Özetle, ‘kafamız karıştı, yeni düzenleme bizi nasıl etkileyecek, fiyatlar çok mu arttı, az mı arttı?’ diye soruyorlar. Önce geçen hafta perşembe günü yayınlanan yeni düzenlemeyi kısaca özetleyeyim.
1 Ocak 2024’ten itibaren trafik sigortasının hem primleri hem de teminat tutarları artacak. Bugün için sigorta şirketleri, trafik sigortası primlerini her ay, bir önceki aya göre yüzde 2 artırıyor. Mesela, aralık ayındayız; kasım ayında, araç gruplarına, illere ve sürücünün hasar geçmişine göre Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (SEDDK), belirlediği primleri, şirketlerin aralık ayında yüzde 2 artırma hakkı bulunuyor.
2024 yılı başında aylık bu yüzde 2’lik artışlar, 2024 Ocak ayında yüzde 10’a çıkacak. Şubat, Mart, Nisan aylarında ise sigortacılar, her ay primlerini yüzde 5 artıracaklar. Nisan ayı sonu itibariyle aylık yüzde 5’lik fiyat artış olayı bitecek. Mayıs ayının başında trafik sigortası tarihinde ilk defa ‘hasar maliyet endeksi’ uygulanacak ve primler de bu endekse göre belirlenecek.
BU İŞTEN TÜKETİCİ KÂRLI ÇIKACAK
Bu endeks nasıl belirlenecek? İşin o tarafı biraz karışık. En temel noktalarıyla SEDDK, asgari ücretteki, araçlarda kullanılan yedek parçalardaki artışa, araç fiyatlarındaki artış oranına, araçların bakım onarım maliyetlerindeki artışlara göre 2024’ün Mayıs ayından itibaren her ay hesap yapacak, endeks hazırlayacak ve ona göre de o ay şirketlerin primleri ne kadar artıracağını belirleyecek.
Peki, bu sigortalıları nasıl etkileyecek? Hasar maliyet endeksi bana göre sigortalıların lehine bir sistem olacak. 2024’ün Mayıs ayından itibaren hedeflenen enflasyon oranlarını, gelecek sene asgari ücrete bir kere zam yapılacağını falan hesaba kattığımızda; trafik sigortasındaki aylık prim artışları, yüzde 1.5 ila 2 arasında bile olabilir. Öyle ki, gelecek yılın ortasından sonra bazı aylarda trafik primleri hiç artmayabilir.
Bence bu düzenleme ile SEDDK, 2024’ün ilk 4 ayında trafik sigortasından zarar eden şirketlerin elini rahatlatıp, zararlarının bir ölçüde azalmasına imkan yaratacak; seneni ortasından sonra da trafik sigortasında fiyatlar tüketici lehine seyir izleyecek.
20 BİN LİRA PRİM ÇOK MU?
TRAFİK sigortasında yeni düzenlemeye gidildi, primler ve teminatlar artarken ilk kez hasar maliyet endeksi uygulamasına geçildi. Yeni düzenleme 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren geçerli olacak. 14 Aralık tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelik ile 2024 başından itibaren trafik sigortası primleri ve teminat tutarları yeniden düzenlendi.
Resmi Gazete’deki yönetmelikle sigorta şirketlerine sene başından itibaren trafik sigortası primlerini her ay yüzde 5 artırma hakkı tanınırken, aynı günün akşam saatlerinde Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) yetkisini kullanarak, bir genelge yayımladı ve prim artırım oranını yüzde 10’a çıkardı.
