Nilüfer Pazvantoğlu

Yoga ve meditasyon toksinlerden arındırıyor

17 Kasım 2007
YOGA VÜCUDU VE ZİHNİ DENGELERYoga ve meditasyon arasındaki temel farklar neler? - Yoga ile meditasyon arasında aslında farklılık yok; her ikisi de birbirinin tamamlayıcısı. Meditasyon, yoganın bir parçası olarak düşünülebilir. Meditasyon esnasında kişi kendi benliğiyle buluşur ve bir olma seviyesine dalar, düşünce yoktur, sadece varlık vardır. Yoga asanalarıyla (pozisyonları) ilgili konuşursak; vücudun hareketleri vardır, vücut hareket ederken de zihin daha derin meditatif seviyelerdedir.

Yoga vücudun en çok hangi bölgelerinde etkili?

- Vücudun tüm bölgeleri üzerinde etkilidir. Her ikisi de fizikselin yanı sıra zihinsel, duygusal ve ruhsal vücut seviyelerini de etkiler.

Yoganın vücut detoksundaki etkisinden bahseder misiniz?

- Detoks ile vücut toksinleri atabiliyor, böylece vücut daha esnekleşiyor. Bu esneklikle vücut, yogadaki asanaları (pozisyonları) daha kolay yaparken, sistemini de temizliyor. Vücut fazla yükünü attıktan sonra kişi kendi benliğindeki farklı seviyelere daha kolay dalabiliyor. Böylece eski alışkanlıklarını ve programlanmış hareketlerini değştirebiliyor veya onlardan vazgeçebiliyor.

Nua’daki programa nasıl hazırlandınız?

- Aslında tam 27 senedir -yogaya başladığımdan beri- hazırlanıyorum. Ayurveda, yoga ve masajı birbirine bağlayan müthiş bir yöntem; yin&yang gibi birbirlerine bağlılar.

Yogayı bir zayıflama yöntemi olarak görmek mümkün mü?

- Yoga bizi yalnız fiziksel olarak değil duygusal ve zihinsel olarak da dengeler. Duygusal ve zihinsel olarak dengemizi bulduktan sonra fiziksel vücut sadece o seviyenin bir yansıması olacaktır.

Ciltlerin ÇAY saati

ayın, içerdiği vitaminler ve minerallerle kalp, dolaşım ve bağışıklık sistemine yarar sağladığı yüzyıllardır biliniyor. Özellikle yeşil çay, şimdi ünlü kozmetik markalarının güzellik enerjisi olarak karşımızda. Bu mucize bitkinin aynı zamanda cilde sağladığı yararları keşfeden birkaç marka, ürünlerinin içeriğine çayı çoktan ekledi.

Lüks bakım kremlerinde ya da losyonlarda bolca kullanılan çay ekstreleri, içerdiği aminoasitler sayesinde ince kırışıklıkları azaltıyor ve mineral tuzlarıyla ciltteki nemin tutulmasına yardımcı oluyor. İçeriğindeki tanin maddesi ve uçucu yağlar ise bakterileri zararsız hale getiriyor. Sonuçta doğal, sağlıklı ve dinlenmiş bir cildin temelleri atılmış oluyor.

MEDİTASYONLA KENDİNİZLE BARIŞIN

Meditasyonu kısaca nasıl tanımlarsınız?

- Meditasyon yapılacak bir eylem değildir. Meditasyon, zihninizi, hislerinizi, algılarınızı size izleten basit bir yoldur. Meditasyon, zihin, his, algı ve duyguları kontrol etmek/onlarla kavga etmek değil sadece onların farkında olup varlıklarını sessizce bilmektir. Tüm farklındalığa götüren yollar aynıdır: Yoga, Tao, Zen, Tantra veya herhangi bir yol sizi bu deneyime (varlık+sessizlik) götürebilir. Meditasyon konsantre olmak demek değildir. Seçimsiz gözlemci olmaktır.

Meditasyon vücudun en çok hangi bölgelerinde etkili?

- Meditatif yaşamak hayatınızın tüm alanlarını değiştirebilir. Daha rahat ve kendinizle daha barışık olabilirsiniz. Aydınlık bir nevi içinizde akar ve kendi kendine iyileşme yöntemi vücuttaki fiziksel, zihinsel, ruhsal dengeyi ve birleşimi sağlar.

Vücut detoksunda nasıl bir etkisi var?

- Detoks programında, vücut ve zihnin rahatlayıp toksinlerden arınmak, sağlıklı olmak için fırsatları vardır. Yiyecek alışkanlıklarımız duygu ve hislerimize bağlıdır. Detoksta meditasyonun verdiği destek önemli; vücutta birikmiş ruhsal ve maddesel toksinlerden arınmaya yardımcı olur. Onun desteği ile bu toksinlerden kurtulurken, içimizde beliren daha geniş alan ile yiyeceğe olan duygularımızın farkına varırız. Yiyecekle ilgili alışkanlıklarımızı daha sağlıklı ve dengeli bir yaşam stili için değiştirme fırsatı yakalarız.

İnci tozu: Okyanustan gelen doğal güzellik

Yeni bir güzellik keşfi olduğu düşünülse de inci tozu tam 3000 yıldan bu yana Uzakdoğulu kadınların güzellik iksiri olarak kullanılıyor. Okyanusun derinliklerinden gelen inci tozunun en önemli özelliği, cilde mükemmel bir görünüm kazandırması.

Kolajen yapı taşları ve proteinler, değişik görevler üstlenerek cildin taze ve pürüzsüz olmasını sağlıyor. Bunlardan herhangi birinin deformasyona uğraması, cildin görünümünü etkileyerek pürüzlü, çökük ve kırışık cilde sebep olabiliyor.

İnci, aynen insanın cilt dokusu gibi, mineral tabanlı organik yapısında çeşitli bioaktif moleküller ihtiva ediyor. Cilt için hayati önem taşıyan yapı taşları ve proteinlerin de arasında yer aldığı 20’den fazla amino asit ve bir düzinenin üzerinde mineral içeren inci tozunun, cildin metabolizmasını hızlandırarak hücre yenileyici, sıkılaştırıcı, canlandırıcı ve kırışıklık önlemeye yardımcı etkileriyle cildin gençleşmesine katkıda bulunduğu, bilimsel araştırmalarla kanıtlanmış.

İnci tozunun etkileri

Modern bio-mühendislik teknikleri sayesinde, içerdiği doğal aktif maddeler korunarak cilde nüfuz edebilecek ölçüde rafine edilen inci tozu, cilde derinlemesine etki ediyor. Son birkaç yıldan bu yana kozmetik ürünlerinin önemli içeriklerinden biri olan inci tozunun cilt üzerinde pek çok olumlu etkisi bulunuyor.

Cildin iyileşme hızını artırıyor

Kırışıklıkları önlüyor

Cilde parlaklık kazandırıyor

Pürüzsüz bir cildin oluşmasına yardımcı oluyor

Cildi güneş ışınlarından koruyor

Hücre yenilenmesinde etkili oluyor

Cilde elastikiyet kazandırıyor

Dolaşımı hızlandırıyor

Cildin doğal rengini koruyor

Gözenekleri dengeliyor

Akneleri küçültüyor

Ölü hücrelerin atılmasını sağlıyor

Kızarıklıkları azaltıcı etkisi bulunuyor

Çillerin belirginliğinin azalmasına yardımcı oluyor

Hangi yaşta hangi kremi kullanmalı

25 YAŞ: Uykusuz gecelerin ve gülme izlerinin ince kırışıklıklara neden olduğu dönemler. Göz kremi kullanma zamanı. Göz çevresi, doğası gereği oldukça hassas bir yapıya sahiptir. Bu yüzden düzenli olarak nemlendirilmeye ihtiyacı vardır. Aksi halde göz altı torbaları ve göz altı morlukları oluşmasına zemin hazırlanmış olur.

30 YAŞ: Gerginleştirici bir kreme ihtiyaç olduğunuz dönem. Özellikle küçük mimik kırışıklıkları giderek derinleşmeye başlar. Kaz ayaklarına savaş açmanın tam sırası. Son dakika çözümleri aramak yerine cildinizi sıkıntılar başlamadan önce besleyici, nemlendirici ve gerginleştirici kremlerle şımartmalısınız. Ürünleri ne kadar düzenli kullanırsanız, sonuçları da o kadar etkili olur. Özellikle gece kreminizi çekinmeden bolca kullanabilirsiniz. Böylelikle ertesi sabah taze bir ciltle karşılaşırsınız.

