Paylaş
Perşembe gecesi, kâh Dan Brown’ın çok satan romanından uyarlanan film “Inferno”nun içinde, kâh İstanbul’un fetih zamanında, kâh 800’lerde Bizans’a misafir olmuş ve mermere adını kazımış bir Viking’in yanıbaşında dolaşır gibi, büyülü bir gezi gerçekleştirdik Ayasofya Müzesi’nde.
Sultanahmet’e gece çöktüğünde, tüm müzeler kapandığında, herkes evine çekildiğinde başladı macera...
19:30’da Ayasofya’nın dev kapıları tekrar açıldı.
1500 yıl boyunca farklı medeniyetleri bir arada hissettiren bu kutsal mekanda, Sacred7’ın önderliğinde ve Saffet Emre’nin güzel anlatımıyla, yaşadığımız zamanı unutarak bir yolculuğa çıktık.
1,5 saat boyunca Türkiye’den Osmanlı’ya, Bizans’a bildiğimiz İstanbul’un ötesine gittik.
Yabancı turist Türkiye’den elini eteğini çektikten sonra, tur şirketleri lokal turistlere yönelik farklı projelerle en azından iç turizmi canlandırmak istiyor.
Bu sebeple tüm girişimleri alkışlamak ve destek olmak şart.
Sacred7 ve Saffet Emre Tonguç işbirliğiyle gerçekleşen bu “Müzede Bir Gece” turu, Hotel Four Seasons Sultanahmet’te bir yemekle noktalandı. Elbette konumuz “Turizm nasıl toparlanacak” oldu.
Çok yakın yaşamadığım için yolum Sultanahmet üzerinden pek geçmez.
Perşembe günü, güzel bir sonbahar akşamı, normalde cıvıl cıvıl olan bir meydanda, turistlerin restoranları ağzına kadar doldurması gereken hareketli saatlerde, bir kişi bile yoktu. Çalışma saatleri dışında kimsenin olmadığı bir film seti gibi Sultanahmet Meydanı artık.
Haliyle buradaki işletmeler “batma sınırı”nda geziyorlar.
Cruise gemileri İstanbul’u duraklarından çıkardı, Kapalıçarşı’da 600 dükkan kapandı, tur rehberleri gezdirecek turist kafilesi bulamıyor, Sultanahmet civarındaki işletmeler kepenk indiriyor...
Bu esnada Yunanistan veya Hırvatistan gibi ülkeler, Türkiye’ye gelmeyen turisti çekiyor. Türkiye’nin alternatiflerine dönüşüyorlar...
Turizmciler, Türkiye’nin, artık ülkeye para bırakan nitelikli turistlerin uğrak noktalarından biri olmadığını üzülerek anlatıyor.
Her ne kadar ülkeye giriş çıkış yapan turist sayısını cilalı rakamlarla görüyor olsak da, bu yaratılan “Bir şey yok, her şey yolunda” atmosferi sadece sözde kalıyor.
Bir çözüm sunabilmek için önce şapkayı önümüze koyup gerçekleri konuşmak zorunda değil miyiz?
Kapanan işletmeler, uğramayan cruise’lar, bomboş bir Sultanahmet, kapanmış 600 Kapalıçarşı mağazası hiçbir şey anlatmıyor mu?
İyileşme yavaş olacak... Ama olacak...
Türkiye turizmi, zor bir dönemden geçiyor.
Four Seasons Sultanahmet’in Satış Direktörü Anet Altınman, turizmdeki bu havanın geçtiğimiz iki sene boyunca terör olaylarıyla başladığını, havaalanı saldırısı ve darbe girişimiyle
arttığını söyledi.
Four Seasons, Sultanahmet’e yıllar içinde katma değer sağlamış bir marka, şimdi de bu zor günlerde, bölgeye canlılık getirmek icin Türk turistlere yönelik yeni projeler geliştiriyorlar.
Sacred7 ve Saffet Emre Tonguç ile birlikte “Müzede Bir Gece” Ayasofya turunun yemeği veya Türkiye şaraplarını ihya eden Cheese&Cheers günleri gibi...
Türkiye turizminin toparlanması, eski
şaşaalı günlerine
dönmesi için biraz vakte ihtiyacımız olacak şüphesiz...
Genel olarak pek çok turizmci 2017’yi de gözden çıkarmış durumda.
Turizme üst üste vurulmuş ağır darbelerin sonrasında, iyileşmenin hemen olmayacağı konusunda herkes hemfikir.
2018’de belki yavaş yavaş toplanmaya başlayacağını söylüyorlar.
Güzel ülkemizde daha fazla acı yaşamayacağımız, siyasetçilerin bu yönde ilerlemeyi mümkün kılacak kararlar aldığı güzel günler görmeyi umut ediyoruz...
Paylaş