Nedim Şener

PKK’ya Pençe-Kilit, CHP’ye ayar operasyonu

20 Nisan 2022
Yazık, çok yazık!

Kemal Kılıçdaroğlu ve adamları, 100 yıllık Cumhuriyet Halk Partisi’ni ne hallere düşürdü. “Atatürk’ün partisi” demiyorum, “Kılıçdaroğlu CHP’si”nden söz ediyorum.

Artık PKK’nın siyasi şubesi HDP’liler herkesin önünde CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na açıktan ayar verebiliyor.

İLK AYAR TEZKERELERDE

CHP, ilk ayarı geçen yıl ekimde Irak ve Suriye’de DEAŞ ve PKK terör örgütleriyle mücadele hakkındaki tezkere oylaması öncesi yemişti. HDP Eş Başkanı Mithat Sancar, “Yeni bir yürüyüş konusunda tezkereler ilk önemli imtihan olacaktır. İnanıyorum ki muhalefet partileri, özellikle ana muhalefet partisi tezkere konusunda geçmişten farklı bir tutumu gündemine alacaktır, almalıdır” demişti. HDP milletvekili İmam Taşçıer de Twitter’dan, “CHP tezkereye evet diyecekse hiçbir Kürt AKP’den daha iyidir diye oy vermez, vermemeli” diye tehdit etti.

‘EVET’ OYU VERDİĞİ  TEZKEREYE ‘HAYIR’ DEDİ

Ve Kılıçdaroğlu CHP’si, PKK’nın sözcüsü HDP’nin dediğini yaptı. Sadece iki yıl önce 7 Ekim 2020’de “Evet” oyu verdiği Irak ve Suriye’de terörle mücadele için gerekli tezkereye, 26 Ekim 2021’de HDP’lilerle birlikte “Hayır” oyu verdi. Kılıçdaroğlu’nun gerekçesi gülünçtü: “Bu tezkerede ayrıca, yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması, Cumhurbaşkanı’nın belirleyeceği esaslara göre kullanılması yazıyor. Ne demek yabancı kuvvetler Türkiye’de bulunacak? Yabancı güçler kim?” dedi.

İKİNCİ AYAR

Yazının Devamını Oku

O karanlık güç FETÖ, sizi girdabına çekiyor Sayın Kılıçdaroğlu

18 Nisan 2022
15 Temmuz darbe girişimi sonrası FETÖ’cülerin ortaya attığı “Kontrollü darbe” yalanını rapor haline getiren CHP’nin Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bir süredir suçlu suçsuz ayrımını bir kenara bırakarak “KHK’lıları iade edeceğiz” diyerek, FETÖ’cülere tekrar devlet kadrolarına dönme umudu vermeye çalışıyor. Hatta CHP’nin bu konuda düzenlediği son toplantıda kürsüye, Bylock kullanıcısı olan ve FETÖ üyeliğinden 6 yıl 3 ay hapis cezası alan Cem Şenyayla isimli kişiyi çıkartıp hedef gösterdiler.

Kılıçdaroğlu dün bir adım daha ileriye gitti, Hrant Dink Vakfı’nı ziyareti sonrası, “Hrant Dink’in, rahmetlinin tetikçisi hapiste ama gerçek katiller henüz aydınlığa çıkarılmadı, henüz bulunmadı. Eğer siz ‘Karanlık güç odaklarıyla mücadele edeceğim’ diye yola çıkıyorsanız gerçek katillere ulaşmalısınız ve onları bulmalısınız” dedi.

ERGENEKON KUMPASI İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ

Kemal Kılıçdaroğlu hatırlamıyor olsa gerek ya da amacı farklı. Hrant Dink cinayetindeki gerçeği de gerçek katilleri de biliyoruz.

Gerçek şudur: 19 Ocak 2007’deki Hrant Dink cinayeti, Fetullahçı Terör Örgütü üyesi istihbaratçıların, 12 Haziran 2007’de Ergenekon kumpasını başlatmak için işlenmesine göz yumdukları bir suikasttır.

Tetikçilerin arkasındaki gerçek katiller ise istihbaratçısı, savcısı, hâkimi ve gazetecisiyle Fetullahçı Terör Örgütü’dür.

Suç ortakları ise cinayeti Atatürkçülerin, Ulusalcıların, Milliyetçilerin işlediği algısını yaratarak gerçek faili gizleyen ve Kılıçdaroğlu’nun pek sevdiği Liberallerdir.

