Çin modeli

BAKANLAR Kurulu, dünkü toplantısında % 3 büyüme hızını yakalamayı tartışırken, Asya'nın öbür ucundaki Çin, 10 yıldır devam eden % 8'lik büyüme hızının bir puan aşağı inmesinden korkuyordu.

Korkularının nedeni, birden fazla çocuk sahibi olmanın yasaklanmasına rağmen, 1.3 milyara ulaşan nüfusuna yetecek iş yaratamamak.

Oysa, planlı ekonomiyle 1990'lı yılları çok iyi değerlendiren Çin, büyümenin ve modernleşmenin en hızlı olduğu dönemini yaşıyor.

Özellikle de Şanghay'da...

Çin Gazeteciler Cemiyeti'nin davet programı çerçevesinde gittiğimiz kentin daha girişinde karşılaştığımız manzara bizi şoka uğratıyor.

Şehrin her yanını sarmış çok katlı otobanlar, dünyanın üçüncü yüksek yapısının da arasında bulunduğu gökdelenlerle kent, uzay üssünü andırıyor.

BATAKLIKTAN TEKNO KENTE

Kentin Pudong bölgesinde ise hayretimiz hayranlığa dönüşüyor.

Pu Nehri'nin etrafını sardığı 520 hektarlık bu bölge, 10 yıl önce küçük köylerin yer aldığı bataklıkmış.

Nehri aşıp karşıdaki şehre geçebilecek köprü dahi yokmuş.

Şimdi ise dünyanın en yüksek üçüncü binasının da içinde bulunduğu ‘‘yüksek teknoloji’’ kenti yaratılmış.

Tenkoloji parkları, akıllı konutları, havaalanı, müzeleri, spor-oyun alanları, parkları ve alışveriş merkezleriyle, modern şehrin bir ileri aşaması: ‘‘Tekno kent...’’

Dünyanın 500 büyük şirketinden 101'i bu bölgede temsilcilik açmış.

Bölgede faaliyet gösteren yabancı firma sayısı bugün itibarıyla 8 bin...

Geçmişte de önemli ticaret limanı olan Şanghay'ın 1990 başında milli gelire katkısı 6 milyar dolar iken, bugün 125 milyar dolara ulaşmış.

Çin'in toplam ticaret hacminin 1/4'ü geçen yıl bu kentte yaratılmış.

Şanghay'daki 4 televizyon kanalı ve 10 radyonun yıllık reklam geliri 2.5 milyar Yuen (304 milyon dolar).

Bu kentte kişi başına düşen milli gelir ise 14 bin dolar.

HIZLI BÜYÜMENİN BEDELİ

On yıl içindeki hızlı değişim, bazı sıkıntıları da beraberinde getirmiş.

Çin, petrol ihtiyacındaki kritik 100 milyon ton sınırını ilk kez aşmış.

Petrol üreten ülkelerden ihracat bağlantıları yapmaya başlamış.

Petroldeki en büyük korkusu, büyük bir uçak gemisi gibi Çin denizinin boğazına yerleşmiş olan Tayvan...

Yıllardır arasındaki sorununu çözemediği Tayvan'ın, petrol taşıyan tankerlerin Çin denizine girişini tıkaması halinde enerji açığıyla burun buruna geleceklerini kendileri de kabul ediyor.

Modern hayata hızlı adaptasyon tutkusu ve Batılılaşma özentisi, geleneksel değerlerle birlikte, bir zamanlar sıkı sıkıya bağlı oldukları yasaları uygulanmaz hale getirmiş.

Fuhuş, ağır cezasına rağmen, rüşvetin döndüğü en önemli sektör olmuş.

Barlar Caddesi Hang Za Lu'da, polisin önünde, dil bilmediği için elinde káğıt kalemle yabancılarla müşteri pazarlığı yapan fahişeler fink atıyor.

Kumar ise hızla en büyük tutku.

68 DOLARA TÜRKİYE

Vatandaşının hangi ülkeye turist olarak gideceğini bu ülkede hükümet belirliyor.

Turizm Bakanı Mustafa Taşar'ın da katkısıyla Çin hükümeti, Türkiye'yi turist olarak gidilecek ülke ilan edince, turist sayısında patlama olmuş.

Bu da turizm acenteleri arasında rekabeti patlatmış. İstanbul'un gidiş-dönüş uçak bileti de dahil, üç günlüğü 68 dolara kadar inmiş.

KKTC'ye 3 günlük ‘‘kumar turu’’nun bedeli, uçak dahil 19 dolar...

THY uyguladığı politikasıyla en fazla koltuk satan havayolu şirketi.

Bütün bunlara rağmen, 500 milyar dolarlık toplam ticaret hacminden binde bir pay alan Türkiye'yi Çinlilerin, Çin'i de Türklerin tanıdığı söylenemez.
Yazarın Tüm Yazıları