Turizmin vizyonu

DÜNYANIN en iyi klasiği sayılan bir filmi kaç kez izleyebiliriz?

Veya bir tiyatro oyununu.

Ya da bir ürünün tanıtıldığı reklam filmini...

Hem de oyuncuları ve sahnelerinde hiç değişiklik olmadan.

Gösterimde en uzun süre Miserables (Sefiller) müzikali kaldı.

Oysa, Miserables'ta bile kaç kez ekip ve sahne yenilendi.

Klasik sahne yapıtları; Toska, Turandot, Romeo Juliet, Rigoletto, Faust dahi günümüze uyarlandı.

Hatta Hamlet...

Bilgisayarın film sanayiine girmesiyle yepyeni teknikler ortaya çıktı.

REKOR KIRDI

Peki, Türkiye'nin yurtdışından turist çekmek için kullandığı tanıtım filmi kaç yıldır vizyonda?

Sıkı durun...

Tam tamına 10 yıldır...

Bakanlık 1992 yılında uzun metrajlı tanıtım filmi çektirmiş.

O günden bu yana, Türkiye'nin yurtdışındaki tanıtımlarında bu filmin içinden alınan bölümler kullanılmış.

Hatta özel sektörün kısa metrajlı reklam filmlerine de kaynakça olmuş.

Türkiye'yi tanıtan afiş ve posterlerde de durum farklı değil.

Nemrut'taki kral başı, Efes veya Ölü Deniz...

Bu posterler de 1987'de, yani 15 yıl önce hazırlanmış.

Bütün bunları, Ankara'da bugün sona erecek olan 2. Turizm Şûrası'ndaki konuşmalardan öğreniyoruz.

Şûranın yapıldığı salona girerken, zihniyet değişikliğine karar verildiğinin ilk işaretlerini görüyoruz.

Bilgisayar teknolojisi kullanılarak yepyeni afişler hazırlanmış.

Örneğin, Nemrut'taki kral başı ve Efes, denizin kenarına indirilmiş.

Hazırlanan kısa metrajlı reklam filmi de kıpır kıpır.

Tarkan'ın Hüp parçası eşliğinde, bütün güzellikleri ve mis gibi havasıyla Türkiye'yi 40 saniyede içinize çekiyorsunuz.

Turizm Bakanı Mustafa Taşar, vizyonda kalma rekoru kıran uzun metrajlı filmin yerine yenisinin çekilmesi için hazırlıklara başladıklarını bildirdi.

VERİLMEYEN HİZMET

Taşar
hedefini, ‘‘Türkiye markası yaratmak’’ diye açıkladı.

Bir ülkenin tanıtımının, sadece film ve afişle olmayacağı bir gerçek.

Turisti getirecek uçak şirketleri, tur operatörleri, rehberlik hizmeti ve tesisler de bir o kadar önemli.

Ancak, Türkiye son 10 yılda tam 23 havayolu şirketini kaybetti.

Bir elin parmağını geçmeyen sayıdaki uluslararası tur operatörlerine yenilerini ekleyemedi. Uluslararası ortaklıklara katılamadı.

Yabancı havayolu ve tur operatörlerine bağımlı kaldı.

Bundan dolayı Akdeniz çanağının en yeni ve modern tesislerini hak ettiği fiyattan satamadı.

Buna karşın, gelen turistten de vermediği hizmetin parasını istedi.

Örneğin, liman veremediği kruvaziyerden liman ücreti, sağlık hizmeti veremediği yattan da sağlık parası aldı.

Özel sektör, kendi otelinin reklamını yapma görevini devletten bekledi.

Şûrada bütün bunlar masaya yatırıldı, çözüm önerileri getirildi.

Avrupa'nın Euro'ya geçmesi, 11 Eylül, Afganistan ve Ortadoğu'daki gelişmelerden dolayı belki bu yıl da turizmde beklenen olmayacak.

Ancak şûrada alınacak kararların hayata geçirilmesi halinde gelecek yıllarda turist sayısında da, gelirinde de patlama yaratılabilir.

Bunlardan önemlisi, tanıtımın önce kendimizi daha iyi tanımaktan geçtiğini de kavramak gerekiyor.
Yazarın Tüm Yazıları