Nilüfer Pazvantoğlu

Makyajınız S.O.S. verirse

27 Mart 2009
Makyaj yaparken hangimizin başına tuhaf, belki de komik bir aksilik gelmedi bugüne kadar?

İşte, birkaç makyaj arızası ve onları anında düzeltme teknikleri...

NEMLENDİRİCİM YAĞLI
Her ne kadar ışıltılı bir cilde sahip olmak istiyorsanız bile, bu kadarı fazla olabilir. Pudralı makyaj kağıtları bu durumlarda en büyük yardımcılarınız. Birçok kozmetik markasının ürettiği parşömen benzeri özel bir kağıt, cildi renk pigmentleri olmaksızın matlaştırıyor.
RUJUM BULAŞTI
Yemek yerken en zor şeylerden biri sürdüğümüz rujun kaşığa, çatala ya da ısırdığımız ekmeğe sürülmeden, kısacası bozulmadan kalmasını sağlamaktır. Ama şüphesiz en kötüsü dudak dışında yüzün başka bir yerine buluşması. Ne yapmalı? Boyanan bölgeyi nemli bir peçeteyle silin. Kalan lekeyi de makyaj çantanızda mutlaka bulunması gereken bir kapatıcıyla kamufle edin. Ertesi sefer aynı sorunla karşı karşıya kalmamak ise elinizde. Dudaklarınızı önce bir dudak kalemiyle çerçeveleyin. Böylelikle akmasını engellemiş olursunuz.
ALLIK RENGİM ABARTILI
Bir anda doğal pembe yanaklar yerine palyaço yanaklarına mı sahip oldunuz? Nemli bir mendille fazla allığı yanaklardan şakaklara doğru silin. Ardından istediğiniz tondaki yanaklara sahip olduğunuza inandığınız ana dek bir makyaj baz ürünüyle kamufle edin.

Yazının Devamını Oku

Morfoloji makyajı

20 Mart 2009
Yüzünüz üçgen, yuvarlak ya da köşeli...

Üstelik hangi makyajın yüz kontürünü belirginleştirmeye, görsel olarak uzatmaya ya da daha yumuşak bir etki yaratmaya yaradığını da bilmiyorsunuz. Işık ve gölge oyunlarıyla yüz kontürünüzü yeniden şekillendirebilirsiniz. Nasıl mı? Ünlü morfoloji tekniğiyle...

Morfolojinin ana kuralı yanıltıcı efektlerle tüm yüz formlarının oval görünmesini sağlamak. Yüz formu ne kadar dengeli ve uyumlu ise ışık da en doğal şekliyle yüzün tüm bölgelerine dağılıyor. Bunun için yüzünüzün üçgen, yuvarlak ya da köşeli bir forma sahip olması önem taşımıyor.

AY GİBİ DOLGUN YÜZLER

“Ay gibi” bir yüze mi sahipsiniz? O zaman siz de Renee’nin sırrına ortak olabilirsiniz. Kendinize uygun makyaj stiliyle optik olarak yüzünüzü uzun ve daha zayıf gösterebilirsiniz.

Yuvarlak yüz yapınızı nasıl tanıyacaksınız?

Yazının Devamını Oku

Başımızın derdi metabolizma hızı

14 Mart 2009
Metabolizma, vücudun temel fonksiyonlarını devam ettirebilmek için yaktığı enerji miktarı.

30’lu yaşlarla birlikte yavaşlıyor. Yaş ilerledikçe de bu yavaşlama yağın vücutta depolanması olarak kendini gösteriyor. Peki, metabolizmanın yavaşlamasını önlemek mümkün mü?

