Nilüfer Pazvantoğlu

Chill-Out güzelliği Cildiniz ve saçlarınız

7 Mayıs 2007
Cildiniz ve saçlarınız sizinle gece hayatının stresini paylaşacak kadar güçlü mü? Sigara, alkol ve uykusuzluğun vücuttaki olumsuz etkilerinden kurtulmak kolay kolay mümkün mü? Evet... Size vereceğimiz ipuçlarıyla kimse yorgunluğunuzu yüzünüzden okuyamayacak...

1.AŞAMA Partiden hemen sonra

Ne geceydi ama! Yatmadan önce vücudunuzu ertesi güne hazırlayacak birkaç acil uygulamaya ihtiyacınız var.

UYURKEN ENERJİ TOPLAYIN

Cildiniz özellikle şimdi neme ihtiyaç duyar. Yatmadan önce çayla yapacağınız rahatlatıcı bir anti-stres maskesinin gece boyunca etkisini göstermesini bekleyin. Büyük bir bardak su da ertesi gün metabolizmanızın normal çalışmasına yardımcı olacaktır.

Gece boyunca cilt hücre bölünmesini en üst düzeyde gerçekleştirir. Cilt, bu çalışmayı da derinlemesine temiz olduğunda sağlıklı bir şekilde gerçekleştirir. Temizlik işlemi için ihtiyacınız olan gereç; etkili bir temizleme jelidir.

2.AŞAMA Ertesi gün

İki seçeneğiniz var; ya yataktan çıkmamak ya da doğru ürünlerle kısa sürede mükemmel görünmek...

CİLT VE SAÇLARA İLK YARDIM


Peeling etkili derinlemesine temizleyici bir şampuan, saçlardaki jöle ya da sprey kalıntılarını ve sigara kokusunu alıp götürür. Duşun altında parmak uçlarınızla saç derisine masaj yapın ve suyla durulayın. Vücudunuz da tazeleyici duş jeliyle canlanacaktır. Mango ekstreli yüz bakımı, en solgun ciltlere bile canlı bir ton kazandırıyor. Dudak bakımı jeli ise kuru dudakları yeniliyor.

Gözleriniz yorgun mu görünüyor? Göz altlarındaki koyu gölgeleri kaliteli bir kapatıcıyla mükemmel bir hale getirebilirsiniz. Bir fırça yardımıyla ardından parmak uçlarınızla kapatıcıyı göz altlarınıza iyice yedirin. Seçtiğiniz renk tonunun fondöteninizden bir ton açık olmasına dikkat edin. Daha zor durumlar için birçok markanın profesyonel ürünleri de bulunuyor. La Roche Posay, Biotherm ya da Lancome’un kapatıcıları böyle durumlar için ideal.

3.AŞAMA Bir hafta sonra

PROFESYONELLERDEN TAZELEYİCİ İPUÇLARI

İşte zinde bir görünüm için etkili makyaj hileleri...


n Gözlerinizin içine sarı-beyaz bir göz kalemi çekin. Bu, gözlerinizdeki kırmızılığı nötralize eder.

n Yüzünüzde fondöten yerine ışığı yansıtan pigmentler içeren vitamin kremleri kullanın. Cildiniz anında canlanacaktır.

n Yanaklar için: Bronz güneş pudraları, cildin taze bir görünüm kazanmasını sağlayacaktır.

Kendinizi şımartın... Evde bir wellness programı uygulayın. Hem cildinizin hem de saçlarınızın uzun dönemde yenilenmesi için her gün uyguladığınız güzellik bakımından farklı bir şeyler yapın. Sık makyajdan yorgun düşen cildiniz, akşamları ekstra bir bakıma hayır demeyecektir. Yoğun nemlendirici bir maske hem cildinizi dinlendirecek hem de göz altlarınızdaki torbalanmayı en aza indirgeyecektir. Ve sık fönden kırılan saçlarınız için haftada iki kez zengin içerikli bir saç bakımı kürü başlatabilirsiniz.
Yazının Devamını Oku

Parfüm ailesini takdimimizdir

4 Mayıs 2007
Parfüm seçiminde, ürünün hangi aileye mensup olduğunu bilmek büyük önem taşıyor. Her parfüm aşağı yukarı bir aileye aittir denebilir. Üstelik bu kategoriler de ta 1900’lerde Fransız parfümcüleri tarafından belirlenmiş. Öte yandan o günden bu yana kategoriler zaman zaman değişime uğramış. Günümüz parfüm seçiminde ana kategoriler şöyle belirlenmiş: Çiçek, oryantal, meyve, yeşillik, amber/ağaç, okyanus/ozon...

