Mümin olarak bir Ömer aranıyordu (1)

ÖMER bin Hattab, Mekke’nin en çekinilen şahıslarından biriydi.

Haberin Devamı

Güçlüydü, öfkeliydi. Zamanının çoğunu Ebu Cehil gibi İslam düşmanlarının yanında geçirirdi. Peygamber Aleyhisselam ve İslamiyet hakkında işittikleri yüzünden kalbinde bir nefret ve kin oluşmuştu. Öyle ki Müslümanlara karşı, insanların en katı davrananıydı.

Bir gün sırf Peygamber Aleyhisselam’a sataşmak ve eziyet vermek gayesiyle evden çıktı. Allah’ın Resulü, Mescid-i Haram’a gidiyordu. Hz. Ömer peşinden gittiyse de, Resulullah ondan önce Kábe’ye vardı. Hz. Ömer ise arkasında bir yerde öyle bekledi. Peygamber Aleyhisselam, Hákka Suresi’ni okumaya başladı. Hz. Ömer duyduğu bu kelimelerin düzgünlüğüne hayran oldu. Kendi kendine, "Bu vallahi, Kureyşlilerin dediği gibi bir şair galiba" dedi. O aklından bunları geçirirken Peygamber Aleyhisselam, surenin şu ayetlerini okuyordu:

"Yemin ederim gördüklerinize ve görmediklerinize. O çok şerefli bir elçinin getirdiği bir sözdür. O, şair sözü değildir. Fakat pek az inanıyorsunuz." (Hákka, 38-41)

Bu ayetleri işiten Hz. Ömer bu sefer kendi kendine:

"Galiba bu bir káhindir, içimden geçenleri anladı" dedi. O bunları düşünürken Peygamber Aleyhisselam Hákka Süresi’ni okumaya devam etti: "Káhin sözü de değildir. Fakat pek az düşünüyorsunuz. O álemlerin Rabbi katından indirilmiştir. Eğer o elçi, bizim adımıza birtakım sözler uydursaydı, O’nu kıskıvrak yakalar, sonra da can damarını keserdik. Hepiniz de bunu önleyemezdi. O, takva sahipleri için bir öğüttür. İçinizde O’nu yalanlayanların olduğunu biliyoruz. Káfirler için o pişmanlıktır. O, kesin ve kuşkusuz gerçeğin ta kendisidir. Sen ulu Rabbinin adını kusurdan ve ortaktan tenzih et." (Hákka, 42-52)

Peygamber Aleyhisselam, Hákka Suresi’ni okuyup bitirdiğinde Hz. Ömer’in kalbinde İslám’ın ilk ışıkları parıldamaya başlamıştı. Şaşırıyordu, donakalıyordu.

Yine başka bir gün, Hz. Ömer, bir içki meclisine doğru gitmekteydi. Ancak vardığında orada kimseyi bulamadı. Mekke’de içki satan bir adam vardı, onun yanına gideyim, belki onda biraz içki bulurum diye düşünerek o adama gitti; fakat onu da yerinde bulamadı.

Kendi kendine, "Öyleyse Kábe’ye gidip onu tavaf edeyim" dedi. Kábe’ye vardığında, Peygamber Aleyhisselam’ı namaz kılarken gördü. Gece vaktiydi, "Ne olursa olsun, bu gece Muhammed’in söylediklerini işitmek için durup O’nu dinleyeceğim" dedi.

Ancak yanına giderse, Peygamber Aleyhisselam’ı rahatsız edeceğini düşünerek, Kábe örtüsünün altında, Peygamber Aleyhisselam’ın tam karşısına kadar ilerledi. Artık aralarında sadece bir örtü kalmıştı. Burada Kuran’ı dinledi. Dinledikleri onu etkiliyordu.

(Devamı yarın)

GÜNÜN AYETİ
Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının, özünde ve sözünde doğruluktan ayrılmayanlarla beraber olun! (Tevbe, 9/119)

GÜNÜN HADİSİ
Enes bin Malik’ten (RA) rivayet edilmiştir.

Bir zat, "Ya Resulullah, deveyi bağlayıp da mı tevekkül edeyim, yoksa salıverip de mi tevekkül edeyim?" diye sordu.

Peygamberimiz (SAV), "Bağla da öyle tevekkül et!" buyurdu.(Tirmizi, S.Kıyame 60)

Haberin Devamı

GÜNÜN DUASI
İsmi Azam duası:

Allah’tan başka ilah yoktur. Ancak, güç ve kudret olan O’dur. O’ndan başka ilah yoktur. Ancak bütün kullarının hallerine vakıf olan ve kusurlarını örtbas edendir. Allah’tan başka ilah yoktur. Gece ile gündüzü halk eden O’dur. Allah’tan başka ilah yoktur. Tektir, ortağı yoktur, tektir ve birdir. Biz O’na hamdü sena ederiz. Allah’tan başka ilah yoktur. Ancak O vardır; tektir ve ortağı yoktur. Tek bir ilahtır. Bizler O’na şükrederiz. Allah’tan başka ilah yoktur. Allah tektir, ortağı yoktur, Muhammed O’nun Resulü’dür. Diri ve hep var olan O’dur.

Allah’ın rahmeti yaratılmışların en hayırlısı olan Muhammed’in Al ve Ashabının ve hepsinin üzerine olsun. Şahadet ederim ki hem Rabbimiz hem de yaratıcımızsın.

Allahım, bana mağfiret eyle, ey Allah, ey Allah, ey Allah. Rahmetinle beni yarlıga. Zira, sen merhamet edenlerin en merhametlisisin.

Yazarın Tüm Yazıları