleşme ile çalışıyorsunuz demektir. Normal şartlarda kendi isteğiniz ile istifa ederseniz işveren tazminat ödemez. Ancak şirket iç şartlarına göre 60 yaşında yaş haddinden emekli olunacağına dair yazılı bir kural varsa yaş haddinden ayrılabilirsiniz ve bu durumda işveren de ikinci döneme ait tazminatınızı ödemek durumunda.
Bu ne demek? Sistemdeki 17 milyona yakın kişinin tasarruflarının ulaştığı büyüklük 1 trilyon TL’yi geçmiş demek. Bir başka açıdan da şöyle değerlendirebiliriz; tek tasarruf sistemi BES olduğu için (dikkatinizi çekerim yatırım demiyorum tasarruf diyorum) ülke tasarrufları 1 trilyon TL’yi geçmiş durumda. Emeklilik sektörü temsilcileri fonların bu büyüklüğe ulaşmasından memnun. Haklılık payı da var, çünkü 1 trilyon TL eşikti ve aşıldı. Bu noktaya da 20 yılda gelindi.
Başarı mı? Nereden baktığınıza bağlı. İşin aslı, çok da sevinecek bir durum yok. Anlatayım. 2024 yılının Mayıs ayında kredi kartları ile yapılan harcama tutarı 1.2 trilyon TL’nin üzerinde. Bu, sadece bir aylık harcama tutarı. Benzer şekilde nisan ayında yapılan harcama tutarı 1.1 trilyon, mart ayında ise 1.1 trilyon TL’lerde. Yani, son üç ayda kartlarla yapılan harcama tutarı 3.4 trilyon TL’yi geçmiş durumda. Olaya bakın; 20 yılda ülke olarak hepi topu yaptığımız tasarruf 1 trilyon TL, sadece üç ayda yaptığımız harcama 3.4 trilyon TL. Var mı sevinecek bir durum? Ara ara emeklilik şirketlerinin temsilcileri ile sohbet ederiz. BES’in büyüklüğünün 1 trilyon TL’yi geçmesi üzerine yaptığımız sohbetlerde, Türkiye Sigorta Birliği Başkan Yardımcısı Taylan Türkölmez’in yorumunu aynen paylaşayım: “20 yılda BES’te biriken varlıklar mayıs ayı kredi kartı harcamasına yetişememiş.”
ORTALAMA BİRİKİM 100 BİN TL
Devam edeyim. BES’te 1 trilyon TL büyüklüğe ulaşmadaki en büyük etken, emeklilik şirketlerinin, katılımcıların sisteme yatırdıkları katkı paylarını, doğru yerlerde değerlendirip, yüksek getiriler sağlaması oldu. Şirketler, katılımcıların fonlarını iyi yönetti, yüksek getiriler sağladı ve fon büyüklüğü 1 trilyon TL’yi aştı. Yoksa katılımcılar, tasarruf için BES’e daha çok ve daha yüksek katkı payı ödemedi. Verileri inceledim, geçen yıl sisteme yatırılan ortalama katkı payı tutarı aylık 900 ile bin lira arasında değişiyor.
Bundan ötürüdür ki, BES’teki, kişi başına ortalama birikim tutarı 100 bin liralarda. Elbette sisteme daha yüksek katkı payı ödeyenler de, sistemde birikimleri milyonlarca liraları bulan da vardır. Ama ortalama 100 bin lira. Birileri çıkmış, BES emekli aylığı ödemiyor diye eleştiriyor. Nasıl ödesin? 10 yılda, 20 yılda ulaşılan kişi başına birikim tutarı 100 bin lira, işte. Kişilerin tasarruf için ödedikleri tutarlar ciddi rakamlarda olur, sistemdeki fon büyüklüğü 5-10 trilyon liralara ulaşır; o zaman sistemden emekli olanların alacakları maaşları konuşur, tartışırız.
TASARRUF TÜKETİM DENGESİ BOZULDU
Bu satırları okuyan birileri diyecektir ki, ‘millette tasarruf edecek para mı var?’. Doğru ama bir taraftan da sadece bir ayda tüketim için 1.1 trilyon TL harcamışız. Daha açık bir anlatımla, tasarruf ile tüketim arasındaki uçurum büyüyor.