ÇİÇEK AİLESİ

Burnunuz bu güzelliklerin ne olduğunu hemen anlayacaktır. Bu ailenin kokusu öyle bir kokudur ki, bir nefesle sizi bulunduğunuz yerden ışınlayarak muhteşem çiçekli bir yere gönderebilir. Çünkü doğanın sunduğu çiçekler, parfümcülerin en büyük hazinelerindendir. Onlar yüzlerce çiçeğin arasında istedikleri kokuları seçebilir, dilediklerini başkalarıyla kombine edebilir, hatta yeryüzünde hiçbir çiçekte bulunmayan bir koku elde edebilirler. Öyle ki, kokusuz bir çiçeğin nasıl kokabileceği hayali bile onlar için imkánsız değildir.

Gelelim, parfüm üretiminde en çok kullanılan çiçek kokularına... Hiç şüphesiz gül ve yasemin burada başı çekiyor. Buna da şaşmamak gerekir. Çünkü bu çiçekler sadece kokmakla kalmıyor, aynı zamanda birlikte kullanıldıklarında da tam anlamıyla mükemmel bir etki bırakıyorlar. Tabii tek başlarına hareket etmeleri konusunda aynı şeyi söylemek pek mümkün değil. Gardenya, nergis, manolya, frezya, sümbül, menekşe, karanfil, orkide, güneş çiçeği, kadife çiçeği, mimoza, sardunya gibi çiçekler parfüm üreticilerine benzersiz özlerini sunarlar; tek tek ya da kombinasyonlar halinde.

Elbette çiçek ailesinin fertleri sadece çiçek olmakla kalmıyor. Diğer kategorilerde olduğu gibi burada da parfümler, o aileye ait olmayan bileşenler içeriyor. Bazılarına egzotik bir yorum katmak için baharatlar katılıyor, bazılarına sıcak bir duygu için amber ve misk...

ORYANTALLER

Egzotik, esrarlı, romantik Doğu... Parfüm dünyasında bu cümle; keskin kokulu baharatlar, bitkiler, egzotik çiçekler, duyuları okşayan miskler ve baş döndürücü esansların karışımıyla ortaya çıkan baştan çıkarıcı bir yasak arzu hissi anlamına geliyor.

Aslında oryantaller, bileşenlerini sadece Uzakdoğu’dan değil Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan da alıyor. Tüm parfümler gibi oryantallerin de genelde çiçekten bir kalbi bulunuyor. Bu doğulu güzeller oldukça ağır ve zengin kokulu... Gül, yasemin, sümbelteber, gardenya, orkide, nilüfer ve kızılzambak...

Sonra işin içine baharatlar, bitkiler, otlar ve ağaçlar giriyor; tarçın, Hindistancevizi tohumu, kakule, kişniş, paçuli, vetiver, sandal ağacı, öd ağacı ve sedir ağacı kabukları... Bunlara bir de miskin kalıcılığı ve amberin sıcaklığı eklendiğinde ortaya çıkan seksapeli varın siz düşünün. Nabızları yüksek, dışa dönük ve kışkırtıcı bu kokular doğal olarak diğer ailelerden daha dikkat çekicidir.

MEYVE AİLESİ

Akdeniz’in parlak güneşiyle yıkanan narenciye ağaçları, üzümler, olgun incirler, kırmızı ve siyah Frenk üzümleri, elma, armut, kayısı ve şeftaliyle dolup taşan Fransa’nın bereketli meyve bahçeleri, tenlerde kokusuna doyulmaz birer parfüme dönüşüyor. Meyvelerin yağları, kabukları, etli kısımları, yaprakları hatta tohumları inanılmaz çeşitlilikte kokular sunuyor. Tüm bunlar bir parfümün taze, davetkár üst notaları olarak kullanılıyor ya da kalbine yerleştiriliyor.

Sadece meyve esansından yapılma parfüm pek yok... Genelde yapılan, meyve özlerini daha hoş ve yumuşak bir etki bırakmak amacıyla çiçek yağlarıyla esanslarına yedirmek. Meyve kokulu parfümlerin en büyük özelliği ise yeni toplanmış meyveler kadar kaliteli olmaları.

YEŞİLLİK AİLESİ

Burada tanımlayıcı kelime tazelik... Serin vadiler, ormanlar, çayırlar, otlar ve kır çiçekleri, yapraklar ve filizlerin kokusunden ilham alınıyor. Nedendir bilinmez, bu kategoriye ait kokular hafif, uçucu tertiplere zemin oluşturan kokular olarak biliniyor.

AĞAÇ AİLESİ

Hızla tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan bir soy... Öte yandan son zamanlarda amber bazlı kokuların harekete geçişiyle denge sağlanmış durumda... Amber/ağaç ailesinin bu sıcakkanlı fertleri, tutkularını derinden yaşayan kadınlara hitap eden parfümlerde kendini gösteriyor.

