Nedim Şener

FETÖ’yü devlete yerleştirme planı

30 Mayıs 2022
OHAL komisyonuna yapılan 124 bin başvurudan, 107 bini “terör örgütü üyeliği ve ilişki” nedeniyle reddedilmişken, 57 bini hükümlü 100 bini yargıda olan KHK’lılarla ilgili olarak CHP ve Deva Partililerin açıklamalarını görünce; “FETÖ’yü devlete yerleştirme planı yapıyorlar” diye düşünüyorum.

Başını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Deva Partisi Genel Başkanı Babacan çekiyor, arkalarında da altı masanın görünen üyeleri SP, İP, DP, GP ve görünmeyen üyesi PKK’nın sesi HDP var.

Mağduriyet algısı yaratan FETÖ’cülerin yanında oldukları kadar FETÖ ile mücadele eden milletin yanında durmadılar.

Bu partilerin liderlerinden, FETÖ ya da PKK ile mücadele konusunda herhangi bir açıklama ya da kamuoyuna açıklanmış bir plan duyan, hatırlayan var mı?

Ya da, “AKP, FETÖ ile iyi mücadele edemiyor, biz iktidar olduğumuzda devlette tek bir FETÖ’cü kalmayacak” dediklerini duyan oldu mu?

Bunun yerine bol bol, “KHK’lıları iade edeceğiz”, deyip FETÖ’nün 13-14 yaşında kod adı verip çalıntı sorularla askeri okullara soktukları örgüt elemanları için “Askeri öğrenciler masumdur” kampanyaları yaparak, FETÖ’cülerin algı operasyonlarının sözcülüğünü yapıyorlar.

SAHADAKİ EKİPLERİ

Dediğim gibi bu konuda Kılıçdaroğlu ve Babacan başı çekiyor. Kılıçdaroğlu’na bağlı KHK’lı danışmanı FETÖ’nün Taraf isimli gazetesinin yazarlarından Yüksel Taşkın ile milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Cihangir İslam, Babacan’a bağlı olarak da FETÖ’cülerin algı operasyonlarının parçası Mustafa Yeneroğlu ile HDP’de FETÖ ve PKK destekçisi Ömer Faruk Gergerlioğlu sahada görev yapıyor.

Yaptıkları siyasi kurnazlık; hepsi de KHK’lılar ve ailelerinin oylarının peşinde. O yüzden yapamayacakları sözler veriyorlar.

Yazının Devamını Oku

Türkiye, Suriye’de kendi göbeğini kendi kesecek

27 Mayıs 2022
Türkiye, başta ABD olmak üzere NATO üyelerinin çoğunun ikiyüzlülüğüne rağmen terörle mücadelede, meşru, hukuki ve ahlaki duruşunu bozmuyor. Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliği gündeme geldiğinde aynı tutarlı tavrını korudu. Diğer NATO ülkelerinin de terör örgütü PKK ve FETÖ’ye destek vermemesi konusunda uyarılarda bulundu.

DÖRT OPERASYON

Ama “müttefik” gibi görünen ABD, Almanya başta, NATO ülkeleri gerçekte terör örgütleri ile ittifak halindeler.

Türkiye, 2016’dan bu yana 900 kilometreyi aşan Suriye sınırı boyunca uzanan, 30 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge oluşturmaya çalışıyor. 24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı, 20 Ocak 2018’de Zeytin Dalı, 9 Ekim 2019’da Barış Pınarı, 27 Şubat 2020’de de Bahar Kalkanı Harekâtı yapıldı.

MUTABAKATLAR ÇÖP OLDU

Türkiye’nin güvenliğe aldığı bölgeler dışında kalan sınır hattındaki 30 kilometre derinliğindeki alanlarda PKK/YPG’nin temizleneceğine dair Amerika Birleşik Devletleri ile 17 Ekim 2019’da, Rusya ile 22 Ekim 2019’da mutabakat imzalandı.