40 YAŞ: Anti-aging bakımlarına başlamanın en doğru yaşı... Pek çok bakım ürünü olgun ciltler üzerinde etkili olmak üzere üretiliyor. Gerginleştirici kremler, kırışıklık dolduranlar, kollajen tamamlayıcılar ya da lifting kremleri, lüks derin etkili kombinasyonlar zamanın izleriyle savaşmada oldukça başarılılar. Anti-aging ürünlerinizi günlük bakım kremlerinizle birlikte kullanabilirsiniz. Nemlendiricinizin altına uyguladığınızda taze bir cilt yaratıyorlar. Akşamları ise aynı uygulama ışıltılı bir cilt ortaya çıkarıyor.

ÜRÜN MARKET

Tatlı rüyalar

Fantastik bir rüyaya dalmanın rahatlığı ve mutluluğundan esinlenilerek yaratılan Tommy Hilfiger "Dreaming", hayalgücünün yeni parfümü. Büyümüş, feminen yanlarını keşfetmiş ve gerçekleştirmek istediği hayalleri olan kadınlar için tasarlandı. Kalbinde şeftali, orta notasında frezya, sümbülteber ve amber, dip notalarında ise orris çiçeği bulunan koku, büyüleyici etkisiyle tenlerde uzun süre kalıcılığını koruyor.
Yazının Devamını Oku

Hollywood ünlülerinin güzellik tüyoları

12 Kasım 2007
Onlar kırmızı halının en ünlü isimleri... Ve işte size Catherine-Zeta Jones’dan Jennifer Aniston’a, Gwyneth Paltrow’dan Demi Moore’a, Hollywood’un en güzel kadınlarından A sınıfı bir cazibe listesi... Bu güzellik tüyoları sizin de çok işinize yarayabilir! Fondöten maskesinden uzak durun

Fondöteni uygulamak için sünger yerine sert sentetik kıllı bir fırça kullanın. Böylece fondöten tene daha rahat dağılır. Ürünü kullanmaya burnunuzun etrafından başlayın, daha fazla eklemeden yumuşakça gözlerinizin etrafına yedirin.

Dudak kalemi dostunuzdur

Dudak kalemleri, sizi olduğunuzdan daha parlak gösterir. Ama bu parlaklık için öncelikle rujunuzla çok uyumlu olmasına dikkat edin ve kalemi rujunuzu sürdükten sonra uygulayın (daha kolay kullanılır). Hatları yumuşatmak için parmağınızı kullanın; böylece yüzünüzde sert bir çizgi de olmaz.

Yorgun gözleri kamufle edin

Siyah ya da kahverengi kalemi gözlerinizin çevresine dağıtın; böylelikle daha rock’n roll ve baştan çıkarıcı görünmelerini sağlarsınız. Ayrıca yorgunluk izlerini de gizlemiş olursunuz.

Parlak gözkapağı artık demode

Kadınların gözkapaklarına parlatıcı yüklemeye hiç ihtiyaçları yok! Bu eski moda. Ayrıca o bölge zaten ortada; neden daha fazla öne çıkartasınız ki?

Makyajınızdan keyif alın

Şarap eşliğinde makyaj çantası partisi düzenleyin! Yeni renkler deneyin ve arkadaşlarınızın gerçek düşüncelerini öğrenin.

Uyuyan güzel

Geceleri vücut kendini onarırken, kullandığımız gece kremleri cildimizi gündüze oranla daha fazla besliyor. Artık güzellik uykusuna daha fazla yatabilirsiniz.

Gece kremlerinin bu kadar popüler olması ve kozmetik bilimcilerin "uyku zamanı tamiri" için yeni teknolojiler arayıp durması şaşırtıcı değil... Yurt dışında yürütülen bir araştırmaya göre, prestijli markaların cilt kremlerini kullananların yüzde 45’i, kozmetik listelerine son dönemde gece kremlerini de ekledi. Bu, bolca gece kremi kullanmanın gösteriş olduğundan şüphelenen kadınlar için önemli bir haber. Çünkü gece kremlerinin yararları, bilimsel bir gerçek olarak karşımızda duruyor artık...

Bilim adamlarına göre; güzellik uykusunun biyo-kimyası, cilt yenilenmesinin ivmesini artırıyor. Yani güneş, deniz, rüzgar, kirlilik ve yerçekiminden olumsuz etkilenmiş cilt, ancak dinlenirken yenilenebiliyor.

Ayrıca uyurken büyüme hormonu salgılanıyor ve cilt daha az stres altında kalıyor. İşte bu nedenlerle kozmetik markaları da ürünlerinin ana maddesi olarak gece boyunca hücrelere enerji sağlayan adenozin trifosfatı seçtiler. Artık kullandığınız gece kremleri, siz uyurken cildinizdeki stresi ve yorgunluğu azaltıcı güce sahip.

Zayıflama ve selülit tedavisinde

SON TRENDLER


Vücutları forma sokmak için son dönemde geliştirilen teknikler, hayli ilgi çekiyor. Mezoterapi, radyo-frekans, ozon uygulaması ve refleksoterapi gibi trend yöntemler hakkında detaylı bilgileri, Diyet Uzmanı ve Mezoterapist Uzman Dr. İsmail Ağar’dan aldık.

n MEZOTERAPİ

İlk olarak Fransa’da Dr. Pistor tarafından geliştirilerek tıbbın hizmetine sunulan mezoterapi, bugün tüm dünyada uygulanan yaygın bir tedavi yöntemi. Mezoterapinin bu kadar yaygın ve popüler olmasının temel sebebi, selülit tedavisindeki başarısı ve bu konuda etkin tıbbi bir tedavi olması... Ancak bilindiği gibi klasik mezoterapide hafif de olsa bir acı hissi ve morarma oluşuyor. Oysa yeni geliştirilen pompalı mezoterapi tabancalarıyla ağrı hemen hemen yok denecek kadar azaltıldı, morluklar da önemli ölçüde giderildi.

n RADYOFREKANS

Son yıllarda geliştirilen radyofrekans yöntemlerinden sonuncusu Bipolar radyofrekans tedavisi, selülitle beraber cilt sıkılaştırmada etkin bir çözüm sunuyor. Bu yöntemin bir avantajı da ciltte herhangi bir morluk ve iz bırakmaması.

n OZON TEDAVİSİ

Ozon kullanımı, selülit tedavisindeki son yeniliklerden... Gerek cilt altındaki yağ dokusuna, gerekse cilde doğrudan ve yoğun olarak oksijen sunan ozon buhar saunaları, kısa sürede selülit problemini gideriyor. Ayrıca ozon terapi, diğer iki yöntemle kombine edilerek tedavi süresini kısaltıyor.

n VAKUM REFLEXOTERAPİ

Selülit ve şişmanlik tedavisinde en hızlı yardımcı tedavi seçeneklerinden biri... Bu tedavi özellikle ozonla birlikte uygulandığında etkisini artırıyor. Vücutta hiçbir iz bırakmaması nedeniyle, bu gayet ideal bir kombinasyon. Reflexoterapi sadece şişmanlık, selülit ve sarkma tedavisinde de kullanılmıyor. Aynı zamanda vücut deformasyonları, sekonder olarak gelişen gözaltı torbalanmaları, çatlaklar, ameliyat-tramva izleri, bacak şişlikleri, spor hekimliği ve fizik tedavi amaçlı rehabilitasyonlarda da yaygın olarak başvuruluyor.

n OKSİJEN

Temeli oksijen tedavisine dayanan bu yöntemle, doktor kontrolünde bir saatte bir kilo veriliyor. Etkili medikal ve spa teknolojilerini kombine eden oksijen tedavisi, ısı terapisi, yatıştırıcı sistem, aromaterapi ve ses terapisini aynı anda uygulayarak metabolizmayı harekete geçiriyor. Uygulama sonrasında vücutta su tutulumu azalıyor ve cilt temizlenmiş oluyor. Ayrıca kas dahil pek çok ağrı ve acı da sona eriyor.

Sistemin bir diğer etkisi de selülitleri ortadan kaldırması... Aslında kombine bir spa sistemi olan bu tedavi, metabolizmayı hızlandırıp kalori tüketimini artırarak zayıflamayı gerçekleştiriyor. Bunun yanı sıra stres ve endişe hislerini ortadan kaldırıyor. Bakıma dahil edilen oksijenle zihin daha sağlıklı hale gelirken moral ve konsantrasyon artışı da gerçekleşiyor.
Yazının Devamını Oku

Strese rağmen güzel kalın

10 Kasım 2007
Hızlı, zekice ve pratik... İşte günlük koşuşturmaca arasında zamanı değerli olan iş kadınlarına özel güzellik önerileri... Cildinizi canlandırın

Dağılmış bir makyaj ve parlayan cilt en kolay toniğe batırılmış bir pamukla hafifçe silindiğinde kaybolur. Ardından makyajınızın üzerine transparan bir pudra sürün. Yol için pratik bir alternatif de cilt yüzeyindeki fazla yağı alan kurutma kağıtları. Kızarıklıklar ya da yorgunluğun oluşturduğu göz altı morlukları da kalem formundaki kapatıcılarla kolaylıkla yok edilebilir. Sivilcelerde ise antiseptik kapatıcılar kullanılması öneriliyor. Ve yorgun görünen cildi yeniden canlandırmanın en pratik yöntemi pembe tonlarındaki allıklar...