A’dan Z’ye parfüm terimleri

Absolu: Fransızca bu kelime, parfümcülükte çok sık geçiyor. Türkçesi öz yağ. Parfüm yapımında kullanılan kokulu çiçeklerin özünün en yoğun, en saf hali. Son derece pahalı. Ama bir damlası bile son derece güçlü bir koku veriyor.

Balsam: Kuzey Afrika ve Güneydoğu Asya’da yetişen çeşitli ağaç, funda ve bitkilerin reçinesinden elde edilen yapışkan bir madde. Balımsı bir duygu veren tatlı bir kokusu var. Bazı parfümlerin, özellikle de oryantallerin temel notalarında kullanılıyor.

Bulgar gülü: Bulgaristan’ın meşhur Güller Vadisi’nde geniş ölçekte yetiştirilen özel bir gül türü. En lüks parfümlerde, genelde de Fransız kökenlilerde kullanılıyor.

Burun: Fransız parfüm jargonunda, bir parfümün bileşenlerini büyük ölçüde ayırt edebilen güçlü koku alma yeteneğine sahip kişilere verilen isim. Geçmişte genelde erkek burunlar vardı, zamanla bu yeteneğe sahip kadın sayısında da artış oldu.

Eau de parfum, eau de toilette, eau de cologne: Ana parfümün alkol içinde çeşitli yoğunluklarda ve miktarlardaki çözünmüş halleri.

Misk: Eski zamanlarda, Himalayalar’da yaşayan misk geyiğinin salgısından elde edilen, aşırı derecede güçlü ama bir o kadar da hoşa giden şehvetli bir kokusu olan madde.

Paçuli: Güneydoğu Asya kökenli bir bitkinin yapraklarından elde edilen çok değerli doğal bir bileşen.

Sentetikler: Doğal olarak elde edilmeleri çok zor ve pahalı olan kokuların değişik miktarlarda ve oranlarda asıllarına sadık kimyasal taklitleri...

Yaz parfümleri

Bvlgari’nin tek

bir flakonda birleştirdiği asalet ve kalıcılık: "Eau Parfumee au the Rouge"

"Sun Delight" tutkulu meyveler ve vanilya çikolata tadında...

"Armani Code", portakal çiçeği, bal ve yaseminle Akdeniz esintisini tene taşıyor.

Bir tutam badem ve nektarin dokunuşuna kim hayır diyebilir? Hugo Boss’dan "Pure Purple"

Elma ve vanilyanın

eşsiz birleşiminden doğan baştan çıkarıcı bir koku... La Perla’dan "Charme"

Baştan ayağa bir tasarım parfümü olan "Otto kern Woman" yazın gözdelerinden...
Yazının Devamını Oku

Güneş öncesi bronzluk

30 Nisan 2007
Yaz sezonu henüz açılmadı ama siz dilerseniz şimdiden bronz bir tene sahip olabilirsiniz, üstelik sağlıklı bir şekilde... Kozmetik markalarının otobronzanları, hepimize ışıltılı Akdeniz teni vaat ediyor. Tabii doğru renk seçimi yapar ve uygulama kurallarına uyarsanız...

Mükemmel tonu yakalamak

Otobronzan ile doğal bir görünüm elde etmek için, kullandığınız ürünün kendi cilt renginizden sadece çok az koyu olmasına dikkat edin. İlkbaharın solgun tenine sahipseniz, ilk etapta açık tonlardaki ciltlerin uygulayacağı ürünleri seçin. Mükemmel bir sonuç için ilk uygulamadan itibaren cildinizi bir vücut losyonu ya da nemlendirici bir kremle nemlendirip ardından otobronzan sürün. Koyulaşma istediğiniz kıvamda değilse, ertesi gün aynı uygulamayı bir kez /images/100/0x0/55ea8a8af018fbb8f886b63edaha yapabilirsiniz. Elde ettiğiniz bronzluğun uzun süre kalıcığını sağlamak için otobronzan ürünü haftada bir ya da iki kez uygulamalısınız.

Nasıl yapmalı

Uygulama öncesinde tüm vücudunuzu bir peeling’le derinlemesine temizleyin. Özellikle dirsekler, diz kapakları ve topuklar iyice pürüzsüz hale gelmeli. Bacaklarınızdaki tüyleri uygulama öncesinde değil bir gece öncesinden temizlemelisiniz. Aksi halde cildin çok kuru olması iritasyonlara sebep olabilir. Uygulama sonrasında ellerinizi iyice yıkamayı unutmayın. Önemli bir uyarı; ürünü kesinlikle spor sonrasında uygulamayın. Ter, ürünün homojen dağılımını engeller ve vücutta lekelelenmelere yol açabilir.