CİNAYETİ KARARTAN ALTAN’A DİNK ÖDÜLÜ

Başında da,

Yazının Devamını Oku

Tek kriter: PKK/HDP’nin kabul etmeyeceği kişi aday olamaz

15 Nisan 2022
Yazıma bir anonsla başlayayım: “Gün geçmiyor ki Millet İttifakı üyeleri cumhurbaşkanı adayı için yeni kriterler açıklamasın. Dün de Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, adaylık kriterlerini açıkladı...”

6’lı masanın üyesi partilerin, ayrı zamanlarda birbirine benzer “kriter” açıklamalarının artık bir önemi kalmadı. Herkes “Cumhurbaşkanı adayı kim olacak?” sorusunu soruyor.

6’lı masa ise “Nasıl bir cumhurbaşkanı?” sorusunun cevabından, “Kim cumhurbaşkanı olacak?” cevabına gelmiyor, gelemiyor. Kılıçdaroğlu mu, İmamoğlu mu, Yavaş mı ya da başka bir isim mi?

CHP’NİN KRİTERLERİ

Aynı zamanda kendisi de adaylığa hazırlanan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, kriterlerini şöyle açıklamıştı:

- Devleti bilmeli.

- Sağduyulu olmalı.

- İttifakın bileşenlerine güven vermeli ve ortak hareket etmeyi temel ilke olarak kabul etmeli.

- Aday siyasetçi olmalı.  

Yazının Devamını Oku

Yine büyük oyunu çözmüş

13 Nisan 2022
15 Temmuz’un kontrollü darbe olduğunu çözdüğü gibi, Adil Öksüz’ün MİT elemanı olduğunu bulduğu gibi şimdi de Mansur Yavaş’ın Ümit Özdağ tarafından cumhurbaşkanı adayı ilan edilmesinin Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oyunu olduğunu söyleyerek yine büyük oyunu çözmüş İP’li Aytun Çıray...

Kendini herkesten akıllı zannediyor ve sakin bir üslupla söylenince yalanlarını inandırıcı hale getirdiğini düşünüyor. CHP Milletvekili olarak TBMM’de kurulan 15 Temmuz darbe araştırma komisyonu üyesiydi. FETÖ’cülerin “kontrollü darbe” yalanını raporlaştıran üç milletvekilinden birisiydi. O zaman da 15 Temmuz’un “kontrollü darbe” olduğunu çözmüştü.

Kontrollü darbe” raporunun bir şeyi eksikti, delilleri...

SAHTE BELGEYİ DEVLET SIRRI SANDI

15 Temmuz’un Cumhurbaşkanı Erdoğan ve MİT kontrolünde bir darbe olduğunu ispatlayacak belge yoktu. FETÖ’nün MİT mahrem imamlarından Salim Zeybek, Adil Öksüz’ün MİT elemanı olduğuna dair sahte bir MİT belgesi hazırladı. Böylece MİT, elemanının kontrolünde başarısız bir darbe girişimi tezgâhlamış olacak, FETÖ’cüler aklanmış olacaktı.

Bilin bakalım FETÖ’cüler hazırladıkları bu sahte dokümanı kime gönderdi: Evet bildiniz, CHP’li Aytun Çıray, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ve gazeteci Can Ataklı’ya...

TBMM Darbe Araştırma Komisyonu çalışmalarına devam ederken 4 Kasım 2016’da gönderilen sahte belgeyi, kimin gönderdiğini, gerçek mi sahte mi olduğunu hiç araştırmadan hafta sonu tatili olmasına rağmen “devlet sırrı” diye 5 Kasım 2016 günü İzmir Cumhuriyet Savcılığı’na ulaştırdı.

Savcılığın MİT ile yazışması belgenin sahte olduğunu ortaya çıkardı, daha sonra yakalanan FETÖ’cü Salim Zeybek de sahte belgeyi kendilerinin hazırladığını itiraf etti.

‘EFKAN ALA 

Yazının Devamını Oku

Sızıyorlar, yakalanınca itirafçı oluyorlar

11 Nisan 2022
Milli İstihbarat Teşkilatı’nın, FETÖ’nün kripto haberleşme sistemi Bylock konusundaki incelemeleri çok ilginç sonuçlar vermeye devam ediyor.

İstanbul Cumhuriyet Savcılığı tarafından yürütülen bir soruşturma kapsamında Bylock bilgileri üzerinden yapılan incelemede, siyasi parti teşkilatlarına sızan FETÖ mensupları belirlendi. Bunlardan iki örnek vereceğim, birisi örgüt talimatıyla AKP’ye sızan Yusuf Coşkun, diğeri de CHP Üsküdar İlçe Başkan Yardımcılığı da yapmış olan parti üyesi Mehmet Emin İlbey...