ABD-RUSYA-PKK

Amerikan tarafı PKK/YPG’nin sınırdan 32 kilometre güneye çekileceği sözünü vermişti. Ancak, Amerika ile Rusya bir gecede anlaştı; ABD, çıktığı yerlere Rus güçlerinin girmesini sağladı. Rusya, Ekim 2019’da Türkiye ile vardığı mutabakatla, terör örgütünü Tel Rıfat’tan ve Münbiç’ten çıkarmayı taahhüt etmişti. Ayrıca, M4 yolu üzerinde ve Barış Pınarı Harekât sahası dışında kalan alanda teröristlerin sınırdan 30 kilometre dışarı çıkartılacağı teminatını vermişti.

Yazının Devamını Oku

Palme’nin katili PKK’ya âşık İsveç’in Stockholm Sendromu (2)

25 Mayıs 2022
1984 yılında PKK’yı Avrupa’da terör örgütü olarak tanıyan ilk siyasetçi olan İsveç Başbakanı Olof Palme, 29 Şubat 1986 günü Stockholm’de suikasta kurban gitti. Palme, şiddete karşı bir siyasetçiydi.

PKK elebaşı Öcalan, örgütün merkezini Suriye’den İsveç’e taşımayı, dünyaya sesini buradan duyurmayı amaçlıyordu. Ancak İsveç, Öcalan’ın oturma izni ve vize talebini geri çevirirken, fikir ayrılığına düşen eşi Kesire Öcalan’a İsveç’te yaşaması için gerekli izinleri vermişti. Bu duruma kızan Abdullah Öcalan, birçok konuşmasında ve örgütsel yayınlarda tepki gösteriyordu.

1985’TE SUİKAST GİRİŞİMİ

İsveç gizli polisi SAPO, 1984 Eylül ayındaki bir raporunda, PKK’nın Başbakan Palme’nin kararına karşı misilleme yapabileceğine dair istihbarata da ulaşmıştı. Terör örgütü tarafından alınan kararlar doğrultusunda ERNK üyesi beş PKK terör örgütü mensubu, 1985 yılı ağustos ayında İsveç’te Olof Palme’ye suikast teşebbüsünde bulundukları ve yakalandıkları şeklindeki haberler ulusal basında yer aldı. 28 Şubat 1986’da ise Palme, Stockholm’de sokak ortasında vuruldu.

İSVEÇ PKK’YI KORUYOR

Aradan tam 36 yıl geçti ve aydınlatılamayan cinayette birçok gelişme PKK’yı işaret etmesine rağmen bugün İsveç Devleti PKK terör örgütünün faaliyetlerine göz yumuyor, dahası Suriye kolu PYD/YPG’ye siyasi ve maddi destek veriyor. Anlayacağınız, Başbakan Palme’nın katili PKK’ya hayran İsveç Devleti tıbbi tanımı ile “Stockholm Sendromu” yaşıyor.

SUİKAST KARARINI ŞAM’DA ÖCALAN VERDİ

İSVEÇ

Yazının Devamını Oku

Stockholm Sendromu (1)

23 Mayıs 2022
23 Ağustos 1973 günü İsveç’in başkenti Stockholm’de soyguncular bir bankayı soymak için basarlar. Bankada dört banka görevlisini altı gün boyunca rehin tutarlar. Soygun girişimi bittiğinde rehineler soygunculardan şikâyetçi olmadığı gibi onları savunmaya geçerler.

Bu olay, literatüre “Stockholm Sendromu” olarak girer.

Stockholm Sendromu, rehinenin kendisini rehin alan kişiyle olası diyalog sürecinde oluşan, duygusal anlamda empati ve sempati oluşması olarak özetlenebilecek psikolojik durumdur.

AVRUPA’DA PKK’YA TERÖRİST DİYEN İLK LİDER

Yazıma bu bilgileri vererek başlamamın nedeni İsveç Dışişleri Bakanı Ann Linde’nin Twitter hesabından yayınladığı şu mesaj oldu: “İsveç ve PKK hakkında geniş çapta yayılan dezenformasyon nedeniyle, PKK’yı terör örgütü listesine Türkiye’den sonra ilk ekleyenin 1984’te Olof Palme hükümetinin olduğunu hatırlatmak isteriz. Aynı adımı AB 2002’de attı. Bu tutum değişmedi.”

Bugün yine İsveç’te yaşanan bir Stockholm Sendromu vakasıyla karşı karşıyayız. 1984 yılında İsveç güvenlik birimleri, PKK’yı terör örgütü olarak ilan eden İsveç Başbakanı Olof Palme’nin “misilleme ile karşılaşabileceği” uyarısında bulunmuştu.