İlkyardım

Uygulama sonunda leke oluştu ya da ürün iyi dağılmadı... Bu durumda peeling’in ardından alkollü yüz toniğiyle ıslattığınız bir pamukla fazla boyayı alabilirsiniz. Kemikler ya da diz kapağı gibi zor bölgelere ise ortadan ikiye kestiğiniz bir limonu sürün. Limondaki asit rengin açılmasını sağlayacaktır.

Uzmanlar, açılmış bir ürünün 6 ila 12 ay içinde kullanılmasını öneriyorlar. Ayrıca otobronzan ürünü sıcak ortamda bulundurmamanız gerekiyor. Aksi halde cilde renk veren aktif madde DHA etkisini kaybediyor.

Bronz makyaj

Yaz sezonunda bronz bir cilde nasıl makyaj yapmak gerekiyor? Öncelikle fondötenden daha doğal görünen renkli nemlendiriciler aynı zamanda bronzluğu da öne çıkarıyor. Ayrıca taze bir yaz cildi etkisi için elmacık kemikleri renklendirirken, dudaklarda sadece parlatıcı kullanmak yeterli oluyor.

Bu yaz herkes Barbie

vücutlara sahip olacak


B&S Güzellik Merkezi, yaz mevsimine özel olarak hazırladığı güzellik paketiyle bayanlara 5 seansta 8 cm. incelmeyi vaadediyor. Merkezin güzellik uzmanı Belgin Akın, "5 seansta 2 beden inceltiyoruz. Deyim yerindeyse Barbie gibi oluyorsunuz. Hem de çok kısa sürede" diyor.

Yöntem, Belgin Akın’a özel. Volkanik çamur ve yosun karışımı tüm vücuda sürülüyor. Ardından kişi bandajlanarak 45 dakika bekletiliyor. Daha sonra 30 dakika boyunca, çok özel bir karışım olan kremle el masajı yapılıyor. İlk seanstan itibaren de gözle görülür derecede bir incelme hissediliyor.

Belgin Akın, bu özel masaj yöntemiyle yağların çok kısa sürede kırıldığını söylüyor: "Uygulanan masaj sayesinde yağlar parçalanıyor, kan dolaşımı hızlanıyor ve idrar olarak vücuttan atılıyor. Ayrıca bu özel masaj sayesinde vücuttaki sarkma, deformasyon ve selülit gibi sorunlar da gideriliyor."

ÜRÜN MARKET

Yeni imajını belirle Avrupa seyahati kazan

Bütün gece yatakta dönüp durdunuz, sabah aynadaki görüntünüz karşısında da şoke oldunuz. Saçlarımı şapka taksam da mı saklasam yoksa kazıtıp da mı kurtulsam diye kendi kendinizi yiyip duruyorsunuz ama buna hiç gerek yok! Hobby jöle, bu kabusa son veriyor. Ayrıca internet sitesinde, kontrolsüz saçlarınızdan etkilenecek milyonlarla sizi buluşturuyor. 15 Haziran’a kadar www.hobbycrazyhairday.com adresine üye olup resmini yükleyenler arasında, en kötü ilk beş saçı birer dijital fotoğraf makinesi bekliyor. Üstüne üstlük en kötü saç sahibi, bir arkadaşıyla beraber Interrail’le Avrupa’ya gidiyor.

Sigara bırakmanın en keyifli yolu

Tarihin en büyük ve en eski bağımlılıklarından biri olan nikotin bağımlılığından kurtulmak için artık çok etkin bir yöntem var: Ruyan sigara. Sigarayı bırakmak için geliştirilmiş mikro-elektronik cihazlar olan Ruyan sigara ürünlerini tercih edenler, hem sağlıklarını hem de çevrelerindeki insanları kazanıyorlar. Çünkü Ruyan sigarada duman yok, koku yok, zehir yok, ateş yok, kül yok... Dişlerin, ellerin, bıyıkların sararması, kokması, odanın, perdelerin, kıyafetlerin kokması yani rahatsızlık da tarih oluyor haliyle...
Yazının Devamını Oku

Saçlarda Hollywood ihtişamı

25 Nisan 2007
Hollywood yıldızlarının saç kesimleri, bu yazın saç trendlerini belirliyor. Jessica Simpson’dan Sienna Miller ve Victoria Beckham’a kadar birçok ünlü, yaz aylarında yeni saç modelleriyle birçok kadının ilham kaynağı olacak. Yeni bir mevsime girerken insan kendini değiştirmek ve o mevsime ayak uydurmak istiyor. Kadınlar da kendilerindeki ilk değişikliği saçlarında yapmayı tercih ediyor. Ya kış boyu kullandıkları saç rengini değiştirerek işe başlıyorlar ya da farklı bir kesim seçerek... Bunu yaparken de şüphesiz ünlülerin modellerinden ilham alıyorlar.