Su geçirmeyen makyaj

Yağmura yakalandınız ve maskaranız mı aktı? Siz hálá sudan, terden ve diğer dış etkenlerden göz makyajnızı koruyan maskaralardan kullanmıyor musunuz? Bu arada, makyaj çantanızda bir-iki kulak çubuğunu bulundurmayı ihmal etmeyin. Her türlü acil durumda kurtarıcınız olabilir.

Parlak dudaklar

Pembe tonlarında bir dudak parlatıcısı her zaman yanınızda olsun. Eğer güçlü tonları seviyorsanız, kırmızı sezonda da moda olduğu için tam size göre. Bu renk tüm meraklı gözleri de üzerinize çekecektir. Üstelik diğer detayları da ustalıkla gizlemenize yardımcı olur. Dudakların ön planda olduğu bir makyajda yüzün diğer bölümlerinde fazla renk kullanmamanız yerinde olacaktır. Ayrıca kırmızı dişlerinizi de daha beyaz gösterir.

Mükemmel bakışlar

Gözlerinize far sürmek için mutlaka bir far fırçası kullanın. Krem ya da köpük formundaki göz farları ise parmakla uygulanabilir. Yüzünüzü acilen renklendirmeniz gerekiyorsa ayna olmadan da makyajınızı yapabilecek kadar pratik olmalısınız. Pastel tonlar hem küçük hataları kapatır hem de renklerin fazla dağılmasını engelleyerek işinizi kolaylaştırır. Çok mu yorgunsunuz? O zaman yapmanız gereken ilk iş gözlerinizin içine beyaz göz kalemi çekmek olmalı. Eğer bilgisayardan gözleriniz kızarmışsa doğal içerikli dinlendirici göz damlaları gözlerinizi yeniden canlandırmak için ideal.

Cilde enerji dokunuşu

Sabahları günlük bakım kreminizin altına bir bakım serumu uygulamayı asla unutmayın. Bu uygulama cildinizin akşama kadar tazeliğini korumasına yardımcı olur. Ayrıca ürünlerin içeriğindeki küçük pırıltılı partiküller yüze enerji verir.

Yolculuklarda güzellik

Saatler süren uçak ya da otomobil yolculuklarında cildin ihtiyacı bakım kremlerinden çok nemlendiricilerdir. Böylelikle cildiniz kurumamış olur, rengini korur. Uzun, fönlü saçlar uçak yolculuğu sırasında yumuşak bir saç bandıyla hafifçe toplandığında formunu korur. Gergin bir şekilde yapılmış atkuyruğu saçlarda lastik izi bırakabilir. Ayrıca kuru kabin havası saçları hassaslaştırabilir. Ellerinizi kremledikten sonra saçlarınız da hafifçe gezdirin böylelikle elektriklenmiş saçlarınız yeniden yumuşak formuna geri dönecektir.

Botoks hakkındaki son yenilikler

Kullanılmaya başlandığı ilk günden itibaren trend oldu. Kadınların gözdesi botoks hakkındaki son yenilikleri geçtiğimiz haftalarda yeni uygulamalar gerçekleştirmek üzere Türkiye’ye gelen ünlü Fransız Dr. Roland Ney’e sorduk.

Botoks uygulamalarında son dönemde bildiğimizden farklı olarak yeni gelişmeler var mı?

- Son 10 yıl içinde özellikle yüz bölgesine yapılan botoks uygulamaları için, kas hareketleri üzerinde yapılan araştırmalar sonucu yeni kullanım bölgeleri ortaya çıktı. Geçmişte daha çok yüzün üst kısmına uygulanan botoks, artık burun tedavisinde, ağız kenarlarının kaldırılmasında, çenenin alt kısmında bulunan bölgenin kaldırılmasında, boyun ve dekolte bölgelerinde de kullanılabiliyor.

Botoksun uzun vadede yan etkileri olabilir mi?

- 20 yıldan beri nöroloji ve estetik alanında yüz milyondan fazla uygulama gerçekleştirdik. Dolayısıyla bu konuyla ilgili olarak büyük bir deneyime sahibiz. Gerçekleştirdiğimiz uygulamaların ardından uzun dönemde bazı yan etkiler ortaya çıksaydı, bunu biliyor olurduk. Uygulamalar sırasında birden fazla enjeksiyon gerçekleştirmemize rağmen yüzde kas atrofisi görülmüyor. Kasın eski durumuna aşamalı şekilde geri dönmesi sonucu, sinir-kas fonksiyonu tam anlamıyla bloke olmuyor -ki bu faydalı bir özellik- böylece hasta yüz ifadelerini kaybetmiyor ve atrofik bir durum gerçekleşmiyor.

Botoksa uygun kırışıklar hangileridir?

- Botoks özellikle dinamik çizgiler için faydalı. Dinamik çizgiler kas kasılmaları sonucu oluşuyor. Bu çizgiler kaş arası bölgelerde, alın bölgesinde ve kaz ayakları bölgesinde, ağız kenarlarında, yanaklarda, boyunda yer alan ve geniş bir kas olan platisma üzerinde ve dekoltede görülüyor.

Botoks, vücudun hangi bölgelerine uygulanabiliyor?

- Botoks uygulamasıyla burun ve çenenin şekli biraz değiştirilebiliyor. Eğer bireyin burnu biraz köprülü veya çenesi çıkıntılı ise botoks uygulanabilir. Ayrıca bu yöntem birçok başka alanda da kullanılıyor. Nöroloji, otorinolaringoloji, gastroenteroloji, jinekoloji, üroloji, proktoloji, bu alanların başlıcaları. Bu kadar çok alanda kullanılabilen bir uygulamanın yüz ve estetik için tehlikeli olması söz konusu değil.

Botoks yaptıranlar ne beklemeli, ne beklememeli?

- Bu uygulamayı yaptıranlar, dinlenmiş, doğal ve pozitif bir ifadeye sahip olurlar. Yöntemin bir yüz germe ameliyatı olmadığı unutulmamalı ve 10-20 yıl gençleşme beklenmemeli. Ancak botoks uygulaması yorgun, gergin ve kişinin olduğundan yaşlı gösteren ifadesini yumuşatıyor ve hatlarını daha cazip gösteriyor.

Diva geri döndü

Kıpkırmızı dudaklar, hafif dalgalı saçlar... Saçlardaki ve tenlerdeki yıldız dokunuşu bu kış kadınları karşı konulmaz birer divaya dönüştürüyor. 60’lı yılların unutulmaz divası Lauren Bacal’ı kıpkırmızı ruju ve ihtişamlı saçlarıyla hatırlamamak mümkün mü?

Günümüzün stil ikonlarından Dita Von Teese de diva görünümün yeni temsilcisi olarak kadınlara örnek oluyor. Tasarımcılar da boş durmuyor ve mükemmel kadını yaratmak için birbirleriyle yarışıyor. Valentino ve Cavalli ihtişamını koleksiyonlarına uyarlayan tasarımcılar . Bu trendin öne çıkan detayı ise kırmızı dudaklar. Dolgun ve seksi dudaklara sahip olmanın yolu onu öncelikle bir dudak kalemiyle çerçevelemekten geçiyor. Böylece sürdüğünüz ruj da kalıcılığını korumuş oluyor. Saçlara gelince; omuzlara hafifçe dökülen dalgalara sahip olmak için ya büyük bigudiler ya da maşaya ihtiyacınız var. Saçlarınızı forma sokmak için fırça ve sprey kullanabilirsiniz.

Yağlar artık dert değil

Beslenme bozuklukları, yaşlanma ve hamilelik gibi nedenler ile birçok kadın özellikle bel ve karın bölgelerinde sorun yaşıyor. Ancak buralardaki fazlalıklardan kurtulmak şimdilerde sorun olmaktan çıkıyor. Essporto Health and Fitness Club, "Killer ABS" egzersizleriyle istenmeyen yağlanmalardan kurtulmanın formüllerini veriyor. Bu uygulama, sağlıklı bir beslenme programı ve cardio vasküler çalışma ile birlikte yürütülüyor. Düzenli yapıldığında yaklaşık dört hafta içinde aynada vücuttaki değişiklikler fark ediliyor. Uzmanların haftada sadece iki gün önerdiği dersler yaklaşık 45 dakika sürüyor. Bu sırada tamamen karın kaslarına yönelik bir takvim işletiliyor.
Yazının Devamını Oku

Güzellik için 5 ipucu

5 Kasım 2007
Saçlarınızdaki saç spreyi çok fazla ya da kaşlarınızı alırken fazla incelttiniz, üstelik yüzünüzdeki pudra da sanki doğal görünmüyor... İşte, bu ve buna benzer güzellik hatalarını hızlı bir şekilde çözmenin ipuçları! 1Rujum tüm gece boyunca kalıcılığını nasıl korur?