Özellikle 30’lu  yaşlardan itibaren vücudumuzda belirgin olarak gözlemleyebildiğimiz kilo artışı, aslında tamamen metabolizmanın suçu desek yeridir. Çünkü yaş ilerledikçe bu yavaşlama daha belirginleşiyor. Metabolizma yavaşlayınca da vücutta yağ depolanması artıyor. GIisemik indeksi yüksek karbonhidrat tüketimi, yağ depolanması ile sonuçlanıyor. Konuyla ilgili görüşlerini aldığımız Dr. Ahmet Karaçam, tüm bunlarla bağlantılı olarak, kilo artışının insülin direncini de artırdığını, uyku düzeni ve kalitesini bozduğunu ve kişinin stresli bir yapıya sahip olduğunu belirtiyor:
“İnsülin direnci, hormon bozuklukları, uykusuzluk ve stres metabolizmayı yavaşlatan nedenlerdir. Sık kilo alıp verme, hareketsiz yaşam bir süre sonra metabolizmanın yavaşlamasına neden olur.”

Neden kilo veremiyoruz

Kilo veremiyorsanız, nedeni bir sağlık problemi olabilir.
İNSÜLİN: Öğünlerde aşırı karbonhidrat tüketimi, aşırı kalori alımı, insülin salgılanmasını artırıyor. Açığa çıkan enerji harcanamıyor ve yağ olarak depolanıyor. Bunu anlamak için aşağıdaki şikayetlerin giderek yoğunlaşması önemli:
Sabah yataktan yorgun kalkma ve  gün boyu devam eden yorgunluk hali

Yazının Devamını Oku

Cilt yaşlanması 35’te başlıyor

13 Mart 2009
Dermatoloji alanında başarılı çalışmalarıyla tanınan Dr. Ahmet Günay’ın adı artık güzellik ve sağlık markalarında da yer alıyor.

Cilt yaşlanması ve kırışıklık üzerine konuştuğumuz Dr. Günay, Akdeniz kadınlarını işaret ederek, ilk yaşlılık belirtilerinin 35’ten itibaren başladığını belirtiyor.

Geç yaşlanmak, gerekirse bunlara doğru müdahaleyi yaptırmak artık hem kadın hem de erkeklerin önemle üzerinde durdukları konulardan biri. Cilt yaşlanması ve kırışıklık nedir? Cilt yaşlanmasının önüne geçilebilir mi? Neler kullanmak gerekir? Tüm bu soruları kendi kliniğinde çalışmalarını sürdüren Dr. Ahmet Günay’a yönelttik. 

Cilt yaşlanması ne zaman başlıyor?

- Bu sadece yaşla ilgili bir durum değil. Cilt yaşının kişinin yaşını sollaması diye tabir ettiğimiz şekilde gelişen olay, cildin yaşlanması diye adlandırılıyor. Bu durum kuzey ülkelerinde yaşayan açık ten rengi olan kişilerde, 16-17 yaşında da başlayabiliyor. Akdeniz ülkelerinde yaşayanlar daha şanslı. Cilt yaşlanması bu ülkelerde 35’in üzerinde başlıyor.

Yazının Devamını Oku

Estetik operasyon için ruh sağlığınız yerinde mi

7 Mart 2009
Artık giderek daha fazla insan estetik operasyonlara ilgi gösteriyor. Bu gelişme bir yandan iyi.

Fiziksel sorunları yüzünden sosyal hayata adapte olamayanlar için köklü bir çözüm. Ama öte yandan hem hasta hem de doktorlar açısından zor kararlar vermek gerektiren bir alan estetik. Çünkü öyle insanlar var ki, bedeniyle asla barışık olamıyor.

Hiç şüphesiz yukarıda anlattıklarımız fiziksel değil tamamen kişinin psikolojik açıdan yaşadığı sorunlarla bağlantılı. Uzmanlar bu tür vakalarda “hasta seçimi”ne gitmek durumunda. Detayları Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Erhan Eryılmaz’dan aldık.
Eryılmaz’a göre estetik cerrahi, tıbbın diğer dallarından oldukça farklı bir hasta muayenesi ve değerlendirmesi olan, ameliyat için kapıyı her çalana rahatlıkla “yaparız” denemeyen, hasta seçimi gerektiren bir alan. Eryılmaz, “Tecrübelerimizde, bize gelen vakaların küçük de olsa bir kısmının reddedilmesi gereken, aslında estetik operasyondan çok psikolojik yardıma ihtiyacı olan vakalar olduğunu görüyoruz ve bunları reddediyoruz. Reddetme sırasında dahi, reddetme nedenlerimizi açıklarken, oldukça zorlu bir iletişim sürecine girmiş oluyoruz. Hatta bazen de şiddetli tepkiler alıyoruz. Bu nedenle estetik cerrahiden alınacak sonucun başarısının sadece cerrahın bilgi ve becerisine bağlı olduğunu söylemek oldukça yanlış. Reddetme sürecinde dahi sorunlar yaşadığımız hastaları, ameliyat ettiğimizde hastanın sonuçtan tatmin olmaması daha ameliyattan önce tahmin edilebilir oluyor. Bu açıdan estetik operasyon için hastayı motive eden etkenlerden başlayarak çok iyi bir hasta analizi gerekiyor ve ruhsal bozuklukların belirtilerine karşı uyanık olmak gerekiyor” diyor.

