ÜLKEMİZDE, özellikle yaz aylarında, büyük bölümü turizm sektöründe olmak üzere çok sayıda yabancı çalışmaktadır. Böyle olunca bu kişilerin sosyal güvencelerinin de sağlanması gereği ortaya çıkmaktadır.
Geçmişte, 2003 yılına kadar, ülkemizde çalıştırılan yabancı işçiler hakkında sadece iş kazası, meslek hastalığı, analık sigorta kolları zorunlu olarak; malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ise isteklerine bağlı olarak uygulanmaktaydı. Ancak, bu tarihten sonra sözü edilen ayrım kalktı. Artık yabancı işçilerin sosyal güvenlikleri açısından bir Türk vatandaşından farkları kalmadı.
Yabancı sigortalı SGK’ya nasıl bildirilecek?
Yabancı işçiler de işe giriş bildirgesi ile SGK’ya süresinde bildirilecek. Bu bildirimin internetten yapılması zorunlu. Yabancılara da sosyal güvenlik sicil numarası verilmekte, fakat yabancı uyruklulara Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nce verilecek kimlik numaraları aynı zamanda bunlar için sosyal güvenlik sicil numarası olarak kullanılmaktadır.
Yabancılar için kesilecek sigorta primi
İster otel işyeri, ister eğlence merkezi olsun, çalıştırılacak yabancı uyruklu personel için tüm sigorta kolları primlerinin kesilerek SGK’ya ödenmesi gerekir. Yakın zamana kadar, yabancıların işsizlik sigortası kapsamında olup olmadıklarına, karşılıklılık ilkesi uyarınca sosyal güvenlik sözleşmesi yaptığımız ülkelerin vatandaşları olup olmadıklarına göre karar verilmekteydi. Örneğin; yabancı uyruklu personel sosyal güvenlik sözleşmesi yapmadığımız Irak, Rusya, ABD gibi ülkelerin vatandaşı ise bunlar için işsizlik sigortası primi kesilmiyordu. Dolayısıyla işsiz kalmaları halinde de işsizlik yardımı alamıyorlardı. Ancak, yapılan son düzenlemeler ile bu ayrımda sona ermiş bulunmaktadır. Artık yabancı uyruklu kimseler işsizlik sigortası dahil tüm sigorta kollarına tabi tutulacaktır.
Kız çocuğunun sağlık yardımı
Kız çocukların anne ya da babaları üzerinden sağlık yardımı alma usullerinde köklü değişiklikler oldu. Açıkçası hak kayıpları oldu.
Geçmiş dönemde kız çocukları çalışmadıkları, aylık ve gelir almadıkları müddetçe, yaşları da kaç olursa olsun anne ya da babaları üzerinden sağlık yardımı alabiliyorlardı. Ancak, bu durum Ekim 2008 itibariyle değişti. Bu tarihten sonra kız çocukları 18, lise eğitimi görüyorlar ise 20 ve üniversite eğitimi alıyorlar ise 25 yaşına kadar anne ve babaları üzerinden sağlık yardımı alabilecekler. Ancak, sözü edilen yaşların ikmali halinde artık anne ya da babaları üzerinden sağlık yardımı alamayacaklar.
Bu yaşların ikmal edilmesi durumunda, kız çocukları çalışmasalar, işsiz bile olsalar genel sağlık sigortası primlerini kendi ceplerinden ödemeleri kaydıyla sağlık yardımı alabilecekler. Bu konuda bir de geçiş hükmü bulunduğunu söyleyelim: Ekim 2008’den önce babası ya da annesi üzerinden sağlık yardımı alan ve yaşı da örneğin 32 olan bir kız çocuk, Ekim 2008’den sonra da "durumunda değişiklik" oluncaya kadar yaşı ne olursa olsun sağlık yardımı almaya devam edecek. Ancak, kız çocuk evlenirse, çalışmaya başlar ise artık kendi üzerinden sağlıktan istifade edecek. İşten ayrılsa ya da evlenip boşansa, dönüp tekrar da anne ya da babası üzerinden sağlık yardımı alamayacaklar. Zira, artık "durumları değişmiştir."