Önce Yusuf Coşkun’un 22 Mart 2022 günü verdiği ifadeye göz atalım:

“2015 yılı içerisinde Hasan Hüseyin Şen isimli kişi bana ve Abbas Em’e, Ak Parti içerisinden bilgi alabilmek için bir projelerinin olduğunu, gençlik kollarına girmemizi, toplantılarda ne konuşulduğu hakkında bilgileri kendisine iletmemizi ve sadece Abbas Em ve benim kalacağım bir ev olacağını, bu evde kalabileceğimizi söylemişti.

Biz de bu teklifi kabul ettik. Hasan Hüseyin Şen’in bizi seçmesinin sebebini ise örgüt içerisinde aktif rol almadığımız, çok fazla tanınmamamız, sosyo-ekonomik durumumuzun iyi olması, ailemizin örgüt ile bağlantılı olmaması olarak belirtilmişti.

Siyasal bilimlerde okuduğumdan dolayı siyasi partilerde bulunmam çok zor olmuyordu. İlk başlarda Sütlüce’de bulunan AK Parti İl Başkanlığı Siyasal Bilimler Departmanı’na CV ile başvurdum, Arapça ve İngilizce yabancı dilim olduğu için beni il teşkilatına kolaylıkla kabul etmişlerdi. AK Parti İl Teşkilatı Gençlik Kolları’nın haftalık toplantılarına gitmeye başladım. Konuşulanları Bylock programı üzerinden Orhan isimli kişiye bildirirdim. 4-5 ay sonra Hasan Hüseyin ŞEN, AK Parti Üsküdar İlçe Teşkilatı’na gidip neler konuşulduğu hakkında bilgi almamı istemişti. Konuşulan konuları yine Bylock programından Hasan Hüseyin Şen, Orhan veya Halil İbrahim isimli kişilere yazardım.

MHP VE HDP’YE DE SIZDILAR

AK Parti gibi CHP, MHP ve HDP içerisinde de görevlendirdikleri bizim gibi üniversite öğrencilerinin olduğunu Hasan Hüseyin Şen’den duymuştum... Benim bir alt dönemimde siyasal bilimlerde okuyan Mehmet Emin İlbeyli isimli kişiyi de görmüştüm, Hasan Hüseyin Şen’e bu kişiyi sorduğumda bana CHP Gençlik Kolları’nda bizim gibi görev yaptığını belirtmişti ancak kod ismini bilmiyorum.”

FETÖ İTİRAFÇISI İLBEYLİ: ‘CHP ÜYESİYİM, GAZETECİYİM’

Yazının Devamını Oku

Efradını cami, ağyarını mani: Dün dündür

8 Nisan 2022
İYİ Parti Milletvekili Yavuz Ağıralioğlu’nun Başkanlık Divanı’ndaki görevine son verilmesi ve buna gösterdiği tepki çok konuşuldu. Son yazımın konusu da buydu, “CHP’de Atatürkçü ve Ulusalcılar, İP’de de Milliyetçiler saf dışı ediliyor” tartışmalarının yapıldığı bir dönemde yaşanan görevden alma elbette önemliydi.

2018’de İP’e giren Ağıralioğlu milletvekili oldu, kamuoyu tarafından milliyetçi söylemiyle dikkat çekti ama partideki pozisyonu tuhaf bir şekilde aşağı doğru gitti.

Önce gerekçe gösterilmeden TBMM’deki Grup Başkan Vekilliği görevinden alındı. Sonra Parti Sözcülüğü görevine son verildi. Şimdi de Türk Dünyası ve Yurtdışı Türkler Başkanlığı bitirilerek, Başkanlık Divanı dışında bırakıldı.

TELEVİZYONDAN ÖĞRENMİŞ

Grup Başkanvekilliği ile Başkanlık Divanı’daki görevlerine kendisiyle görüşülmeden, Meral Akşener’in kararı ile son verildi. Görevden alınma kararları açıklandığında herkesle beraber öğrendi. Grup Başkan Vekilliği görevine son verildiğini ise televizyonlardan duydu. Ağıralioğlu’na en çok kızanlar İP’in ittifak ortağı CHP ve işbirliği yaptığı PKK’nın siyasi şubesi HDP.