ARTIŞ ORANI YÜZDE 10’A ÇIKTI
- 2023 yılının Mayıs ayına kadar sigorta şirketlerinin trafik sigortası primlerini her ay bir önceki aya göre yüzde 4.75 artırma hakkı bulunurken, bu yılın mayıs ayında yapılan düzenleme ile bu oran yüzde 2’ye düşürüldü. Sene sonuna kadar da sigorta şirketleri, trafik sigortası primlerini, her ay, bir önceki aya göre yüzde 2 artırabiliyor. Yeni düzenleme ile 1 Ocak 2024’ten itibaren bu oran yüzde 10’a çıkarıldı. Sene başından itibaren ocak, şubat, mart, nisan ayları için sigorta şirketleri trafik sigortası primlerini bir önceki ayın prim tutarı üzerinden yüzde 10 artırabilecekler.
PRİMLER NE OLACAK?
- Bugün için otomobillerde, İstanbul’da, çok hasarlı sürücülerin yer aldığı 0’ıncı basamaktaki sürücüler trafik sigortasına 20.215 TL, trafik sigortasını ilk kez yaptıracak olanlar (4. basamak) 7.412 TL, hasarsız (8. basamak) sürücüler ise 3.369 TL ödüyor.
Yeni senenin ocak ayında, hasarlı sürücülerin primi 22.236 TL’ye, 4. basamaktaki sürücülerin primi 8.153 TL’ye, hasarsız sürücülerin primi ise 3.705 TL’ye yükselecek. Yüzde 10’luk prim artış uygulaması 2024’ün ocak, şubat, mart ve nisan ayları için geçerli olacak. Yani, yeni senenin ilk dört ayında şirketler, trafik sigortası primlerini bir önceki ayın prim tutarı üzerinden yüzde 10 artırabilecek.
Cevap: Ev hanımlarına emeklilik hakkı tanınmasına yönelik çalışma halen devam ediyor. Henüz bu konuda kesinleşmiş bir durum yok. Aktif bir sigortası ve sosyal güvencesi olmayan ev hanımları için sigorta sistemi devreye alınacak ve emekli olmaları sağlanacak. Bunun için öncelikle Aile ve Gençlik Bankası kurulacak. Bu kapsamda ev hanımlarının emekliliği devreye alınacak. Sigorta primlerinin üçte birini devlet karşılayacak, ev hanımları daha az prim ödeyecek. Düzenleme henüz netleşmediği için geçmişte prim ödemiş olanların bu haktan yararlanıp yararlanamayacağı da belli değil. Yeni düzenlemeyi beklemeniz gerekiyor. Ancak mevcut durumda da isteğe bağlı sigorta yaptırıp, prim ödeyip, gerekli şartları sağlamanız halinde emekli olabilirsiniz.
GEÇMİŞE YÖNELİK BAĞ-KUR TESCİLİ YAPAMAZSINIZ
Soru: 1995 yılında şirket kurdum, Bağ-Kur’a kaydım oluşturulmadı. 2002 yılında SGK’lı olarak çalışmaya başladım. Bağ-Kur’da geriye dönük prim işlemi yapabilir miyim? Oktay Ö.
Cevap: 2003 ve 2008 yılında vergi kayıtlarını belgelemeleri koşulu ile iki kere Bağ-Kurlulara geriye dönük tescil ve borçlanma hakkı tanındı. İki haktan da yararlanmamışsınız. Bu durumda geriye dönük Bağ-Kur tescili yaptıramazsınız.
ÇALIŞMAYA DEVAM EDERSENİZ EMEKLİ MAAŞINIZ ARTAR
Soru: 16.1.2001 SGK girişim. Kasım 2023 itibarıyla 7000 gün prim tamamlandı. 1977 doğumluyum ve halen çalışmaktayım. Şu an sigorta matrahı 21.738,29; işçi prim 3.043; işveren prim 4.456TL’dir. Fazla prim ödemek maaşımı ne yönde etkiler? Zeynep S.
Cevap:
O tarihten bu yana da iki şirketten poliçe yaptıran 120 bine yakın sigortalı tedirgin, akıbetlerinin ne olacağını merak ediyor. Bu sigortalılara poliçe satan sigorta acenteleri de bundan sonraki süreç konusunda endişeli.