Rujun uzun süre dayanıklılığını koruması için dudakları öncesinde çok iyi hazırlamak gerekiyor. Bu da kaliteli bir fondötenle mümkün. Az bir miktarda fondöteni dudaklarınıza sürün ve pudra yardımıyla iyice dağıtın. Ruju bir fırçayla uygulayın, böylelikle dağılımın da düzenli olmasını sağlamış olursunuz. Daha sonra rujun fazlasını bir kağıt mendil yardımıyla alın ve rengi ruj fırçasıyla yenileyin.

2Kirpiklerimin doğal ve dolgun görünümlü olmasını nasıl sağlayabilirim?

Kirpiklere maskarayı sürmeden önce bir baz ürünü kullanmak yerinde olacaktır. Önce kirpiklerinizi bir kirpik kıvırıcıyla forma sokun ardından kirpik besleyiciyi sürün. Maskarayı üç kez sürün. Uygulamayı maskara fırçasını kirpik diplerinden uçlara doğru çekerek yapın.

3Yuvarlak yüzüme nasıl kontür verebilirim?

Birçok kadın yüzüne kontür verebilmek için bronz pudra kullanmayı yeğliyor. Oysa ürünün içindeki pırıltılı partiküller istenilen sonucu vermiyor. Bunun yerine gölgeleme için asıl fondötenden yarım ton açık ikinci bir fondöten kullanmak gerekiyor. Elmacık kemiklerinin altına sürüldüğünde yüzün şekli olduğundan daha ince bir hal alıyor ve kontürü belirginleşiyor.

4Fazla alınmış kaşlarımı nasıl düzeltebilirim?

Önce kaşları bir kaş fırçası yardımıyla forma sokun. Böylelikle yaptığınız hataları daha net bir şekilde görebilirsiniz. Ardından tespit ettiğiniz hatalı bölgeleri kahve tonlarındaki bir farla kapatın. Hem daha yumuşak bir görüntü elde etmiş hem de önceden oluşmuş boşlukları kapatmış olursunuz. Son olarak kaş renginize uygun bir kalemle tüyleri küçük dokunuşlarla tek tek çizebilirsiniz.

5İmdat, uyguladığım kür saç tellerimi ağırlaştırdı!

Saçlara yeniden eski dolgunluğunu ve hareketini kazandırmak için bir fön spreyinin yardımı şart. Kuru saçların üzerine sıkın ve fön makinesiyle kurutun. Saçlarınızı öne eğerek hafifçe kabartın ve spreyle yeniden sabitleyin.

Su, mükemmel vücutlar yaratıyor

Birçoğumuz suyun bir spor aracı olarak vücudumuzdaki olumlu sonuçlarını dikkate almıyoruz. Oysa su, güzellik ve fitness etkilerini oldukça eski bir spor olan yüzmede açıkça ortaya koyuyor. Son yıllarda yüzmenin yanı sıra "aqua-gym" olarak yeniden canlanan su egzersizi, vücudun hızlı bir şekilde forma girmesini sağlıyor. Kış aylarında bile havuzda yapılabilecek birkaç kolay ve yorucu olmayan egzersizle vücudunuzun yeniden şekillendiğine şahit olabilirsiniz. Kısa süreli bu "havuz çalışmaları"nı ruhunuz için de kusursuz bir zevke dönüştürmek elinizde. Su egzersizi için ihtiyacınız olan tek ekipman ise mayonuz.

Bağ dokularını güçlendiriyor

Su sporları, diğerleri arasında şüphesiz en özel olanı. Tabii ki, bunda suyun basıncının karadan 80 kat daha fazla olmasının etkisi yadsınamaz. Çünkü suyun içinde yapılan her hareket biraz daha zor gerçekleşiyor. Bu da normalde kullanmadığımız kasları çalıştırmamızı sağlıyor. Oluşan direnci kırmak için gösterdiğimiz çaba da vücudumuza olumlu olarak geri dönüyor. Uzmanlar, 10 dakikalık bir su egzersizinin, 10 dakikalık normal egzersizden iki kat daha etkili olduğunu söylüyor. Suyun kaldırma kuvveti de kemiklerdeki, eklemlerdeki ve bağ dokularındaki basıncı minimalize ediyor.

Bu kış saçlar koyulaştı

Bu kış saçlarda en belirgin özellik iki kelimeyle özetlenebilir: Doğallık ve káküller. Saçlarda bu sezon net fönlü görüntüler yerini doğal görüntülü fönlere bırakırken, bu görünüm rüzgar dalgaları ve doğal buklelerle sağlanıyor. Saç tasarımcısı Şenol Zeytinoğlu’ndan sezonun yeniliklerini öğrendik...

Uzun kesimlerde, 60’lı yılların güzellik ikonu Brigitte Bardot’un saçlarından yola çıkılıyor. Oval káküllü ve kulak hizası dolgun görünümlü kesimler sezonun vazgeçilmezleri... Káküller yele, kırpma, yan ve küt kalın olarak çeşitleniyor. Özellikle Alexander McQueen defilesinde olduğu gibi kaş üstü oval káküller çok moda. Orta boy olarak tanımlanan, omuz hizasındaki saçların daha sık görüleceği yeni sezonda, Sandra Bullock’un yeni saç modeli şu sıralar kadınların favorisi. Bu modelde, arkalar dikey piktaş tekniğiyle kesiliyor, önlere yoğun kat verilerek hareketli bir görünüm yaratılıyor. Kısa kesimlerde ise geometrik çizgiler ön plana çıkıyor. Biçimsiz katlar, mini káküller, kalın perçemler, dik, ultra düz, küt kesimler ve mikro saç boyları en çok göze çarpanlar. Özellikle, Jessica Simpson’ın saçları gibi, enseler çene hizasında, degradeli ve bombeli, ön kısımları tek katlı kesim bu kış mevsiminin en sık rastlanılacak modeli gibi görünüyor.

Karamel ve bisküvi tonları

Renklendirme, kişinin ten ve göz rengi ile tarzına göre belirlense de, kısa kesimlerde çoğunlukla modele göre yapılıyor. Sezon saçlarında, Angelina Jolie, Sandra Bullock ve Jennifer Lopez’in de tercihi olan koyu kahvenin çikolata tonları öne çıkıyor. Öte yandan açık kahvenin karamel ve bisküvi tonları, bu kışın en moda renkleri arasında yerini alırken, Jennifer Aniston ve Sienna Miller bu tonların en iyi temsilcileri olarak görülüyor.

Olduğunuzdan daha ince görünebilirsiniz

İyi bir duruş herkesi olduğundan daha iyi gösterir. Boyu uzatır, inceltir, kıyafetlerin daha güzel durmasını sağlar. Güçlü ve zarif bir duruşta belirli bir çekicilik, kendine güven ve doğuştan gelen bir karizma vardır. Aynı zamanda çok işe yarayan bir vücut dilidir.

İyi bir duruşu sadece dimdik ayakta durmaktan ibaret bir şey gibi görebilirsiniz. Ancak aslında bu şekilde tek yaptığınız bel omurganızı içe doğru bükmektir. Bu da poponuzun dışa doğru çıkmasına neden olur. Çeneyi geriye atmak ise boyun ve sırt problemlerine neden olabilir. Uzmanlara göre iyi bir duruş için gereken şey vücudun düzgün bir şekilde hizalanmasıdır. Dikkat çektikleri nokta ise leğen kemiğini içe itmek, omuzları geriye atmak, başı yukarıda tutmakla alakası olmadığıdır. Bu daha çok başınızı, göğüs kafesinizi ve kalçanızı hizalamak ve karnınızdan itibaren dik durmak, kaburgalarınızı kalçalarınızdan ayırmak ve güçlü bir merkezle ilgili bir şeydir.

Şimdi hemen ayağa kalkın ve bu küçük egzersizi yapın

Kollarınız iki tarafta sarkık olarak gevşek bir biçimde ayakta durun.

Kulaklarınızı omuzlarınız, omuzlarınızı kalçalarınız, kalçalarınızı dizleriniz ve dizlerinizi ayak bilekleriniz ile aynı hizaya getirin.