Saç tasarımcıları da müşterilerinin isteklerini yerine getirirken yine bu isimlerden esinleniyorlar. Saç tasarımcısı Şenol Zeytinoğlu, saçlardaki yaz trendlerini anlatırken, birçok kadının sezonda hem seçtikleri kesimlerde hem de renklerde Hollywood kadınlarını örnek aldıklarını belirtti. Ve yazın trendlerinin üzerinden bizim için bir kez daha geçti.

RENKLER: Kişinin ten ve göz rengi ile tarzını baz alarak saçlarda renklendirme yapmamıza rağmen, bu yaz şeffaf tonlar dediğimiz karamel, şeftali, bal ve bisküvi renkleri çok karşımıza çıkıyor. Altın kahve ve irize kahve ana tonlar olurken, saç aralarına efekt ve yansımalar uygulanıyor. Her sezon trend olan saç uçlarına baleyaj, bu sezon da hakimiyetini koruyor. Yanık tenle çok güzel bütünleşen ve en kullanışlı baleyaj tonu olan buğday sarısı ile bebek sarısı öne çıkarken, kemik ve bej tonları da ağırlığını hissettiriyor.

MODELLER: Bu sezon ıslak, düz ve tamamen geriye taranmış saçlara sıkça rastlanırken, dalgalı saçlarda "S" dalga ve kalın vaklar tercih ediliyor. Keratin kaynak ve çıtçıtlar bu sezon yine çok kullanılıyor. At kuyrukları da her zaman olduğu gibi yine var.

Topuzları ise spor, abiye ve spor-abiye olarak sınıflandırabiliriz. Spor topuzlarda saç salaş biçimde, tek toka ile ensede burulup, simit şeklinde toplanıyor. Abiye topuzlar, her sezon olduğu gibi kıyafetle bütünleşip yüz şekline göre net taranıyor. Ensede veya tepede kalın örgülü ya da süngerli büyük topuzlar bu yazın vazgeçilmezleri arasında. Spor-abiye topuzlarda ise, saç ensede dalgalı, yumuşak ve dağınık olarak toplanıyor. En güzel örnekler, Sienna Miller’ın örgülü dağınık saç modeli ile Charlize Theron’un topuzları. Ayrıca Oscar de la Renta’nın defilesindeki "bobart" modelli saçlar favori.

AKSESUVARLAR: Renkli taşlı tokalar, taşlı taraklar, çubuklar, taşlı klipsler, renkli saç bantları, çiftli lastikler, kumaştan çiçekler bu sezon saçlarda yerini alıyor.

Ünlülerin ’in’ saçları

Bu sezon Jessica Simpson ve Sienna Miller’ın saç kesimleri kadınlar arasında en favori modeller. Saç boyları kısa veya uzun, ara boylara ise bu yaz pek rastlanmıyor. Kısa saçlarda geometrik, küt, katlı ve yoğun degradeli kesimler öne çıkıyor. Özellikle Victoria Beckham’ın enseden öne doğru "V" şeklinde uzayan, arkası kısa katlı kesimi çok popüler. Kákül de yele ve kaş üstü olarak yerini koruyor. Uzun saçlarda ise bir önceki sezonun aksine daha dolgun, soft ve katlı kesimler uygulanıyor. Bu daha kadınsı modele en iyi örnek olarak manken Gisele Bündchen’in saçları gösterilebilir.
Yazının Devamını Oku

Tırnak bakımının püf noktaları

23 Nisan 2007
Uzmanlar, yanlış manikürden dolayı çıkan şeytan tırnaklarının ellerin mikrop kapmasına ve iltihaplı hastalıklara yol açabileceğini belirtiyor. Sağlıksız ortamlarda yapılan manikürler ise çok ciddi rahatsızlıklara neden olabiliyor. İşte Dermatolog Dr. Meriç Aksoy’dan tırnak bakımına dair önemli ipuçları...

n Tırnak bakımı nasıl yapılmalı?