Cinsel dürtüler çok önemli

Kişinin zihnindeki beden algısıyla gerçekte sahip olduğu beden arasında bir uyumsuzluk doğduğunda “negatif beden imgesi”nden söz ediliyor. Bu imge kişide kaygı oluşturuyor. Stresten kaçmak için stresin kaynağını kaldırmaya yönelik arayışa giriyor. Aslında elde etmeye çalıştığı şey pozitif beden imgesinin getireceği rahatlama. Kişinin bununla ifade etmek istediği şey, soyun devamına hizmet eden cinsel dürtülerle (kendisini güzel bulma ve diğerleri tarafından beğenilme) cinsel açıdan çekici bulunma ve tercih edilme ile açıklanıyor. Bu nedenle pozitif beden imgesi ihtiyacının güdüleyicileri oldukça güçlü.  Kişiyi bu ihtiyacını karşılaması için harekete itiyor.

Operasyona yönelten nedenler

Bilim dünyası yıllardır incelediği insan davranışının iç dinamikleri konusunda hâlâ çalışıyor. Bu dinamikleri gerek çalışma hayatında gerekse yaşamın diğer alanlarında kullanmaya çabalıyor. Bir estetik operasyon da böyle karmaşık bir sürecin sonucu. Bir estetik müdahaleye karar vermenin ilk adımı ‘algı’ ile başlıyor. Genel olarak psikolojide duyusal uyarımların anlamlı deneyimlere çevrilme sürecine ‘algı’ deniyor. Algılama ile başlayan davranış süreci ihtiyaç hissi ile devam ediyor. Kişi algılama yolu ile eksik olarak değerlendirdiği şeylere ihtiyaç duymaya başlıyor. Literatürde dürtü olarak geçen bu ihtiyaç halleri kişinin motivasyon (güdülenme) olarak adlandırdığımız genel bir canlanma haline girmesini sağlıyor ve kişiyi ihtiyacını gidermek için motive ediyor. Güdülenme kişiyi davranışa itiyor ve bu davranış ihtiyacın karşılanmasıyla son buluyor. Aynı şekilde kişileri estetik operasyon taleplerine yönelten faktör kendi bedenleri ile ilgili düşünceleri, bedenlerini görme eğilimleri yani bedenleri ile ilgili algıları.

Kara büyü

Yazının Devamını Oku

Bu yaz kalın kaşlar moda

6 Mart 2009
“Big is Beautiful”... Gerçekten de özellikle yaz sezonunda tasarımcılar “Büyük güzeldir” felsefesini başarıyla uyguluyorlar. Tabii bu sadece kıyafetlerle sınırlı değil. Yüzler özellikle de kaşlar bu yeni trendin yakın takipçisi. Çünkü kaşlar ne kadar gür ise yüz o kadar dikkat çekici hale geliyor. Kalın kaşlar özellikle oval ya da yuvarlak yüz tipine sahip kadınlara yakışıyor.