Şimdi göğüs kafesinizi yukarı kaldırın. Bu çok hafif bir harekettir ama boyun uzun görünmesini sağlar.

Vücudu çalıştırma yöntemleri

Vücudunuzu hizaya getirmek ve hareketlerinize akıcılık kazandırmak için birkaç tane harika vücut çalıştırma yöntemi mevcut. Bunlardan bazıları aslında uzun yıllardır dansçılar ve atletler arasında popülerdi. Artık bizler de faydalanabiliyoruz.

Yoga: Genel kondüsyon ve duruşu iyileştirmek için mükemmel bir egzersiz. Gerçi onu sadece egzersiz olarak adlandırmak haksızlık olur. Zihni, vücudu ve ruhu dengelemek için hareketi meditasyon, soluk alıp verme ve gevşeme ile birleştiriyor. Düzenli olarak yapıldığında bir yandan vücudu güçlendiriyor, geriyor ve kuvvetlendiriyor bir yandan da zihni temizliyor, odaklıyor ve sakinleştiriyor.

Modern dans: Duruşa odaklanan bir vücuda kondüsyon kazandırma seçeneği. Vücudu sportif bir görünüme kavuşturuyor.

Pilates: Karın, sırt ve kalçaya odaklanarak vücudu güçlendirdiği için duruşu da iyileştiriyor. Vücudun hizalanmasına ve doğru nefes alıp vermeye odaklanan pilates, karın, alt sırt ve kalçayı güç merkezi olarak bir arada kullanıyor. Temel hedefleri kas uyumu, denge, esneklik ve tüm vücudu güçlendirmek olarak özetleniyor.

Alexander tekniği: Bir egzersiz değil tamamen vücudu hizalama ve farkına varma tekniği olarak biliniyor. Tekniğin merkezi baş-boyun-vücut ilişkisinde ve gerilime neden olan alışkanlıklara son vermekte yatıyor. Ana hedefleri ise tüm vücudu yeniden tanımlamak, sırtı uzatmak ve başı ve omurgayı dengeye getirmek ve uyum içinde çalışmalarını sağlamak.

Feldenkrais yöntemi: Amacı, vücudun farkına varmak ve hareket alışkanlığı kazandırmak. Hareket fonksiyonlarını farklılaştırmak için geliştirilmiş bir dizi dersten oluşuyor.
Yazının Devamını Oku

Ergenlik döneminin kabusu:

3 Kasım 2007
Büyümenin bir belirtisi ama aynı zamanda cildin pürüzsüzlüğünü bozan bir görüntü... Ergenlik sivilceleri doğru bakım yapılmadığında, bu dönemi kabusa çevirebiliyor. Cilt Hastalıkları Uzmanı Dr. Mehmet Coşkun Acay, ergenlik sivilceleri ve korunma yolları ile ilgili bilgi verdi.

Sivilce nasıl oluşuyor?

- Genel olarak sivilce adıyla bildiğimiz akne, en sık rastlanan cilt problemlerinden biri. Tüm popülasyonun yüzde 60’ının hayatının bir döneminde akne görülebiliyor. Bunların yüzde 5’i ise tedaviye dirençli ya da zor tedavi edilebilen akne olabiliyor. Akne, derimizde bulunan yağ bezlerinin bir hastalığı. Normalde, bu bezlerin salgıladığı yağın deri yüzeyine çıkarak atılması gerekiyor. Ancak ergenlik döneminde yağ bezinden daha fazla yağ salgılıyor. Bu yağın deri yüzeyine geçişini sağlayan kanal da yoğunlaşmış bir yağ kütlesi nedeniyle tıkanıyor. Aknenin temel nedeni işte bu tıkanma. Bu tıkacın yüzeyindeki yağ, hava ile temas edince oksitlenerek siyahlaşıyor ve ciltte zaman zaman görülen siyah noktalar (komedon) oluşuyor. Deride -ne kadar temizlesek de- birçok bakteri bulunuyor. Bu bakteriler, yağ bezlerinin tıkalı olan kanallarından içeri girerek hem varlıklarıyla hem de ortaya çıkardıkları birtakım kimyasal maddeler nedeniyle tıkanmış olan yağ bezinde bir iltihaba (enflamasyon) yol açıyor ve yüzümüzde gördüğümüz kırmızıkabarık lezyonlara neden oluyor.

Neden bazı ciltlerde daha fazla görülüyor?

- Yağlı ciltlerde ve soya çekime bağlı olarak bazı bireylerde akne eğilimi artış gösteriyor.

Ergenlikte sivilcelerin ne kadarı normal sayılmalı, hangi koşullarda bir uzmana başvurulmalı?

-
Akne, ister hafif ister ciddi olsun mutlaka hekiminizin size vereceği bilgiler doğrultusunda kontrollü ve güvenli biçimde tedavi edilmeli. Unutmayın ki, "Tedavi edilemeyecek akne yoktur!" Ancak farklı türde ve şiddette aknenin tedavisi için farklı seçenekler vardır ve tedavinin başarılı olabilmesi için uygun olanının seçilmesi esastır. Bu nedenle hekiminizin önerilerine uymak, tedaviyi bilinçli bir şekilde sürdürmek gerekiyor. Genelde iz bırakmaya meyilli olan, bireyi dış görünüm anlamında rahatsız eden aknede tedavinin planlanması gerekiyor.

Sivilceleri engellemek için ergenlerin yapabilecekleri birşeyler var mı?

- Cilt temizliği başta gelen unsur olarak sayılabilir. Ayrıca hatalı kozmetik ürünlerden kaçınmak ve deri tipine uygun kozmetik seçimi önem taşıyor.

Sivilceli ciltlerde dikkat edilmesi gereken unsurlar

Tedavi protokolleri hekim tarafından düzenlenmeli,

Günde 2 kez su ve uygun ürünle yüz yıkamaya dikkat etmeli,

Yüz kozmetiklerinin seçiminde dikkatli olmalı,

Sivilceyi koparmak ve yolmaktan kaçınmalı,

Uygun güneş ürünlerini kullanmalı.


Gwyneth’ten yeni koku

Oscarlı oyuncu Gwyneth Palthrow, son olarak yeni bir filmle değil bir parfümle sevenlerinin karşısına çıktı. Geçtiğimiz haftalarda Estee Lauder’ın "limited edition" olarak ürettiği yeni parfümünün tanıtımı için Chicago’da kameralara poz verdi. "Pleasures Delight" adını taşıyan koku karamel, vanilya ve nar özlerinin karışımından oluşan notalarla kadınları baştan çıkaracak.

ÜRÜN MARKET

Mükemmel dişler için

Kahve, nikotin ve kırmızı şarabın dişlerinizde oluşturduğu lekelerden kurtulmak ve hayatın bu ufak zevklerinden vazgeçmeden güzel ve sağlıklı dişlere sahip olmak istemez misiniz?

İsveçli diş hekimi Vaclav Velkoborsky tarafından geliştirilen Swissdent ürünleri, nano partikül haline getirilen peroksitle (Nanoxyd¨) daha fazla alana ulaşarak dişlerin beyazlamasında etkili sonuçlar alınmasını sağlıyor. Papaya ve ananas enzimleri de dişlerde bulunan lekeleri temizliyor.

Yağlardan mı karbonhidrattan mı

VAZGEÇMELİ


Hepimiz hayatımızın bir döneminde en az bir kez diyet yaptık. Bugüne dek karşımıza konan sayısız diyetlerle de bize hep "mucize sonuçlar" vaat edildi. Ancak araştırmalar hálá yağlardan mı yoksa karbonhidrattan mı vazgeçmek gerektiğini açıkça ortaya koyamıyor.

Uzmanlar hangi diyetlerin tam olarak etkili olduğu konusunda maalesef henüz bir görüş birliğine varabilmiş değil. Üstelik araştırmalarla da bunu sonuçlandıramıyorlar. Yağların mı yoksa karbonhidratların mı diyette daha etkili ve sağlıklı olduğu sorusu ise henüz muamma. Birçok diyet birtakım prensipler üzerine kurulu. Ya belirli besin maddeleri kombinleniyor ya da tüm bir besin grubu diyet listesinden çıkarılıyor. Bu diyet karmaşasında bizim önerimiz mutlaka bir diyet uzmanı eşliğinde sizin yeme alışkanlıklarınız gözden geçirilerek hazırlanmış size özel listeye harfiyen uymanız.

Botoks’ta yeni bir trend: Organik botoks

Botoks... Artık bu uygulamayı bilmeyen neredeyse yok. Son dönemde ise yeni trend organik botoks. Ülkemizde de uygulanmaya başlayan bu yöntemle hiçbir katkı maddesi kullanılmadan üretilen yüzde 100 doğal maddelerin cilde nüfuz etmesi sağlanarak cildin gergin, canlı ve ışıltılı bir görünüm kazanması sağlanıyor.

