Paylaş
Adamın yüz hatlarından, tavırlarından çocuğa gönül koyduğu bellidir. Nitekim konuşmaya başlayınca evladını şikáyet eder. Der ki, ey müminlerin emiri ben şu oğlumdan şikáyetçiyim. İsyankár olan, bizi dinlemeyen bir çocuğumuz var. Bir türlü yola gelmiyor, bana bir yol gösterir misin?
Hz. Ömer, delikanlıya döner ve bu hál nedir genç, bana anlatır mısın? Bilmez misin ki baba ve anneye isyan etmek en büyük günahlardandır. Babanın hakkını bilmez misin? Genç delikanlı son derece sakin bir şekilde şöyle der. Ben bütün bunları biliyorum. Ama beni de dinleyiniz. Çocukların baba ve anne üzerinde hiç mi hakkı yok? Hz. Ömer bu itiraz üzerine, tabii ki çocuğun da hakkı var. Baba, oğluna hayırlı olacak bir eş arayışına girmeli, çocuğuna iyi bir isim vermeli, Allah’ın kitabını öğretmelidir. Hz. Ömer’i dinleyen genç şöyle der: Ey Müslümanların Lideri! Babam bunların hiçbirini yapmadı. Annemi köle pazarından satın aldı. Ben hiçbir haysiyeti olmayan bir anneden doğdum, bir şey öğrenemedim, bana iyi bir isim koymadı, benim adım "Cual" bildiğiniz gibi cual, yerdeki küçük böceklere verilen isimdir. Bana Kur’an’dan da tek ayet öğretmedi. Benden ne bekler!
Hz. Ömer babaya döner. Duyuyor musun çocuğun dediklerini, bence o sana değil sen ona isyan etmişsin. Hakkını yemişsin. Haydi kalk ve git... Düşünmeye değer değil mi?
GÜNÜN AYETİ |
GÜNÜN HADİSİ |
GÜNÜN DUASI |
Paylaş