BES sayesinde tasarrufların 1 trilyon TL’yi geçmesi yabana atılır bir gelişme değil. 17 milyon kişinin tasarruf etmesi -ki, bunların 7.3 milyonu çalışanlardır, 9.1 milyonu da bireylerdir- de önemli bir şey. Açık konuşalım, ülke olarak tasarrufa ihtiyacımız var. Tek tasarruf aracı da BES olduğuna göre, tasarrufları artıracak bir şeyler yapmamız lazım. Mesela, oturup, artık tamamlayıcı emeklilik sistemini ciddi ciddi konuşmamız, hatta aksiyon almamız lazım.
KADIN istihdamını artırmak amacıyla 9 Şubat’ta, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından başlatılan İş Pozitif projesi sonuç verdi, sadece 4 ayda 176 bine yakın kadına istihdam sağlandı. İŞKUR, İş Pozitif’in verilerini açıkladı.
Kadın istihdamına yönelik mesleki eğitim, teşvik ve hibe gibi destekler veren kamu kurumları, sivil toplum kuruluşları, kadın kooperatifleri ve özel sektör şirketleri bir araya gelerek kayıtlı kadın istihdamının artırılması için güçlerini birleştirdi. Projenin adına da İş Pozitif denildi. Proje 9 Şubat’ta başladı.
SEKİZ BAKANLIK DESTEKLİYOR
Bu kapsamda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere toplam sekiz bakanlık projeye dahil edildi. Hem bakanlıklarla hem de özel sektör kuruluşları ile kadın istihdamı için protokoller imzalandı.
AYLIK 25 BİN TL ÜCRET ÖDENİYOR
İş Pozitif kapsamında kadınlara; mesleki eğitim, mali destek, hibe destekleri, istihdam teşvikleri, mesleki yeterlilik belgesi, ihracat destekleri, ortaklık kurma imkânları, tarımsal ve kırsal kalkınma destekleri, hayvancılık mali destekleri, işbirlikleri ve danışmanlık hizmetleri veriliyor. Böylece kadınlara hem kendi işlerini kurma hem de istihdama katılma imkânı sağlanıyor.
Çalışma Hayatı İletişim Merkezi’ne en çok sorulan konu başlıkları arasında yüzde 21 oranı ile ilk sırayı rapor ücreti; ikinci sırayı ise yüzde 20 oran ile emekli maaşı bilgisi alıyor. Öyle ki, bu yılın ilk 4 ayında Merkeze 2.8 milyondan fazla çağrı gelmiş, bunların 603 bini rapor parası ile ilgili olmuş. Yani, çalışanlar, hastalık durumlarında nasıl ve ne kadar rapor ücreti alacaklarını merak ediyor.
Her ne kadar rapor ücreti dense de sosyal güvenlik sisteminde ödenen bu paraya, geçici iş göremezlik ödeneği deniyor. Çalışanlar buna rapor parası ya da rapor ücreti de diyor. Rapor ücreti; iş kazası, meslek hastalığı geçirilmesi veya sağlık sorunları nedeniyle çalışamaz hale gelinmesi durumunda, çalışanların uğradıkları gelir kaybını önlemek için SGK tarafından ödeniyor. Çırak veya stajyer olarak çalışanlar ile ev hizmetlerinde 10 günden fazla çalışanlar da rapor ücreti alabiliyor. Rapor ücreti alabilmenin şartları neler? Madde madde sıralayayım.
RAPOR PARASI NASIL ALINIR?
-Çalışanın sağlık sorununun başladığı dönemde sigortalı olarak çalışması ve sağlık sorunu yaşadığı dönemden önce bir yıl içinde en az 90 gün sigorta priminin yatırılmış olması gerekiyor.
-SGK tarafından yetkilendirilen hekim veya sağlık kurulları tarafından istirahat raporu alınmış olması gerekiyor.
-İster aile hekimi ister işyeri hekimi olsun tek bir hekim bir seferde 10 günlük rapor verebilir. Eğer çalışanın sağlık durumu değişmezse hekim bir 10 günlük daha rapor verebilir. Tek hekim yılda en fazla 40 günlük rapor yazabilir, 40 günü aşan raporlarda çalışana iş göremezlik ödemesi yapılmaz. 40 günü aşacak bir sağlık raporu gerekiyorsa bu da ancak SGK heyet raporuyla olur. Heyet raporu altı ay süresince verilebilir.
-İşçi ve Bağ-Kur statüsünde çalışan kadınların yararlandığı analık halinde geçici iş göremezlik ödeneği için de, doğumdan sonraki ilk sekiz haftalık, çoğul gebelik halinde de 10 haftalık süreye kadar olan gebelik ve buna bağlı rahatsızlık ve engellilik halleri ‘analık hali’ kabul ediliyor.