Kozmetolog Nesrin Sürer, organik botoks yönteminin yan etkisi bulunmadığını belirtiyor; "Ayrıca mimiklerde de donuk ve ifadesiz görüntüye yol açmadığı için aynı gün işinize dönebilirsiniz" diyor.

Organik botoksta kullanılan doğal maddeler, cilde elektrofor sistemi (düşük elektrik dalgaları) ile nüfus ettiriliyor ve kasları dondurmak yerine kırışıkların açılması sağlanıyor. Bu yöntem özel olarak tasarlanmış cihazlarla gerçekleştiriliyor. İşlem 1,5 saat sürüyor. 3 ile 5 seansta tamamlanıyor. Yüz, boyun ve dekolte bölgesine uygulanıyor. Kalıcılığı ise üç ay sürüyor.
Yazının Devamını Oku

Seyahate çıkıyoruz

29 Ekim 2007
Kısa ya da uzun fark etmez; çıkılacak her tatil aynı zamanda enerji depolamak için mükemmel fırsattır. Peki, yolculuk öncesi kozmetik çantanıza neler koyacaksınız? İşte, sizin için hazırladığımız ve yanınızda mutlaka bulunması gereken bakım ürünleri...

Cildinizin uçak yolculuğu sırasında ihtiyacı olan şeyleri es geçmemelisiniz.

Kabindeki klima sistemi, cildiniz için en değerli şeylerden biri olan nemi kurutmaktadır. Uçuş sırasında cildinizin gerginleşip kuruduğunu hatta yer yer ölü derilerin dökülmeye yüz tuttuğunu görebilirsiniz. Bu yüzden uzun yolculuklara çıkarken yanınıza mutlaka doğru bakım ürünlerini almanız gerekir.

CİLDİNİZİ NEMLENDİRİN

Yolculuk sırasında ideal olan, termal su gibi nemlendirici içerikli ürünlerdir. Cildi kapatan ya da hafif nemlendirici özelliği olan kremlerden uzak durun. Çünkü onlar cildin daha da kurumasına yol açar. Yolculuklarda cildin nem ihtiyacını en iyi yüz spreyleri karşılar. Eğer sık sık uçak yolculuğu yapıyorsanız, seyahat günü günlük bakım kremi yerine cildinize yoğun nemlendirici bir maske uygulamanızı tavsiye ediyoruz. Böylelikle cildiniz saatler boyu nemini korumuş olur.

DUDAKLARA EKSTRA BAKIM

Bildiğiniz gibi dudaklar oldukça ince bir deriye sahiptirler. Üstelik kendi yağını ve nemini üretmesi söz konusu değildir. Seyahat sırasında dudaklarınızın kurumasını önlemek için en iyi yöntem, bakımını da yapan dudak balmı ya da kremidir. Özellikle yumuşak dudaklara sahip olmak istiyorsanız, bal ya da pantenol en büyük yardımcılarınız olacaktır.

Uzun seyahatler sırasında ellerin de ekstra bakıma ihtiyacı olduğunu söylemeye gerek yok. Uçuşa geçtikten yaklaşık bir saat sonra kabinlerdeki nem oranının yüzde 10 azaldığını bilmeli ve yoğun gliserinli el kreminizi yanınıza almayı ihmal etmemelisiniz. Böylelikle ellerinizi durmadan kremlemek zorunda da kalmazsınız. Eğer uçuş sürenizi tırnak manikürü yaparak değerlendirmek istiyorsanız, dikkatli olmalısınız. Yeni uçuş kurallarına göre törpü ya da delici aletleri yanınıza almanız yasak. Aseton da hafif yanıcı özelliğinden dolayı yolcu kabinine kesinlikle alınmıyor.

DİĞER YOLCULUK DETAYLARI

Şişirilebilir yastığınız yolculuğunuzu rahat bir uykuyla tamamlayabilirsiniz. Yolculuk sırasında yeterince su içmeyi ihmal etmeyin. Uçuş sırasında alkolsüz içecekler, maden suları ya da meyve suları vücudun nemini kaybetmesini engeller. Ayaklarımız mı şişti? En iyi çözümü harekettir. Uçağın içinde küçük gezintiler yapabilirsiniz. Eğer yüksek trompoz riskiyle karşı karşıyaysanız, uzmanlar uçuştan yarım saat öncesinde kanı sulandırması için bir adet Aspirin içilmesini öneriyor. Kulaklarınızdaki tıkanmayı önlemenin en kolay yolu ise kalkış ve iniş sırasında sakız çiğnemekten geçiyor. Sakız, ağızdaki pH değerini nötralize ettiği için bakterilerin yayılmasını da önlemiş olursunuz.

Kış mevsiminde

taze cilt modası


Kış aylarının en güzel aksesuvarı nedir? Elbette gençliği ve tazeliği vurgulayan kusursuz bir cilt... Böylesi bir cilde kavuşmak, modern teknolojiyle artık hiç de zor değil.

Sağlıklı bir cilt tonu nasıl olmalı? 90’lı yıllara kadar bu sorunun cevabı "güneşten bronzlaşmış ciltler"di. Oysa son yıllarda otobronzanlar ya da bronzlaştırıcı pudralar sayesinde, bronzlaşmak için güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmanız gerekmiyor. Kışın yeni tenleri ise Audrey Hepburn, Liz Taylor ya da Grace Kelly gibi efsanevi Hollywood yıldızlarının kusursuz porselen yüzlerine öykünüyor. Yeni dönemin genç jenerasyon oyuncularından Scarlett Johansson bu trendin öncülüğünü yapanlardan... Çünkü bugün artık her model ya da oyuncu, çocukluğundan itibaren güneşten sakınması gerektiğini bilerek büyüyor. Dolayısıyla da tenleri açık ve bebeksi kalıyor. Bu da gençliğin bir sembolü...

Hollywood yIldIzlarInIn mucize diyetleri

Ünlülerin nasıl her daim zayıf ve genç göründüklerini merak ediyorsanız, özellikle yağdan uzak durduklarını söyleyelim. İşte, tanınmış isimlerin fazla kilolara karşı aldığı kişisel önlemler.

Heidi Klum:

Antioksidanların mucizesine inanıyor. Yaptığı diyetle vücudundaki yağ yakımını hızlandırıyor ve kırışıklıkların oluşumunu engelliyor. Özellikle taneli meyveler ve bolca Omega 3 içeren besin maddeleri, antioksidan zengini olarak biliniyor. Julia Roberts da antioksidan kürü yapan ünlülerden...

Halle Berry:

Üç büyük öğün yerine beş küçük öğün yemeyi tercih ediyor. Saat 13.00’ten itibaren karbonhidrat almıyor. Onun yerine sadece protein ve az miktarda yağ alıyor.

Liv Tyler: Kesinlikle sıkı bir vejetaryen. "Yemen gerekenin yarısı ye" prensibini benimsiyor.

Jennifer Lopez: Onun yağlara karşı en büyük silahı, az yağlı beslenme. Aldığı her kaloriyi hesaplıyor. Günde 1600 kaloriden fazla alması ise kesinlikle yasak.

Demi Moore: Hayatında şekere asla yer yok. Sadece balık, sebze ve meyve yiyor. Kabronhidratı ise ölçülü bir şekilde alıyor. Kahve ve alkol yerine protein içecekleri ve yağ yakıcı meyve suları içmeyi tercih ediyor.

Catherine Zeta Jones: Formunu, hálá tartışılan Atkins diyetiyle koruyor. Bu diyette ekmek, makarna, pirinç ve şeker gibi karbonhidratların alınması kesinlikle yasak. Bunların yerine protein ve yağ almak serbest. Böylelikle kilolar vücuttan rahat bir şekilde gidiyor. Ancak bu diyet uzun vadede önerilmiyor. Çünkü kalbi yoruyor ve bazı organlara zarar verme riski taşıyor.

Jennifer Aniston: O, piramit prensibine göre dengeli beslenmeden yana... Yüzde 40 karbonhidrat, yüzde 30 protein ve yüzde 30 yağ... Karbonhidrat sadece beyaz un ve şekerden değil, buğday unundan oluşmalı.

Elle MacPherson:
Kendisine yakıştırılan "bayan vücut" tanımlamasını çoktan hak etmiş isimlerden biri. 43 yaşındaki topmodel, aynı zamanda üç yaşında bir erkek çocuğu annesi. Buna rağmen özenle koruduğu vücut formunu ise her gün düzenli olarak yaptığı 10 km’lik yürüyüşe ve hiç bozmadığı diyete borçlu.

