İDAM cezasının kaldırılmasında kilit parti haline gelen DYP'de milletvekillerinin hepsi Genel Başkan Tansu Çiller gibi mi düşünüyor?
Şu denilebilir ki, Çiller'in, dün Ertuğrul Özkök'e söylediği ‘‘Önce onu asalım, sonra kaldıralım’’ düşüncesi DYP'nin bütününe hákim değil. Örneğin, Genel Başkan Yardımcısı ve Diyarbakır Milletvekili Salim Ensarioğlu, Çiller gibi düşünmüyor.
Ensarioğlu dün, ‘‘idam cezasının kalkmasına öteden beri taraftar’’ olduğunu belirtip, bu düşüncesini açıkça ortaya koydu. Ensarioğlu, doğrudan genel başkanına yanıt veriyor duruma düşmek istemese de ‘‘önce asalım, sonra kaldıralım’’ yaklaşımını doğru bulmuyor. Bu görüşünü daha önce Çiller'e de açıkça beyan etmenin rahatlığı içinde şöyle dedi:
‘‘Kişiler üzerinde demokrasi olmaz. Ayrıca, kişilere karşı işlenen suçta idam kalkarken, devlete karşı işlenen suçta kalması yanlıştır. Çünkü savunmasız olan ve onu koruması gereken devlettir. Kendini koruma gücüne sahip devlete karşı işlenen suçta idamı bırakıp, kişilere karşı işlenen suçlarda kaldırmak yanlış olur. AB için olmasa bile, halk için gerekiyorsa idam ya tamamen kalkar veya hiç kalkmaz. Çifte standart olmaz.’’
Ensarioğlu, görüşünü birçok arkadaşının da paylaştığını vurguladı.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Ensarioğlu, sohbetimizde bunları söylerken, birkaç kezgenel başkanı ile ters düşüyor gözükmekten kaçındı.
Sohbetimizin bütünü özetlenirse:
AB'ye üyeliği siyasetinin en önemli motifi haline getiren, ülkeyi Gümrük Birliği'ne sokan DYP'nin idam konusundaki tavrı çifte standardı gerektirmeyecek kadar net olmalı, bir kişi (Apo) üzerine odaklanmamalı.
AKSİ DÜŞÜNENLER DE VAR
Ensarioğlu bunları söylerken, DYP içinde hem kendisinden, hem de Çiller'den farklı düşünenler var.
Örneğin Grup Başkanvekili Turhan Güven idamın kaldırılmasına karşı.
‘‘Hatta kapsamını daha da genişletmeliyiz’’ diyen Güven'in görüşü şöyle:
‘‘Bugünkü şartlar altında idamın kaldırılmasına kesinlikle karşıyım. Hatta, daha da yaygınlaştırılarak uygulanmalı. İdamı yıllardır uygulayan ABD, gayri medeni bir ülke mi? Biz niye idamı genişletmiyoruz.’’
Genel Başkan Yardımcısı Ufuk Söylemez ise Çiller ile aynı görüşte:
‘‘Önce Öcalan'ın dosyasını Meclis'e getirelim, gereğini yapalım, ondan sonra idam cezasını tamamen kaldıralım.’’
Bütün bunlara bakıldığında idam konusunda DYP'de bir bütünlük yok.
MUHALEFETİN KAFASI KARIŞIK
Bu parçalı durum sadece DYP'de değil, SP'de de hákim.
SP Genel Başkan Yardımcısı Lütfü Esengün dün devlete (TCK 125) ve kişilere karşı (TCK 450) işlenen suçlarda idam cezasının devamından yana olduğunu bildirdi. Devlet kuvvetleri aleyhine (TCK 146) işlenen suçlarda ise idamın kaldırılması taraftarı olduğunu söyledi.
SP Grup Başkanvekili Veysel Candan'ın görüşü ise idamın kaldırılması gerektiği yönünde.
AKP ise çok daha net. Her ne kadar parti görüşü salı günü ortaya çıkacak olsa da Grup Başkanvekilleri Bülent Arınç ve Salih Kapusuz'un dün bize aktardıklarından yola çıkıldığında AKP'nin tavrı şöyle özetlenebilir:
‘‘Hükümetin stepnesi görünmeden, ülke menfaati için idama karşıyız.’’
Muhalefette ortaya çıkan ortak görüş ise, MHP'den farklı olarak idam cezasının kaldırılması için Anayasa değişikliğine gerek olmadığı yönünde.
Anayasa değişikliğine gerek olmadığı görüşü Meclis'te de hákim olursa, idam cezasının kalkmasında öyle çok büyük sorun yaşanacağa benzemiyor.
Asıl sıkıntı yaratacak olan ise RTÜK Yasası'nda yapılacak değişiklik.
Yani, anadilde yayın yapma serbestisi...
Hükümetin DSP ve ANAP kanadı, bu konuda da ortağı MHP yerine muhalefetten destek bulacağa benziyor.