Pazartesi günü SEDDK Başkanı Davut Menteş, Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı Uğur Gülen, TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi (SAİK) Başkanı Levent Korkut, ortak bir toplantı düzenleyerek, el koyulan sigorta şirketleri ile ilgili yol haritasını açıkladılar. Yol haritasına geçmeden önce bu şirketlere neden el koyulduğuna da kısaca değineyim. Çünkü bu konuda da kafalarda ciddi soru işaretleri var. SEDDK Başkanı Menteş, her iki şirketin de varlıklarının, yükümlülüklerini karşılayamayacak duruma geldiğini, sermayelerinin tükendiğini, hasarları karşılayamayacak hale gelindiğini belirterek, el koyulma sonrası yapılan incelemelerde iki şirketin varlıklarının yükümlülüklerinin yarısını bile karşılamayacağının görüldüğünü söylüyor.
120 BİN MAĞDUR BIRAKTILAR
Bu şirketlere, mali durumlarını düzeltmeleri için gerekli sürenin verildiğini, bu sürede de SEDDK tarafından gerekli önlemlerin alındığını, ancak durumlarında iyileşme görülmemesi üzerine de el koyulduğunu vurgulayan Menteş, bu kapsamda iki şirketin yeni poliçe kesmesinin engellendiğini, mevcut sigortalıların güvenli alanlara tahliye edildiğini ve şirketlerin mevcut kaynakları ile devam eden hasar dosyalarının sonuçlandırılma yoluna gidildiğini açıklıyor. Menteş, bu süre içinde, bu şirketlerin portföylerini devralma ya da şirketleri satın alma konusunda hiçbir taleple de karşılaşmadıklarını ifa ediyor.
Görünen o ki, daha fazla sigortalının mağdur olmaması, sigorta pazarında haksız rekabet yaratılmaması, sigortacılığın itibarının zedelenmemesi için bu iki şirketlere acil el koyulması gerekiyormuş ve koyulmuş. Asıl soru bundan sonra ne olacağı. 120 bin sigortalı ve bu sigortalılara kaskodan konuta poliçe satan acenteler, bu sorunun cevabını merak ediyor. Endişeli bir kesim daha var; onlar da, bu iki şirketten kaskosu olan ve kazaya karışmış, aracı hasarlanmış, araçları tamirhanelerde bekleyen sigortalılar. Ortak toplantıda, iki şirket için belirlenen yol haritası da açıklandı. Madde madde anlatayım.
POLİÇELER İPTAL EDİLECEK
- El koyulan Gri Sigorta ve Mellce Sigorta’nın toplam 128 bin poliçesinin tamamı iptal edilecek. Nitekim sigortalıların ellerindeki poliçelerin iptal işlemi iki gün önce başladı ve neredeyse tamamı iptal edildi.
Neler değişti, konusuna geçmeden önce alacak sigortası nedir, kısaca değineyim. KOBİ’ler için ‘can suyu’ denecek kadar önemli olan bu sigortayı maalesef işletmeler yeterince bilmiyor.
En basit haliyle, KOBİ’ler, vadeli satışlardan elde ettiği cirosu üzerinden alacak sigortası yaptırıyor; alacağını tahsil edemezse, devreye alacak sigortası giriyor ve alacağını KOBİ’ye sigorta ödüyor. Örneğin, KOBİ’siniz, yıl içinde, farklı farklı şirketlere 100 milyon TL’lik mal satacaksınız. Alacak sigortası yaptırdınız; diyelim ki, mal sattığınız bir şirket zor duruma düştü veya iflas etti ya da başka bir nedenden dolayı size borcu olan 25 milyon TL’yi ödemedi. Alacak sigortası devreye giriyor ve alacağınızı ödüyor. Bu kadar basit.
