Güzel Gaziantep

TÜRSAB, Hürriyet ve Gaziantep Belediyesi’nin ortaklaşa düzenlediği “Gaziantep’i keşfet” gezimizin cuma aktarmaya başladığım ayrıntılarına bugün devam ediyorum...

Haberin Devamı

Gaziantep’i Türkiye şehirleri içinde özel yapan tek bir özelliğinin olmadığını, hem tarihi, hem gastronomi, hem de şehircilik özellikleri açısından hem bölgede, hem de Türkiye genelinde özel bir yeri olduğunu aktarmıştım.


Özellikle büyükşehirlerde, şehirleşmenin bizi en fazla üzen yönü, doğal olan dokuları koruyamamak. Bugün pek çok şehrin eski fotoğraflarına baktığımızda, doğal çizgisinin değiştiğini; el değmemiş, değmişse de betonlaşmamış, dokusu değişmemiş pek az alanın kaldığını üzülerek görüyoruz.


Kentsel dönüşümün yoğun olduğu yerlerde, bizi biz yapan şehir dokularının silinmesi, içinde büyüdüğümüz, bizi biz yapan şehir hafızasının yok olması en büyük şikayetimiz...


Gaziantep’te bu anlayışın tam aksi söz konusu. “Şehircilik” deyince işte bu yüzden Gaziantep belki de Türkiye’nin en bilinçli şehri.
Bu bilinç ise “şehir hafızası” denilen kavramın insanlık ve medeniyet için ne önemi olduğunu bilmekten geçiyor.

Haberin Devamı


Gaziantep’te büyüyenlerin ortak hatıraları, evlerinde “hayat” denen avluda yaşanan sıcak, ortak bir hayatın çevresinde şekilleniyor.
İster konu lezzet olsun, ister mimari, ister şehircilik, ister belediyecilik...


Farklı alanlarda Gaziantep için iş yapan herkes, büyüdükleri şehrin onlarda bıraktığı izin peşinde gidiyorlar.


Şehrin çeşitli bölgelerini ve mekanlarını ortadan kaldırıp yeniden yapmak değil, değerleri ortaya çıkarıp orijinal dokusuna göre bugüne uyarlamak tüm mesele...


Gaziantep’te doğan ve büyüyen Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, tarihi Bey Mahallesi ile ilgili olarak, “Bu tarihi evlerde ‘hayat’ denen bir avlu vardır. Bu evlerde, herkesin maaile bir arada yaşadığı, aynı zamanda bireysel alana da olanak tanıyan bir mimari altyapı, bir kültür bulunur” diyor. Sözleri doğrultusunda bugünün Gaziantep’ine baktığımızda, şehir hafızasına sadık kalınan, hatıraları yaşatan bir modern şehir görüyoruz.


İşte bana kalırsa Gaziantep’in en özel yanı bu.

 

Geçmişe sadık modern bir şehir

 

Haberin Devamı

1700’lerden kalma Aziz Bedros Kilisesi, bugün Ömer Ersoy Kültür Merkezi olarak kullanılıyor.


2005’te belediyenin yol açma çalışmaları esnasında keşfedilmiş, son olarak iplik fabrikasının deposu olarak kullanıldıktan sonra tamamen üzeri kapatılmış ve yol çalışmaları sırasında tesadüf eseri bulunmuş.


Kilisenin rölöve, restitüsyon ve restorasyon çalışmaları, Bey Mahallesi’nin Sokak Sağlıklaştırma Projesi ve eski Adliye Binası’nın Gaziantep Kültür ve Sanat Merkezi’ne dönüştürülme çalışmaları Gaziantep’te doğup büyümüş mimar Erden Güven önderliğinde gerçekleştirilmiş.


Tüm işlerinde ortak bir duygu ön plana çıkıyor:


Bölgenin ve yapıların orijinal dokusuna sadık kalarak en güzel biçimde yenilenmesi ve şehir hafızasının ihya edilişi...
Kuruluşu 1964 yılına uzanan Orkide Pastanesi’nin sahiplerinden Murat Özgüler, babaannesinin evindeki tatları anlatıyor bir sabah kahvaltısında. Büyüdüğü yerde, ilk hatıralarını oluşturan Gaziantep lezzetlerinden çıktığını anlatıyor yola...
Ve Bakırcılar Çarşısı...

Haberin Devamı


Çarşının içinde yürürken, bakır ustalarının çekiç sesleri arasında bir şehrin karakterini veren değerlerin yaşanan dönemden, zamandan bağımsız olması gerektiğini bir daha anlıyoruz...


Bakırcılar Çarşısı, tarihi bir değerin zaman erozyonuna uğramadan, doğal dokusunu değiştirmeden en iyi biçimde korunmuş örneklerinden biri...


Tüm bu mekanlardaki ve anlayıştaki ortak duygu tarihe, orijinalliğe, hatıralara sadakat...


İşte, tüm bunlar, binyıllar boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış tüm şehirlerde olmasını dilediğimiz yaklaşım...


TÜRSAB Genel Başkanı Başaran Ulusoy, “Yaşanmış, yaşanan, yaşanacak bir kent” diyor Gaziantep için.


Haklı. Satırlara, fotoğraf karelerine sığdıramadığım, tüm duyulara hitap eden ümit dolu, aydınlık bir hayat var Gaziantep’te ve hep olacak.

Haberin Devamı


En kısa zamanda gitmeli, yeniden görmeli...

Yazarın Tüm Yazıları