10 Haziran tarihinde konuyu “FETÖ yargılamaları için ‘Engizisyon’ benzetmeli kamikaze mütalaa” başlığıyla aktarmıştım.
Konuyla ilgili önemli tespitler ve gelişmeler oldu. Önce konuyu hatırlatayım;
12 Ocak 2022 günü gözaltına alınıp tutuklanan FETÖ üyesi Ahmet Yenisarı hakkında 31 Ocak 2022 tarihinde “FETÖ Silahlı Terör Örgütü’ne üye olmak” suçundan iddianame düzenlendi.
Yenisarı, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek 5 Nisan 2022 tarihindeki duruşmayı beklerken avukatı bir üst mahkeme olan İzmir 3. Ağır Ceza Mahkemesi’ne tahliye talebinde bulundu. İşte bu aşamada Ağır Ceza Mahkeme Savcısı İ.L., 14 Mart 2022 tarihinde tahliye edilmesi yönünde Kuran’ı Kerim’deki bazı ayetleri de alet ederek özetle şu skandal mütalaayı yazdı:
MÜTALAADA ENGİZİSYON BENZETMESİ
“Ceza sorumluluğunun şahsiliği beşeri ve evrensel en temel ilkesi olduğu gibi uygulanmadığı yerlerde; kanun vardır ancak hukuk yoktur. Engizisyon mahkemeleri güya kanunla işliyordu. Fakat devlete isyan eden veya muhalif grubun sadece isyan edenleri değil tüm taraftarları, akrabaları, çoluk ve çocuklarını hatta mezardan ölüleri çıkartıp cezalandırdığı için tarihe vahşet ve ilkellik olarak geçmiştir.
Bu, faraza GSY Kulüp Yönetimi İstanbul’da bir örgüt kurup isyana kalkıştı diye, İzmir’de maçlara gitmiş veya kombine bilet almış kişileri kadın, çoluk çocuk demeden örgüt üyesi diye sorumlu tutmaya benzer.”
KARDEŞİNDEN GARİP SAVUNMA
İmralı’da ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını çeken teröristbaşı Öcalan’ın avukatları ile görüştürülmediğini ileri sürerek terör örgütünün siyası kolu HDP’lilere de eylem yapma talimatları verildi.
PKK/KCK terör örgütü sözde üst yönetimi tarafından örgütün siyasi kolu HDP’ye iletilen talimatlar sonucunda, 12 Haziran günü Bursa’nın Gemlik ilçesinde Öcalan’ın ceza infaz koşullarını protesto etmek amacıyla düzenlenmesi planlanan etkinlik kapsamında, 300 kişilik bir grup İstanbul Kadıköy’de basın açıklaması yapmak istedi.
Saliha Aydeniz
Basın açıklamasına izin verilmezken 70 kişi gözaltına alındı.
Polisin müdahalesi sırasında 27. dönem HDP Diyarbakır Milletvekili ve DBP Eş Genel Başkanı Saliha Aydeniz isimli PKK destekçisi milletvekilinin, görevli polise yumruk attığına dair görüntüler basında yer aldı.
PKK’NIN YEDEK PARTİSİNE GEÇTİ
Cumhurbaşkanı
Darbe girişiminden sonra yargıda 4 bine yakın hâkim ve savcı ihraç edilmesine rağmen 2016’dan bu yana hâlâ varlığını koruyan kripto hâkim ve savcıların verdikleri kararlar gündemden düşmüyor. Şimdi bunlara bir yenisi daha eklendi. Olay İzmir Adliyesi’nde gerçekleşti.
BYLOCKÇU FETÖ ÜYESİ
İzmir Başsavcılığı’nda terör suçlarına bakan 2. Ağır Ceza Mahkemesi savcısı İ.L.’nin tutuklu olan örgüt yöneticilerinden birinin tahliyesi için verdiği 14 Mart 2022 tarihli mütalaada yalnızca FETÖ üyesinin tahliyesini istemekle kalmıyor âdeta örgütün tüm suçlarını aklıyor.
Önce, savcı İ.L.’nin, hakkında skandal tahliye mütalaası yazdığı FETÖ üyesi Ahmet Yenisarı’nın kim olduğunu anlatayım...
12 Ocak 2022 günü gözaltına alınıp tutuklanan FETÖ üyesi Ahmet Yenisarı hakkında 31 Ocak 2022 tarihinde “FETÖ Silahlı Terör Örgütü’ne üye olmak” suçundan iddianame düzenlendi.