Parmak uçlarını darbelerden korumak, küçük cisimleri tutmak gibi önemli görevleri olan tırnakların güzel ve bakımlı olması, kişinin kendine güvenini artırır. Sağlıklı tırnaklar sert, düzgün yüzeyli, ten rengine yakın renkte ve esnektir. Böyle tırnaklara sahip olmak için her hafta düzenli bakım yapmalısınız. 4-6 haftada bir de profesyonel bakım yaptırmanız iyi olur. Profesyonel bakım için kendi manikür aletlerinizi götürün, manikür suyunun size özel olmasına ve aletlerin sterilizasyon makinesinde bekletildiğine de dikkat edin.

l Tırnaklarınızı her biri aynı boyutta olacak şekilde düzgünce kesin. Çok derine girmeyin, aksi takdirde enfeksiyon ve batıklar oluşabilir.

l Tırnağa, törpüleme işlemini hep aynı yöne doğru yaparak şekil verin.

l Tırnak etlerini yumuşatmak için ellerinizi suda bekletip, yumuşayan tırnak etlerini makasla kesebilir ya da tahta çubukla geriye doğru itebilirsiniz.

l Renkli ojeyi alta koruyucu ve besleyici bir oje sürdükten sonra uygulayın.

n Tırnak bakımında nelere dikkat edilmeli?

Sağlıklı, güçlü görünümlü tırnaklara sahip olmak için iş yaparken mutlaka eldiven kullanın. Suda, deterjanlı suda, tozlu ortamda korumasız kalmamalarına dikkat edin. Kaliteli bir el kremi kullanın. Tırnak masajını kökten uçlara doğru yapın; unutmayın ki el ve tırnak sağlığı açısından masaj çok önemlidir.

ÜRÜN MARKET

Bu parfüm bir amaca hizmet ediyor

U2 grubunun solisti Bono ve modacı Giorgio Armani’nin liderliğinde globalleşen RED projesi, özel sektörün desteği ile Afrika’da AIDS ile savaşan kurumlara destek vermeyi hedefliyor. Emporio Armani de yapılan her parfüm satışından elde edilen gelirin yüzde 40’ı ile kampanyaya katkıda bulunuyor.

Kırmızı, leopar trendinin baş rengi

Leopar deseni bu yaz da seksi trendler arasında... Ancak dikkat etmeniz gereken bazı detaylar var. Bunlardan en önemlisi kaliteli bir görüntü. Az ama gerçekten değerli aksesuvarlar, şatafattan uzak bir şıklık kazanmanıza yardımcı olacaktır. Peki, bu tarzla birlikte makyajınız nasıl olmalı? Afrika güneşinin yakıcı tonları arasında öne çıkan kahve tonları ve altın, cilde kazandırdığı bronz etkiyle giysilerinizle de mükemmel bir uyum sergileyecektir. Leoparın vazgeçilmez rengi kırmızı ruj ya da ojeniz de vazgeçilmeziniz olmalı...
Yazının Devamını Oku

Bahar detoksu

18 Nisan 2007
Amerika, Avrupa ve Meksika’da detoks programları uygulayan, beslenme uzmanı ve "anti-aging kraliçesi" olarak tanınan Jennifer Knot, Richmond/Nua’da 29 Nisan’a kadar sürecek Sağlıklı Yaşam Günleri’nde vereceği detoks programı için Türkiye’ye geliyor. Knot, program öncesi bize detoksun yararlarından söz etti.

Detoksun vücudumuza etkileri nelerdir?

- İnsanların 100 yıl önce bir yıl içinde maruz kaldığı toksin miktarına, günümüzde bir günde maruz kalıyoruz. Vücutlarımızın kapasitesi bu yükselişi işlemeyi ve uzaklaştırmayı başaramıyor ve biz daha çok iş ve eforla vücudumuza stres yüklemiş oluyoruz. Vücudumuz sürekli olarak kendisini toksitlerden arındırmaya çalışıyor, ancak toksinler vücutta aşırı yükleme yaparsa hastalıklar ortaya çıkabiliyor. Denetlenen toksit ile vücudumuzda saklanmış halde bulunan toksinlerden bazıları temizleniyor. Böylece vücudumuz daha iyi ve verimli çalışıyor, sağlıklı yaşam süremiz uzuyor.

Richmond-Nua’da uygulanacak detoks programlarının diğer detoks programlarından farkı ne?

- Bizim programlarımız detoksun hafif ve idare edilebilir türleriyle ilgili. Bu ilk başlayanlar ve ne yapacağını bilmeyenler için çok eğitici bir program. Aynı zamanda kişiyi sağlığıyla ilgili sorumluluk almaya motive ediyor. Diğer yandan detoksu daha önce yapanlar için de uygun bu program. Bu kişiler temel programı aldıktan sonra diğer seviyeye geçerek daha ciddi seviyede temizleme ve detoks yapıyorlar.

Detoks evde yapılabilir mi?

- Ben kimseye detoksu evde yapmasını tavsiye etmiyorum. Ancak kişi detoksu denetlemeyi deneyimlemiş, ne yapıldığını, ne beklendiğini bilecek hale gelmişse ve hiçbir sağlık komplikasyonu yoksa, yapılabilir. Bu yüzden tavsiyemiz sizin için her şeyin düşünüldüğü bir programa katılmanız. Bu şekilde detoks yaparken hayatınızı stresten uzak tutmaya ve vücudunuzu rahat bırakmaya konsantre olursunuz.