CHP ve İP’in en büyük korkusu ise HDP’nin 2023 seçimlerinde destek vermemesi. Bu nedenle, zaman zaman HDP’yi, en son da “Demokrasinin yolu Diyarbakır’dan geçer” diyen CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nu eleştiren Ağıralioğlu’nun görevine son verildiği yorumları yapıldı.

FETÖ, PKK, HDP’LİLERİ SEVİNDİREN KARAR

Ağıralioğlu

Yazının Devamını Oku

CHP ve İP’de kullanım tarihi sona erenler

6 Nisan 2022
Sosyal medyada görmüşsünüzdür; 24 Haziran 2018 seçimlerinde İYİ Parti’nin milletvekili adayı olan, FETÖ’nün Ergenekon ve Balyoz kumpasında yargılanmış veya hapis yatmış kişilerden Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz, emekli Tuğgeneral Ali Aydın, Albay Ali Türkşen ve Vedat Yenerer yan yana dizilmiş, önlerinde de İP Genel Başkanı Meral Akşener duruyor.

Akşener, gözleri kamerada, arkasındaki Ali Türkşen’e hafifçe eğilerek soruyor: “Ali, buraya FETÖ girebilir mi?”

Diğer üç kişi kameraya sert ve donuk şekilde bakarken Ali Türkşen, hafifçe Akşener’in omzuna doğru eğilerek, haşin bir şekilde “Sıkar abla...” cevabını veriyor.

DOLGU MALZEMESİ YAPMAYA ÇALIŞTILAR

İşte o resimden geriye yalnızca Meral Akşener kaldı. Önce Ali Yörük, Akşener’in “HDP, Kürt siyasi hareketinin temsilcisi” açıklamasına tepki gösterdi ve “Benim gibi Fetullahçı Terör Örgütü’nce mağdur edilen ve benimle aynı hassasiyetlerle İYİ Parti’ye katılan bazı arkadaşlarımızın FETÖ ile mücadeleleri ve mağduriyetleri, magazinsel siyasi söylemlerle dolgu malzemesi yapılmaya çalışılmıştır” diyerek 13 Temmuz 2018 günü istifa etti.

Söylediğinde haklıydı, FETÖ mağdurlarını dolgu malzemesi yapmaya çalışmışlardı.

Bunun, İP’nin 2017’deki kuruluş sürecinde Akşener’in FETÖ konusundaki ithamlara karşı kullandığı, savunma amaçlı bir taktik olduğu, bugünlerde kendisine danışmanlık yapanlar tarafından da açıkça söyleniyor. Hepsi de milletvekili listelerinde seçilemeyecek yerlere konuldukları için TBMM’ye giremeyen FETÖ mağdurları, kullanıldıklarını anladıklarında geç olmuştu.

FETÖ GİREMEZ DEDİK, GİRDİ

Ali Yörük

Yazının Devamını Oku

FETÖ’cü KHK’lıların yüzde 40’ı örgüt adına çalışırken yakalandı

4 Nisan 2022
Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin tamamına yakını bu ara FETÖ’cüleri dillerinden düşünmüyorlar. Tabii, “FETÖ’cü” değil, “mağdur” diyerek.

En fazla dillendirdikleri, Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilenler. Ardından henüz lise ve ortaokulda örgüt evlerine giden, kod adları verilen ve çalıntı soruyla okullara sokulan askeri öğrenciler geliyor.

FETÖ’cüler artık yalnızca parti binalarına girmiyor artık rahat rahat parti örgütlerinde aktif görev yapıyorlar. Genel başkanlar da aleni biçimde kürsülerden selam çakıyorlar.

Bu işin sonu nereye varacak, göreceğiz.

Ama Türk milleti olarak, 15 Temmuz gibi bir ihanet gecesini yaşatmış bu hain örgüt ile üyelerine ve onlarla işbirliği yapan, destek olanlarla kavgayı bırakmayacağız.

SUÇLU-SUÇSUZ AYRIMI YAPMIYORLAR

Öncelikle şunu söyleyeyim: Suçlu-suçsuz ayırmadan KHK’lıları iade edeceğim demek, devleti FETÖ’ye teslim edeceğim demektir. Ayrıca, suçluların yanında suçsuz olup görevine iade edilmesi gerekenlere haksızlık anlamına gelir.

Siyasetçilerin bu tutumu FETÖ'yü cesaretlendiriyor ve hep bir ağızdan tüm KHK’lıların iade edilmesi gerektiğine dair kampanyalar düzenliyorlar.

FETÖ’NÜN TAKTİĞİ

Yazının Devamını Oku