-Rapor ücretinde geçtiğimiz yıllarda bir değişiklik yapıldı. Değişiklik yapılmasının nedeni ise SGK’nın yaptığı tespitler sonucu yüksek rapor parası alabilmek için son üç aydaki kazançların yüksek gösterilmiş olması. Bu çerçevede iş kazası ve meslek hastalığında bir yıl içinde en az 90 gün prim şartı devam ediyor, ancak hastalık ve analık izni nedeniyle ödenecek iş göremezlik ödeneği, çalışanın son 12 aylık dönemdeki ortalama ücreti üzerinden hesaplanıyor.
Şimşek, zorunlu afet sigortasının haziran sonu itibariyle devreye alınacağını belirterek, “Depremin yanı sıra diğer doğa kaynaklı afetler de sigorta teminatına dahil ediliyor. Deprem için binalar, diğer afetler için binalar ve taşınır mallar teminat altına alınırken, köy alanları da kapsama alınıyor” açıklamasında bulundu. Peki, zorunlu afet sigortası neleri kapsayacak, nasıl uygulanacak, ne zaman uygulanmaya başlayacak? İşte, zorunlu afet sigortasında tüm merak edilenler.
1. Zorunlu Afet Sigortası (ZAS) nedir?
2000 yılından bu yana DASK kapsamında uygulanan zorunlu deprem sigortası yerini yine DASK kapsamında zorunlu afet sigortasına bırakacak ve artık deprem sigortası olmayacak.
2. ZAS ile yeni bir vergi mi geliyor?
Hayır; 24 yıldır uygulanan zorunlu deprem sigortası yerini zorunlu afet sigortasına bırakacak. Kaldı ki, zorunlu deprem sigortası da bir vergi uygulaması değil.
3. ZAS ne zaman uygulamaya girecek?
Önce, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), temmuz ayında ZAS’ın genel şartlarını belirleyip, yayınlayacak. Ardından sigorta şirketleri sistemlerini ZAS’a uyarlayacak. Tahminen eylül ayının başından itibaren artık zorunlu deprem sigortası kalkacak ve tüm konutlar ZAS poliçesi yaptıracak.
4. Zorunlu mu olacak?
Sigortalı olamamaktan, sağlık hizmetlerinden yararlanamamaktan ve emekli maaşı alamamaktan dert yanıyorlar. Yaptıkları iş riskli olduğu için vefat halinde geride kalanlar da birçok haktan mahrum kalıyorlar. Aslında sosyal güvenlik sistemi, şoför olarak çalışanlar için özel bir sigorta statüsü sağlıyor. Şoförlük yapınlar sigortalı olabiliyor, emekli aylığı alabiliyor, devletin sunduğu sağlık hizmetlerinden yararlanabiliyorlar. İşte tüm detaylar...
1. Taksi ve minibüs şoförleri sigorta kapsamına girip, emekli olabiliyorlar mı?
Şoförlerin iki çeşit sigortalılığı var. Birincisi, taksi ve minibüslerin sahipleri veya bu araçları kiralayarak çalıştıranlar Bağ-Kur kapsamında sigorta yaptırıp, sigortalı oluyorlar. Ancak bir de taksi ve minibüslerde şoför olarak çalışanlar var ki, bunların sigortalılıkları biraz farklı. Bu kişiler sosyal güvenlik sisteminin Ek-6 kapsamında sigortalı olabiliyorlar.
10 GÜNDEN DAHA AZ ÇALIŞANI KAPSIYOR
2. Ek-6 sigortalılık nasıl işliyor?
Taksi, dolmuş, minibüs gibi taşıma araçlarında şoförlük yapan ve kısmi iş sözleşmesiyle bir ay içinde 10 günden az çalışanlar bu sigorta kapsamında sayılıyor. Primlerini kendi ödeyip, 30 güne tamamlıyor ve bu sayede sigortalı sayılıyorlar. Gerekli prim gün sayısı ve yaş şartını yerine getirenler emekli olup Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan emekli aylığı almaya hak kazanıyorlar.
3. Sigortalı olma şartları neler?
Kendi adına bağımsız çalışmama, kamu görevlisi olmama, isteğe bağlı sigorta yaptırmama, banka sandıklarına tabi çalışmama, herhangi bir sosyal güvenlik kapsamında gelir ve aylık almama halinde sigortalı olabiliyorlar.