Eğer yeterince kaşa sahip değilseniz ya da herhangi bir sebepten dolayı kaşlarınız dökülmüşse, kalıcı kaş ekimi son dönemde öne çıkan bir uygulama. Op. Dr. Kemal Aytuğlu’dan detayları aldık...
Kaş ekim işlemi nasıl gerçekleştiriliyor?
- Kaş ekimi, FUE adı verilen bir teknikle gerçekleştiriliyor. Bu yöntem enseden saç köklerinin tek tek alınarak, özel mikro cerrahi yöntemleriyle kaş açıklığı olan yerlere, kaş yönleri doğrultusunda kanal açılarak tek tek yerleştirilmesi işlemi.
Kaş ekimi uygulaması ne kadar sürüyor?
- Uygulama, ortalama bir saat sürüyor. Kişi 24 saat içerisinde banyo yapabiliyor yani rahatlıkla sosyal hayatına geri dönebiliyor.
Kaş bölgesinde bulunan deri tahribatları ya da bazı hastalıkların tedavisi sırasında oluşan kaş kayıpları nedeniyle de aynı uygulama gerçekleştirilebilir mi?
- Kesilme, yaralanma ve yanık gibi travmalar sonucu deride oluşan kaş kayıpları bu işlemle giderilebiliyor. Bunun yanı sıra kemoterapi gibi zorunlu tedaviler sırasında oluşan kaş kayıpları zaman zaman yerine gelmeyebiliyor. Böyle durumlarda da bu yöntem rahatlıkla uygulanabiliyor.
Daha evvel kalıcı makyajla yapılan kaş, ekim uygulamasıyla yenilenebilir mi?
- Kalıcı makyaj, kolay ve ekonomik olması sebebiyle sık tercih edilen bir yöntem. Fakat ne kadar iyi yapılırsa yapılsın yapay durması ve zamanla renk kaybına uğramasından dolayı kötü bir görüntü oluşturabiliyor. Bu gibi durumlarda daha evvel yapılan kalıcı makyajın üzerine kaş ekimi uygulanabiliniyor.
Daha genç ve kendine güvenli bir ifade için kaşlar nasıl olmalı?
- Özellikle orta yaşlı kadınlarda kaşın dış yarısının aşağıya eğimli olması yorgun bir ifade verebiliyor. Ancak hafif kalkık olması daha genç ve kendine güvenen bir görünüm kazandırıyor.
Kaş ekimi işlemi tekrar gerçekleştirilebilir mi?
- İnce ekilmiş bir kaşı kalınlaştırmak için yeniden ekim yaptırılabiliyor. Fakat ilk ekim aşamasında biraz daha kalın tercih edilirse kaşı çekerek istediğiniz şekle sokabilirsiniz. Bu sebeple birazcık kalın olmasına özen gösterilmeli.

Kaş ekimine hangi durumlarda ihtiyaç duyulur

Kaş dökülmesi, çeşitli sebeplerle oluşmuş kaş kayıplarında
Yanlış almaya bağlı olarak zamanla kaşların çok incelmesi veya azalmasında
Rengi güzel görünmeyen kalıcı makyajı kamufle etmek için
Yeni bir kaş şekli oluşturmak istendiğinde
Seyrek kaşları sıklaştırmak amaçlı
Kaş kaldırma amacıyla var olanları alıp yeni bir kaş yapmak için

Kaş ekmeye karar verirken

Kaş ekimi sonucunda istediğiniz görüntüye kavuşacağınızı bilerek ne istediğinizden emin olmalısınız. Çünkü kişinin kararsızlığı hata yapma ihtimalini artırabiliyor. Bunun için,
Kaşınızın dizaynını mümkünse kaş şekillendirme konusunda deneyimli bir güzellik uzmanına yaptırın
Önerilen kaş şeklini sadece çizilen yerde değil evinizde de bakarak karar verin
Sıkça birlikte olduğunuz kişilerin fikrini ve onayını alın
Kaşınızın aynen eskisi gibi olmasını değil, mümkün olduğunca yüzünüze yakışır bir şekilde olmasını isteyin
Kaş sınırlarınızı belirlerken yüzünüzü bir bütün olarak düşünün
Kaş ekimi konusunda tecrübeli uzmandan hizmet alın.

