Teğmenlerin Anıtkabir pozu üzerine
Teğmenler, siyaseti ikiye böldü:
- İKTİDAR: “Yapılan disiplinsizliktir, tek mesele budur” dedi, diyor.
*
- MUHALEFET: “Mesele sadece Mustafa Kemal’in askeri olmalarıdır” dedi, diyor.
*
Peki teğmenler hangi taraftalar?
İktidar tarafında mı? Muhalefet tarafında mı?
*
Aslında teğmenlerin ta en başından beri yapmaları gereken şey şuydu:
İktidara da... Muhalefete de...
“Bizim üzerimizden siyaset yapmayın. Bizi siyasetlerinize alet etmeyin. Biz askeriz, emir komuta bizim şiarımız. Bizim siyasetle bir ilgimiz yok. Biz siyasi tartışmanın tarafı olamayız” demeliydiler.
*
Fakat ne yazık ki teğmenler, böyle bir yerde durmadılar.
Avukatları aracılığıyla yaptıkları açıklamalarla daha çok muhalefetin dalga boyundaymış izlenimi verdiler.
Savunmalarını “Mustafa Kemal’in askeri olduğumuz için yargılanıyoruz” açısı üzerine kurdular.
*
En son Anıtkabir’e gittiler.
Anıtkabir’e gitmelerinde tabii ki sorun yok. Her Türk teğmeni, tabii ki Anıtkabir’e gidecektir. Gitmeleri değil, gitmemeleri yadırganır.
*
Ancak bizim teğmenler, Anıtkabir pozuyla bir mesaj vermek istediler.
O mesaj...
“Atam! Disiplinsizlik yaptık. Başımıza bunlar geldi” mesajı değil tabii ki. “Atam! Senin askerin olduğumuz için başımıza bunlar geldi” mesajı.
*
Teğmenlerin bu yaklaşımında...
Komutanlardan yedi kere izin isteme konusu yok. / Komutanların yedi kere izin vermeme konusu yok. / Komutanların yedi kere izin vermemesine rağmen kılıçları çekip yemin etme yok. / Siyasette taraf haline getirilmelerinden herhangi bir yakınma yok. / Muhalefetin siyasetine malzeme olmaktan en küçük bir rahatsızlık yok.
*
Aksine muhalefetin kendilerini kahramanlaştırmasından, bayraklaştırmasından, destanlaştırılmasından gayet mutlu gibiler.
*
Ben hep teğmenlerin iktidara karşı kılıç çekmediklerini, mezuniyet heyecanına kapılmış olabileceklerini, siyasetin tarafı olarak değerlendirilmemeleri gerektiğini, ihracın çok ağır bir ceza olacağını söylemiştim.
*
Teğmenler ise en başından en sonuna kadar olaya benim gibi yaklaşanları yalanlamakla meşgul oldular maalesef.
CHP’DE İKİ İKİLİ KARŞI KARŞIYA
Bir tarafta...
Ekrem İmamoğlu / Özgür Özel ikilisi.
*
Bir tarafta...
Mansur Yavaş / Kemal Kılıçdaroğlu ikilisi.
*
İmamoğlu / Özel ikilisi...
“Cumhurbaşkanı adayını ön seçimle bir an önce belirleyelim” diyor.
*
Yavaş / Kılıçdaroğlu ikilisi...
“Adayı ön seçimle belirlemek yanlış olur. Henüz çok erken” diyor.
*
Bu tartışmadan bakalım hangi ikili galip çıkacak?
İYİ Kİ VARSIN SAYIN BAŞSAVCILIK
Vahşice katledilen Pınar Gültekin’in katili için Yargıtay şöyle demişti:
*
“Canavarca hisle öldürmedi. Haksız tahrik vardı.”
*
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, işte bu karara itiraz etti.
Bu ne güzel itirazdır böyle!
*
Türkiye kamuoyunun “Canavarca his bu değilse nedir?” sorusunu, kendi diliyle soran Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na helal olsun. İyi ki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı var.
KAR YAĞACAK DİYORLAR AMA
- Bu kaçıncı? Ben pek inanmıyorum.
- Avrupa’nın en kar yağan yerlerine bile kar yağmıyor. Nasıl inanayım?
- İstanbul, bir ısı adası olmuş. Erimeden nasıl gelecek kar?
- Balkanlardan gelmezse hiç boşuna bekleme.
- 15 santim olur diyorlar. İki santime bile razıyım.
- Yağmaz, yağmaz. Ama kışlıklar kesin devreye girecek gibi.
İZLENMEDEN ÖNCE ÖLÜNMESİ GEREKEN FİLMLER
- IMDB’de 5’in altında kalan tüm filmler.
- Eski aksiyon starlarının nafile debelendikleri yeni filmleri.
- Kadınlar ve erkekler üzerine ahkâm kesen romantik komedi filmleri.
- “Katil kim” temasından komedi çıkarmaya çalışan yeni nesil cinayet filmleri.
- En iyi seri katil filmlerinin sekizinci sınıf taklidi seri katil filmleri.
- İnsanın anlam arayışı üzerine takvim yaprağı arkası felsefesi yapan filmler.
NE KADAR DA ALIŞTI AHMET ŞARA
- Sanki yıllardır kravat takmış gibi alıştı kravat takmaya.
- Sanki yıllardır diplomasi yapmış gibi alıştı diplomasi yapmaya.
- Sanki yıllardır Batılılarla temas kurmuş gibi alıştı Batılılarla temas kurmaya.
- Sanki yıllardır ülke yönetmiş gibi alıştı ülke yönetmeye.
- Sanki yıllardır hiç Colani olmamış gibi alıştı Ahmet Şara olmaya.
- Sanki yıllardır hep böyleymiş gibi alıştı yeni duruma.
