OSCAR’IN İNCİLİ’LERİ...

Fatih Karaca ile 2016 yılının sonuna doğru Hürriyet Gazetesi ve Karaca iş birliğiyle hayata geçirmeye karar verdiğimiz, Türkiye’nin ilk restoran rehberi projesinin toplantıları sırasında tanışmıştık.

Haberin Devamı

Zarafeti, nezaketi, olgunluğuyla çok da alışkın olmadığımız bir CEO portresi çiziyordu. Henüz 34 yaşında olduğunu öğrendiğimde şaşırmadığımı söyleyemem.
Oysa o tanışmamızdan 10 yıl önce, üniversite ve yüksek lisans eğitimini tamamladıktan sonra, daha 24 yaşındayken aile şirketlerinin yönetim kurulu üyesi olarak göreve başlamış.

OSCAR’IN İNCİLİ’LERİ...

Ve o günden bugüne ekibiyle birlikte grubu büyüterek, dünyanın alanında üç büyüğünden biri olma hedefine her geçen yıl daha da yaklaşarak yoluna devam ediyor, ses getiren projelere imza atıyor.
Hafta başında Fatih Karaca ile bir kez daha bir araya geldik. Yaratıcılıkta sınır tanımayan ünlü şefimiz Fatih Tutak’ın menüsünü Oscar töreninin hemen ardından verilen ‘After Party’de yemeklerin sunulacağı, inci tozu kullanılarak yapılan porselen Karaca Red Carpet Collection” serisini bir grup gazeteci ve yazarla birlikte deneyimledik.

Haberin Devamı

OSCAR’IN İNCİLİ’LERİ...

Bildiğiniz gibi dünyaca ünlü şef, İstanbul’da da Spago restoranının bir şubesi olan Wolfgang Puck 30 yıldır Oscar Ödül töreninin ardından verilen partinin yemeklerini hazırlıyor.
Puck üç yıl önce İstanbul’da karşısına çıkan, içinde inci tozu olduğunu öğrendiği ‘Fine Pearl’ serisinin hikâyesini duyunca çok etkilenmiş. Geçen yıl ilk özel tasarım ‘kırmızı halı’ serisi bu yemekte kullanılmış.
3 Mart akşamı gerçekleşecek davet için de 10 bin parça ve 17 takımdan oluşan farklı bir seri hazırlanmış. Bu takımlar daha sonra Puck’ın farklı restoranlarında yer alacakmış.
Fatih Karaca’nın da konuşmasında vurguladığı gibi bu proje bir sponsorluk olarak bakmamak lazım, organik bir şekilde ilerliyor, ürünleri görüp beğendikleri için kullanıyorlar.

OSCAR’IN İNCİLİ’LERİ...

Ve markanın olduğu kadar Türkiye’nin tanıtımına da katkısı büyük oluyor.
Karbon nötr de olan yemeğimiz sırasında Kurumsal İletişim ve Sürdürülebilirlik Direktörü Seray Anıl bizlere kısaca grubun bugün vardığı noktayı ve hedeflerini anlattı.
Bundan tam 52 yıl önce dört kardeşin bir cam atölyesi kurarak başladığı Karaca bugün bünyesinde Emsan, Jumbo, Homend, Weimar Porzellan, Flyingtiger, Pera Bulvarı ve Shark Ninja gibi 15 markayı barındırıyor, yüzde 60’ı kadın çalışanıyla yoluna devam ediyor.
28 ülkede 500 kadar mağaza ve yaklaşık 2000 satış noktasında yer alıyorlar.
Aynı zamanda Berlin, Münih, Köln, Paris, Viyana, Londra gibi Avrupa’nın önde gelen kentlerinde 40’ın üzerinde mağazaları var.
Kısacası 2030 yılında kendi alanlarında ilk akla gelen üç markadan biri olma hedefleri doğrultusunda hızla ilerliyorlar...

Haberin Devamı

KÜÇÜK ADIMLAR, BÜYÜK HEDEFLER

Uzun yıllar önce sanayici, sonra turizmci ve iletişimci olarak tanıdığım Mustafa Ezici yaşamında yeni kararlar alıp Alanya’ya yerleştikten sonra tarım sektörüyle ilgilenmeye başladı. Yurtdışından mango fideleri getirip küçük üreticilerle iş birliği yaptı.
Ardından bu ürünleri internet üzerinden pazarlamaya başladı. Ve bu süreçte sebze ve meyvelerde kontrolsüz kullanılan tarım ilaçlarının insan sağlığına ne denli zararlı olduğuna yakından şahit oldu.

OSCAR’IN İNCİLİ’LERİ...

Marketlerde satılan birçok ürünü test ettirmeye başladı. Pestisit kalıntılarını açıkladı. Tek başına sivil toplum aktivisti gibi çalıştı. Sonunda sesini Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı’na da duyurdu.
Bakanlık yurtiçinde üretilen ve ithal edilen sebze ve meyvelerdeki pestisit kalıntısı limitlerini güncelledi, denetimlerini arttırdı. Kendisi de ‘alanyamangosu’ hesabından satışa sunduğu yerli ve ithal tüm ürünleri pestisit analizi yaptırdıktan sonra satışa sunuyor.
Mustafa Ezici’nin uzun vadede daha iyi anlaşılacak sağlıklı gıda için yaptığı çalışmaların yeme-içme kültürünün gelişmesine, tüketicilerin bilinçlenmesine katkısı büyük.

Haberin Devamı

OSCAR’IN İNCİLİ’LERİ...

Ancak sadece kendisi değil, Moskova’da turizm ve catering eğitimi alan Ukraynalı eşi Anastasiia da gastronomiyle ilgili projelere imza atıyor. Yerli somon havyarlarından annesiyle birlikte evde tuzlama yöntemiyle havyar yapıyorlar.
Somon havyarıyla ilk kez yıllar önce Oslo’da okurken tanışmıştım. Mersin balığından üretilen siyah havyardan çok daha makul fiyatlarda olan ama fiyattan bağımsız daha çok sevdiğim kırmızı havyarı yurtiçinde ve dışında hala nerede karşıma çıksa alırım.
Tereyağlı kızarmış ekmek üzerine koyup yemek bile başlı başına bir lezzet patlaması yaratıyor damakta ama havyar aynı zamanda çok iyi bir lezzet arttırıcı eşlikçi. Küçük bir kaşığı bile salata makarna ve ızgara balık gibi birçok yemeği başka boyuta taşıyor...

Haberin Devamı

OSCAR’IN İNCİLİ’LERİ...

Yazarın Tüm Yazıları