100 yıldır kadınların vazgeçemediği saç modeli
BOB KESİM

Onu ta eski Mısır’dan hatırlıyoruz. Ama popülerliği 20. yüzyılın başlarına dayanıyor. 20’li yıllarda New York’ta günde neredeyse 2000 kadının tercih ettiği bu kesim popülerliğinin zirvesine ulaştı. Ancak kadınların bu radikal değişimi o dönemde erkekleri rahatsız etti. Neredeyse kendi saç kesimleri kadar kısa olan bu model, bir anlamda kadınlar üzerindeki erkek egemenliğine sesssiz bir başkaldırı olarak algılandı.
Ancak günümüzde bob kesim kadınlar arasında en sevilen, en kullanışlı saç modeli trendi olarak biliniyor. Bob model ne kadar uzun kesilirse yüzün görüntüsü de o kadar uzuyor. Kısacık kesimi ise saçların daha dolgun görünmesini sağlıyor. Kakül, düz ya da asimetrik her kadın sevdiği bob stilini uygulayabiliyor.

Sırtüstü yatın, kırışmayın

Uyku sırasında aldığımız pozisyonların cildimizdeki kırışıklıkların artmasında önemli bir rolü olduğunu biliyor muydunuz? Uzmanlar, alın ve yanaklardaki mimik kırışıklıklarına dikkat çekiyor.

Dermatolog Dr.Ayşegül Saltat, uyku sırasında yatış pozisyonunun öneminden bahsediyor: “Yan veya yüzüstü uyuduğumuzda, cildimiz saatlerce katlı bir şekilde kalır. Bunun yıllarca tekrarı ile yüzümüzde atipik, hiçbir mimik çizgisine uymayan çizgiler oluşur.” Bunun da, alında çapraz görüntülerle ortaya çıkarken özellikle dolgun yanaklı kişilerde burundan ağız köşelerine uzanan gülümseme çizgileri ile dudak köşelerindeki somurtma-üzüntü çizgilerinin derinleşmesine yol açtığını belirtiyor. Ve ekliyor, “Ayrıca göz kapaklarımızda daha fazla ödem birikebilir. İyi bir cilt için ideal yatış pozisyonu sırtüstüdür.”

Gece kremlerinin etkisi

Gece bakımında kullandığınız kremleri, mümkünse yatmadan 1-2 saat önce masajla sürün. 
Gece kremleri her zaman daha fazla aktif madde içermektedir. Gündüz kremlerinden daha yoğun ve besleyici olduklarından, özellikle kullanılmalı ve ihmal edilmemelidir.

ÜRÜN MARKET

1- Benzersiz, güçlü, duygusal...
DKNYMEN, New York’un ruhundan ilham alınarak yaratıldı. Bergamot ve mandalinanın birleşimi sizi hızlıca kendine çekerek New York’un enerjisini yansıtıyor. Serin yağmur hissini ise ardıç ve adaçayı veriyor. Beyaz biber ve kakulenin baharatlı notası ise şehrin heyecanlı yönünü anımsatıyor. Lavanta, menekşe ve yasemin parfüme sofistike bir yön katıyor. Alt notalarda ise sandal ağacı, sedir ağacı ve paçulinin, modernliği yeniden tanımlayan orris ve vetiver ile birleşmesi parfümün maskülen yönünü ortaya koyuyor. Fiyatı: 50 ml. 130 TL
2- Gençlik genlerini harekete geçirin
Lancome bilimadamlarının 10 yıllık araştırmalarının sonucu geliştirdiği “Genifique”, cilt bakımını bir adım öteye taşıyor. Gençlik genlerini harekete geçiren, ciltteki gençlik proteinlerinin üretimini hızlandıran ürünün her damlası kadınlara gençlik vaat ediyor.
3- Güneşin özü
Angel’ın sıcak mevsimlere ait yeni kokusu “Angel Sunessance”, lezzetli, çiçeksi ve şehvet uyandırıcı şık notalarıyla cazibe ve günışığını birleştiriyor. Şehvetli aurası ve havadan hafif kokusuyla teni büyüleyen parfümü aldığınızda kristal dudak parlatıcısı “Gloss Glaourescent” de sizin oluyor. Fiyatı: 149 TL
Yazının Devamını Oku

Sizin kokunuz hangisi

28 Şubat 2009
Her kadının kendi ten kokusu kendine özel. İnsanoğlunun da kokuları keşfetme, yaratma, üretme ve ifade etme arzusunun gizemli yolculuğu tam dört bin yıldır devam ediyor.