İddianameye göre Yenisarı’nın, FETÖ’nün KHK ile kapatılan Atılımcı Çalışanlar Kültür ve Dayanışma Derneği ile Çiğli Talebelerini Okutma Koruma Sosyal ve Kültürel Yardım Derneği Tüm Çalışan Dernekleri Federasyonu isimli derneklerde gececi başkan, yönetim kurulu başkanı, denetim kurulu başkanı şeklinde kayıtları bulunuyor.
Örgütün Çiğli’deki yöneticilerinden olan Yenisarı örgüt toplantılarının aktif katılımcısı. Bank Asya’da 1997’de açmış olduğu hesabında FETÖ elebaşının 31 Aralık 2013’te verdiği talimat ile artış gerçekleştiriyor.
2011-2013 yılları arasında FETÖ’nün Cihan Medya, Işık Sigorta ve Kimse Yok mu Derneği’ne 2015 yılında kart üzerinden işlem yapıyor.
Kılıçdaroğlu, 26 Ocak 2012’de FETÖ ABD İmamı Faruk Taban ve yöneticilerini CHP Genel Merkezi’nde kabul etti. Bu ziyaretten bir hafta sonra 7 Şubat 2012’de FETÖ’cü savcı Sadrettin Sarıkaya, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve ekibini ifadeye çağırdı.
Kılıçdaroğlu, firari FETÖ’cülerden Adem Yavuz Aslan’ın da olduğu bir grupla 25-26 Nisan 2012 tarihleri arasında FETÖ okullarını ziyaret için Bosna Hersek’e gitti.
FETÖ’YE ABD’DE İADE-İ ZİYARET
Kılıçdaroğlu’nun Amerika’dan gelen FETÖ’cülere iade-i ziyareti 2 Aralık 2013’te, FETÖ’nün 17/25 Aralık kumpasından iki hafta, MİT TIR’ları kumpasından bir ay önce gerçekleşti.
FETÖ’cüleri ziyarette Kılıçdaroğlu’nun yanında Genel Başkan Yardımcıları Gökhan Günaydın ve Bülent Tezcan’la birlikte, Milletvekilleri Faik Tunay, Engin Özkoç ve Ali Demirçalı vardı.
17/25 Aralık 2013 kumpasından iki ay sonra Kılıçdaroğlu, 25 Şubat 2014’te TBMM’deki grup toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiğini iddia ettiği sahte bir konuşmayı yayınladı.
EL KONULAN TELEVİZYONA ZİYARET
FETÖ’nün iktidara karşı kumpası, 1 Ocak 2014’te Hatay’ın Kırıkhan ilçesi ve 19 Ocak 2014’te Adana’nın Ceyhan ilçesinde Milli İstihbarat Teşkilatı’na ait olan TIR’ların durdurulmasıyla devlete karşı savaşa ve ihanete dönüştü.
İşte size taze örnek: Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayları arasında adı en çok konuşulan CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Mansur Yavaş’ın üzeri terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP tarafından resmen çizildi.
2019’da HDP’li Sezai Temelli, “Mansur Yavaş bilecek ki seçilmişse HDP oylarıyla seçilmiştir” dediğinde Yavaş, İBB Başkanı İmamoğlu gibi susmamış, “Terör örgütleriyle aralarına mesafe koyamayanlar bizden uzak olsun” ifadelerini kullanmıştı. PKK’nın siyasi sözcüleri bunu unutmadılar ve seçime giderken Yavaş’ın üzerini çizdiler.
PKK/HDP’Lİ BAŞKAN İŞARETİ VERMİŞTİ
Bunun ilk açık işareti PKK’nın siyasi kolu HDP’nin eski Milletvekili Ahmet Türk’ten gelmişti.
Son yerel seçimlerde Mardin Belediyesi Başkanlığı’na seçilen Ahmet Türk, belediyede çalışan şehit yakınlarının isimlerini tek tek tespit ettirip işten çıkarttığı, HDP’li olmadıkları için 313 Hak-İş üyesinin yerlerine PKK terör örgütü bağlantılı kişileri aldığı için başkanlık koltuğunu kaybetmişti.
İçişleri Bakanlığı PKK’ya yardım yataklık eden diğer HDP’li belediyelerde de olduğu gibi, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Türk’ün yerine kayyım atamıştı.
Ahmet Türk
Kıbrıs’ta yüzlerce sivili şehit eden katliamcı EOKA’cıların itiraflarını daha önce yine Rum gazetelerinden okumuştuk.
Şimdi, EOKA’nın devamı olan EOKA-B diye bilinen örgütün iki mensubunu Güney Kıbrıs Rum kesimi kanalı Omega TV’ye çıkartan Rumlar, 1964 yılında 68 Türkü nasıl katlettiklerini açıkladılar.