Yazının Devamını Oku

Kumralların kralı

27 Ekim 2007
Dünyaca ünlü saç stilisti Harry Josh, nam-ı diğer "kumralların kralı", saçlarda ’couture’ renklendirmeyi uyguluyor. Renk tekniği konusunda uzman olan Josh, kadınların merak ettikleri soruları yanıtladı. Ünlü saç stilisti Harry Josh, ABD’yi baştan aşağı dolaşıp zamanının çoğunu New York ve Los Angeles’ta çalışarak geçiriyor. Cameron Diaz, Jennifer Aniston, Rachel Weisz, Hilary Swank, Faith Hill, Reese Witherspoon, Renee Zellweger ve Gisele Bundchen gibi isimlerin saç stilistliğini de gerçekleştiren Harry Josh, Marc Jacobs ve Louis Vuitton defilelerini gerçekleştiren ekibin vazgeçilmez üyesi. Dünyanın en yetenekli fotoğrafçılarının fotoğraf çekimlerinde yer alan Josh, renk tekniği konusunda uzman. Saçlarda ’couture’ renklendirmeyi uygulayan saç stilistinin nam-ı diğeri ’kumralların kralı!’ John Frieda Collection House of Experts ekibinin en yeni üyesi olan Harry Josh keyifli bir röportajda meslek hayatını anlattı.

Bu meslekte sizin için en önemli dönüm noktası neydi?

- Marc Jacobs ve Louis Vuitton markaları için kast direktörlüğü yapmaya başladım ve bu sektördeki birçok top modelle çok yakın arkadaşlıklar geliştirdim. Onlar da zaman zaman Soho’daki apartman dairemde kendi kurduğum mini stüdyoma gelir, saçlarını yaptırırlardı. Doğal olarak sonrasında Vogue gibi dergi editörleri yeni tarz kesim ve renkleri nerede yaptırdıklarını sormaya başladılar. Böylece bir anda adım moda camiasında yayılmaya başladı.

Hep bir kuaför mü olmak istediniz?

- Makyör, stilist, fotoğrafçı, hatta model; hangi meslek olursa olsun moda dünyasının bir parçası olmak istedim!

VOUGE DERGİSİ HAYATINI DEĞİŞTİRDİ

Kariyer geçmişinizi kısaca özetleyebilir misiniz?

- Kanada’da büyürken hırsım da büyüktü. Benim hedefim bir şekilde Amerika’ya gitmek ve hayallerimi orada gerçekleştirmekti. Bunun için kendi saç tasarımlarımı uyguladığım güzel arkadaşlarımın ve mankenlerin resimlerinden oluşan bir portfolyo hazırladım. Tasarımlarımın yeterli olduğuna inandığım bir zamanda, Florida kuzey sahiline seyahat ettim. Kendimden çok emindim ve "Ocean Drive"da altı yetenek avcısı ile görüştüm. Ancak benim için en iyi başlangıcın asistanlık yapmak olduğunu söylediler. Ben de tavsiyelerini dinledim ve 2 yıl boyunca bunu yaptım. Daha sonra edindiğim yeni hünerlerim ve kendime olan güvenimle New York’a gittim.

Moda dünyasına fırtına gibi girmeye hazırdım. Ancak hayal kırıklığına uğradım. Çünkü ziyaret ettiğim ajanslar bu büyük sektörde rekabet etmek istiyorsam, hünerlerimi geliştirmeye ihtiyacım olduğunu söylediler. Ben de asistanlığa geri dönerek bu şekilde 2 yıl daha devam ettim. Serüvenime Marc Jacobs’da kast direktörü olarak başladım.

Hollywood yıldızlarının saçlarını yapmaya ne zaman başladınız?

- Yıldızların saçlarını yapmaya yaklaşık 7 yıl önce başladım.

İlk ünlü müşteriniz kimdi?

- İlk ünlü müşterim "Angels in America" dizisinin oyuncularından Emmy ödüllü Mary Louise Parker’dı.

Son olarak kariyerinizin seyrini değiştiren en önemli olay neydi?

- Kesinlikle Amerikan Vogue dergisinin benimle ilgili dosya sayfası yapması ve tam sayfa fotoğrafımı yayınlanması!

30’lu yaşları kırışıksız atlatın

Alın, göz ve ağız çevresi, burun, boyun ve dekolte... İşte, 30’lu yaşlarda ilk kışıklıkların görülmeye başladığı bölgeler. Ancak doğru bir bakım stratejisiyle onları kontrol altına almak mümkün.

ALIN: Alnın üst bölgesinde öncelikle bio-peeling kompleksli bir serumla işe başlayabilirsiniz. Daha derin kırışıklıkları ise doldurucu etkili ve cildi gerginleştiren özel ürünler kullanarak en aza indirebilirsiniz.

GÖZLER: Göz çevresindeki cilt, yüzün diğer bölgesindeki ciltten beş kat daha incedir. Ayrıca her insan bir dakikada tam 20 kez gözlerini kırpar ki bu hareket de kırışıklıkların oluşmasında önemli bir etkendir. Seramid içeren göz jelleri hem cildin daha parlak görünmesini sağlıyor hem de tazeliyor.

DUDAK: Dudak çevresindeki kırışıklıkların ilginç bir hikayesi var. Onlar yaşlılık izleri olmaktan çok kişinin ruhsal durumuyla ilgili ipuçları veriyor. Üst dudak üzerindeki dikey çizgiler, kişinin sürekli baskı altında olduğunun ve bu yüzden de bilinçdışı dudaklarını sıktığını gösteriyor. Dudak kremleri içerilerindeki nemlendiriciler ve retinol sayesinde ince kırışıklıkları görünmez kılıyor. Ayrıca elastik mikro-kürecikler optik bir doldurucu etkisi gösteriyor.

BURUN: Güldüğümüzde dudağın iki yanında nasolabial kırışıklıklar olarak adlandırılan mimikler bağ dokusu gücünü kaybettiğinde oluşuyor. Hyalüronik asit bileşenli doldurucu etkili kremler cildi dolgunlaştırıyor, C vitamini ise kolajen üretimini destekliyor.

BOYUN: Boyundaki yatay kırışıklıklar çoğunlukla doğuştandır. Şeker moleküllü bakım kremleri ince cildin nemlendirilmesini sağlar. Bambu da bağ dokusunu güçlendirir. C vitamini içeren serumlar da gerginleştirici etki gösterir.

Gisele Bundchen gibi saçlara kavuşmanın sırrı

İlk adımda şekillendirici kullanın.

Şekillendiriciyi saçınıza sürdükten sonra avuç içinizle saçınıza tutam tutam yedirerek uygulayın.

Eğer saçınız dümdüzse, ilk adımdan sonra küçük bir maşanın kıskacını kapatmadan saçınızı sararak uygulayın. Saçınız biraz dalgalıysa daha büyük bir maşa kullanabilirsiniz.


Artık koyu kahve tonları moda

2008’in saçlarında daha az katlı kesimler, düz şekillendirilmiş parlak saçlar ve dağanık topuzlar söz konusu. En moda saç renklerine gelince; sarışınlar için yumuşak sarı tonları, daha kontrast ve plajda açılmış tarzda doğal gölgeler var. Kumrallar, yer yer altın tonlarında gölgelerin bulunduğu, çok koyu kahverengi saçlarla çıkıyor karşımıza. Dolayısıyla, saçlar parlıyor. Kızıllarda ise doğal ve daha bakır tonlar yer alıyor. Yılın en havalı saç modeli ise Victoria Beckham’ın küt kesim tarzı olan "Posh Spice Bob" yeni trend olacak gibi gözüküyor. Ancak henüz çok genele yayılmış değil.

Ses kısıklığı ciddi bir hastalığın habercisi olabilir

Ses kısıklığı, genellikle sesin azalması veya hiç çıkmaması olarak algılanır. Ancak her türlü normalden farklı ses oluşumuna ses kısıklığı denir ve bu durum bazı ciddi hastalıkların habercisi de olabilir.

Sesteki çatallaşmalar, titreşimler, boğuk ses ve diğer tüm ses değişikliğine ses kısıklığı deniyor. Gırtlaktan daha aşağı seviyelerdeki rahatsızlıklar sesin cılız ve zayıf çıkmasına neden olurken, gırtlağın kendisi ile ilgili hastalıklar, sert, tırmalayıcı ve kısık bir sese neden oluyor. Ağız boşluğu ve dil hastalıklarında ise ses boğuk, burundan ve "ağızda sıcak patates varmışçasına" çıkıyor.