Bu yolculukta farklı ten kokularının yanı sıra karakter farklılığı da koku seçimlerinde önemli rol oynuyor. Peki, sizin teninize hangi koku uygun?

Kokunun parfüm olarak bir sektöre dönüşmesi, sanayileşmesi ve daha büyük kitlelere hitap etme süreci son 150 yılda ortaya çıktı. Türkiye topraklarında kokuyu 56 yıldır işleyen MG Gülçiçek firmasının Kurumsal İletişim Müdürü Duygu Beşbıçak, bu deneyimlerden yola çıkarak, kadınlara yol gösterecek önemli ipuçları veriyor. Beşbıçak; “Bir parfümün üretilmesi aşamasında, kokunun içeriğindeki bileşenleri bazen toplayıp çarparak, bazen ekleyip çıkararak, bazen bölüp birleştirerek bir insanın ruhunun, karakterinin kokusunu en güzel şekilde ifade etmek mümkün. Bazen masumiyetin kokusunu besteleriz, bazen de şehvetli bir kadını… Her koku aslında başka bir kadını anlatır” diyor.

NEŞELİ, SEMPATİK
Neşeli, sempatik ve sevecen biriyseniz, çiçeksi ve meyvemsi bir koku seçebilirsiniz. Portakal çiçeği neşesine neşe katarken, bergamotun sıcaklığı sizi sempatiyle kucaklayacaktır.

ÇEKİNGEN, İÇE DÖNÜK

Yazının Devamını Oku

Özel günler dışında makyaj yapmıyorum

27 Şubat 2009
Kate Winslet, geçtiğimiz hafta “The Reader”la hayalini kurduğu Oscar ödülünü kucakladı. Hollywood’un en güzel kadınlarından biri olan oyuncu, ünlü kozmetik markası Lancôme’a ait Trésor parfümünün yeni yüzü.

İki çocuk annesi, taze Oscar’lı aktrist için doğallık ön planda. Tüm dünyayı kendine hayran bırakan güzelliğinin en büyük sırlarından biri hayatı dolu dolu yaşamak (buna sınırsız çikolata yiyebilme özgürlüğü de dahil). Ama her kadın gibi ünlü Hollywood yıldızının da kendini güzel hissetmediği günler yok değil: “ İşte, bu günlerde kendimi büyük çerçeveli gözlüklerimin arkasına gizlemeyi seviyorum” diyor.

Çocukları okula bırakırken sınırlı zaman aralığında bile maskarasını ve dudak parlatıcısını sürmeyi ihmal etmiyor: “Sahip olduğum o beş dakika bile güzelliğim için çok önemli. Lancôme’un Definicils High Definition Mascara’sıyla gerçekten de kusursuz bakışlara sahip olmak hiç zor değil.”

İlk filmini henüz 17 yaşında çeviren Winslet için güzelliğin tanımı ise şöyle; “Bana göre güzellik içten gelir. Kusursuz güzellik diye bir şey yoktur. Güzellik kendinden memnun olmak ve kim olduğuna inanmakla ilgilidir.

Farklı göz şekillerine makyaj önerileri

Gözler, yüzün en dikkat çeken bölgesi kuşkusuz. Göz şekline uygun bir göz makyajı ile çok etkileyici bakışlara sahip olabilir, gözlerinizi ön plana çıkartabilirsiniz. Unutmayın, çarpıcı bakışlar doğru yapılan makyajla ortaya çıkar!

Max Factor makyaj uzmanı Nur Toktay, etkili bakışlara sahip olmanın ipuçlarını veriyor. Toktay, göz şekline göre farklı uygulamalar yapılması gerektiğini belirterek, farklı göz şekilleri için farklı uygulamalar tavsiye ediyor.

Yazının Devamını Oku