Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

Korku duvarı yıkıldı

BİRİ “Türkiye bir kırılma noktası yaşıyor” diye heyecanla anlatıyordu.

Haberin Devamı

Genç bir kız bir elinde Türk bayrağı, annesini tutmuş Gezi Parkı’nı gezdiriyordu. “İşte günlerdir buradayız” diyordu bir yandan da. Ailelerini gezdiren başka eylemci çocuklar da vardı.
Bu arada binlerce kişi ellerinde “Boyun Eğme” pankartlarıyla İstiklâl’den Taksim’e doğru yürüyüşe geçmişti. Flama ve bayrakların asılı olduğu Atatürk Heykeli’nin önünde davul zurna eşliğinde halay çekenlere sırt dönmüş bir kalabalık AKM’ye karşı ‘Sinemana Sahip Çık’ diye slogan atıyordu.
AKM ise Deniz Gezmiş posterleri, pankartlar ve bayraklarla film karesinden çıkmışa benziyordu.
Protesto havası değil de barışçıl bir şenlik havası hâkimdi, Taksim büyük bir sinema platformu gibiydi. Ama her şey o kadar sahi, her yerde o kadar duygu ve heyecan vardı ki, Hollywood bile böyle bir sahneyi hayal edemezdi.
Çünkü bir eylemcinin söylediği gibi Türkiye, ‘Korku duvarlarını yıkmıştı.’

****

ŞİMDİ, tüm bunları Gezi Parkı’nın arılarını, ıhlamur ağaçlarını, kuşlarını, en çok da aktivistlerini merak eden, ama ilke olarak gitmeyi reddeden ya da gitmeye cesaret edemeyenler için anlatıyorum.
Gezi Parkı ve Taksim Meydanı’nda eylem yapanlar homojen bir grup değil. Gezi Parkı’nda daha çok liseli, üniversiteli eylemcilerin desteğiyle güçlenen sivil toplum kuruluşları hâkim. Meydanda ise daha siyasi gruplar bulunuyor. Bir de durumdan vazife çıkarmak isteyenler var tabi. Ama şimdilik ortak bir hedefe ulaşmak üzere birlikte eylem sürdürüyorlar. Öncelikli istekler belli. Gezi Parkı’ndaki ağaçlar sökülmesin, meydanın ortasına devasa bir kışla yapılmasın.
Göstermelik, taklit bir eylem katiyen değil. En az Gezi Parkı’nın çınarları kadar, bölgeye kök salmış demokratik bir hareket bu. Bu eylem dalgasını, birkaç TOMA, tazyikli su ve göz yaşartıcı bomba ile sona erdirebileceğini düşünmek ve planlamak en büyük hata olur.

****

TAKSİM Platformu, geçtiğimiz günlerde eylemin sona ermesi için taleplerini sıraladı. Dünya, Türkiye liderlerinin ağızlarından çıkacak sözlere kenetlenmiş durumda.
Yabancı ajanslar, “Bugün Erdoğan Türkiye’ye geri dönüyor”, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı açıklama yapmaya başladı” gibi normalde es geçtiği yerel haberleri bile uluslar arası abonelerine rutin olarak geçmeye başladı.
Şimdi dünya merak ediyor. Türkiye, demokratik bir eylemi, diyalog ve müzakere çerçevesinde bitirebilecek demokratik bir olgunluğa erişti mi? Yoksa göstericilere kanlı bir müdahaleyle mi karşılık verecek?

****

GEZİ Parkı eylemleriyle Türkiye alışık olmadığı yeni bir döneme girdi. Ve ilk büyük sınavıyla karşı karşıya şimdi.
Taksim’e AVM ya da rezidans yapılmayacağının ilan edilmesi olumlu bir gelişmedir.
Öte yandan ‘Başbakan’ın yapılmasını arzu ettiği’ Topçu Kışlası ülkeyi germeye devam ediyor. Eylemciler ve Türkiye’nin önemli bir kesimi Gezi Parkı’nın ağaçlarının sökülüp Taksim Meydanı’na sıfırdan inşa edilmiş kışla görünümlü bir şehir müzesi istemiyor. Gezi Parkı, yemyeşil bir alana dönüştürülüp şehir müzesi pekâlâ başka bir yerde de açılabilir.
Ancak görünen o ki, geçmişin ideolojik hesaplaşmalarından kurtulamayan bir hükümetin şimdiye ve geleceğe odaklanması zor. Bir yandan korku duvarları yıkılırken keşke Başbakan’a yakın birileri de kendi duvarlarını yıkıp bunu ona söyleme cesaretini gösterebilse. İşte o zaman daha demokratik bir Türkiye’ye uyanırız.

Yazarın Tüm Yazıları