TİCARİ RİSK DEĞERLENDİRMESİ
Alacak sigortasının bir işlevi daha var ki, bana göre KOBİ’ler için bu işlev daha önemli. Aynı örnekten devam edeyim. KOBİ’siniz ve yıl içinde farklı farklı şirketlere 100 milyon TL’lik mal satacaksınız. Satış yaptığınız şirketleri devlet destekli alacak sigortası sistemi inceliyor; sonra da dönüp size, ‘bu şirkete 25 milyon TL’lik değil 10 milyon TL’lik satış yap mali durumu bunu karşılamaya yetmez’ diyor veya ‘şu şirkete mal satma, mali durumu parlak değil’ diyor ya da ‘şu şirket güvenilirdir, istediğin kadar mal satabilirsin, biz de sigortalarız’ diyor. Bir anlamda sigorta sistemi ticari risk değerlendirme danışmanlığı yapıyor.
Bilmeyenler için belirteyim, devlet destekli olacak sigortası, Türk Reasürans’a bağlı, Özel Riskler Yönetim Merkezi tarafından yürütülüyor. KOBİ’ler ise sigortayı sigorta şirketlerinden, acentelerden ve banka şubelerinden yaptırabiliyor.
ALACAK SİGORTASI
Maalesef çoğu KOBİ, alacak sigortasını pahalı bir ürün olarak görüyor. O konuya da açıklık getireyim. Primler, sigorta şirketlerince serbestçe belirlenmiyor. Primi, Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK) belirliyor; şirketler, bankalar, acenteler de kamunun belirlediği bu fiyatları uyguluyor. Basit bir hesapla KOBİ; 10 milyon TL’lik alacağı için alacak sigortası yaptırdığında, yıllık ödeyeceği prim 50 bin lira civarında. Şunu da belirteyim, koca koca şirketler için 100 milyon, 1 milyar TL’ler önemli olmayabilir ama 100 milyon TL’lik cirosu olan bir KOBİ’nin, 10 milyon liralık alacağını bile tahsil edememesi o KOBİ’yi batırır.
Peki, yeni düzenleme ile neler değişti? Düne kadar alacak sigortası yaptıracak KOBİ’lerin sağlaması gereken ciro 250 milyon TL’ydi, bu tutar 500 milyon TL’ye çıkarıldı. Yani yıllık cirosu 500 milyon TL olan KOBİ’ler de artık devlet destekli alacak sigortası yaptırabilecek. Tabi buna göre sigortadaki teminat tutarları, alıcı başına azami limitler de yeniden belirlendi.
Okuyucular günlerdir, ‘Herkes tahminlerini açıklıyor, sen neden asgari ücrete değinmiyorsun’ diye soruyor. Okuyucuların belirttiği gibi bugün ortalarda dolaşan rakamlar, tahminden öteye geçmiyor ama yine de asgari ücret üzerine bir analiz yapayım. Şunu da belirteyim, ne tahminde bulunulursa bulunulsun asgari ücretli çalışana az gelecektir.
Geçmiş yıllarda asgari ücret sene başında ve bir kere olarak belirlenirken, 2022’de ilk defa ocak ve temmuz ayları olmak üzere iki defa belirlendi. Bu kapsamda 2022’nin başında yüzde 50, temmuz ayında ise yüzde 30 zam yapıldı. Toplamda yüzde 80 oranında artış yapılmış gibi gözükse de bir önceki yılın asgari ücret tutarıyla mukayese edildiğinde artış oranı yüzde 94’ü geçti. Yine 2022 yılında asgari ücret vergi dışı bırakıldı. Bu sayede asgari ücrete kadar olan kazançlar vergiden muaf tutuldu. 2022’nin temmuz-aralık döneminde de çalışan sayısı ve sektör ayrımı olmadan tüm işverenlere günlük 3.33 lira, aylık 100 lira asgari ücret desteği verildi.