Nitekim Palme, 28 Şubat 1986 günü eşi Lisbet Palme ile sinemadan çıktıkları esnada arkadan gelen kişi ya da kişiler tarafından 357 MAGNUM tabanca ile ateş edilerek öldürüldü.

İSVEÇ, PALME’NİN KATİLİ PKK’YA YARDIM EDİYOR

Yazının Devamını Oku

FETÖ’cülerin ‘mağduriyet’ projesi

20 Mayıs 2022
FETÖ elebaşı Gülen’in, “Devletin kılcal damarlarına sızacaksınız” talimatıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde, adliyede, mülkiyede, emniyette, eğitimde örgütlenen FETÖ mensupları, kumpas, soru çalma, cinayet ve 15 Temmuz darbe girişimi gibi ihanet sürecinden sonra şimdi de “mağduriyet” algısı yaratma peşinde.

Bunun için haklarında soruşturma yürütülen örgüt üyesi “askeri öğrencileri”ni gündeme taşımaya çalışıyor.

PKK’nın siyasi kolu HDP’li Ömer Faruk Gergerlioğlu gibi DEVA Partisi’nden Mustafa Yeneroğlu FETÖ’cülerin algı çalışmasına hizmet ediyor. TBMM’de siyasi destek bulan FETÖ’cülerin, 10 Mayıs günü 7 yıl 15 ay hapis cezası alan ve aynı gün Almanya’ya kaçmaya çalışırken yakalanan Mustafa Enis Durak üzerinden bunu nasıl projelendirdiklerine dair son örneği bir hafta önce yaşadık.

Projenin adımlarını tek tek yazacağım:

1) FETÖ’CÜ ASKERİ ÖĞRENCİ CEZA ALDIĞI GÜN KAÇIYORDU

2014 yılında FETÖ’nün TSK mahrem imamlarıyla 5 kez görüşen, Osman Kürşat Nabit isimli itirafçının, “Göksu ilçesinde bulunan örgüt evine gittiğini ve aynı sohbet grubunda yer aldığını” söylediği Enis Durak, İzmir 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 10 Mayıs 2022 günkü son duruşmada “FETÖ üyeliğinden” 7 yıl 15 ay hapis cezasına çarptırıldı. Karar duruşmasına katılmayan Durak, aynı akşam Adnan Menderes Havaalanı’nda “Ahmet Yılmaz” adına düzenlenmiş Belçika devletine ait sahte kimlikle yakalandı. Durak, 11 Mayıs 2022 günü “Resmi evrakta sahtecilik” suçu ve 20. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği “FETÖ üyeliği” cezası nedeniyle tutuklandı.

2) FETÖ’CÜ HESAPLAR DEVREYE GİRDİ

Yazının Devamını Oku

Türkiye’ye düşen küresel rol

18 Mayıs 2022
Rusya-Ukrayna savaşının başlangıcından bu yana özellikle Batı medyasında en çok bahsedilen konuların başında, “Üçüncü Dünya Savaşı” olasılığı geliyor. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği için başvuru yapma kararı bu olasılığı daha da arttırdı.

Rusya’nın, Ukrayna’nın NATO üyesi olma kararına karşı tutumu ortada. Sonuç, savaş ile yıkılmış bir ülke ve milyonlarca insanın yurtlarından ayrılması, binlerce insanın ölümü.

ABD’NİN HEGEMONYA PLANI

Tüm bunların arkasında ise Amerika Birleşik Devletleri’nin, küresel hegemonyasını genişletme amacı var. İngiltere ise en büyük işbirlikçisi.
Almanya başta, bazı bazı Avrupa Birliği ülkelerinin zorla da olsa desteğini aldılar. NATO’nun etki alanını genişletip Rusya’yı çatışmanın içine çekerek zayıflatmayı amaçlıyorlar. İşte bunun için Ukrayna’dan sonra Finlandiya ve İsveç kartını öne sürdüler; bugüne kadar uluslararası alanda tarafsızlığı ile bilinen iki ülkenin NATO’ya üye olmasını istiyorlar.

ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI YORUMLARI

Bunun Rusya açısından anlamı açık; İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyesi olmasının askeri sonuçlar doğuracağını söylüyor. İşte tüm bu gelişmeler, uzmanları “Üçüncü Dünya Savaşı” yorumlarına itiyor. Peki bu tehlikeli gidişe hangi ülke “Dur” diyebilir. Elbette Türkiye.

Türkiye iki ülkenin NATO üyeliğine “Hayır” deyip veto ederse başta İsveç ve Finlandiya olmak üzere tüm dünya için önemli bir adım atmış olur.

İki ülkenin NATO üyeliğinin engellenmesi, Rusya’yı da kışkırtarak büyük bir çatışma peşinde olan Amerika’nın oyununun da bozulması anlamına gelecektir.

Yazının Devamını Oku

Çamurdan ’kahraman’ olmaz

16 Mayıs 2022
Çamurdan  “kahraman” olmaz, olursa da “çamurdan kahraman” olur.

Takip eden okurlar kimden bahsettiğimi hatırlayacaktır; Canan Kaftancıoğlu’nun, 17 Ocak 2018 günü CHP İstanbul İl Başkanı olur olmaz yaptığı ilk işlerden birisi, avukatına talimat vererek hakkımda Büyükçekmece Savcılığı’na suç duyurusunda bulunmak oldu.

ALTI SUÇTAN CEZA İSTEDİ

9 Şubat 2018 tarihli dilekçede, benim Twitter hesabımın kapatılmasını isterken, hakkımda “hakaret”, “iftira”, “kişilik haklarına saldırı”, “tehdit”, “bilişim teknolojileri vasıtasıyla herkesin gözünde küçük düşürme” ve “kişilerin huzurunu bozmak” olmak üzere toplam altı suçtan dava açılmasını istedi.

Twitter hesabımın kapatılmasının yanında yıllarca hapis talep edilen altı suçlamaya konu olan tweet’imde ne yazmıştım anlatayım...

Kaftancıoğlu, CHP İstanbul İl Başkanı olmadan önce Twitter üzerinden durup dururken bana saldırmıştı. Amacı belliydi. Siyasi hırsı yaptırıyordu bunu ona. Paçalarıma yapışan çamur gibi olmuştu. Daha ileri gitmesin diye çareyi onu Twitter’da engellemekte buldum.

16 Ocak 2018 günü, yani henüz CHP İl Başkanı seçilmeden hemen önce Twitter’da bir kullanıcı “Nedim Şener’i tebrik ediyorum, senin nasıl bir pislik olduğunu çok önceden tespit etmiş ve engellemiş” deyince, o kişiye, “Çamurdur, bulaşmasın diye... cevabını verdim.

Ama CHP İstanbul İl Başkanı olur olmaz bulaştı ve

Yazının Devamını Oku

Demet Akalın’a FETÖ ‘sarması’...

13 Mayıs 2022
Fetullahçı Terör Örgütü elebaşı Gülen önce kutsal dinimiz İslam’ı kullandı. Sonra, şeytanın insan şeklinde vücut bulmuş hali olan Fetullah Gülen’e ruhunu satan her bir örgüt üyesi “Müslüman” taklidi yaparak “Cemaat” adıyla örgütlendi.

Ortada “Cemaat” değil, kumpas, yalan, iftira ve ihanete dayalı bir istihbarat örgütü vardı.

Oysa insanlar yıllarca onları “Gülen Cemaati” olarak bildi. Gerçekte ise her birine “kod adı” verilmesine rağmen, toplum arasında “abi” ya da “abla” diye kendilerini tanıtan FETÖ mensuplarından oluşan bir örgüttü.

DİNİ VE TOPLUMSAL DEĞERLERİ KULLANDILAR

Sadece dini değil toplumun en değer verdiği “abilik”, “ablalık” kavramlarını hain amaçlarını perdelemek için kullandılar.

Örgüt hiyerarşisinde yer alan yöneticiler için herkesin saygı duyduğu “Öğretmen” gibi bir ifadeyi kullandılar. “Öğretmen” adı verilen yöneticinin altındaki örgüt üyesi ise “Öğrenci” diye anıldı.



Yazının Devamını Oku