İlk afet kararnamesi, Marmara depremi sonrasında çıkarılmıştı.
İlginç olan; deprem felaketine uğrayan belediyelerin yanına, bugüne kadar hiç afet yüzü görmemiş yerlerin de kararnameye eklenmiş olmasıydı.
MHP'nin uhdesindeki Bayındırlık Bakanlığı tarafından hazırlanan liste, büyük gürültü koparmış, DSP ve ANAP'lı bakanların isyanına yol açmıştı.
Bu isyanın gerekçesi açıktı; MHP'li belediyeler kararname içine alınıp onlara ek çıkar olanağı sağlanmıştı.
Hükümet o dönemde, bu isyanı bastırmak için bir daha afet kararnamesi çıkarmama kararı aldı.
Çıkarılsa bile bu sadece afetin olduğu yerlerle sınırlı kalacaktı.
İSYAN BAŞLIYOR
O dönemde bakanlarından gelen sert tepkileri yatıştırmak için ANAP Lideri, Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz da arkadaşlarına şu sözü verdi:
‘‘Bir daha afet kararnamesi çıkmayacak...’’
Denildiği gibi olmadı.
Bu hafta yeni bir afet kararnamesi imzaya çıkarıldı.
Kararnamede olması gerektiği gibi, geçen yıl sel ve heyelan felaketine uğrayan yerler ile Afyon depreminden zarar gören beldeler yer aldı.
Buna ilave olarak bugüne kadar hiç afet görmemiş birçok belediye de kararnameye eklendi.
DSP ve ANAP'lı bakanlar bunu görünce, kararnameyi imzalamadan geri çevirmeye başladı.
KATSAYI OYUNU
Kararname isyanını, bir de ‘‘afet katsayı oranları’’ alevlendirdi.
Afet katsayısı, kararnameye giren bir beldenin İller Bankası'ndan almış olduğu desteğin ne kadar artırılacağının belirlenmesine yarıyor.
Örneğin, bir belediye, İller Bankası'ndan 100 milyar lira alıyorsa ve afet kararnamesinde katsayısı 3 olarak belirlenmişse, destek 300 milyar liraya çıkıyor.
Ayrıca, ana paradan kesinti yapılırken, afet katsayısı ile alınan destek miktarı hiçbir kesintiye uğramıyor.
Yani, bir belediyenin İller Bankası'na borcu varsa, ancak ana paradan bu borç kesilebiliyor.
Afet katsayısı ile alınan destekten ise hiçbir kesinti yapılamıyor.
İsyan da tam bu noktada ortaya çıkıyor; afete hiç uğramamış yerler için çok yüksek katsayı oranı belirlenirken, afet görmüş yerlerin katsayısı düşük gösterilmiş.
Kararnameye imza koymayı reddeden bir bakan, bununla ilgili olarak şu örneği verdi:
‘‘Hatay'da geçen yıl sel felaketi oldu. Hatay'ın Reyhanlı İlçesi 2 senedir afet kararnamesinde olmasına rağmen bugüne kadar afet yüzü görmedi. Son sel baskınından da etkilenmedi. Aynı şekilde Kumlu ve Payas ilçeleri de selden zarar görmedi. Buna rağmen Reyhanlı'ya 2.93, Kumlu'ya 2.73, Payas'a 1.86 katsayı verilmiş. Selin neredeyse haritadan sildiği Karaali'ye 1.77, Ekinci'ye 1.66, Güzelburç'a 1.84 katsayı verilmiş. Bu insafsızlıktır, peşkeştir’’
TOPRAK YASASI
Hükümet, her felaketten sonra bir kararname çıkarırken, bu afetlerin önüne geçecek Toprak Yasası'nı ise iki yıldır iki bakan arasında yaşanan çekişme dolayısıyla çıkaramıyor.
TEMA tarafından hazırlanan kararname iki yıl önce çıkmış olsaydı, dağlar teraslanacağı, dere yatakları düzenleneceği, meralar ıslah edileceği için Hatay'daki felaket de yaşanmayacaktı.
İşin özü bir tarafa bırakılıp, zihinlerdeki siyasi çıkar ön plana fırlayınca, bundan pay kapma yarışı da afetler kadar doğal oluyor.