YÜZDE 107 ARTIŞ YAPILDI
Bu yıl ise asgari ücrete yine iki kere zam yapıldı. Sene başında yüzde 54.66 artış yapılan asgari ücrete, temmuzda yüzde 34.04’lük bir zam daha geldi. Böylece bu yıl toplamda yüzde 88.70 oranında zam yapılmış olsa da geçen yılın sonundaki asgari ücretle mukayese edildiğinde artış oranı yüzde 107’yi geçti. 2022’nin başında 4.253 lira olan net asgari ücret, sene ortasında 5.500 liraya; 2023’ün başında 8.506 liraya, temmuz ayında da 11.402 lira çıkarıldı.
Bu yılın başında günlük 13.33 lira, aylık 399.90 lira olarak işverene verilen asgari ücret desteği; temmuz-aralık döneminde günlük 16.66 lira, aylık 499.80 liraya çıkarıldı. Bugün brüt asgari ücret 13.414 lira, net 11.402 lira olarak uygulanıyor ve asgari ücretin işverene maliyeti 15.762 lira.
2024’TE BİR KERE ZAM
Asgari ücretin belirlenmesinde en önemli kriter enflasyon. Tahminlere göre bu yılın sonunda enflasyon yüzde 65 olacak, 2024 yılında ise yüzde 36 olarak gerçekleşecek. Ama şu da var, 2024’ün mayıs ayında enflasyon yüzde 70’lerde zirve yapacak, sonra düşme eğilimine girecek.
Kasım ayı enflasyon rakamlarının açıklanmasıyla birlikte emeklilerin yeni yılda alacakları zam oranları da netleşmeye başladı. Açıklanan enflasyon rakamına göre, memur ve emekliler için enflasyon farkı oluşacağı kesinleşirken, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin de yeni yıl zamlarında son viraja girildi.
Memur emeklileri, ocak-temmuz, temmuz-aralık olmak üzere senede iki kere maaşlarını zamlı alıyor. Zam oranları ise toplu sözleşmeye göre önceden belirleniyor. Üzerine, geçmiş 6 aylık enflasyondan kaynaklı fark oluşursa, bu fark maaş zammına yansıyor. Enflasyon farkının oranı da toplu sözleşmede yer alıyor.
4 milyon memur ve 2.5 milyon memur emeklisinin 2024-2025 yıllarını kapsayan mali ve sosyal haklarının belirlendiği 7. Dönem Kamu Toplu Sözleşmesi bu yılın ağustos ayında yapıldı.
Buna göre 2024’ün Ocak-Haziran döneminde memur ve emekliler toplu sözleşmeden kaynaklı yüzde 15 zam alacaklar. 2023’ün Temmuz-Aralık dönemine ilişkin TÜİK’in açıkladığı enflasyonun yüzde 6’yı geçmesi halinde de artı tutar enflasyon farkı olarak ödenecek.
YÜZDE 27.6’LIK ENFLASYON FARKI
TÜİK temmuz, ağustos, eylül, ekim, kasım aylarını kapsayan enflasyonunu açıkladı ve 5 aylık enflasyon, yüzde 33.6 oldu. Açıklanan 5 aylık enflasyon rakamına göre memur ve memur emeklileri açısından yüzde 27.6’lık enflasyon farkı oluşmuş durumda. Toplu sözleşmeden kaynaklı yüzde 15’lik zam oranına enflasyon farkı da eklendiğinde, memur ve emeklileri için şimdiden yüzde 42.6’lık zam oranı kesinleşmiş durumda. Asıl zam oranı TÜİK, 2023’ün Temmuz-Aralık dönemi 6 aylık enflasyon rakamını açıkladığında kesinleşecek.
Bu çerçevede bugün 9 bin 489 lira olan en düşük memur emeklisinin maaşı, 2024’ün ocak ayında yüzde 42.6 zamla 13 bin 514 liraya çıkacak ve ek ödeme ile yeni senenin başında en düşük emekli aylığı 14 bin lirayı geçecek.