ÜRÜN MARKET

Her duşta yeniden doğuş

Nivea’nın duş bakımı için geliştirdiği "Nivea Bath Care" banyo keyfini artırıyor. Etkileyici kokularıyla duyuları harekete geçiriyor, içerdikleri bakım özleriyle cilde tazelik ve canlılık kazandırıyor.

Renkli bir yaz havası

Yaz mevsiminin canlılığını mükemmel bir şekilde yakalayan cK One, ağzı sulandıran bir meyve gibi taze ve ışıltı bir koku. Tepe notalarındaki greyfurt, portakal özü, mandalin, karpuz ve su nanesi sezonun enerjisini tenlere yansıtıyor.
Yazının Devamını Oku

Yaz kábusunu sona erdirin

16 Nisan 2007
Ergenlik çağı sonrası kadınların yüzde 80’inden fazlasında rastlanan portakal kabuğu görünümü yaz ayları yaklaştıkça kábusumuz oluyor. Kış boyunca hareketsiz yaşamın ve yediğimiz ağır yemeklerin faturası şimdi karşımıza çıkıyor. Ama henüz geç değil...

onuyla ilgili görüşlerini aldığımız Dr. Arzu Yılma Atalan’a göre selülit kadınların birçoğunun ortak sorunu; "Çoğu kişi bu sorunun sadece kilolu kadınlarda görüldüğünü düşünüyor. Ancak bu zayıf vücutlarda da sıkça rastlanan bir durum. Erkeklerin maalesef bizden daha şanslı olduğunu söylemek zorundayım. Çünkü selülit oluşumunda östrojen önemli bir faktör."

Selülitte portakal kabuğu görüntüsüne yol açan şey kadınlara özgü olan ve cilt altında bulunan fibröz bantlar... Bunlar cilde dikey olarak yapışık durumda bulunuyor. Bu bantların arasının sıvı ve yağ ile dolması sonucu ciltte dışarı doğru kabarıklıklar oluşurken, bantlar buna izin vermiyor ve yer yer içeri doğru çekmelere neden oluyor. Bunun sonucunda da çukurlar ortaya çıkıyor.

RADYOFREKANS ENERJİSİ

Dr. Arzu Yılma Atalan, kilo vermenin portakal kabuğu görünümünü hafiflettiğini ama tamamen kaybetmediğini söylüyor; "Çünkü bu bantlararası bölgelerde dolaşım çok zayıf. Üstelik buradaki yağ birikiminin kan dolaşımına katılması kolay değil. İşte burada dışarıdan birtakım masaj uygulamalarıyla destek vermek gerekiyor. Biz kliniğimizde Velasmooth uygulaması yapıyoruz. Uygulamanın özelliği sadece vakumla değil aynı zamanda radyofrekans ve infraruj enerjilerini de içeriyor olması."

Vakum, negatif basınç oluşturuyor ve damarlar üzerindeki baskının ortadan kalkmasını sağlıyor. Böylelikle kan dolaşımı rahatlıyor. Radyofrekans enerjisi ve infraruj ile oluşturulan ısı cildin hemen altındaki yağ tabakasına ulaşıyor. Bu da yağ dokuda ısının artmasını sağlayarak, kan dolaşımını hızlandırıyor. Böylelikle yağ hücrelerinin oksijen tüketimlerini artırarak, parçalanmalarına olanak veriyor.

UYGULAMA, MEZOTERAPİYLE DESTEKLENİYOR

Velasmooth, en az 15 seans ve haftada en fazla iki kez olmak üzere uygulanıyor. Bu uygulamalar yaklaşık 45-50 dakika kadar sürüyor. Sonuçta selülit derecesinde azalma oluşuyor. Çok ileri selülit derecelerinde ise uygulamanın sürdürülmesi, mezoterapi ya da karboksiterapiden destek alınabiliyor.

Selülit, yaşam boyu oluşmaya devam eden bir süreç. Neden olan faktörleri tamamen hayatımızdan çıkaramayacağımıza göre neredeyse her yıl böyle bir uygulamaya ihtiyaç duyuluyor. 15 seansın sonunda en azından ayda bir kez yapılacak tekrarlarla da yeniden oluşması engellenebilir.