Op. Dr. Haldun Şan’dan, ses kısıklığının hastalıklarla ilişkisi hakkında; "Ses kısıklığı oluşturan pek çok sebep var. Bunlar arasında çok basit ve kendiliğinden iyileşebilecek sebepler olduğu gibi ciddi ve tedavisinin büyük ameliyatlar gerektirdiği hastalıklar da olabilir" diyor.

Dolayısıya ses kısıklığı olduğu zaman ne hemen ciddi bir hastalık endişesine kapılmalı ne de çok küçümseyip muayeneyi ihmal etmeli. Özellikle sigara içen, 50 yaşını aşmış ve 2 haftadan uzun süreli ses kısıklığı olan erkek hastaların mutlaka hekime başvurmaları ve muayene olmaları şart.

Ses kısıklığına sebep olabilecek hastalıklar

á Larenjit (Gırtlak iltihabı)

á Ses tellerinde nodül, kist veya polip gibi iyi huylu kitleler

á Akciğer hastalıkları

á Ses teli hareketini sağlayan sinirlerin felci

á Alerji veya iltihaplara bağlı geniz akıntısı

á Mideden yukarı doğru asit kaçağının olması (reflü) ve şiddetli kusmalar

á Gırtlak ve çevresindeki dokuların tümörleri

á Ses telleri çevresine gelen darbeler

á Psikolojik sebepler

á Şeker hastalığı veya sinir sistemi hastalıkları gibi vücudun diğer bölgeleriyle birlikte ses telini de tutan hastalıklar

á Sigara, duman ve kimyasal gazlar gibi tahriş edici maddelere maruz kalmak

á Yanlış ses kullanımları (bağırma, çığlık, şiddetli ağlama ve öfke durumları)

á Bazı cerrahi travmalar; gırtlağa ya da üst solunum yoluna yönelik ya da genel anestezi için solunum yoluna tüp yerleştirilmesine bağlı.

İyi uykular

Hayatımızın üçte biri uykuyla geçiyor. Derin bir uyku aynı zamanda güzelliğin de en önemli anahtarı . Çünkü gece boyunca hücreler oldukça yoğun bir şekilde çalışırlar. Vücutta ise düzenli bir anti-aging programı devreye girer. Uzmanlar uykuda geçen "altı saatı zorunluluk, sekiz saati ise güzellik kürü" olarak tanımlıyor.

Vücut kendini yenilemek için sessizliğe ihtiyaç duyar. Bu yüzden uyuduğunuz odanın gürültüden arıldırılmış olmasına dikkat etmelisiniz. Tabii aşırı sıcak olmaması da önem taşıyor. Ve kesinlikle karanlık olması şart. Eğer kötü bir uyku düzeniniz varsa size tavsiyemiz kırmızı şarap ve uyku ilaçları yerine rahatlatıcı kokulardır. Lavanta, gül, ylang-ylang ve lotus çiçeğinden elde edilen esansiyel yağlar size rahat bir uyku konusunda yardımcı olacaktır.
Yazının Devamını Oku

Yenilik saçlardan başlar

22 Ekim 2007
Saç modelinizi değiştirmek istiyorsunuz ama henüz karar veremediniz. Hangi kısa kesim size yakışır, bilmek isterseniz, önerilerimize kulak verin. Oval yüzler: Kısa kesimler de dahil olmak üzere tüm kesimler... Uzun yüzde ise her iki yanı yüze düşen uzun bir kakül.

Yuvarlak yüzler: Kısa kesimler. Uzun bir ense kesimi yüzün de küçük görünmesini sağlar.

Köşeli yüzler: Çene hizasında kesimler. Saç yüze düşmeli ya da yüzden toplanmış gibi kullanılmalı.

Kalp şeklinde yüzler: Kakül ve her iki yanda katlı grafik kesimler.

Yanaklar al al

Allık, hemen her kadının gözde makyaj ürünlerinden biridir. Peki onu doğru uyguladığınızdan ve doğru tonları seçtiğinizden emin misiniz?

Belirginleştiriyor, çerçeveliyor, renk veriyor... Özetle, allıklar diğer makyaj ürünleri arasında çok yönlülüğüyle öne çıkıyor. Ancak en çok hata da yine allık uygulaması sırasında yapılıyor. Bunun sonucunda, çocuksu kızarık yanaklar veya abartılı, aşırıya kaçmış renk yoğunluğu gibi durumlar yaşanıyor. Oysa bilinçli uygulandığında, allık tene taze ve pembemsi bir ışıltı katar, optik küçük düzensizlikleri gizler ve yüze güzel bir form verir.

Doğru tonu tutturmak

Öncelikle allık çizgisinin her zaman yumuşak ve kontürsüz olması önemli. Böylelikle renk de belirsizliğini korumuş olur. Hafif bir gülümseme, allığı elmacık kemikleri üzerinde belirginleştirmeli ve allık yumuşak bir kavis şeklinde şakaklara kadar devam etmeli. Allık kavisi ne kadar keskin ve inceyse, yüz hatları da o kadar ince görünür. Sivri bir çene, ortasına hafif bir allık dokunuşuyla yumuşatılabilir. Uzun bir burun da optik olarak yine aynı yöntemle kısaltılabilir.

Cilde uygun bir renk nüansı önemli... Açık ten rengine sahip olanlar soğuk pembe ve gül tonlarını, ten rengi hafif sarımtrak olanlar ise sıcak kayısı ve bronz tonlarını tercih etmeli. Allık, ruj ve far aynı renk ailesinden olduğunda, makyaj daha uyumlu bir görünüm alır.

Allık nasıl uygulanmalı

Pudra ya da krem allık, havalı köpüklü ya da akıcı renk pigmentleri... Allığın çeşitleri çok. Allık kullanmayı çok tercih etmeyenlerdenseniz, o zaman tercihiniz klasik pudra allıktan yana olmalı. Kuru ve fondötensiz bir cilt için ise krem ve akıcı allıklar ideal. Ancak bunların uygulamaları biraz daha çaba gerektirir, aklınızda olsun. Cildinize hızlı bir tazelik katmak içinse yeni jenerasyon köpük ürünler işinizi görecektir.

’Güzelliğin dünyası’ Türkiye’de

25 seneden uzun zamandır Avrupalı kadınların kozmetik ihtiyacını karşılayan Inglot, bundan böyle Türk müşterileriyle de buluşuyor.

Inglot, yıllardır Avrupa’nın güzellik trendlerinin ve renklerinin yakın takipçiliğini yapıyor. Kozmetik ürünlerini el değmeden, en son teknolojik ekipmanlarla ve dermatolojik testlerden geçirerek üreten markanın sunduğu 1500’den fazla renk seçeneği var. Ve bu da güzelliğine düşkün kadınlara geniş bir yelpaze sunması demek... Rujdan göz ürünlerine, allıktan ojeye uzanan ürün çeşitliliğine sahip bu marka, ilk olarak İstanbul’da, Metrocity ve İstinyepark’taki mağazalarında tüketiciyle buluşacak.

Gebelikte oluşan cilt çatlakları önlenebilir mi

Gebelikte oluşan cilt çatlakları, bakımlı ve güzel görünmek isteyen anne adaylarının hamilelik sırasında yaşadığı sıkıntılardan biridir. Anne adaylarının, hamilelik döneminde yapacakları basit uygulamalarla önüne geçebileceği cilt çatlaklarının, oluştuktan sonra tedavisi mümkün değildir.

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı, Op. Dr. Figen Taşer Güney, konuyla ilgili şunları söyledi: "Hamilelik sırasında, özellikle karın, kalça, basen ve göğüs bölgesinde, cildin aşırı gerilmesi nedeniyle, kaşıntılar ve bir süre sonra da çatlaklar oluşur. Bu çatlaklara ’stria’ denir ve strialar bir kez oluştuktan sonra, tedavileri artık çok zordur."

Özellikle, gebeliğin 3’üncü ayından itibaren, bebeğin gelişimi ve kilo alımı nedeniyle karın bölgesinin gerilip belirginleşmeye başlaması, belirli bölgelerde elastikiyet ve kollajen kaybına yol açıyor. Cildin aşırı gerilmesi de bir süre sonra çatlaklara neden oluyor. Bu nedenle oluşan cilt çatlakları, doğum sonrası birçok annenin rahatsızlık duyduğu konular arasında...

Çatlakları

en aza

indirin

Aşağıda sıraladığımız basit önlemlerle, gebelikte oluşan cilt çatlaklarını en aza indirmek mümkün...

n Cilde masaj yaparak, bu bölgelerdeki kan dolaşımını hızlandırmak

n E ve C vitamini açısından zengin olan meyve, sebze tüketmek

n Bol bol su içmek

n Uykunuzu almaya özen göstermek

n Cildi esnek tutacak, hamileler için üretilmiş bir kremi bu bölgelere uygulamak
Yazının Devamını Oku