2023’ün temmuz ayında ise memur emeklileri maaşlarını yüzde 17.55 zamlı alacaklardı ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan, emekli maaşlarında iyileştirmeye gidileceğini açıkladı; ardından emeklilere uygulanacak refah payı Meclis’teki torba yasaya eklendi. Buna göre emekliler temmuz ayında maaşlarını yüzde 25 zamlı aldı. Böylece memur emeklilerine 7.4 puan refah payı verilmiş oldu.
Yazı sonrası okuyuculardan çokça soru ve yorum aldım. Kimileri ‘sırada başka şirketler var mı?’ diye merak ediyor, kimileri iki şirkete el konulmasının sigortacılık açısından itibar kaybı yaratıp yaratmayacağını, el konulmasının dışında alınacak başka önlemler olup olmadığını soruyor. Bu şirketlerden sigorta yaptırıp da hasarını alamayanlar da şikayetlerini paylaşıyor.
Bu şirketlere el konulması, sigortacılık açısından itibar kaybı mıdır? Çareler tükenmiş ki, el konulmuş. El konulmasaydı, belki de ileride yaşanacaklar sigortacılıkta daha fazla itibar kaybına neden olacaktı. Sırada başka şirketler var mı? O tarafını bilemem ama bu el koyma ile sektörün düzenleyici ve denetleyici kurumu olan Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetleme Kurumu (SEDDK), diğer şirketlere de ‘ayağınızı denk alın’ mesajı vermiş oldu.
TEK NEDEN TRAFİK SİGORTASI
Bildiğim bir şey varsa, sigortacılık açısından çok daha büyük sorun var. Bu yazacaklarım vatandaştan çok kamu yönetimini ilgilendiriyor. Açıkça söyleyeyim, koca koca sigorta şirketlerinin sermayeleri her geçen gün eriyor. Bunun da tek nedeni trafik sigortası. Trafik sigortasında şirketlerin zararı artıyor. Uzun yıllardır süren bu zarar, son verilere göre 11 milyar lirayı geçmiş durumda. Trafik sigortası satan 31 şirketin neredeyse tamamı zarar ediyor. Diyeceksiniz ki, ‘kardan zarardır onlarınki’. Bilançoların tamamını inceledim, öyle değil. Mali karları bile düştüğünüzde 11 milyar lira zarar çıkıyor. Ve sene sonu bu zararın 15 milyar lirayı geçeceği tahmin ediliyor. Peki, bu zararın sigortacılara, sigortalılara ve ekonomiye etkileri neler? Madde madde sıralayayım.
SERMAYE İHTİYACI ARTIYOR
Düne kadar şirketler kasko, konut, işyeri, sağlık gibi branşlardan elde ettikleri gelir ve mali karlarla trafik sigortasındaki zararı karşıladılar. Karşılamak için de diğer sigortaların fiyatını artırmak durumunda kaldılar. Bir anlamda kasko, konut sigortalarını yaptıranlar trafik sigortasını finanse eder hale geldi. Bu da trafikteki zararın tüketiciye etkisi. Zarar arttıkça bu durum sürdürülemez hale geldi ve şirketler sermayeden yemeye başladı. Herkese açık, bakın sektörün mali rasyolarına, prim üretimi yüzde 100’lerin üzerinde artıyor, sigorta pazarı enflasyonun kaç katı büyüyor ama şirketlerin özsermayesi artmıyor, yerinde sayıyor, bazı şirketlerde azalıyor.
Böyle olunca da sermayedardan sürekli olarak sermaye koyması isteniyor. Koyan koyuyor, koymanın sermayesi eriyor; sonuç malum. Sigorta pazarının yüzde 60’a yakını yabancı sermaye. Siz sermayedar olsanız, her yıl sadece trafik sigortası nedeniyle sermayeniz erise ve sermaye koymak durumunda kalsanız ne düşünürsünüz, ne yaparsınız? Biliyorum ki, yabancı sermaye de dahil bazı şirketler, daha fazla zarar etmemek için trafik sigortası ruhsatını iade etmeyi bile düşünüyor.
EKONOMİYİ OLUMSUZ ETKİLEYECEK