ÜRÜN MARKET

Doğal renkler

Tamamen doğal ürünlerden üretilen ve saçı besleyen E ve C vitaminlerini içeren "Natural Colors" saç boyaları, kadınları kendi doğal güzelliklerini keşfetmeye çağırıyor. İnsan vücudunun yapısına uygun Aloe Vera’dan soya fasulyesi, hindistancevizi, mısır, buğday ve muzdaki vitaminleri de içeriyor.
Yazının Devamını Oku

Küresel ısınmaya karşı DUDAKLARINIZI koruyun

9 Nisan 2007
Küresel ısınmaya karşı herkes kendince önlem almaya çalışıyor. Peki bu tehlikeli gelişimin bedeniniz üzerindeki etkilerini hiç düşündünüz mü? Örneğin, dış katmanı çok ince olan ve güneşin zararlı ışınlarından korunması büyük önem taşıyan dudaklarınız için neler yapmanız gerektiğini biliyor musunuz?

ünümüzde "küresel ısınmaya" karşı 7’den 70’e herkes tedbir almaya başladı. Televizyonlar, uzaktan kumandadan değil de düğmesinden kapatılıyor. Evde ya da işte kullanmadığımız ışıkları söndürmeye başladık. Kettle’da kullanacağımız kadar su ısıtıyoruz; hepsi fazla enerji harcamamak adına... Tabii bunların hiçbiri "durdurmak" adına değil, "yavaşlatmak" adına dikkat ettiklerimiz. Peki, hiç bu değişimin cildimiz üzerindeki "olumsuz" etkisini düşündünüz mü? Özellikle dış katmanı çok ince olan ve güneşin zararlı etkilerine karşı yeterli koruması olmayan dudakların?

Güneşin zararları ve dudaklar

Aslında, dudaklarda güneşin zararlı etkilerine karşı cildi koruyan doğal bir pigment olan melanin neredeyse hiç yoktur. Dudak derisinin bu özelliklerinden dolayı, nem dudak yüzeyinden hızla buharlaşır ve böylece dudaklar kolayca kurur. Bu sebeple, dudaklar bronzlaşmaz; yanar. Dudakların yüzümüzde yer alması ve açıkta bırakılması sebebiyle; güneş hasarlarına karşı da daha açık.

Güneşin en kötü etkisi: Kanser

Güneşin dudakları yakması, uzun süreli bir hasara sebep olabilir. Örneğin, dudaklara şekil ve dayanıklılık veren, kırışıklıkların oluşumunu engelleyen bir protein olan kollajen değişebilir. Koruma sürülmeden güneş ışığı altına maruz kalan dudaklarda, kollajen değişerek dudakların kırışmasına ve dudak çevresinde ince çizgilerin oluşmasına neden olur. Güneşin zararlı etkilerinin fiziksel olarak görülmemesi demek hasar olmadığı anlamına gelmez. Bu arada unutmayın ki, dudakları yalamak; tükürük bir mercek görevi gördüğü ve güneş ışınlarını çektiği için faydalı olmak yerine zararlıdır.

Kırışıklık ve erken yaşlanma, güneşin oluşturduğu tek hasar değil. Her yıl cilt kanseri nedeniyle 600 bin yeni dosya açılıyor. Bu yeni dosyaların yüzde 90’ı güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmayla oluşuyor. Genç dudaklar (çocukların ve gençlerin) daha kolay hasar görüyor. Çalışmalar, yaşamın ilk 18 yılında UV ışınlarına fazla maruz kalmanın, yetişkinlikte cilt kanseri oluşmasına yol açtığını ortaya koyuyor.

Güneşe çıkmadan 1,5 saat önce koruyucunuzu sürün

Çoğu dermatolog, güneş koruma faktörü içeren dudak bakım ürünleri kullanılmasını öneriyor. Güneşe çıkmadan bir buçuk saat önce bu dudak bakım ürünlerini uygulamak ve güneş altındayken sıkça yinelemek çok önemli.

SPF derecesi, güneş altında kalındığında, normalde yanma süresinin uzunluğu ile güneş koruyucu sürüldüğünde yanma süresinin uzunluğunun karşılaştırılması ile belirleniyor. SPF 15, UVB ışınlarına karşı dudakları 15 kat daha fazla koruyor. Havuz ya da deniz kenarındaysanız, kullandığınız güneş koruyucusunun suda 80 dakikadan daha uzun süre çıkmayacak, suya dayanıklı bir ürün olmasına özen gösterin.

ÜRÜN MARKET

Angelina’nın tercihi

Yoğun nemlendirici içeren özel formülü, vanilya ve karamel içeren hafif aroması, dudaklarda yağlı bir his bırakmayan yapısı ile Blistex Lip Splash SPF 15 bilyeli dudak nemlendiricisi, dudaklarda anında serinlik ve parlaklık sağlıyor. İleri teknolojilerin yarattığı bu formül, Angelina Jolie’den Penelope Cruz ve Jennifer Lopez’e kadar ünlü isimlerin de tercihi...
Yazının Devamını Oku