CANİ EOKA-B’CİLERİN AÇIKLAMALARI
EOKA’cı cani Neoptolemos Leftis, o katliamı şöyle anlattı: “Bize, her bir can (Rum) için karşılığında 10 (Türk) can alınacak emri geldi. Emir bizim gruptan geldi. Bizim 500 kişilik bir grubumuz vardı. Bize özel eğitim verdiler. Gelen emir her bir Rum için 10 Kıbrıslı Türkü öldürmemiz yönündeydi. Öyle de oldu zaten. Bana hâlâ öldürdüğümüz 68 Türkü soruyorlar.”
Bir diğer EOKA’cı katil Athos Petridis de şunları söyledi: “(Türklerin) Arabaları vardı, büyük arabalar onları taşıyan. Lefkoşa’ya gitmek için yola çıkan arabaları yolda durduruyorduk ve içindeki Türkleri aşağı indirip paralarını alıp onları şişleyerek kuyulara atıyorduk. Silahla vuruyorduk, şişliyorduk ve çukurlara atıyorduk.”
NEDEN ŞİMDİ KONUŞTULAR
Rumların bu süreçte EOKA’cı canileri ekrana çıkartıp konuşturmasının elbette bir sebebi var. Onu da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Şehit Aileleri ve Malül Gaziler Derneği Başkanı
New York Times gazetesi, önceki günkü haberine “Türkiye NATO için yıkıcı müttefik” başlığını atmış. Terör örgütü PKK’nın yaptıklarından ve NATO ülkelerinin terör örgütü PKK’ya verdikleri desteklerden söz edilmeyen yazıda, Türkiye ve Cumhurbaşkanı Erdoğan hakkında şu üç cümle kurulmuş:
“Fikir birliğiyle faaliyet gösteren bir ittifakta Türk diktatör bir tür eşkıya olarak görülmeye başlandı.”
“Şimdilerde Türk lider engelleyici rolüne geri döndü ve İsveç ve Finlandiya’yı Kürt militanlara sempati göstermekle suçlayarak bir kez daha Kürtleri hatırlatıyor.”
“Ancak Erdoğan yönetimi altında Türkiye giderek idare etmesi zor bir sorun haline geldi...”
ÖNCÜ ATIŞLAR, DEVAMI GELECEK
Görüldüğü gibi, “Batı cephesinde değişen bir şey yok”.
Yazının ana fikri daha doğrusu Amerika ve bazı NATO üyelerinin Türkiye’ye ve Cumhurbaşkanı
Başını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Deva Partisi Genel Başkanı Babacan çekiyor, arkalarında da altı masanın görünen üyeleri SP, İP, DP, GP ve görünmeyen üyesi PKK’nın sesi HDP var.
Mağduriyet algısı yaratan FETÖ’cülerin yanında oldukları kadar FETÖ ile mücadele eden milletin yanında durmadılar.
Bu partilerin liderlerinden, FETÖ ya da PKK ile mücadele konusunda herhangi bir açıklama ya da kamuoyuna açıklanmış bir plan duyan, hatırlayan var mı?
Ya da, “AKP, FETÖ ile iyi mücadele edemiyor, biz iktidar olduğumuzda devlette tek bir FETÖ’cü kalmayacak” dediklerini duyan oldu mu?
Bunun yerine bol bol, “KHK’lıları iade edeceğiz”, deyip FETÖ’nün 13-14 yaşında kod adı verip çalıntı sorularla askeri okullara soktukları örgüt elemanları için “Askeri öğrenciler masumdur” kampanyaları yaparak, FETÖ’cülerin algı operasyonlarının sözcülüğünü yapıyorlar.
SAHADAKİ EKİPLERİ
Dediğim gibi bu konuda Kılıçdaroğlu ve Babacan başı çekiyor. Kılıçdaroğlu’na bağlı KHK’lı danışmanı FETÖ’nün Taraf isimli gazetesinin yazarlarından Yüksel Taşkın ile milletvekili Gülizar Biçer Karaca, Cihangir İslam, Babacan’a bağlı olarak da FETÖ’cülerin algı operasyonlarının parçası Mustafa Yeneroğlu ile HDP’de FETÖ ve PKK destekçisi Ömer Faruk Gergerlioğlu sahada görev yapıyor.
Yaptıkları siyasi kurnazlık; hepsi de KHK’lılar ve ailelerinin oylarının peşinde. O yüzden yapamayacakları sözler veriyorlar.